3 Mayıs 2024, Cuma
spot_img

Mustafa Nazlıer : “Eksperden önce insanız”

Depremin ardından afetten etkilenen her şehrin harabeye dönüştüğünü söyleyen Ekol Ekspertiz Genel Müdürü Mustafa Nazlıer, “Görüşülen hiç kimse ile hasar veya sigorta poliçesi konuşulması olanaklı değil. Gördüklerimizi yok sayıp birkaç poz resim çekip para konuşamayız. Eksper değil önce insanız. Yol göstermek, bilgi ve tecrübeleri paylaşmak, sorunlara ortak olmak, gerçekleri usulünce anlatmak, zamana yayılacak bir dizi sorun ile yüzleşeceğimizi bildirmek gibi güç ve moral veren beraberlikler önemli. İnsanı kazanmak, kalplere dokunmak gerek.” dedi. 

6 Şubat ve sonrasında meydana gelen depremlerin ardından açıklamalarda bulunan Mustafa Nazlıer, depremin derin izler bıraktığını dile getirerek anlayış, hoşgörü, yardımlaşma ve destek olabilmenin önemine dikkat çekti. Nazlıer, bu dönem diğer zamanlardan biraz daha fazla insan olabilmenin önemli olduğunun altını çizerek “Para ile alınamayacak çok daha değerli olan şeylerin öne çıktığı ve yoğunlaştığı bir dönemdeyiz.” dedi. 

Zaman hasar ve sigorta poliçesi konuşma zamanı değil

Katastrofik bir olay yaşandığını aktaran Nazlıer, “Dünya tarihinde kayıtlara giren en etkili doğa olayı bir afete yol açmış. Yıllarca süren savaşlarda ortaya çıkan can kaybının ve yaralanmaların tamamı tek bir gecede 11 ayrı şehirde gerçekleşmiş. Gidilen her şehir yıkım içinde, harabe. Görüşülen hiç kimse ile hasar veya sigorta poliçesi konuşulması olanaklı değil. Herkes en az birkaç kişi kaybetmiş. Ailesi, akrabaları, komşuları, eşyaları, anıları ve daha neler neler. Hepsi bir gecede yok olmuş. Eksper değil önce insanız. Gördüklerimizi yok sayıp birkaç poz resim çekip para konuşamayız. Ayrıca sigortalıların hiçbirisi para istemiyor. Yol göstermek, bilgi ve tecrübeleri paylaşmak, sorunlara ortak olmak, gerçekleri usulünce anlatmak, zamana yayılacak bir dizi sorun ile yüzleşeceğimizi bildirmek gibi güç ve moral veren beraberlikler inanılmaz önemli. İnsanı kazanmak, kalplere dokunmak gerek.” diye konuştu. 

Sigorta sektörünün bu süreçte kendi çalışma yapısına özgün biçimde davrandığını aktaran Nazlıer, “Sektör, olayları anlamak, sonuçlarını değerlendirmek, reasürörleri bilgilendirmek, çalışma yöntemleri belirlemek ve insan kaynaklarını yönlendirmek gibi gereklilikleri sağlamaya çalışıyor.” dedi. 

Münferit bir iş değil

Nazlıer, eksperlerin ölçmek, maliyetlendirmek ve sebep sonuç ilişkisini kurmak zorunda olduğunun altını çizerek “Münferit bir iş değil. 11 ilde sayısız iş var. Hasarlı yapılardan cesetler taşınıyor. Bazı sigortalılar cenazelerini defin ediyor. Bu esnada tüm dosyalarda muallâk tutar, tüm teminat gruplarında oluşan toplam zarar, brüt hasar, kaosürans ve muafiyet tenzil edilmiş hasar, kurtarma ve önleme seçenekleri ile maliyetleri ve yaratacağı sonuçlar, güçlendirme ve maliyet kıyaslama ve tam ziya ve kısmi hasar senaryoları konularda gelen talepler ile bunların dışında broker ve acentelerin hızlı geri bildirim istekleri ve TSB’nin detaylı bilgi talepleri oluyor. Aralarda sigortalıların haklı talepleri de oluyor ancak cevaplanmasında güçlük çektiğimiz acı gerçekler var.” açıklamalarında bulundu. 

Eksperler tek ziyaret ile tüm zararları eksiksiz tespit edemez

Sürecin uzun olacağına vurgu yapan Nazlıer, “Bunu sigortalıların anlaması zor olabilir. Sigorta sektörünün anlaması daha kolay. Bir optimizasyon gerekli. Böyle olmaz. Tek bir il veya ilçede oluşan bir hasar, tek tip bir hasar, direkt veya dolaylı tek bir kayıp incelenmiyor. Hiçbir desteğin alınamadığı bir ortamda kimse kendi hasarını ölçemez ve eksperler tüm branşlarda tek ziyaret ile tüm zararları eksiksiz tespit edip bildiremez. Bu baskı, hataya ve sistem içinde yer alan tüm taraflarda gerilime yol açar. Deprem olduktan sonra asıl sorunlar ile yüzleşilir. Deprem oluşumu kolay anlaşılır ve kabul edilir. Depremi takip eden her gün yeni bir durum ortaya çıkar ki bu deprem değil depremler fırtınası. Hasar sabah hafif tanımlıdır öğleden sonra tam ziya olabilir. Sağlam görünen bina sonradan yıkılabilir. Deprem sonrası mal kurtarmak için binaya giren birçok insan artçı depremde canlarını kaybetti. Değer mi? Eksperler binalara giremez. Sigortalılara içeri girip kurtarın diyemez.” ifadelerini kulandı.

Hukuki sorumlulukların dışında insani yükümlülüklerimiz var

Nazlıer, hukuki sorumluluklar dışında insani yükümlülüklerinin de olduğuna dikkat çekerek “Teminat ve tazminat sınırı olan zorunlu sigortalarda tam zayii binalar kesinleşmişken dosyalarını değerlendirip kapatmanın bile mümkün olmadığını gördük. Avans ödemesi yapılabiliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ağır hasarlı demiş. Sigortalının 1 ay itiraz süresi var. 2. değerlendirmeye dava açma süresi 1 yıl. Otorite kararını yok sayamayız.” açıklamalarında bulundu. 

İktisadi hayatın bir an önce başlaması lazım

Şehirlerde hayata dönüş için iktisadi hayatın bir an önce başlaması gerektiğini söyleyen Nazlıer, “Demografik yapının korunması için işletmeleri çalıştırmak öncelik olmalı. İşletmelerde onarımı kimin neyi nasıl yapacağı ve bunların maliyetleri ve süreleri önemli. Teminat nasıl çalışacağı ve tazminatın ne olacağı da. Hasar eşittir tazminat değil. Deprem ekonomisi oluştu. Fiyatlar uçuyor. Eksik sigorta var. Koasürans ve muafiyet sonrası çıkan tazminat ile sigortalıya nasıl yön verilebilir ki? Poliçeler ayni tazmin yapmıyor. Nakdi tazmin sorumluluğumuz var. Hesaplamaları doğru yapmak için zamana ve bilgiye ihtiyaç var.” dedi. 

Eksper her derde deva da olmaz

Nazlıer, olması gereken her şeyin olması gerektiği gibi yapılmadığı için bu kadar ağır bedeller ödendiğini ifade ederek “Aynı şekilde davranmaya devam edilmesini anlamak gerçekten çok güç. Bu kadar kısa sürede bu kadar ağır hasarlar için talep edilecek bilgilere en hızlı cevabı falcılar veya din tüccarı hocalar verir. At yarışı oynamak ile ön değerlendirme yapmayı aynı tutamayız. Aspirin eksper her derde deva da olmaz.” şeklinde konuştu. 

İnsan her şeyin ölçüsüdür

Herkesin birbirini iyi anlaması gerektiğini vurgulayan Nazlıer, “Herkes kendisi açısından doğru olanı yapıyor ama ortak olunan sorun bu işleyişe izin vermez. Bunu en iyi anlatan Protagoras’tır. M.Ö.481 yılında, Yunanistan’ın Abdera şehrinde doğmuş, Perikles’e danışmanlık yapmıştır. Leukippos’un öğrencisi olarak yetişmiştir. Felsefesi ise; “İnsan her şeyin, var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının, ölçüsüdür” şeklindedir. İnsan her şeyin ölçüsüdür sözünü Protagoras söylemiştir. Çünkü ona göre birisi için doğru olan şey başkasına göre yanlış olabilir yani insandan insana göre her şey değişebilir. Yani bir şey kendiliğinden iyi ya da kendiliğinden kötü değildir, o şeyi iyi ya da kötü yapan insanlardır. Sabah kahvesi ile kendi işi için soru soran kişi doğru olanı yapıyordur ve haklıdır. Deprem bölgesinde, insani ihtiyaçların hepsinden uzak, tamamen enkazlarda çalışan, süreci yönetmek için tüm taraflara yetişmeye çalışan, araçlarda yatıp kalkan eksper de doğru olanı yapıyordur.” dedi. 

Sigorta sektörü deprem ile yeni yüzleşecek

Katastorfik hasarların böyle sürdürülmeyeceğinin altını çizen Nazlıer, “Sigorta sektörü de deprem ile henüz yeni yüzleşecek. Bilinen tüm depremlerden farklı zor günlerdeyiz. Herkesin vizyonu, bakış açısı ve iş yapma şeklini bu durum geçene kadar değiştirmesi gerekecek. Biraz daha zaman lazım. Deprem mart ayı itibarıyla henüz yeni başladı. Deprem sonrasında yapılan veya yapılmayanların sonuçlarından sorumlu olacağız. Daha sakin, anlayışlı ve en erken orta vadeli düşünmek gerekiyor. Ancak zor olacağı kesin. Bir otel, fabrika, enerji santrali, AVM, hastane v.b gerçek zararını bulmak için kaç kişi ne kadar sürede hasarını inceleyebilir? HES santralinin ileti kanalı 16 km, yürüyerek 1 gün sürüyor. Sigortalıların çalışanları canlarını kaybetmiş. Çoğu işe gelmiyor, şehri terk etmiş. Sigortalı, hasarını nasıl inceleyip bulsun? Fabrika 40.000 m2. Yürüyerek gözlemsel inceleme 1 gün sürüyor. Şehir dışından hizmet sunma taahhüdü olanların hepsi ticari. Akıl dışı fiyatlar veriyorlar. Firmaların çalışacak personelleri için konaklama ve yaşam alanı yok. Aylar sürecek işler için her tesis bir şantiye olacak. Hasarını incelediğimiz tesise ikinci ziyaretimizde yan tesiste çökme oluyor ve insanlar ölüyor. Tam bu arada bir sigortalı telefon ile arayıp günlerdir sizi bekliyoruz neredesiniz diyor. Herkese kolaylıklar diliyorum, zorlanacağız. Gerçek sigortacı olacağımız master programı ve bitime tezinin tam ortasına düştük. Bir daha böyle bir olay ile de karşılaşılmayacak. Umarım hiç olmaz.” ifadelerini kullandı. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER