30 Nisan 2024, Salı
spot_img

Falcılara para ödeyen akıl, sigorta primi ödemiyor

SİGORTAMEDYA / MUSTAFA NAZLIER

Astrologların her dediği oluyor. Babavanga’nın Kehanetlerini takip ediyoruz. Bunlar da bir çeşit risk anlatımı. Kanıtlanamasa da öngörü paylaşımıdır. Tüm insanlık tarafından da ilgi çekici bulunup dikkate alınmaktadır. Sigortacıların emek verdiği bilimsel risk analizleri, tanımlamalar ve tahminleri bu kadar ilgi görmüyor. Sigorta sektörü korku satmıyor; güven satıyor. Ne olacağını söylemek ile o olduğunda ne yapacağını taahhüt etmek arasındaki farkı, insanlık ilginç ve ironik biçimde farklı değerlendiriyor. Falcılara para ödeyen akıl, sigorta primi ödemiyor. Korku ve merak, akıldan üstün gelebiliyor.

Ne diyorlar? Salgın hastalık, kıtlık, nükleer savaş, küresel ısınma, dünya savaşları, depremler, afetler v.s… Küresel risk raporları da aynılarını yazıyor. Astrologlar, kahinler ve risk yöneticileri 2023 için hep beraber aynı şeyleri söylüyor ise artık tahminde bulunmak yerine tedbir almaya başlamak gerekmez mi? Evet hiçbir şey iyi olmayabilir, ama onu biz iyi hale getirebiliriz.

Hiç bir şey beni yolumdan etmedi!

Che Guevara’nın söylemi kulağa hoş geliyor: “Belki hiçbir şey yolunda gitmedi; ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi! Hayatta öyle seçimler yap ki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin…Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile vicdanına hesap vermekten kurtulursun” demiş ve güzel de söylemiş.

Covid sonrası hiçbir ülke ve sektör başarılı geri dönüş yapamadı.  Bir planlama olmadığı için hazırlıksız başlanan geri dönüşlere, spontane gelişen çözüm önerileri ile tutunmaya çalışıldığı açık. Küresel sorunlar zinciri içinde bir parçayız.  Jeopolitik konum dışında yaşam biçimi, eğitim ve kendine özgün toplum modelimiz ile sürekli değişen gündem içinde savruluyoruz.

Sigorta sektörü olarak geleceği öngörme alışkanlığı ve bunu bir meslek olarak yapıyor olmak sanırım ayrıcalık. Kahinlerden veya astrologlardan duymaya gerek kalmıyor. Zor bir yıl ve takip eden daha zor yıllara giriyoruz. En kısa plan, 3 yıllık olmalı diye düşünüyorum. Geri gitmeden ayakta kalan çok daha başarılı çıkacak. Sürekli artan ve çeşitlenen risk yoğunluğu içinde her zaman çözüm üretebilen sektör diğer dünya pazarlarına göre çok daha güçlü durumda ve daha da güçlü çıkacaktır.

SEDDK yönetimi umut veriyor

SEDDK’nın değişen yönetimi hepimize umut ve güç katıyor. Yeni dönem yeni sorunlar kadar yeni çözümler de getirecektir. Düzenleme alanında acil ve yoğun olarak değişimler olacaktır.

Özellikle son 10 yılda satışın çok öne çıktığı bir pazar oluştu. Satış konusunu, sigorta sektörünün en önemli sorunu olarak görüyorum. Satış kaygısı ve rekabet kural ve yasa tanımayan, acımasız ve hesapsız bir pazar yarattı. Risk analizi, teknik ve hukuk tamamen yok sayıldı. Artan primlere bakarken artan hasar ve maliyetler ile diğer giderler göz ardı edildi. Sektör sürekli artan yüklerin altında ezilip kaybolurken, Covid aidiyet duygusunu ve diğer tüm alışkanlıkları yok etti. Bu süreçte insan kaynakları sorunlarının derinleştiğine tanık olduk. Sadece sigorta sektöründe değil tüm dünyada özellikle hizmet sektöründe işten ayrılmalar, mutsuzluk, iş değiştirme ve isyana dönüşen tepkiler hızla yayıldı. Sigorta sektöründe Covid döneminin yansıması olarak bakıldığında; kaza branşı kârlılığı aldatıcı etkisiyle herkesi ters köşe yaptı.  Savaşlar ve jeopolitik sorunların tedarik zincirine olan olumsuz etkisi, üretim ve lojistik bakımından görülmemiş değişimlere yol açtı. Dünya ticaret savaşlarının da katkısı ile kusursuz fırtına yeni başlıyor.

Orta vadeli planlara ihtiyaç var

Seçim sonuçları ile ilgisi olmayan küresel sorunları kısa sürede aşamayacağımıza göre en az orta vadeli planlara ihtiyaç var. Yeni pandemiler de olasılıklardan. Tüm bunlar yaşanırken Covid, evden çalışma vs. her ne olur ise olsun acentelerin her koşulda üretim kaynağı olarak rakipsiz olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu. Yapay zekâ, dijital dünya veya benzer gelişmeleri yorumlayan acenteler durumu kendi lehlerinde kullanabildiklerini gösterdiler.  

Sigorta sektörü olarak; reasürör, sigorta şirketi, broker, acente ve eksperler dahil diğer paydaşların tamamının tek müşterisi SİGORTALIDIR. O olmadığında hiç birine gerek kalmıyor. Hukuk ta bunu bilerek tüketiciyi tek müşteri “sigortalıyı” koruyan yasal düzenlemeler yapmış. Ancak, sigortalının asıl ihtiyacı risk öncesinde doğru ürün almak, risk gerçekleştiğinde de doğru hizmet almaktır.

Hasar sigortalının zararının karşılanması dışında hiç kimse için zenginleşme ve kazanç fırsatı değildir. 2023 yılına başlarken son yılların en büyük zararını açıklayacak olan sigorta sektörünün toparlanması birkaç yıl sürebilir. Bu durum yurtdışı pazarlar içinde geçerli. Reasürans ve yenileme döneminde yaşananlar her bakımdan geleceği açıklıyor.

Diğer taraftan; küçülme dışında ocak ayından itibaren EYT ile ciddi bir işten ayrılma yaşlanacağı kesin. En çok ihtiyaç duyulan şey; bilgili ve tecrübeli çalışan kişilere ulaşmaktır. Covid eğitim ve gelişmede kopukluk yarattığından daha çok dijitalleşme ile açıkları kapatmak, yapay zekâ uygulamaları ve diğer seçenekleri kullanmak kaçınılmaz.

Bu kadar olumsuz görünen durum, yeniden başlamak için tüm tarafları hiçbir ayrım yapmadan en doğruyu, en iyi olanı ve kusursuz olanı yapmaya zorlar. İyi bir başlangıç için hazırlıklıyız.

Che Guevara’nın dediği gibi, “Belki hiçbir şey yolunda gitmedi; ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi.” 2023’ten başlayarak öncekilerden çok daha güzel yıllar diliyorum…   

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER