28 Nisan 2024, Pazar
spot_img

Hasarlı araç onarımına dikkat!

Bugün Türkiye’deki hasar kayıtlı veya daha önce bir şekilde kaza geçirmiş ve onarılmış 10 araçtan birçoğunun Euro NCAP veya diğer global kaza güvenlik testlerinden birine katılması halinde şasi güvenliğinde sınıfta kalacağına dikkat çeken RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Hasar almış araçların onarımı çok ciddi bir iştir. Bu yüzden Met Teknik Akademi çatısı altında Türkiye’de ve global çapta şasi-karoser onarımı eğitimleri veriyor ve bu konuyu çok önemsiyoruz. Söz konusu olan insan hayatı. Amacımız, aracınızın her zaman sizi ilk günkü gibi korumaya devam etmesini sağlamaktır.” dedi.  

Sıfır kilometre araçlarda devam eden tedarik problemleri ve hızla artan fiyatlar, tüketicileri ikinci el araçlara yönlendiriyor. Bu noktada araç satın alacak kişilerin hasar geçmişi olan araçlara dikkat etmesi önem taşıyor. 

Araç onarımında yapılan yanlış uygulamalara dikkat çeken RS Otomotiv Grubu, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Trafikte hali hazırda seyreden ve ticareti yapılan hasar kayıtlı ve hasar geçmişi bulunan otomobillerin birçoğunun can ve mal güvenliğini hiçe sayacak biçimde iptidai yöntemlerle onarıldığını belirten RS Otomotiv Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Üreticilerin onarımlarda tavsiye ettiği punta kaynağı, gaz altı kaynağı gibi metot ve teknolojilerin kullanımı, motorlu taşıtların dizayn edilme felsefelerine uygun biçimde güvenlik sunmaya devam etmelerini sağlarken ne yazık ki halen binlerce serviste oksijen kaynağı gibi kesinlikle kullanılmaması gereken eski sistemler kullanılıyor. 2023 model, son teknoloji aracınızla kaza yaptınız ve yetkili veya özel serviste onarıldı. Fabrikadan çıktığı yeni hali ile gerçekleştirilen kaza testlerinde 5 yıldız alan aracınız sizce tekrar 5 yıldız alamayabilir” dedi.

İptidai onarımlar can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyor

Gerek yetkili servislerde gerekse özel servislerde eğitimsiz personel, teknik ekipman yetersizliği ve maliyet kaygıları nedeniyle gerçekleştirilen iptidai onarımların otomobilin bir sonraki kazada aktif güvenlik unsurlarının çalışmamasına veya hatalı çalışmasına neden olduğunu aktaran Ünaldı, “Bu durum trafikte can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyor. Diğer yandan ikinci el araç satın alırken özellikle şasi kontrollerinin göz ve el yordamıyla yapılması, aracın kaza geçmişi hakkında doğru bilgiyi veremiyor.” açıklamalarında bulundu.

Üreticilerin belirlediği onarım standartları dikkate alınmalı

Otomobil üreticilerinin, üretimde kullandıkları ileri teknoloji ve metotların yanı sıra ürettikleri otomobillerin kaza sonrasında nasıl onarılacağına dair metot ve standartları da belirlediğini söyleyen Ünaldı, “Araçlar üretilirken şasi ve dış panellerde punta kaynağı, gaz altı (mag) kaynağı, lazer kaynağı, yüksek teknolojili kimyasallar ile birleştirme (yapıştırma), farklı perçinleme metotları ve bunun gibi çok özel teknolojiler kullanılır. Farklı dayanımda çelikler bu özel birleştirme metotlarıyla bir araya getirilerek yekpare bir şasi oluşturulur. Gövde tasarımında, aracın çarpışma simülasyonları ile neresinde hangi tip çelik kullanılacağı, hangi yöntem ile birleştirme yapılacağı hesaplanır ve gerektiği kadar mukavemetli kaynak yöntemleri uygulanarak çarpışma testlerinde en yüksek koruma sağlanmaya çalışılır” dedi.

Yüksek AR-GE ile üretilen araçlar basit yöntemlerle onarılamaz

Ünaldı, ülkemizde hala hiçbir üreticinin tavsiye etmediği, çok hızlı paslanmaya sebep olan ve aracın şasi dayanımını, koruyuculuğunu tamamen bozan oksijen kaynağı ile onarımlar yapıldığını belirterek “Üreticilerin tavsiye ettiği onarım metotları takip edilmeden gereğinden fazla mukavemetli ya da gereğinden az mukavemetli yapılan kaynak işlemleri sonucunda, araç tekrar bir kaza yapması halinde, katlanması gereken nokta katlanmadığı için darbeyi sönümleyememesi ya da katlanmaması gereken yerin ise bir kâğıt gibi katlanması ile darbe tek noktada yoğunlaşarak maalesef üzücü sonuçlar doğuruyor. Yüksek AR-GE ürünü otomobiller, basit yöntemlerle onarılamaz.” diye konuştu.

Yanlış onarılan araç en son model de olsa Euro NCAP’ten geçemez

Sadece geçen yıl TÜİK verilerine göre Türkiye’de 1 milyon 200 binden fazla trafik kazası meydana geldiğini söyleyen Ünaldı, “Bugün Türkiye’deki hasar kayıtlı 10 araç Euro NCAP’e veya diğer global güvenlik testlerinden herhangi birine katılsa çoğu, belki de hepsi şasi güvenliğinde sınıfta kalır. İşte bu yüzden araç hasar onarımı çok ciddi bir iştir. Bu nedemle Met Teknik Akademi çatısı altında hem Türkiye’de hem de global çapta vermekte olduğumuz şasi-karoser onarımı eğitimlerini önemsiyoruz. Söz konusu olan insan hayatı. Sektör çalışanlarının bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi konusunda öncülük etmeyi hedefliyor ve tüm sektör paydaşlarına çağrıda bulunuyoruz.” şeklinde konuştu. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER