TARSİM ve TSB verilerine göre zirai donun faturası 21.6 milyar lira oldu. TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu’nda yapılan sunumlarda don felaketinin en çok Manisa, Malatya ve Ordu’da etkili olduğu vurgulandı.
Ülke genelinde etkisini gösteren don felaketinin faturası ağır oldu. TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu’nda sunum yapan Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. Genel Müdürlüğü, don felaketinin en çok Manisa, Malatya ve Ordu’da etkili olduğunu açıkladı. Don felaketinden en fazla etkilenen ürünler ise üzüm, kayısı, fındık oldu. Manisa 59 bin 648 poliçeyle toplam 10 milyar 966 milyon liralık hasar ile don felaketinden en çok hasar alan il oldu. Malatya, 15 bin 179 poliçeyle toplam 2 milyar 837 milyon hasar ile ikinci sırada; Ordu, 26 bin 754 poliçeyle toplam 1 milyar 362 milyon hasar ile üçüncü sırada; Giresun, 26 bin 602 poliçeyle toplam 832 milyon hasar ile dördüncü sırada; Mersin, 17 bin 477 poliçeyle toplam 783 milyon hasar ile beşinci sırada yer aldı.
Üzümde 11 milyar 13 milyon liralık hasar
Don felaketinden en fazla meyve ürün grubu etkilenirken, üzüm de 11 milyar 13 milyon liralık hasarın meydana gelmesiyle en fazla etkilenen ürün oldu. Kayısı 3 milyar 146 milyon lira; fındık 2 milyar 729 milyon lira; elma 2 milyar lira; nektarin 913 milyon lira hasar ile en fazla etkilenen ürünler sıralamasında yerini aldı.
“20 milyarlık ödeme süreci devam ediyor”
Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Bekir Engürülü, “Ön tespitlere yönelik 108 bin ihbar aldık ve 108 bin ihbarın ön tespitlerini bitirdik. Yüzde 100 hasarları hemen ödüyoruz. Ancak eğer ürün varsa ürünü takip edebilmek için sigorta sonlandırılamıyor. Sigortayı hasat tarihine kadar beklemek gerekiyor. Bu zirai don neticesinde ön tespitler sonucunda 21 milyar liranın üzerinde bir hasar olduğunu tespit ettik. Bunun içerisinde şubat ve mart ayında etkili olan zirai donun da etkisi var. 1.11 milyarını ödedik. Hasar tespitlerini bitirmeye bağlı olarak 20 milyarlık ödeme süreci de devam ediyor.”
Çok boyutlu bir kriz olarak ele alındı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu üyeleri, zirai dondan etkilenen alanlarda inceleme yaptı. Saha ziyaretlerinde yerinde gözlem yapılarak veriler toplandı. Saha çalışmaları neticesinde hazırlanan ön raporda, “Özellikle genç meyve bahçelerinde 2-3 yıl sürecek ciddi gelir kayıpları beklenmektedir” denildi. Don olayının yalnızca meteorolojik bir afet olarak değil; tarım sektörünü, çiftçilerin gelirini ve bağlı sosyal-ekonomik yapıları derinden etkileyen çok boyutlu bir kriz olarak ele alındığı vurgulandı.
“Üreticinin yanındayız”
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu toplantısında 2025 yılında tarım sektörünü derinden etkileyen zirai don felaketi karşısında sigorta sektörünün üstlendiği rolü ve çözüm önerilerini paylaştı.
TSB Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay yaptığı sunumda, sigorta sektörünün yalnızca bireysel üreticileri değil, kamu harcamalarını desteklediğini ve gıda güvenliğini de koruyan stratejik bir mekanizma olduğunu vurguladı. 2025 yılında meydana gelen don riski nedeniyle 21.6 milyar TL’lik hasar ön ekspertizi yapıldığını belirten Oksay, bu zararın ihracat, kırsal istihdam ve fiyat istikrarı üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Sigortalılık oranının %30 olduğu dikkate alındığında TARSİM ve sigorta sektörünün sigortalılık oranının yükseltilmesi durumunda daha fazla sorumluluk alacak güçte ve kapasitede olduğu belirtildi.
TARSİM 2024 sonu itibarıyla 3,26 milyon poliçeye ulaşmış durumda
TSB’nin sunduğu bilgiler doğrultusunda; TARSİM sistemi, kamu-özel sektör iş birliğiyle çalışan önemli bir model olarak, 2024 sonu itibarıyla 3,26 milyon poliçeye ulaşmış durumda. Don teminatı ise meyve, fidan, fide ve ağaçları kapsıyor.
“Sigorta, üreticinin afet sonrası ayakta kalmasını sağlar; yeniden üretime geçişini mümkün kılar” diyen Oksay, özellikle zirai don gibi iklimsel afetlerin kırsal ekonomiyi tehdit eden temel unsurlardan biri haline geldiğini söyledi. Oksay konuşmasını, “İklim değişikliğinin etkileri artık daha sık ve şiddetli hissediliyor. Bu yeni risk iklimine karşı üreticiyi yalnız bırakmamalı, kamu-özel sektör dayanışmasını güçlendirmeliyiz” diyerek tamamladı.
Türkiye Sigorta Birliği’nden Üç Kritik Öneri
TSB tarafından Komisyon’a sunulan politika önerileri ise şu şekilde sıralandı:
- Parametrik Sigorta Ürünlerinin Yaygınlaştırılması: Don gibi iklim olaylarında tazminat süreçlerini hızlandırmak amacıyla.
- Mikroiklim ve Bölgesel Risk Verilerinin Geliştirilmesi: Etkin risk yönetimi ve fiyatlama için temel bir gereklilik.
- Sigorta Farkındalığını Artırıcı Kampanyalar: Üretici nezdinde sigorta bilincinin yükseltilmesi için.