Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Başkanı Selcen Gür, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birinin iklim değişikliği olduğunu açıkladı. Gür, “İklim değişikliği yeni riskler doğurdu. Risk haritası değişti, herkes buna uyumlanmak zorunda” dedi. Gür, sigorta yaptırmayarak tasarruf etme düşüncesinin doğru olmadığını belirterek vurguladı: “Bu düşünce çok daha büyük kayıplara yol açacak bir risk. Sigortasız kalmayalım”
“Risk haritası değişti, herkes buna uyumlanmak zorunda” diyen Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD) Başkanı Selcen Gür, iklim değişikliğinin yeni riskler doğurduğunu açıkladı. Gür, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birinin iklim değişikliği olduğunu kaydetti. Gelinen noktada sigorta yaptırmayarak tasarruf etme düşüncesinin doğru olmadığını belirten Gür, “Bu düşünce çok daha büyük kayıplara yol açacak bir risk. Sigortasız kalmayalım” açıklamasını yaptı. Sigorta Ekranı’nda Can Kantar’ın konuğu olan Selcen Gür, artan ve değişen riskler nedeniyle reasürans görüşmelerinin de çetin geçtiğini söyledi. Gür, tüm dünyada primlerin yukarı çıktığını, Türkiye piyasasının da dünya sigorta piyasasından bağımsız değerlendirilemeyeceği için bundan etkilendiğini belirtti. Gür, 2021 yılının sektörel değerlendirilmesinin yapıldığı programda, 2022 yılına ait öngörüler, yeni ürünler, dernek çalışmaları, broker, acente, banka üçgenindeki ilişkilerle ilgili de önemli açıklamalarda bulundu.
Tür ürünler öne çıkmalı
“Günümüz gerçeklerinden biri de parametrik sigorta” diyen Gür şöyle devam etti: “Parametreyi iklim olarak alabiliriz. Mesela bir klima üreticisinin satışı, yaz aylarında hava belli derecenin üstüne çıkmadığı durumlarda düşüyor. Bu bir risk. Üretici diyebilir ki ben haziran ayında hava sıcaklığı 25 derecenin üstüne çıkmadığı günlerde şu kadar satıştan kayıp yaşarım. O rakam belli olur, onu sigortacısına söyler. Risk gerçekleştiğinde de sigortalıya tazminat ödenir. Dondurma satıcıları, inşaat işleri, yurt dışı organizasyonları ve festivaller için de aynı durum geçerli. Bu, dünyada yapılıyor fakat biz bunları anlatamadık ve yayamadık bunları” dedi. Sektörün artık tür ürünlere yönelmesi gerektiğini söyleyen Gür, “Daha çok sanayi işletmeleri ve kurumlarla çalıştığımız için sektöre göre risklerini anlatıp parametrik poliçelere yönelmeliyiz” açıklamasını yaptı.
Sigorta bedelleri revize edilmeli
Ticari işletmelere eksik sigortaya düşmemek için sigorta bedellerini kura göre yeniden revize etmelerini tavsiye eden Gür, hasar anında sıkıntı yaşamamak için işletmelere, makinelerine, ekipmanlarına, elektronik cihazlarına tek tek bakıp, kura göre yeniden değerleyip sigortacılarına bilgi vermelerini tavsiye etti.
Sektörde kayıp yaşamadık
2021’in ilk 8 ayını 62,5 milyar TL ile kapatan sigorta sektöründe geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 17’lik bir artış olduğuna dikkat çeken Gür, 2021’de yüzde 17 ila 19 arası artışla 96-98 milyar TL arasında yıl kapanışı öngördüklerini belirtti. Mevcut durumda büyük kayıplar yaşamadıklarını ifade eden Gür, “Bazı sektörlerde işler terse gitti ama bazılarında da tam tersine artış yaşandı. Burada sigorta açısından bir denge oluştu” dedi.
2022’de BES’in önü daha açık
Gür, BES’in 2021’i 190 milyar TL civarında kapatacağını öngördüklerini belirterek 2022’de BES’in önünün daha açık olduğunu söyledi. Sistemle ilgili gelişmelerden bahseden Gür, şunları söyledi: “18 yaş altı da artık sisteme dâhil oldu. Öte yandan yılda 6 kez olan fon değiştirme hakkı 12’ye çıkarıldı. Bunun yanı sıra sözleşmenin olduğu emeklilik şirketinin haricinde diğer emeklilik şirketlerinin fonlarından da yararlanma imkânı getirildi. Vakıf ve sandıkların BES’e aktarımı da mümkün kılındı. Özellikle 18 yaş altından gelecek katılımcılar ve 50’yi aşkın sandık ve vakfın aktarımıyla birlikte 2023’e kadar 40 milyar TL’lik bir potansiyel olduğunu görüyoruz.”
Bütünleşik BES önemli bir fırsat
BES’le ilgili bir diğer önemli gelişmenin bütünleşik BES olduğuna değinen Gür, bundan sonra emeklilik şirketlerinin bütünleşik ibaresiyle emeklilik sözleşmelerine hayat ve sağlık da ekleyebileceklerini söyledi. Gür, bunun hem sigortalılar hem de sigortalayanlar için önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekerek “Biz bugüne kadar hep çapraz satış diyorduk, sağlığı olanlara hayatı, BES’i olanlara sağlığı satmaya çalışıyorduk. Ayrı ayrı müşterinin peşinden koşuyorduk. Ama şimdi bu üç ürünün bir arada olması önemli bir fırsat doğuruyor” dedi.
Katılım sigortacılığı şirketleşiyor
2022’nin katılım sigortacılığı açısından da önemli bir yıl olacağına dikkat çeken Gür, “Bugüne kadar katılım sigortacılığında pencere usulü bir çalışma sistemi vardı. Artık katılım sigortacılığı şirketleri de kuruluyor. Bu da bu konuda hassasiyeti olan vatandaşlarımızı sektörün içine doğru çekecek bir hamle” dedi.
SEDDK’nın çalışmaları umut verici
Gür, SEDDK’nın son dönemde yaptığı çalışmaların umut verici olduğunu söyleyerek sektörün önünün daha da açılmaya başladığını belirtti. Gür, “Son altı aydır gündemimizde özellikle SEDDK ile olan görüşmeler ve sektörün geneline ilişkin yapılarda söz sahibi olabilmek var. Bugüne kadar bazı kararlar sektörün paydaşlarına sorulmadan, herkes için müspet sonuçlanacak kararlar alınmadan yapılıyordu. Bürokrasiye veya karar mercilerine yapılan baskılar alınan kararları etkiliyordu. Artık SEDDK buna çok dikkat ediyor. Bütün paydaşları dinlemeye çalışıyor, onların sisteme ilişkin görüşlerini alıyor ve sonra hareket ediyor. Biz bunu çok önemsiyoruz” dedi. Çatı kanuna ilişkin fikirlerini aktaran Gür, “Bir kanun oluşturulmadan önce tüm paydaşlar dinlenmeli ve herkesin asgari müşterekte de olsa buluşması sağlanmalı” dedi.
Birlik yapısına kavuşmamız şart
Brokerlar arasında yaşanan sıkıntılarda bir yaptırım güçleri olmadığına dikkat çeken Gür, SEDDK’ya şikâyet etmenin doğru bir yöntem olmadığını belirtti. Gür, Brokerlar Derneği olarak birlik olmaları halinde denetleme, düzenleme güçleri olacağına vurgu yaparak “Sorunları daha en başında kendi içimizde çözer ve kurumlara rapor ederdik. SEDDK’da bize sorardı. Derneği değil birliği muhatap alırdı. Nasıl sigorta şirketleri birliği varsa brokerlar için de bir birlik yapısı olması gerekiyor. Biz bunun için harekete geçmiştik. Fakat önce regülasyon yapılması ve dağıtım kanallarının düzenlenmesi gerektiği konuşuldu. Bana göre bu çok uzun bir süreç ama bekleyip göreceğiz” dedi. Birlik yapısının yalnızca sorunları çözmek için değil aynı zamanda standardizasyon sağlamak için de gerekli olduğunu ifade eden Gür, reasürans, müşteri ilişkileri, ürün bilgilendirilmesi konularında bir standardizasyon, denetim ve düzenleme getirmek için birlik vasfına kavuşmanın şart olduğunu vurguladı.
Tamamlayıcı sağlık sigortası imdada yetişti
Sağlık sigortası ile ilgili gelişmelerden bahseden Gür, “Tamamlayıcı sağlığın ivme göstermesi bizi çok sevindirdi. Özel sağlık sigortası bütçelerine uygun olmayan kişiler için tamamlayıcı sağlık sigortası imdada yetişti. Covid-19’un kapsama alınması bu anlamda önemli bir adım oldu. Biz brokerlar daha çok kurumlarla çalıştığımız için TSS’yi daha fazla sunuyoruz. Ancak ÖSS ve TSS’nin bir arada işlediği gruplarımız da var. Bu gruplarda da belli planlar TSS üzerinden, belli planlar ÖSS üzerinden ilerliyor. Bu anlamda iki ürün arasında güzel bir dayanışma oldu. Şu anda bizim brokerlar olarak hem ÖSS, hem TSS, hem de hibrit dediğimiz ÖSS ve TSS içeren gruplarımız var. Şu anda 50’ye 50 oran. Ama bu, zaman içinde TSS lehine artacağa benziyor” dedi. Gür, daha önce hiç sağlık sigortası yaptırmamış bir grupta TSS ile başlamanın maliyetinin yıllık 1200-1500 lira arası olduğunu söyledi.
Acentelerle aynı taraftayız
Kendilerini acentelerle aynı tarafta gördüklerini belirten Selcen Gür, “Biz acentelerle değil bankalarla rekabet ediyoruz. Çünkü kurumsal alanlarda daha çok teklif sunduğumuz için orada karşımıza acenteler değil bankalar çıkıyor. Banka, müşterisine sana şu kadar kredi veriyorum sigortanı benden yaptıracaksın dediği anda müşteri korkuyor. Sigortamı banka aracılığıyla yaptırmazsam bana istediğim kredi vermeyecekmiş diyor. Bu bizim rekabet edebileceğimiz bir enstrüman değil. Çünkü biz kredi vermiyoruz. Bizim için sıkıntı burada başlıyor” dedi. Gür, bankaların kredi verirken sigortalayacağı tesisi ve o tesisin şartlarını görmediğine, dolayısıyla da risk analizini yapamadığına dikkat çekerek “Bankalar kafadan ezbere bir rakam yazıyor ve işin detayına girmiyor. Sonra poliçede bir sürü eksikler oluyor. Hasar olduğu zaman da sigortalıya ‘sizde bu teminat yokmuş, bunu ödeyemiyoruz’ diyor. Neticede sigortalı mağdur oluyor. Biz bankaların bu anlamda ticari sigortalar yapmasını doğru bulmuyoruz. Kredi verdikleri müşterilere hayat sigortası veya bireysel sigortalar yapsınlar ama böyle büyük sanayi işletmelerinde, ticari işletmelerde hiç bilgi ve fikir sahibi olmadan ezbere, en ucuza poliçe yaptıklarında sigortalı mağdur oluyor. Bizim derdimiz acentelerle değil bankalarla. Çok net söyleyebilirim” dedi.
Sigorta şirketleri ve brokerlar arasında denge kurmak gerek
Sigorta şirketleri ve brokerlar arasında bir denge olması gerektiğini belirten Gür, “Bazı brokerlar sadece teklif alıyorlar diye düşünüyor sigorta şirketi. Diyor ki benden teklif alıyor alıyor ama bir türlü poliçeleştirmiyor, boşuna zamanını harcıyor. Bu sigorta şirketinin kendi tasarrufu. Serbest piyasada da bizim buna müdahale etmemiz çok doğru olmaz. Elbette bir broker, en az üç şirketten teklif almalıdır. Ama burada bir denge de oluşturmak gerektiğine inanıyorum ben. Sigorta şirketlerini sadece teklifte adı yazsın diye kullanmayı doğru bulmuyorum. Sigorta şirketindeki çalışanların da belli bir vakti var. Sigorta şirketinin de o kişilere ödediği maaşlar var. O anlamda da ben daha şeffaf ilişkilerden yanayım” dedi.