“Sigortacılık en uygun fiyatı vermek değil, doğru teminatları sunmaktır” diyen Kaskoline Genel Müdürü Faruk Yıldırım, “ Kaskoline.net olarak en uygun fiyat iddiasında bulunmuyoruz. Müşteri mağduriyetini önlemek adına doğru poliçeler sunuyoruz” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Sigorta ürünlerinin soyut yapısı, sigortalıların doğru karşılaştırmalar yapmasını zorlaştırıyor. Acentelerin de bu noktada üstlendiği sorumluluk giderek artıyor. Özellikle, dijital sigorta satışı konusunda iddialı olan platformların, müşterilerine fiyat odaklı pazarlama yerine, daha sağlıklı ve güvenilir sigorta teminatları sunması hem müşteri mağduriyetini en aza indirmek hem de sigorta sektörünün güvenilirliğini arttırmak açısından önem taşıyor. Kaskoline da bu doğrultuda, müşterilerine sadece en uygun fiyatı sunma değil, doğru teminatları sağlama konusunda önemli bir misyon üstleniyor; müşterilerini bilinçlendirerek doğru teminatları sunmayı ve mağduriyetlerin önüne geçmeyi hedefliyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan Kaskoline Genel Müdürü Faruk Yıldırım, sigortacılığın en uygun fiyatı vermek değil, doğru teminatları sunmak olduğunu açıkladı. Yıldırım, “Müşteri mağduriyetini önlemek adına doğru ve empatiyle hazırlanmış poliçeler sunuyoruz. Kaskoline.net olarak en uygun fiyat iddiasında bulunmayacağız. Finansal açıdan güçlü sigorta şirketleriyle çalışmayı taahhüt ediyoruz. Dijital platform üzerinden poliçe satın alan müşterilere süpermarket çeki, benzin iadesi veya komisyon indirimi gibi uygulamalara kesinlikle girmeyeceğiz” diye konuştu.

20 yıldır sektöre hizmet veriyoruz
2005 yılında Faruk Yıldırım Sigorta Acenteliği adıyla kurulan ve bugün Kaskoline Sigorta olarak faaliyetlerine devam eden şirketin 20 yıllık sürecini anlatan Yıldırım, sektörde insani değerleri ön planda tutarak profesyonel hizmet verdiklerini belirtti. İlk olarak Ergo Acenteliği ile başladıklarını ve İsviçre Sigorta bünyesinde faaliyet gösterdiklerini dile getiren Yıldırım, 2011 yılında Kaskoline Sigorta markasını tescil ettiklerini, 2019 yılında ise bireysel isim yerine kurumsal kimliği güçlendirmek amacıyla şirket adını değiştirdiklerini söyledi. Dijital dünyada da kalıcı bir marka olmayı hedeflediklerini vurgulayan Yıldırım, yaptıkları araştırmalarda “kasko” kelimesinin bilinirliğinin yüksek olduğunu fark ettiklerini ve bu nedenle markalarını daha akılda kalıcı hale getirmek için Kaskoline Sigorta ismiyle yollarına devam ettiklerini söyledi.
Sigorta sektörünün eksikliğinde ticaret de yapılamaz
Sigortacılığın hak ettiği değeri görmediğini belirten Yıldırım, 2024 verilerine göre, gayri safi milli hasılanın yüzde 6-7’sini sigortacılığın oluşturmasına rağmen, geçen yıl 838 milyar TL’lik prim üretimi gerçekleştiğini vurguladı. Bu primin 138 milyar TL’sinin hayat sigortası ve geri kalan 700 milyar TL’sinin hayat dışı sigortalar olarak önemli bir ekonomik güç oluşturduğunu aktaran Yıldırım, “Sigorta sektörü, ekonominin temel taşlarından biri olmasına rağmen gerektiği şekilde tanınmıyor. Türkiye’nin en güçlü kuruluşları —işletmeler, sanayi firmaları, bankalar— herdurumda sigorta yaptırmak zorunda. Sigorta sektörünün eksikliğinde ticaret de yapılamaz” açıklamalarında bulundu.
Acentelerin risk analizi konusunda yetkin olmaları gerekiyor
Acentelerin finansal okuryazarlığının çok iyi olması gerektiğine dikkat çeken Yıldırım,
“Acentelerin risk analizi konusunda yetkin olmaları gerekiyor. Ayrıca, merhamet ve vicdan
duygularının olması, müşterilere en doğru bilgiyi sunmalarını sağlamak için çok önemli. Bu, en ucuz fiyatı sunmaktan çok, işin ciddi ve önemli olduğunun farkında olmakla ilgilidir. Son yıllarda acenteler, mesleklerine olan saygıları nedeniyle ofislerini güzelleştiriyor, teknik ve bilgi anlamında kendilerini geliştiriyorlar. Bu değişim sevindirici bir gelişme. Burada önemli olan, bir müşterinin ofisinize geldiğinde bir bankada hissetmesi gereken güveni ve profesyonelliği yaşatmanız gerektiğidir. Çünkü sigortacılık, finansal sektörün en önemli parçalarından biridir. Hatta bankacılıktan bile daha önemli olabilir. Kredi alabilmeniz veya ticaretin devamlılığı için sigortacılığın büyük bir rolü var. Sigortacılığı ikinci plana atmak veya özen göstermemek sektöre
ve kendimize zarar verir” dedi.
Müşterilerimiz etraflarındaki kişilere bizi tavsiye ediyor
Yıldırım, “Son 20 yılda bireysel müşterilerimize odaklanarak yüzde 90’ın üzerinde bireysel
müşteriye dokunduk. Bireysel müşterilerimizin büyük çoğunluğu, aldıkları hizmetin kalitesinden dolayı etraflarındaki kişilere bizi tavsiye ediyor” dedi.
Akdeniz bölgesinde yabancı sağlık sigortasında güçlü bir konumdayız
Toplam üretimlerinin yüzde 20’sinin trafiğe dayandığını, ancak trafik acentesi olmak istemediklerini kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti: “Çünkü trafik sigortası dönemsel değişiklikler gösteriyor ve bu konuda istikrarlı olmak zor. Bizim portföyümüzün yüzde 40-45’i kasko poliçelerine dayanıyor. Ayrıca, yüzde 15-20’lik kısmı sağlık branşında. Özellikle modüler sağlık sigortası ve yabancı sağlık sigortalarında ciddi bir portföyümüz var. Akdeniz bölgesinde yabancı sağlık sigortasında güçlü bir konumdayız. Müşterilerimizin tüm sorunlarıyla birebir ilgileniyoruz, bu da müşteri memnuniyetini artırıyor ve bize yabancı sağlık sigortasında büyük bir ivme kazandırıyor” diye konuştu.
Hasar primimiz çoğu firmadan daha iyi
“Portföyümüzün çeşitliliği kadar, hasar yönetimini de çok iyi yaptığımız için hasar primimiz çoğu firmadan daha iyi” diyen Yıldırım, şöyle devam etti: “Başladığımız günden itibaren, yollarını ayırmadığımız sigorta şirketleriyle devam ettik. Bu sayede, sigorta şirketleriyle kazan-kazan ilişkisi kurarak kârlı portföyler oluşturduk. Trafik sigortası, satılan değil, aslında talep edilen bir ürün. Biz müşterilerimizi, yaşadıkları veya yaşayabilecekleri sıkıntıları anlatarak ihtiyaçlarına en uygun ürünleri almaları konusunda yönlendiriyoruz. Ayrıca küçük bir YouTube kanalımız var, burada müşterilerimize sigorta ile ilgili bilgilendirme yapıyoruz. Bu da portföy çeşitliliğimizi destekliyor.”
Sigortacılık uzun soluklu bir yolculuk
Yıldırım, “İstihdam politikamızda tek kriterimiz, daha önce sigortacılık yapmamış kişilerle
çalışmak. İş alımlarını tamamen tanınan bir iş portalı üzerinden yapıyoruz. Genç arkadaşlarımız sektöre girdiklerinde heyecanlı oluyorlar ama zamanla bu heyecan sönüyor. Bu sektör çok değerli ve önemli, bu yüzden genç arkadaşlarımıza
hep şunu empoze etmeye çalışıyoruz: ‘Hiçbir şey bir anda olmuyor. Bir ayda, iki ayda, hatta bir yılda bile hemen sonuç alınamaz’. Aldığımız her arkadaşı öncelikle kendi kültürümüze adapte ediyor ve doğrularımızla yetiştiriyoruz. Ofis içinde ya da dışarıda portföy oluşturma noktasında da destek veriyoruz. Hiçbir şeyin kısa vadede gerçekleşmeyeceğini, bunun uzun soluklu bir yolculuk olduğunu bilmeleri çok önemli” şeklinde konuştu.
Sermaye yapısının çok güçlü olması lazım
Yıldırım, işletmeciliğin önemine değinerek “İşletmecilik yapmak istiyorsanız yanınızda
çalıştırdığınız insanlara karşı sorumluluğunuz var. Öncelikle, çalıştırdığınız kişinin maaşını
ödeyebiliyor olmanız gerekiyor ve sektöre zarar vermemeniz şart. Düşük sermaye ile bu işe başlarsanız tekeri döndürebilmek adına bazen yan yollara sapmanız kaçınılmaz olur. Bu nedenle, sermaye yapısının çok güçlü olması gerekiyor. Bir işletme açmak için bile 50 bin lira sermaye yeterli değil, bu çok düşük bir rakam. Şahsi fikrim, sermayenin daha da arttırılması gerektiği yönünde” dedi.
Trafik sigortasında DASK benzeri bir yapının oluşturulması faydalı olabilir
Yeni bir genelgeyle trafik sigortası kesmeyen şirketlere yaptırım getirildiğini hatırlatan Yıldırım, “Sigorta şirketleri de birere ticari işletme. Yani sigorta şirketlerine ‘belirli bir ürünü kes, ya da belirli bir fiyattan sat’ diye bir yaptırım uygulayamazsınız. Ben serbest tarifeye karşıyım. Şunu iddia ediyorum ki, serbest tarifeye geçilirse fiyatlar daha da düşer. Bu durum, kaskoda yaşanan sürecin bir yansımasıdır. Kaskodaki fiyat ucuzluğuna da dikkat çekmek istiyorum. Eğer serbest tarife uygulanırsa, fiyatlar daha da aşağıya çekilecek ve bu da daha fazla zarara yol açacak. Trafik sigortasında sigorta şirketlerinin trafik yükünü azaltmak adına DASK benzeri bir yapının oluşturulması faydalı olabilir. Trafik sigortası gerçekten ciddi bir sorun. Hatta rakamlar, kasko fiyatlarını geçmiş
durumda. Bu durum hem insanlar için hem de şirketler için oldukça zorlayıcı. Maliyeti 100 TL olan bir ürünü 80 TL’ye satmak ne doğru ne de sürdürülebilir bir yaklaşım” dedi.
Dijital tarafta da insan gücüne ihtiyaç olacak
Dijitalleşmenin sigorta sektöründeki yerini vurgulayan Yıldırım, “İlerleyen dönemde her şey dijitalleşecek. Herkes online üzerinden poliçelerini satın alacak. Belki bu süreç zorlu olabilir ama unutulmaması gereken bir şey var; biz Türkiye’deyiz. İletişimin çok önemli olduğu, sorun yaşandığında arayabileceğiniz kişilerin olması gerektiği bir yapı gelişmesi gerekiyor. Dijitalleşme devam edecekse ve gelişecekse, dijital tarafta da insan gücüne ihtiyaç olacak. Çünkü online üzerinden alınan bir teklifin neyi karşıladığını ya da neyi karşılamadığını herkesin bilmesini bekleyemezsiniz” açıklamasını yaptı.
Sigortalılık bilincinin artması için çalışıyoruz
Sigortacılık bilincinin önemine dikkat çeken Yıldırım, şu açıklamayı yaptı: “Bir insan, bir mağduriyet yaşarsa ve siz onun mağduriyetini optimum düzeyde giderebiliyorsanız, o kişi sigortacılık bilincine sahip oluyor. Sürekli öğretici ve anlaşılabilecek kısa videolar hazırlamaya çalışıyoruz. Bu aslında bir maliyet, ancak sektöre olan vefa borcumuz. Eğer bu sektörde ekmek yiyorsak, sektöre bir damla katkımız varsa bu bizim için çok değerli.”
Sigorta Ekranı: