2 Mayıs 2024, Perşembe
spot_img

“Eksper alımı ihtiyaç değil zorunluluk”

En son eksper alımının 2010 yılında gerçekleştiğine dikkat çeken Sigorta Eksper Asistanı Özgür Budak,  “12 yıllık süreçte eksper alımı yapılmadı. 12 yıl boyunca geleceğini göremeyen kişiler olarak çalıştık. 2019 yılından beri eksper asistanları olarak bu konuyu duyurmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Geldiğimiz noktada durum ihtiyaçtan çıkıp zorunluluk haline geldi” dedi

Türkiye’de son 12 yıldır eksper alım sınavı yapılmıyor. Sigorta poliçesi adedi ve hasar sayısına karşın yetersiz kalan eksper sayısı sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Öte yandan eksper bürosu çalışanları mesleklerini yapabilmek ve geleceklerini planlayabilmek adına eksper alım sınavının zorunlu olduğunu düşünüyor. Sigortamedya’nın YouTube kanalı Sigorta Ekranı’na konuk olan Sigorta Eksper Asistanı Özgür Budak, eksper asistanlığı ile ilgili bilgiler verdi. Eksper alım sınavı hakkında görüşlerini de paylaşan Budak, iş süreçleri ve mesleki zorluklar hakkında da açıklamalarda bulundu.   

Eksper alımı zorunluluk haline geldi

2009 yılında alınan kararla yapılan iki ayrı sınavla toplamda 1004 eksper alımı yapıldığını belirten Budak, “Son eksper alımı 2010 yılında gerçekleşti. 12 yıllık süreçte eksper alımı yapılmadı. 12 yıl boyunca geleceğini göremeyen kişiler olarak çalıştık. 2019 yılından beri ben ve arkadaşlarım bu konuyu duyurmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sosyal medyayı kullanarak bir araya geldik belli hareketler yaptık. 2019 yılında ilk haberimiz Sigortamedya’da çıktı. Ama geldiğimiz süreçte bu durum ihtiyaçtan çıkıp zorunluluk haline geldi” dedi. 

Budak, sigorta eksper bürolarında çalışan çok sayıda eksper asistanının gelecek göremediği için işinden ayrılmak zorunda kaldığını dile getirerek bu durumun kalifiye eleman ihtiyacını arttırdığını da söyledi.

Geçtiğimiz hafta TOBB sigortacılık bünyesinde sigorta eksperlerine yönelik değer kaybı formülasyonu ile ilgili bir toplantı yapıldığını aktaran Budak, “Toplantı sonrası 2022 yılında sınav açılacağına dair bir duyum aldık. Henüz resmi bir açıklama yok ancak bu bile bizim için bir umut ışığı oldu” şeklinde konuştu.

Eksper alım sınavının belli bir düzene oturması gerek 

Eksper alım sınavı yapılması halinde eksper asistanları olarak bazı beklentileri olduğunu ifade eden Özgür Budak, “Diploma şartı ne olacak, adet kaç olacak, hangi süreçte olacak, nasıl bir süreç izlenecek belli değil, açıklanmasını bekliyoruz. Sektöre yeni girecek insanlarla, 5000 saat ve üstünde çalışmış ve bu sektörün zorluklarına göğüs germiş insanların aynı şartlar altında sınava girmesinin önlenmesini istiyoruz. İki ayrı sınav olabilir, sınav içinde bize muafiyet tanınabilir. Çünkü şu anda diğer konularda çalışmış yeni mezun birinin genel kültür ve yetenek unsurlarına hâkimiyeti bizlerle eşit düzeyde değil. Bu yüzden bu noktada pozitif ayrımcılık talep ediyoruz” dedi. 

Budak, tüm bunların ötesinde sınavın belli bir düzende olmasının her şeyden önemli olduğunun altını çizerek, “Mevcut düzenlemeye göre hazine ve maliye bakanlığının kararıyla eksper alımı yapılıyor. Yani ihtiyacı olduğuna karar veren kamu otoritesi istediği zaman bu sınavı açabilir gibi bir durum var. Bu da bir dengesizlik yaratıyor. Bunun belli bir periyoda oturması gerekiyor. Şu an bizim elimizde toplam açılmış hasar sayısı, toplam açılmış eksper sayısı gibi net veriler olmadığı için ‘3 yılda bir 100 kişi daha katılsın’ gibi bir şey söyleyemiyoruz. Bunların hepsi kamu otoritesi tarafından belirlenecek unsurlar ve belli bir yasal düzenleme içinde hareket edilmesi gerekiyor. 12 yıllık süreçte bunların mücadelesini verdik ve gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Bu eğer belli bir düzende olursa öngörülebilirlik olur. Bundan sonra sektöre girecek insanlar da bunun bilincinde olur ve buna göre hareket edip gelecek planı yapabilirler” şeklinde konuştu. 

Mesleki tanımımız yok

Budak, sigorta eksper asistanının genel bir tanımla eksper bürosunda çalışan ve sigorta eksperine yardımcı olan personel olduğunu söyleyerek, “İhbar alış sürecinden gün içindeki ekspertiz programını planlamaya, raporlamadan raporların sistemlere aktarılmasına kadar tüm süreçte aktif olarak yer alıyoruz” açıklamalarında bulundu. 

Buna karşın, sigorta eksper asistanlığının mesleki olarak resmi bir tanımı olmadığına dikkat çeken Özgür Budak, “Acentelerde çalışan arkadaşlarımız teknik personel olarak geçiyor, onların sertifikasyonu var ama biz bir mesleki tanımımız olmadığı için süreç içinde ikinci ya da üçüncü aktör olarak yer alabiliyoruz” dedi.

Özlük hakları için mesleki tanıma ihtiyacımız var

Programda özlük haklarıyla ilgili de görüşlerini aktaran Budak, eksperlik mesleğinin mutat bir meslek olduğunu söyleyerek, “Burada sınırsız sorumluluğu olan kişi sigorta eksperi. Bize bir sorumluluk ya da iş yüklenemiyor. Bu yüzden de bizim herhangi bir meslek grubundaki çalışanlardan farklı bir korumamız yok. Özlük hakları olarak da çalışma şartları olarak da normal iş hukuku üzerinden değerlendiriliyoruz” açıklamalarında bulundu. 

Budak, özlük hakları alanında mesleki tanımlarının tam olarak yapılarak sertifikasyona tabi olmaları gerektiğini ifade ederek, “Sigorta eksper asistanı, sigorta eksper raporu ya da sigorta eksper sekreteri gibi binlerce ismimiz var ama resmi olarak baktığınızda büro personeliyiz ve adımız sanımız yok. Mesleki tanımımız olursa özlük haklarının da düzeleceğini düşünüyoruz” dedi.

Çalışma şartlarımız zor

Budak, uzun süredir değişmeyen eksper sayısı nedeniyle sektörden ayrılanlar ve emekli olmak zorunda olanlarla beraber eksper sayısında bir düşüş olduğuna dikkat çekerek, “2010 yılında sınavdan sonra 1800 olması öngörülen eksper sayısı şu anda 1200’ler civarında. Bu iş alanımızı da daraltmış durumda. Bazı şehirlerde sigorta eksperi bulunmuyor. Saat mefhumu olmadan çalışıyoruz” diye konuştu 

Sigortalılarla hasar sonrası görüştüklerini belirten Özgür Budak, “Biz zorlu süreçlerle muhatap olan çalışanlarız. Sigortalılarla iletişime geçtiğimizde bir hasar ya da maddi- manevi bir kayıp yaşamış oluyorlar. Yani zor günlerinde ilk muhatap oldukları kişileriz. O da belli zorlukları getiriyor tabii ki. Bunlarla mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.  

Ekspertiz ücret tarifesi tatmin edici değil 

Eksper asistanları olarak ücret tarifesinin açıklanmasını beklediklerini söyleyen Budak, sigorta eksperlerinin gelir artışlarının ya da iş yapış şekillerinin kendilerini direkt etkilediğini söyledi. Özgür Budak, eksper ücret tarifesindeki yüzde 36 civarındaki ücret artışının enflasyon ortamı dikkate alındığında pek tatmin edici olduğunu düşünmediğini aktararak, “Eksperler kanalında da olacağını düşünmüyorum. Aynı zam oranının bize de yansıyacağını düşünürsek bizim için de pek tatminkâr olmayacak” dedi. 

Kendi imkânlarımızla eğitim alıyoruz

Özel ya da resmî kurumlardan eğitimler alarak kendilerini geliştirmeye çalıştıklarını dile getiren Budak, “Meslek tanımımız olmadığı için bize özel bir eğitim ya da bilgilendirme olmuyor genelde. Biz yönetmelik ve yapılacak hesaplama değişikliklerini takip edip nelerin olacağını öngörerek hareket etmeye çalışıyoruz. Bu da zaman ve iş kaybına neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.   

Birden çok hasar yazılım ekranı zaman kaybettiriyor 

Budak, hasar yazılım ekranlarına ilişkin düşüncelerini paylaşarak, “Bu ekranları aktif olarak kullanıyoruz. Birçok ekran olması iş yükü ve zaman kaybına neden oluyor. Çünkü bir sigorta şirketinin raporlama ekranından diğer sigorta şirketinin raporlama ekranına geçiş süreci oluyor. Yazılımsal sorunlardan, farklılıklardan dolayı iş yapış şekli, yükleme şekli, evrak tarama şekli her şeyi değiştiği için hem öğrenme sürecinde hem de ekran aralarındaki geçişlerde zaman kaybı yaşıyoruz” diye konuştu. 

Tek tip raporlama sorunlara yol açabilir

Teklif raporlamayla ilgili sigorta eksperlerinin ve SEİK’in sürekli çalışmaları olduğunu söyleyen Budak, tek tip raporlamanın özellikle oto branşında yapıldığı andaki zaman kaybından çok geleceğe yönelik sorunlar yarattığına dikkat çekti. Budak, bu konuda sigorta şirketlerinin yaklaşımlarının da önemli olduğuna değinerek, “Çok büyük paralarla bu programları kurup anlaşmalar yapıyorlar. Hangisi iş yapış şekillerine uygunsa ona göre davranıyorlar” dedi.

Tespit edilemeyen hasarlar gelecekteki hasarları artırıyor

Sigorta şirketlerini kendi içlerinde faturalı işlemler yaptıklarında eksperlere ücret olarak ödemedikleri kısmın daha büyük kayıplara neden olduğunu aktaran Özgür Budak, “Bir ekspertiz esnasında eksperler ve destek veren bizlerin kurdukları iletişimlerle çözülebilecek sorunlar bazen çözülemiyor” şeklinde konuştu.

Budak, hasarın tespitinde eksperlik belgesi olmayan kişilerin işlem yapmasıyla aksaklıklar ve maddi kayıplar oluştuğunu söyleyerek, “Daha da önemlisi geriye dönük sorunlar çıkıyor. Sigorta şirketleri tarafından hasar dosyalarında faturalı işlem yapıldığı zaman bu raporlamalar SBM sistemine kayıtlı olmuyor. Bu da değer kaybı hesaplamasında aracın daha önceki hasarlarını görünmez hale getiriyor ve sigorta şirketi dolaylı olarak zarara uğramış oluyor” dedi. 

Hasar anındaki kayıptan daha önemli olan şeyin ileriye dönük kayba neden olması olduğunu vurgulayan Budak, şöyle devam etti: “Tespit edilemeyen geçmiş hasarlar gelecekte yaşanacak hasarın boyutunu arttırıyor. Bu noktada da sigorta şirketlerinin eksperlerle çalışması, eksper atama oranının yüzde 100 olması gerektiğini düşünüyorum. Tüm dosyalara eksper atandığı zaman bütün dosyalar kayıt altına alınıyor. Kayıt altına alındığında da kaç eksper kaç hasara bakıyor gibi verilerin tamamı şeffaf olarak ortaya çıkıyor. Kanuni, ahlaki ve vicdani olarak süreç içinde bu şekilde davranılmasının bizler, eksperler ve sigorta şirketleri için hem yararlı ve karlı hem de öngörülebilirlik açısından sonuca götürecek bir sistem olduğunu düşünüyorum.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER