9 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

NART Sigorta 25. Danışmanlar Kurulu Toplantısı gerçekleşti 

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği, geleneksel hale getirdiği  NART Danışmanlar Kurulu Toplantısı 24 Eylül Salı günü İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus’ta gerçekleşti. Üst düzey katılım sağlanan buluşmada iş dünyasının önde gelen isimleri bir araya geldi. 

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği, sigorta sektörü ve iş dünyasının önemli isimlerini 25. Danışmanlar Kurulu Toplantısı’nda bir araya getirdi. ‘Yapay Zeka’nın Gücü: İş Dünyası Nasıl Şekillenecek?’ temasıyla düzenlenen toplantıda yapay zekanın iş süreçlerine etkileri ve şirketlerin bu konuda nasıl yol alması gerektiği konuşuldu.

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. 25. Yılında her sene geleneksel hale getirdiği genişletilmiş NART Danışmanlar Kurulu Toplantısını İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus’ta gerçekleştirdi. Toplantının açılış konuşmasını NART Danışmanlar Kurulu Başkanı Yavuz Canevi yaptı. 

NART Danışmanlar Kurulu Toplantısı, farklı sektörleri temsil eden 18 üyeden oluşuyor. Kurul üyeleri, hem yerli hem de global şirketlerin yönetim kurulu başkanlarını ve CEO’larını bünyesinde barındırıyor. NART Danışmanlar Kurulu üyelerinin, Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının yüzde 78’ini temsil eden iş insanları, dernek ve oda başkanlarından oluşuyor.

“Yapay Zeka Sigorta sektörü için hayati önem taşıyor”

Toplantının açılış konuşmasında katılımcılara seslenen Canevi, bu toplantıların artık gelenekselleştiğini ve NART Sigorta için kurumsal sosyal sorumluluk projesi haline dönüştüğünü vurguladı. Organizasyonun iş dünyası için önemine işaret eden Canevi, yapay zeka ve dijitalleşmenin  etkilerini şu ifadelerle aktardı: “2024 yılının bir yapay zeka farkındalık yılı olacağını düşünüyorum. Temmuz ayında Avrupa Birliği’nde Yapay Zeka Yasası’nın çıktı ve yürürlüğe girdiğini hatırlatmak isterim. İlk defa Avrupa Birliği bünyesinde bir yapay zeka ofisi kuruldu. Giderek zayıflayan Avrupa Birliği’nin yeniden yapılandırma, rekabet gücü kazandırma görevi İtalya eski başbakanı ve Avrupa Birliği Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’ye verildi. Draghi bu çerçevede bir rapor hazırladı ve gündeme bu rapor düştü. Draghi’nin raporuna baktığımız zaman, Avrupa’nın geleceğe yönelik rekabet kazanması için önemli sektörlerden birisi olarak dijital dönüşüm ve yapay zeka ana konulardan bir tanesi olarak öne çıktı. Şunu belirtmek isterim ki, gerçekçi risk profilleri oluşturmak için daima proaktif yaklaşımları benimseyen sigorta sektörü bu açıdan bu konuları çok yakından takip ediyor. Çünkü bu konu, sigorta sektörü için hayati önem taşıyor. Son olarak ise PricewaterhouseCoopers’un (PwC) 7 yıldır her yıl düzenli bir şekilde yayınladığı yapay zeka raporuna dikkatinizi çekmek isterim. Bu yıl yayınlanan rapora göre, şimdiden yapay zeka kullanmaya başlayan şirketler yılda en az 24 gün tasarruf edecek. Şirketlerin IT bölümlerinin yüzde 85’i haftada en az bir kere yapay zeka kullanıyor ve bu artmaya devam edecek” dedi.

“Yapay zekanın yaratabileceği zararlar sigorta çözümleri ile bertaraf edilmeli”

Yavuz Canevi’nin ardından kürsüye çıkan NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği Kurucu Başkanı Levent Nart, hem sigorta sektörünün 2024 performansını değerlendirdi hem de sektörün geleceğine ve yapay zekanın olası etkilerine dair öngörülerini paylaştı. Bu sene seçilen yapay zeka konusunun sigorta sektörü ve tüm sigorta alıcıları açısından özel bir öneme sahip olduğunu ifade eden Nart, sektörün yapay zekanın katma değerinden faydalanarak müşterilerine daha hızlı, kusursuz ve makul fiyatlarla hizmet verdiği kaydetti. Sigortacıların, yapay zekanın yaratacağı riskleri de teminat altına alabilen çözümler sunabilmesinin önemine işaret eden Nart, bu konuda müşterilerin mevcut poliçelerdeki yapay zeka ve inovatif ürünlerde teminat dışı kalan halleri iyi tespit edip, özel geliştirilmiş sigorta poliçeleri satın alması gerektiğinin altını çizdi. Nart, özellikle yapay zeka kullanımında işletmelerin başına gelebilecek; entelektüel kaynakların çalınması, yazılım ve algoritma hatalarının ve siber saldırıların beraberinde getireceği maddi, bedeni ve finansal zararların sigorta çözümleri ile bertaraf edilmesi gerektiğini vurguladı. Öte yandan, risk yöneticilerinin gelecek öngörülerini de paylaşan Nart, siber riskler ve doğal afetlerin en korkulan olayların başında geldiğini ve bu iki riskin önümüzdeki 10 sene boyunca ilk sıra için kapışacağını söyledi.

NART Danışmanlar Kurulu’na 3 yeni isim daha katıldı Önümüzdeki yıl nisan ayında NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin 25. Yılını kutlayacağını ve tüm sektör paydaşlarını bir araya getirecekleri bir etkinliğe imza atacaklarını aktaran Levent Nart, bu yılki NART Danışmanlar Kurulu Toplantısı’na Japon Sompo Grubu’nun Türkiye Genel Müdürü Fahri Uğur’un da katıldığını belirterek, katkılarından dolayı teşekkür etti. Öte yandan, bu sene NART Danışmanlar Kurulu’na 3 yeni üye katıldığını açıklayanNart, üyeleri şu şekilde tanıttı: “İlk olarak Fark Holding CEO’su ve Farplas Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu aramıza katıldı. İkinci üyemiz, dünyanın en büyük alkollü içecek firması Pernod Ricard’ın Ortadoğu ve Afrika CEO’su Selçuk Tümay oldu. Üçüncü üyemiz ise yenilenebilir enerjide önemli işlere imza atan Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği Başkanı Tolga Bilgin. Üç kıymetli isme konuklarımız arasında bir kez daha aramıza katıldıkları için teşekkür etmek isterim.” Nart, geçmiş dönemde uzun yıllar NART Danışmanlar Kurulu’nda yer alan ve vefat eden Hüsamettin Kavi, Arnold Hornfeld ve Rami Atikoğlu’nu ise rahmetle andı.

“Yapay zekada bir patlama yaşanıyor”

Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, son iki yıldır yapay zekanın gelişiminde bir patlama yaşandığını belirterek, “Bu durum hepimizi ‘sıfır’ noktasına getirdi. Artık geleceği tahmin etmeye çalışıyor, kendimizi ayarlamaya gayret ediyoruz” dedi. Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Emirdağ ise yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerini anlamak ve bu yeni çağa adapte olabilmek için işbirliği ve hızlı hareket etme gerekliliğinin her zamankinden daha fazla önem kazandığını vurgularken; Trai Danışmanlık Direktörü Roksan Kaspi ise, şirketlerin yapay zeka ile dönüşüm sürecinde, hedeflerini belirleyip süreçlerini nasıl ilerleteceklerine dair net bir plan oluşturmaları gerektiğine işaret etti.

Hedef sektörün yüzde 30 üzerinde büyümek

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin Türkiye’de ve İsviçre’deki iş ortaklıkları, 136 ülkedeki partner şirketleri ile dünyanın en eski sigorta pazarı Llyod’s un seçilmiş üyesi olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Nart, Tükiye ve dünyadaki 120 sigorta ve reasürans partnerlerinin imkanlarını müşterilerin hizmetine sunduklarını söyledi. 14 sektördeki lider kuruluşların sigortacısı olduklarını ve her sene katlanarak büyüdüklerini bildiren Nart, 2023 yılında yüzde 133 olan büyümenin 2024 yılında da yine 100’ün üzerinde gerçekleşeceği vurguladı. Nart, hedeflerinin her zaman sektörün yüzde 30 üzerinde büyümek olduğunu açıkladı.

“Yapay zekanın dönüştürücü etkisi tartışıldı”

Nart’ın konuşmasının ardından “Yapay Zeka’nın Gücü: İş Dünyası Nasıl Şekillenecek?” konulu panel gerçekleştirildi. Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Emirdağ, Trai Danışmanlık Direktörü Roksan Kaspi, BBA Strategşc Brand Consulting Kurucusu Burcu Ağma ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Say’ın konuk olduğu panelin moderatörlüğünü Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı yaptı. 

Panelde; yapay zeka, dijital dönüşüm ve veri analitiği gibi konular işlendi ve yapay zekanın dönüştürücü etkisi tartışıldı. Ayrıca yapay zekaya uyum sağlamanın zorlukları, farklı sektörde yaratacağı potansiyel vurgulandı.

“Artık geleceği tahmin etmeye çalışıyoruz”

Eczacıbaşı; “Belirsizliklerin ortasında yeni bir hikaye yazmamız gerek Son iki yıldır yapay zekanın gelişiminde bir patlama yaşandı ve bu durum hepimizi sıfır noktasına getirdi. Artık geleceği tahmin etmeye çalışıyor, kendimizi ayarlamaya gayret ediyoruz. Kısa vadede ne yapacağımız konusunda bazı fikirlerimiz var, ama uzun vadede belirsizlikler ağır basıyor. Özellikle yeni gelişmeler ortaya çıkıyor. Google’ın kurucularından Eric Schmidt’in Stenford Üniversitesi’nde yaptığı bir derste, ilk söylediği cümle oldukça önemliydi: “Aslında biz gelişmelere kısa dönemli bakıyoruz, ama geleceğimiz çok belirsiz.” Gelişmeler o kadar hızlandı ki, gelecek sene ya da çok yakın bir zamanda yapay zeka alanında bu alana benzer programlar üretme kapasitesine sahip olacağız. Eric Schmidt şöyle devam etti: “TikTok’a eşdeğer bir program hazırlama kapasitesine sahip firmalar ortaya çıkacak.” Bu da demek oluyor ki, kendi ihtiyaçlarınıza göre bir yapay zeka modeli oluşturacak ve karşınızda birebir benzer bir uyduya sahip olacaksınız. Sayın Canevi’nin de atıfta bulunduğu Avrupa Birliği’nden Draghi’nin hazırladığı rapora ben de değinmek istiyorum. Rapor, Avrupa Birliği’nin rekabette geri kaldığını ve bunun ne kadar tehlikeli olduğunu vurguluyor. Draghi, Avrupa’nın Ar-Ge destek miktarını yüzde 2,5’tan yüzde 5’e çıkararak 800 milyar Euro’ya çıkarması gerektiğini belirtiyor. Bu iki rapor her ne kadar farklı konulara odaklansa da belirsizliklerin ortak bir noktada buluştuğunu  gözler önüne seriyor. Üçüncü bir risk alanı ise demokratik ülkelerin yanı sıra otoriter devletlerin ve güçlü kaynaklara sahip ülkelerin yapay zeka alanına önemli yatırımlar yapması. Çin gibi ülkeler, güçlü ekonomik kapasitesine sahip olmasa bile bu alanda yatırım yapabiliyor. Benzer şekilde, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Arap ülkeleri de büyük kaynaklar ayırmaya başladılar. Tüm bu belirsizliklerin ortasında yeni bir hikaye yazmamız gerektiğinin altını çiziyorum. Yapay zeka nereye giderse oraya çekiliyor ve alıştığımız hikayenin eskidiğini görüyoruz. Ülkesel olarak değişen ve gelişen hikayeler yaratmamız gerekiyor. Yeni hikayeler oluşturmak için neler yapacağımızı düşünmemiz ve bu fırsatları değerlendirmemiz şart. Kısa ve uzun vadeli vizyonumuzu hangi çerçevede hareket etmemiz gerektiği üzerine düşünerek, doğru bir şekilde ilerlememiz gerektiğine inanıyorum. Bu konu üzerine daha fazla düşünce ve öneri geliştirmeliyiz” diye söyledi.

“Yapay zeka, insanlık için devrim”

Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Emirdağ,Heyecan verici, ürkütücü bir dönemden geçiyoruz. Yapay zeka teknolojisi, insanlık tarihi için devrim niteliğinde bir dönüm noktası. Bu alandaki rekabette hız öncelikli unsur haline geldi. Yapay zekanın gelişimi ile birlikte hayal edebildiğimizin ötesinde bir potansiyele ulaşabiliriz. Heyecan verici, ürkütücü birdönemden geçiyoruz. İnsanlık olarak bu yeni duruma nasıl adapte olacağımızı düşünmek zorundayız. Bu durum, tarihsel bağlamda buharlı makine, elektrik ve internetin icadı ile karşılaştırılabilir. Yapay zekayı geliştiren ve uygulamaya koyanların, bu alandaki rekabette kazanan olmak için hızla ilerlemeleri gerekiyor. Bir yapay zeka modelini 18 ayda geliştirmiş olsanız bile, bu süre zarfında her şey değişebilir. Artık yıllık planlardan ziyade, aylık döngülere odaklanmalıyız. Altı ay sonra her şey sıfırdan başlayabilir. Bu noktada, Silikon Vadisi ve Çin hızla gelişiyor ve bu alanın öncüsü oldular. Silikon Vadisi, çok kaliteli ve eğitimli bir yetenek havuzuna sahip. Bu avantaj, yapay zekanın hızla ilerlemesi için kritik önemde. Hızlı veri merkezi yatırımları ve yüksek enerji gereksinimleri, büyük ölçeklerde yatırımları zaruri kılıyor. Amerikalı teknoloji devlerinin büyük veri merkezlerine yüz  milyarlarca dolarlık yatırım yapma planları var. Bu tür yatırımlar, yapay zeka geliştiren şirketlerin gelecekteki başarılarında belirleyici olacak. Yapay zekanın etkisi her sektörde aynı olmayacak. Sağlık, eğitim ve sanatta kural koyucular, girişimciler ve akademisyenler tarafından oluşturulması gereken bir çerçeveye acil ihtiyaç var. Sektörel etkilere hazırlanmak için toplumsal bir farkındalığa ihtiyacımız var.Bu, kaçınılmaz bir konu. Ortak bir yol haritası oluşturulması gerekiyor. Yapay zeka çağında olan toplumsal değişimlerin ve dönüşümlerin farkında olmamız gerek. Bu dönüşümün hem olumlu hem de ürkütücü yanları var. Türkiye’nin bu süreçte üretici mi yoksa uygulayıcı mı olacağını belirlemesi gerekiyor. Buna göre bir aksiyon planı çıkarmamız şart. Yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerini anlamak ve bu yeni çağa adapte olabilmek için iş birliği ve hızlı hareket etme gerekliliği her zamankinden daha fazla önem kazanıyor” diye konuştu.

“Yapay zekanın hayatımızı dönüştürüyor”

Trai Danışmanlık Direktörü Roksan Kaspi, “Yapay zeka, toplumun tüm yapılarında ve her sektörde olacak. Yapay zekanın hayatımızı dönüştüren yeni bir işletim sistemi. Yapay zekanın hangi alanlarda devrim yaratacağı konusunda kesin bir öngörüde bulunmak zor. Gerçekten de büyük bir bilinmezlik var, nereye gideceğini bilmiyoruz. Ancak bir dönüşüm sürecine girdiğimiz kesin. Elektriğin ve internetin olmadığı bir dünya hayal etmekte zorlanıyoruz. Yapay zekanın gelecekteki etkilerini de bu çerçevede değerlendirilmeli. Yapay zeka, toplumun tüm yapılarında ve her sektörde olacak. Bu, karar verme süreçlerimizde büyük bir değişim yaratacak. Yapay zeka, insan zekasına yaklaştı ve hayatın birçok alanında değişim getirdi. Örneğin, bir müşteri ile etkileşimde bulunulurken yapay zeka anlık kararlar alabilme yeteneği ile iş süreçlerini hızlanacak. Bu dönüşüm sadece belirli sektörlerle sınırlı kalmayacak, her sektörde etkili olacak. Türkiye’nin yapay zeka olgunluğunun ölçüldüğü bir indeks var. Türkiye’nin ortalama olgunluk seviyesi 2,35 çıktı. Bu, şirketlerin yapay zekayı süreçlerine entegre etme konusunda yavaş yavaş ilerlediğini gösteriyor. Finans ve perakende sektörleri en yüksek seviyelerde, teknoloji firmaları ise biraz geride kaldı. Şirketlerin yapay zeka yolculuğunda en büyük engelleri belirsizlik ve endişe. ‘Nereden başlayacağımı bilmiyorum’ diyen şirketlerle sıkça karşılaşıyoruz. Bu süreçte bir yol haritası oluşturmak ve doğru stratejiler geliştirmek önemli. Aslında Türkiye’de özel sektör yapay zekayısüreçlerine dahil etme konusunda çok da geride değil. Şirketler, yapay zeka ile dönüşüm sürecinde, hedeflerini belirleyip süreçlerini nasıl ilerleteceklerine dair net bir plan oluşturmaları gerekiyor” dedi.

“Markalar, yapay zekayı stratejik bir ortak olarak konumlandırmalı”

BBA Stategic Brand Kurucusu Burcu Ağma, “Yapay zeka ve üretken yapay zekanın markaların stratejik yapısındaki rolüne dikkat çekmek istiyorum. Geçmişte ajanslar, 3 ayda bir teknolojik gelişmeleri anlatırdı. Ancak günümüzde her gün yeni ve kritik gelişmeler yaşanıyor. Bu süreklilik içinde, markaların yapay zekayı stratejik bir ortak olarak konumlandırmaları gerekiyor. Yapay zeka, yalnızca verimlilik sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda markaların yenilikçi ve yaratıcı bir yaklaşım geliştirmelerine yardımcı oluyor. Yapay zekanın yarattığı fırsatları dört ana başlık altında toplayabiliriz.

1. Müşteri Anlayışını Geliştirmek: Sentetik persona ve araştırmalarla müşterileri daha iyi anlama imkanı.

2. Müşteri Deneyimlerini İyileştirmek: Yapay zeka ile müşteri deneyimlerini daha kolay ve faydalı hale getirme örnekleri.

3. Kreatif İçerik Üretimi: Yapay zeka ile imkansızı mümkün kılan kreatif deneyimler yaratma potansiyeli.

4. Kişiselleştirme: Müşterilerle ortak yaratım sürecini destekleyerek kişiselleştirebilen içerikler sunma.

Markaların yapay zekayı yalnızca bir araç olarak değil, stratejik bir ortak olarak benimsemeleri gerekiyor. Yapay zeka ile markaların geleceği daha yaratıcı, yenilikçi ve daha parlak olacaktır” diye konuştu.

“Herkesin bu yeni duruma hazırlanması gerekiyor” 

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. DR. Cem Say, “Eğitimin yeniden tasarlanması zorunlu hale geldi. Yapay zekanın eğitime olan etkileri ve geleneksel eğitim sistemine olan yansımaları dikkat çekiyor. Yapay zeka, öğrenme süreçlerine ciddi katkılar sağlıyor. Bilgiye erişim ve öğrenme yöntemleri köklü bir değişim geçiriyor. İnternetin sağladığı kolaylıkların yanı sıra, yapay zekanın özel yetenekleri sayesinde eğitim alanının yeniden tasarlanmasının zorunlu hale geldi. Artık eğitim sistemimizi gözden geçirme zamanı. Mevcut sistemin güncel teknolojilere nasıl entegre edileceği üzerine düşünmemiz gerekiyor. Yapay zeka, eğitimi kolaylaştıracak müthiş bir araç. Bunun yanında bazı gelişmelerin beklenmedik sonuçlar da doğuruyor. Yapay zeka, uzun yıllardır çözmeye çalıştığımız dil problemlerini bir anda çözebildi. Bu nedenle, eğitimciler olarak bizlerin bu duruma hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ayrıca, yapay zekanınyardımıyla öğrenciler ödevlerini daha hızlı bir şekilde tamamlayabiliyor. Ancak bunun kalıcı öğrenme üzerindeki etkisini sorgulamalıyız. Diğer taraftan, yapay zekanın matematik öğretiminde nasıl bir rol oynadığını araştıran yeni projelerden de bahsetmek isterim. Öğrencilerin yapay zekadan aldıkları destekle notlarının arttığı görüldü, ancak sınavlarda bu artışın kalıcı bir sonuç doğurmadığı da açık. Sonuç olarak, yapay zekanın eğitime getirdiği yeniliklerin ve zorlukların yanında, eğitim sisteminin bu değişime nasıl adapte olabileceğini düşünmek gerekiyor. Ekonomik ve bilimsel faktörlerin de etkisiyle yeni bir eğitim paradigmasının oluşuyor. Bu sürecin sadece eğitimcilerin değil, tüm toplumun bir meselesi olduğunu belirtmek istiyorum. Eğitimde yapay zekanın potansiyelinden yararlanabilmek için, öğrencilerin ve eğitimcilerin bu yeni teknolojiyi nasıl kullanacaklarına dair stratejiler belirlemesi, bağlantı kopukluğu olmadan, herkesin bu yeni duruma hazırlanması gerekiyor” diye söyledi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER