IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, artan jeopolitik gerilimlerin deniz taşımacılığı ve sigorta sektörü üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Çiftçi, değişen rotalar, artan maliyetler ve yeni risk senaryolarına karşı proaktif çözümlerin önemine dikkat çekti.
Küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimler, yalnızca uluslararası diplomasi üzerinde değil, lojistikten sigortacılığa kadar pek çok sektörde doğrudan etkiler yaratıyor. Bu etkilerin deniz taşımacılığı ve sigorta alanındaki yansımalarına dikkat çeken IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “Jeopolitik krizler, denizyolu taşımacılığının sürdürülebilirliği ve emniyeti açısından en önemli dış etkenlerden biridir. Bu tür krizler, gemi rotalarının değişmesine, taşımacılık maliyetlerinin artmasına, limanlara ulaşımın zorlaşmasına ve operasyonel risklerin çoğalmasına yol açar. Özellikle çatışma bölgelerine yakın güzergâhlardan geçen ticaret yolları, örneğin Hürmüz Boğazı, Kızıldeniz ve Bab el-Mandeb gibi stratejik geçitler ciddi tehdit altına girebilir. Bu durum; navlun ücretlerinde ani artışlara, teslimat sürelerinde gecikmelere ve taşıma şirketleri açısından artan güvenlik giderlerine neden olabilir” diye konuştu.
Jeopolitik gerilimler deniz taşımacılığında yeni yönelimleri beraberinde getiriyor
Çiftçi, son dönemde özellikle Orta Doğu merkezli ticaret yollarında ciddi aksaklıklar yaşandığını belirterek denizyolu taşımacılığını etkileyen jeopolitik gelişmeleri örneklerle değerlendirdi. Çiftçi, “Kızıldeniz üzerinden geçen nakliye hatları, son aylarda çeşitli silahlı grupların saldırıları nedeniyle güvenlik açısından büyük risk taşıyor. Bu da Asya ile Avrupa arasında taşımacılık yapan firmaları, daha uzun ve masraflı olan Ümit Burnu rotasına yönlendirdi. Rotadaki bu değişim, sadece yakıt ve zaman kaybı yaratmadı; aynı zamanda sigorta maliyetlerinin yükselmesine ve gemi arzında daralmaya da neden oldu” diye konuştu. Çiftçi, bölgedeki gerginliğin devam etmesi halinde kalıcı değişimlerin kaçınılmaz olacağını vurgulayarak, “Bu durumda denizyolu taşımacılığı dışında demiryolu ve karayolu gibi alternatif lojistik çözümlere yönelim artabilir. Ayrıca sigorta ürünlerinin de yeni risklere göre yeniden tasarlanması gerekebilir” ifadelerini kullandı.
Sigorta sektörü jeopolitik risklere karşı kendini yeniden konumlandırıyor
Artan jeopolitik gerilimlerin sigorta sektörü üzerinde yalnızca teknik değil, aynı zamanda finansal düzeyde de önemli etkiler yarattığını vurgulayan Çiftçi, “Risk seviyesindeki artış, doğal olarak sigorta primlerine de yansıyor; bu da primlerin belirgin biçimde yükselmesine neden oluyor. Bazı bölgeler ise doğrudan ‘yüksek riskli’ ilan edilerek teminat kapsamı dışına çıkarılabiliyor ya da özel onay süreçlerine tabi tutuluyor” diye konuştu.
Çiftçi, bu gelişmelerin yalnızca sigorta şirketlerini değil, reasürans alanını da etkilediğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Reasürans maliyetleri yükselirken, poliçe koşulları daha sıkı hale geliyor. Sigorta sağlayıcılar ise daha seçici davranmaya başlıyor. Tüm bu değişkenler, taşıyıcılar ve ihracatçılar açısından sigorta teminini zorlaştırırken; nakliye süreçlerinin de daha karmaşık bir hale gelmesine yol açıyor.”
Deniz sigortalarında jeopolitik risklere karşı yeni çözümler öne çıkıyor
Çiftçi, artan jeopolitik tehditlerin deniz taşımacılığında sigorta ihtiyaçlarını da yeniden şekillendirdiğini belirtti. Bu risklere karşı en etkili koruma sağlayan sigorta türlerine değinen Çiftçi, “Gövde ve Makine (Hull & Machinery) sigortalarına eklenen Savaş ve Grev (War and Strikes) klozları ile Yük Sigortaları (Cargo Insurance) kapsamındaki savaş teminatları, bu süreçte öne çıkan temel ürünler arasında yer alıyor” dedi.
Çiftçi, daha karmaşık risk senaryoları için ise özel poliçelere ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekerek “Kaçırma ve Fidye (Kidnap & Ransom), Siyasi Risk Sigortası (Political Risk Insurance) ve Deniz Savaş Sigortası (Marine War Insurance) gibi ek teminatlarla kapsam daha da genişletilebiliyor. Bu tür poliçeler, savaş, iç çatışma, terör eylemleri, sabotaj, el koyma ve abluka gibi olağanüstü durumları da kapsayarak hem armatörlerin hem de yük sahiplerinin karşılaşabileceği kayıplara karşı önemli bir güvence sağlıyor” ifadelerini kullandı.
IBS, stratejik yaklaşımıyla sigorta danışmanlığında öne çıkıyor
Deniz taşımacılığı ve sigorta alanında artan jeopolitik risklerin etkin yönetimi için en başarılı yaklaşımın, proaktif risk yönetimi ile esnek sigorta çözümlerinin birlikte uygulanması olduğunu vurgulayan Çiftçi, “Bu doğrultuda; risk haritaları düzenli olarak güncelleniyor, alternatif güzergâh senaryoları hazırlanıyor, günlük istihbarat akışı izleniyor, savaş teminatlı poliçeler genişletiliyor ve reasürans programları, bölgesel hassasiyetler dikkate alınarak yeniden kurgulanıyor” dedi.
Sigorta brokerlerinin bu süreçte stratejik bir rol üstlendiğine dikkat çeken Çiftçi, “Uygun teminat yapısının oluşturulması yalnızca poliçe satmak değil, aynı zamanda risk bazlı danışmanlık sunmak anlamına gelir. IBS olarak biz de bu yaklaşımla hareket ediyor; müşterilerimize sektördeki gelişmelere duyarlı, sürdürülebilir ve ihtiyaca özel çözümler sunarak fark yaratıyoruz” ifadelerini kullandı.