Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Abdullah Özcan, 2025 yılı için yüzde 60 büyüme hedefi koyduklarını ve özellikle reasürans, BES ve tarım sigortacılığı alanlarında farklılaşmayı planladıklarını açıkladı. Özcan, “Yurt dışı yatırımlarımızla uluslararası arenada da yer almak istiyoruz. 2025, bizim için bir yatırım yılı olacak. 2026’da ise bu yatırımlarımızın karşılığını alarak ustalık seviyesine çıkmayı hedefliyoruz” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Faaliyete başlayalı henüz iki yıl olmasına rağmen sektörde önemli bir yer edinen Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği, büyüme hedefinde çıtayı en üst noktaya koydu. Sadece hayat ve BES tarafında değil, hayat dışı (elementer) tarafta da birçok branşa odaklanmış durumda olan şirket, yüzde 60 büyüme hedefi koyduğu 2025 yılını yatırım yılı ilan etti.Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Abdullah Özcan, şirketin çalışmaları hakkında bilgiler verdi. “2025 yılı bizim için yatırım yılı olacak” diyen Özcan, 2026’da ise yaptıkları yatırımların karşılığını alarak ustalık seviyesine çıkmayı hedeflediklerini açıkladı.

Niş ürünler sunmayı planlıyoruz
Özcan, şöyle devam etti: “Geçen yıl yaptığımız üretimin yüzde 60’ı kadar bir büyüme öngörüyoruz. Bu hedef doğrultusunda tüm yatırımlarımızı gerçekleştirdik. 2025, özellikle reasürans, BES ve tarım sigortacılığı alanlarında farklılaşacağımız bir yıl olacak. Tarım sigortacılığı, bizim için güçlü bir alan ve ekibimiz oldukça deneyimli. Bu yıl, henüz piyasada olmayan niş ürünleri sunmayı planlıyoruz. Ayrıca, yurt dışı yatırımlarımızı belirli bir seviyeye getirmiş olacağız ve bunlardan birini 2025’te sahaya sürmeyi hedefliyoruz. 2025, bizim için bir yatırım yılı olacak. 2026’da ise bu yatırımlarımızın karşılığını alarak ustalık seviyesine çıkmayı hedefliyoruz.”
Brokerlikle yeni bir bakış açısı edindim
Sigorta sektöründe uzun yıllar çeşitli görevlerde bulunduğunu ve son olarak brokerlik sektörüne adım attığını söyleyen Özcan, “Şirketlerde çok değerli tecrübeler edindim ve bu süreçte yöneticilerimin destekleriyle birçok önemli projede yer aldım. RSD ve Binomo gibi firmalarda deneyimim oldu. Aynı zamanda sigorta eksperiyim. Sigorta sektörünün tüm paydaşlarında yer almak istedim. Ancak, brokerlik tarafı deneyimlemediğim bir alandı. Türkiye’deki brokerlik sektörü, özellikle müşteriyle doğrudan iletişimde olduğunuz ve sigortacılığın aktif şekilde yapıldığı bir alan. Bu yüzden hayatıma yeni bir heyecan katmak için reasürans brokerliği ve sigorta brokerliğini tercih ettim. Bu doğrultuda 12 Ocak 2023 tarihinde Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin ruhsatını aldık, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ise ilk poliçemizi kestik. Tam iki yıl oldu ve doğru bir yolda ilerliyor gibi hissediyorum. Brokerlik, bana yeni bir bakış açısı kazandırdı” dedi.
Ülke genelinde önemli bir ağ kurduk
Özcan, sigorta sektöründe sağlam bir temele dayanan bir iş yapısını kurduklarını ifade ederek şirketin yalnızca sigorta ve reasürans brokerliği ile sınırlı kalmadığını, aynı zamanda bölge müdürlükleri açarak Türkiye genelinde önemli bir ağ kurduklarını vurguladı. “Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak sektörde fazla bulunmayan bir yapıyı kurduk. Hem reasürans hem de sigorta brokerliği konusunda çok yönlü bir yaklaşım benimsedik” diyen Özcan, “Şu anda İstanbul ve Kayseri dışındaki Trabzon, Antalya, Adana, Ankara ve İzmir gibi beş farklı ilde bölge müdürlüklerimiz bulunuyor. Bu müdürlüklerde toplamda 50 kişilik bir ekibimiz görev alıyor. Bunun yanı sıra, şube yapılanmasına da girdik. Şu an 40’a yakın şubemiz var ve hedefimiz 61 şubeye ulaşmak. 61 sayısını özel olarak seçtik çünkü 61 asal bir sayıdır ve bizim büyüme hedefimiz de bu rakamla özdeşleşiyor” diye konuştu.
Gençler ve EYT’li kadınlarla büyümeyi hedefliyoruz
Steel Sigorta’nın büyüme stratejisinde şirketin istihdam politikasının önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Özcan, şube yapılanmalarında gençler ve EYT’den emekli olan kadınlarla büyümeyi hedeflediklerini belirterek “Sigorta sektöründe, gençlerle ve EYT’den emekli olan kadınlarla çalışmak bizim için önemli. Bu kitle, sektörde sahada aktif olabilecek, deneyimlerini kullanarak katkı sağlayabilecek büyük bir potansiyele sahip. Biz de şube yapılanmamızı bu şekilde şekillendiriyoruz. Bu sayede, sektöre yeni ve dinamik bir soluk getireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Sigorta sektöründe kaliteli eleman bulmanın giderek zorlaştığını da vurgulayan Özcan, “Deneyimli çalışanların sektöre geri kazandırılması, uzun vadede sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor. Sektördeki maaşlar, özellikle eğitimli ve deneyimli çalışanlar için tatmin edici seviyelerde. İyi bir eğitim almış, bilgili bir çalışan bu sektörde güzel gelirler elde edebilir” diye konuştu.
Dijitalleşme önemli bir yatırım alanımız
Steel Sigorta’nın bir diğer önemli yatırım alanının dijitalleşme olduğunu aktaran Özcan, dijital platform üzerinden sigorta sektöründe daha fazla yer alacaklarını ve bu alandaki çalışmalarının son derece önemli olduğunu vurgulayarak “Dijital yatırımımızı da gerçekleştirdik. Tebom markasıyla Türkiye’nin en büyük online sigorta merkezi olan tebom.net üzerinden hizmet vereceğiz. Bu platformda, sigorta ürünlerinin fiyatları çok net bir şekilde sunulacak. Artık dijitalleşme, sektörün büyümesi ve sürdürülebilirliği açısından olmazsa olmaz bir faktör. Biz de dijital alanda yatırım yaparak büyümeyi hedefliyoruz. Tüm sigorta branşlarında dijital aracılık faaliyetlerimize devam edeceğiz. Yatırımlarımızı sürekli olarak yerinde görmek ve fırsatları doğru zamanda değerlendirmek için bu yatırımları yapıyoruz” diye konuştu.
Yurt dışında da faaliyet göstermek istiyoruz
Özcan, şirketin geleceğe yönelik uluslararası yatırımlar konusunda da planlar yaptığını belirtti. Şu an için üç farklı ülkeyle iş ortaklıkları için görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Özcan, “Yurt dışında da yatırım yapmayı hedefliyoruz. Üç farklı ülkede görüşmelerimiz devam ediyor. Bu ülkelerde iş ortaklıkları kurarak uluslararası arenada da adımızı duyurmayı planlıyoruz. Uluslararası sigorta şirketlerinde çalıştığım dönemde edindiğim planlama tecrübelerini burada kullanmak istiyorum. Reel sektöre adım attıktan sonra, bu planlamaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. Bizim hedefimiz, sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da başarılı bir şekilde faaliyet göstermek” dedi. Türkiyat Türk Girişimci İş Adamları Derneği Sigorta Komisyonu Başkanlığı görevini de yürüten Özcan, “Türk ülkeleriyle iş birliklerimiz söz konusu olabilir çünkü orada büyük bir potansiyeli görüyoruz. Sigortanın en büyük özelliği risk alabilmektir. Herkesin gittiği yere değil de herkesin girmekte cesaret edemediği yerleri tercih ediyoruz, çünkü fırsatlar burada var. Bu konuda hocalarımızdan oluşan danışma kurulumuz da var. Ben merkezli değil, biz merkezli ekip anlayışıyla çalışıyoruz” diye konuştu.
Hibrit bir yönetim anlayışı benimsedik
Şirketin yönetim anlayışının da güçlü bir yön olduğunu söyleyen Özcan, hibrit bir yönetim modelini benimsediklerini belirterek “Bizim yönetim anlayışımız, uluslararası şirketlerde gördüğümüz sistemin, reel sektördeki dinamiklerle uyumlu bir şekilde ilerlemesi üzerine kurulu. Hızlı karar alabilme yeteneği, reel sektörde başarı için kritik bir faktör. Bu anlamda hibrit bir yönetim anlayışı ile hem uluslararası deneyimleri hem de yerel sektörü bir araya getirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Katılım sigortacılığı ve bireysel emeklilik, bizim için çok önemli alanlar
Şirketin çalışma alanlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Özcan, Türkiye’deki birçok şirketle çalıştıklarını aktararak şirketlerinin katılım sigortacılığı tarafında da faaliyet gösterdiğini belirtti. “Katılım sigortacılığında çalışmalarımız var ve bu alanda önemli müşteri yapılarımız bulunuyor. Biz sadece elementer sigortacılıkla sınırlı kalmıyoruz, aynı zamanda bireysel emeklilik sistemi (BES) tarafında da faaliyet gösteriyoruz. Bu konuda özellikle BES’in, ülke için çok önemli bir milli mesele olduğuna inanıyorum. Tasarrufun artırılması gerektiği noktasında güçlü bir duruş sergiliyoruz. Ne kadar çok tasarruf yaparsak, o kadar daha iyi bir geleceğe sahip olacağımıza inanıyorum. Bu nedenle, katılım sigortacılığı ve BES alanında bir ekip kurduk. Bu alanda çok daha fazla potansiyel olduğuna inanıyorum. Bu yapıyı daha da büyüterek, onlarla iş birlikleri yaparak iyi yol alacağımıza inanıyorum. BES, tarım sigortacılığı ve sağlık sigortası, geleceğimizin teminatıdır. Bu üçlüye önem vermek, hem ülkemizin hem de kendimizin geleceği için kritik önem taşıyor” dedi.
Amacımız her branşta güçlü bir yapı oluşturmak
Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak sigorta sektörünün her alanında faaliyet gösterdiklerini ifade eden Özcan, “Biz sadece katılım sigortacılığı ile sınırlı kalmıyoruz. Trafik sigortasından alacak sigortalarına, bireysel emeklilik sisteminden tarım sigortacılığına kadar geniş bir ürün yelpazemiz var. Amacımız, her branşta güçlü bir yapı oluşturmak. Sigorta sadece bir branş üzerine odaklanmamalı, çünkü biz sigortacıyız ve bu sektördeki sorumluluğumuz çok büyük” şeklinde konuştu.
Sigortacılığı daha iyi tanıtmalıyız
Özcan, sigorta sektörünün tanıtımının daha güçlü yapılması gerektiğini de belirtti. “Bugün sigortacılığımızın tanıtımı anlamında çok daha iyi yerlerde olmamız gerekiyor” diyen Özcan, “Ülke olarak sigorta bilincinin artırılması gerekiyor. Bu konuda çok daha fazla çalışma yapılmalı” ifadelerini kullandı.
Yatırım yaparak güçlü bir sigorta yapısı kuruyoruz
Steel Sigorta olarak, şirketin büyümesine yönelik sağlam bir yatırım stratejisi izlediklerini vurgulayan Özcan, “Yatırım yapmadan büyümek mümkün değil. Sermayedarımla üç yıl boyunca yatırım yapma konusunda anlaştık. Üç yıl sonunda, ilk kurduğumuz fabrikayı büyüteceğiz. Yatırımın maliyetleri olacağını biliyoruz, ama profesyonel bir şekilde yöneticilik yaparak doğru adımlarla ilerliyoruz. Uluslararası şirketlerde edindiğim tecrübelerle yöneticilik yaparak, güçlü bir ekip kuruyor ve sigortacılığa yatırım yapıyoruz” dedi.
Gençlere yönelik yatırım ve teşviklerimiz devam ediyor
Özcan, sigorta sektöründeki genç yeteneklere yönelik yatırım ve teşviklerin de devam ettiğini belirtti. “Gençler özellikle kendi işini yapmak istiyor. Z kuşağının daha dinamik ve sahada olmayı tercih eden bir yaklaşımı var. Ancak gençlerin iş hayatına adım atarken eğitimli olmaları gerektiğini de unutmamalıyız. Bir sigorta acentesi açmak için gereken bedeller artmışken gençler sadece sahada deneyim kazanmak istiyorlar. Biz de gençlerin enerjisi ile deneyimimizi birleştirerek başarılı bir iş birliği yürütüyoruz. Eğitimli kadrolarla, onların enerjisini kullanarak sigorta sektörüne kazandıracak yeni iş birlikleri oluşturuyoruz” dedi. Özcan, gençlerin sektöre girişini kolaylaştırmak için teşvikler sunduklarını da sözlerine ekledi: “Gençlere sigorta sektöründe kariyer yapmalarını teşvik ediyoruz. İlk başta büyük kârlar elde etmek değil, adım adım başarıya ulaşmak önemli. Bizim iş anlayışımızda karşılıklı kazanç sağlamak esas. Gençlerin motivasyonu ve enerjisiyle, sektöre önemli katkılar sağlayacak bir yapı oluşturmak istiyoruz.”
Brokerlik, niş ürünlerle sektöre katkı sağlamalı
Özcan, sigorta brokerliği ile acentelik arasındaki farklara değinerek gerçek brokerliğin sektöre nasıl katkı sağlaması gerektiğini vurguladı. Brokerliğin yalnızca sigorta satmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda sektöre yeni ve farklı ürünler kazandırmayı içerdiğini belirten Özcan, brokerliğin, reasüransın devreye girmesiyle sigorta sektöründe daha farklı bir boyut taşıdığını ifade ederek “Acentelikte olduğu gibi sadece ürün satmak değil, sektöre yeni ve niş ürünler kazandırmak önemli” dedi. Gerçek brokerliğin sektöre katkısının, mevcut sigorta ürünlerinin ötesinde henüz Türkiye’de bulunmayan ürünleri getirmek olduğunu belirten Özcan, Türkiye’de yalnızca Steel Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak sundukları Sağlık Çalışanları Sorumluluk Sigortası örneğini vererek bu sigortanın sağlık çalışanlarına ekstra teminat sağladığını ve Türkiye’ye ilk defa kendilerinin sunduğunu aktardı. Ayrıca, Türk müteahhitlerinin Suriye’de inşaat yapabilmesi için teminat sağlayacak reasürans şirketini de kendilerinin kurduğunu söyledi. Sigorta sektöründe inovasyon yapmanın ve yeni ürünler sunmanın sektöre uzun vadede daha fazla katkı sağlayacağını dile getiren Özcan, “Brokerler, sigorta satışını sadece geleneksel ürünlerle sınırlı tutmamalı, sektörün gelişebilmesi için sürekli yenilikçi ürünler ve çözümler üretmeli” dedi.
Kasko fiyatları artmalı
2024 yılının sigorta sektörü açısından oldukça olumlu geçtiğini söyleyen Özcan, “Mali açıdan ve branşlar bazında iyi gelişmeler yaşandı. Sektör dinamikleri belirginleşti ve düzenleyici kurallar devreye girdi. Bu da sağlıklı bir rekabet ortamı oluşturdu. 2025’ten beklentim, kasko fiyatlarının artması yönünde. Şu an kasko fiyatları çok düşük. Teminatlar oldukça değerli ve birden fazla kaza durumunda bile sigorta şirketleri ödeme yapıyor. Bu ürün çok değerli. Rekabetten dolayı şu anda fiyatlar çok düşük seviyelerde. Eğer sektörümüzde teknik zarar oluşursa bu durum 2026’da büyük fiyat artışlarına yol açabilir. Bu da müşterilerle sorun yaşanmasına neden olabilir. Benim önerim, sigorta fiyatlarının aşırı yüksek veya çok düşük olmaması yönünde. 5.000-6.000 TL’ye kasko sigortası olması mümkün değil. Bu, sürdürülebilir bir fiyat değil. Kasko sigortası, 5 aylık araba yıkama maliyetine eşdeğer olmamalı. Ayrıca, kasko fiyatları hakkında dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da sektördeki fiyat rekabetinin zarar odaklı olmaması gerektiği. Fiyatlar yerine ürün farklılaştırılması üzerine yoğunlaşılmalı. Pandemiden önce sigorta şirketleri genellikle fiyat üzerinden rekabet ediyordu, ancak şu anda hizmet kalitesi de ön plana çıkmaya başladı. Artık müşteriler, hasar ödemesinin ne kadar sürede yapılacağını da sorguluyor. Sektörde kâr edilen alanlarda, fiyat rekabetinin değil, ürün farklılaştırılmasının ön planda olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, sigorta fiyatlarını düşürmek yerine, farklı yaş gruplarındaki araçlar için uygun poliçeler sunulabilir. Sigortacılar olarak, önümüzdeki yıllarda daha sürdürülebilir bir yapı kurarak, genç nesillere de umut olmamız gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
Sigorta Ekranı: