6 Mayıs 2024, Pazartesi
spot_img

Güçlü bir sigorta sektörü,ülkenin ekonomik gücünü de artırır

Türkiye Sigorta Birliği, eylül ayının son haftasında yoğun bir katılımla gerçekleşen 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin ardından sonuç bildirgesi yayımladı. Doğal afetlerin, toplumlar için büyük çaresizliklere yol açtığına ve sigortalılık oranlarının artırılması gerektiğine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde “Güçlü bir sigortacılık sektörü, ülkenin genel ekonomik gücünü önemli ölçüde artırabilir” denildi.

  1. Sigorta Haftası kapsamında Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından organize edilen 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi 25-26 Eylül 2023 tarihinde yoğun bir katılımla İstanbul’da gerçekleştirildi. İki gün boyunca deprem felaketlerinin ve doğal afet risklerinin sigorta sektörüne etkileri yerli ve yabancı uzmanlar tarafından tartışıldı. Zirvenin ardından Türkiye Sigorta Birliği tarafından bir sonuç bildirgesi yayımlandı. Sonuç bildirgesinde doğal afetlerin, toplumlar için büyük çaresizliklere yol açtığına, afetlere karşı nasıl mücadele edileceğine ve sigorta sektörünün rolüne dikkat çekildi. “Özellikle 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremler, hem ülkemiz hem de sigorta sektörü için afetlerle başa çıkmada sigorta sektörünün önemli bir işlevi olduğunu göstermiştir. Bu deneyimler, sigorta sektörünün afetlerle mücadeledeki önemini vurgulamaktadır” denilen Zorunlu Deprem Sigortası’nın yanı sıra sigorta şirketleri tarafından sunulan deprem teminatlı sigorta poliçelerinin, yaşanan deprem felaketinin etkilerini hızla hafifletmeye çalıştığını ancak, Türkiye genelinde hem Zorunlu Deprem Sigortası hem de diğer sigorta alanlarında hala istenen düzeye ulaşılamadığına vurgu yapıldı. “Bu durum daha fazla çaba göstermeyi gerektirmektedir” denilen sonuç bildirgesinde afetlere karşı direncin sigorta sektörü ile artırılabileceğine dikkat çekildi.

Sigorta primlerinin GSYİH’ye oranı yüzde 1,9’a çıktı

Türkiye’de 73 sigorta, emeklilik ve reasürans şirketini bünyesinde bulunduran TSB’nin, sadece şirketlerin değil aynı zamanda Türkiye’de sigorta ekosisteminin de sorumluluğunu taşıdığı belirtilen bildirgede şöyle denildi: “Güçlü bir sigortacılık sektörü, ülkenin genel ekonomik gücünü önemli ölçüde artırabilir. 2023 yılının ilk altı ayında sigorta sektörümüz, 211 milyar TL prim üretimi ve 90 milyar TL hasar ödemesi gerçekleştirmiş olup, GSYİH’nın 24 katı kadar bir teminatı sigortalılarına sundu. Son dönemde ülkemizde sigorta primlerinin GSYİH’ye oranının yüzde 1,9’a çıkmış olması sevindirici bir gelişmedir. Ayrıca, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 658 milyar TL’nin üzerinde fon birikimi ile ekonomiye önemli bir katkı sağlamaktadır. Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan tamamlayıcı emeklilik sistemi, katılım sigortacılığı, doğal afetlere karşı daha fazla sigorta güvencesi sunulması ve bina tamamlama sigortası gibi konular da sektör için önem arz etmektedir.”

KOBİ’lerin sahip olduğu sigorta ürünlerinin artırılması gerekiyor

Sigorta sektörünün öncelikli gündem maddelerinin sürdürülebilirlik ve paydaşlara değer katan bir sektör oluşturmak olduğu belirtilen bildirgede, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından piyasa disiplinini korumak amacıyla çeşitli uygulamalar hayata geçirilirken ve sektörün kronik sorunlarına yapısal çözümler aranmaktadır. Trafik sigortalarında serbest tarifeye geçiş hedeflenmektedir, ancak sistemi düzenlemek için havuz sistemi sürdürülmesi taraflar açısından önemlidir. Ayrıca, beklenen Marmara depremine hızlı bir şekilde hazırlık yapma gerekliliği çok önemlidir. KOBİ’lerin sigorta kullanım oranları oldukça düşüktür, bu yüzden özellikle KOBİ’lerin sahip olduğu sigorta ürünlerinin artırılması gerekmektedir” denildi.

Afet yönetimi yol haritası büyük bir öneme taşıyor

“İklim değişikliği nedeniyle oluşan katastrofik riskler dünya genelinde ciddi hasarlara yol açmaktadır. Bu nedenle afet sigortasını içeren afet yönetimi yol haritası büyük bir öneme sahip” denilen bildirgede “DASK kapsamındaki sigortalı sayısı 11.7 milyona ve payı da yaklaşık yüzde 59’a ulaştı. DASK poliçesinin diğer afetleri de kapsayacak şekilde genişlemesi söz konusudur. Ayrıca Uzun Süreli Bakım Sigortası (Sağlık Sigortası) ile yapı sigortalarının da geliştirilmesi hedeflenmektedir” vurgusu yapıldı.

Sigorta yaptırmayı teşvik edici uygulamalar yapılmalı

Afetlerin boyutları açısından meydana gelen hasarın sadece kamu kaynakları ile gidermenin günümüzde mümkün olmadığı kaydedilen sonuç bildirgesinde, kamu ve özel sektör iş birliklerinin önemine dikkat çekildi. Sonuç bildirgesinde bu konuda şu bilgilere yer verildi: “Afet öncesinde kamu desteği ile sigortalı sayısını artırmak, olası bir afet sonrasında kamunun üzerindeki yükün hafiflemesini sağlayacaktır. Yurt dışı örneklerinde olduğu gibi insanları sigorta yaptırmaya teşvik etmek için konut sigortası yaptıranlara emlak vergisinde ufak bir indirim yapmak bu durum için örnek olarak verilebilir. Ayrıca cari işletmelerde sigortalı işletme sayısını artırmak için zorunlu sigorta uygulamaları gibi uygulamalarda yapılabilir.”

Sigortacılar hangi bölgelerin yüksek riskli olduğu konusu ile ilgili kamu otoritesini uyarabilir

“Afetlere karşı dirençli olmak diğer önemli bir konu başlığıdır. Sigortacılar; hangi bölgelere, hangi tarz binaların yapılacağını tespit etme hususunda kamu otoritesine destek olabilir. Kamu otoritesi hangi seviyede bir dirençliliğe ihtiyaç olduğunu tespit edip, ona göre hareket edebilir” mesajı verilen bildirgede şöyle denildi: “Sigortacıların, felaketlerin etkilerini azaltma rolü bulunmaktadır. Afetlerden sonra yapılan ödemeler insanları, işletmeleri ayağa kaldırmakta ve iş sürekliliği sağlamaktadır. Yapılan çalışmalar felaket öncesi yapılan her 1 dolarlık yatırımın, felaket sonrası yapılan her 5 dolarlık harcamayı engellediğini ortaya koymaktadır. Sigorta şirketleri deprem riski, sel riski vb. risklerin yüksek olduğu yerleri tespit ederek, neler yapılması gerektiğini tespit edebilirler. Hangi bölgelerin yüksek riskli olduğu konusu ile ilgili sigortacılar kamu otoritesini uyarabilir. Sigortacılar, finansçılar, hükümet, belediye, inşaatçılar hep birlikte yatay bir şekilde çalışarak sigortacıların risk anlayışını ve uzmanlığını göz önünde bulundurarak iş birliği yapmalıdır.”

Doğal afet risklerini yönetmede parametrik sigortalar önem arz ediyor

Deprem başta olmak üzere doğal afet risklerini yönetmede parametrik sigortaların önem arz ettiğini vurgulanan sonuç bildirgesinde “Sigorta ürünlerine sadece erişilebilirlik değil aynı zamanda ürünlerin makul fiyatlı olması da lazım. Dijital dönüşüm afet hasarları sonrasında süreci hızlı ve etkin bir şekilde yönetmek için önemli bir konu. Doğal afet riskleri konusunda proaktif olmak ve süreci şeffaf bir şekilde yürütmek konunun tüm paydaşları açısından önemli bir husus. Ayrıca olası deprem ve diğer doğal afet risklerine karşı acil eylem planlarını oluşturmak önem arz etmektedir. Deprem riskine karşı dirençli, güvenli şehirler oluşturmak ve riskleri doğru yönetebilmek için sigorta sektörünün kullanabileceği potansiyel bazı araçlar; afet sigortası, mesleki sorumluluk ve bina tamamlama sigortası, bina güçlendirme odaklı risk transfer ürünleri, doğal afet bonoları ve parametrik sigorta ürünleri şeklinde sayılabilir. Bu nokta veri toplama sistemlerinin ileri teknoloji kullanılarak geliştirilmesi ve afet müdahale sistemleri de sigorta sektörüne deprem risklerini yönetme hususunda destek olabilecek hususlardır” denildi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER