29 Nisan 2024, Pazartesi
spot_img

“Bankacılara verilen değer bize de verildiği gün çağ atlarız”

Sektörün önde gelen temsilcileri acentelerin gelecek vizyonunu belirlemek için “Acenteler Gözüyle Sigortacılık Toplantısı”nda bir araya geldi. “Ekonomideki devamlılığın sağlanması için sigorta sektörü olmazsa olmaz” diyen SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, “Bu ülke için en az bankacılar kadar kıymetliyiz. Bankacılara verilen değerle sigortacıya verilen değer bugün bu ülkede eş değer olduğu gün biz çağ atlarız” dedi.

Sigorta sektörünün önemli bir sac ayağını oluşturan acenteler, yeni yol haritasını belirlemek üzere İzmir’de bir araya geldi. İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen Acenteler Gözüyle Sigortacılık Toplantısı’na Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetme Kurumu Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, TÜSAF Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Çelik, Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı da konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda  sektörün sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, sigorta sektörünün ülke için stratejik bir sektör olduğuna dikkat çekerek, “Aslında bizim sigorta sektörü olarak en temel fonksiyonumuz risk yönetmek. Daha teminat vermeden riski yönetmeyi yapabilmek çok önemli. Biz en başta sigorta profesyonelleri olarak bu risklere karşı tüm bu paydaşları uyarmak birinci günden gerekli adımları atmak durumundayız. Birde fon fonksiyonumuz var. Ekonomi için kaynak üretiyoruz. Üstelik bizim ürettiğimiz kaynak mevduattan farklı olarak kısa vadeli değil uzun vadeli buda ülke ekonomisi için çok kıymetli. Sigorta sektörünü ülkemiz için stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Ekonomideki devamlılığın sağlanması finansal istikrarın korunması, sürdürülebilirlik için sigorta sektörü olmazsa olmaz. Sigortacılıkta geldiğimiz nokta yeterli değil. Çok büyük sorumluluklarımız var. Bu ülkenin riskini yönetiyoruz. Teminat veriyoruz. Fon oluşturup bunu da ekonomiye sunuyoruz” diye konuştu.

Dünyada ve ülkemizde mevcut risklere karşı 2 temel argümanın önemli olduğunun altını çizen Eroğlu, “Bunlar devletimiz ve sigorta sistemi. Peki her fırsatta devlete mi gitmeliyiz? Hükümet ve devlet dediğimiz aslında tüm toplumda ki erklerden oluşan bir aygıt. Toplanan vergilerle giderleri karşılayan bir aygıt. Tasarruf etmeyip sonra bir afet olduğunda her şeyi devletten mi beklemeliyiz? Ama sonuna kadar her şeyi devlet karşılayacak demek hem bir kültür meselesi hem de bu kadar büyük faturaların altından tek başına devletlerin kalkmasını beklememek lazım. Gelişmiş ülkelere baktığınızda burada sigorta sektörünün ciddi bir ağırlığı olduğunu görüyoruz oluşan hasarlarda” değerlendirmesini yaptı.

Biz bu ülke için en az bankacılar kadar kıymetliyiz

“Bugün DASK’ın 2000’li yıllarda kurulup 20 yılda 25 milyar lira biriktirmiş olmasaydı 11 ilde bu 25 milyarı ödeyemiyor olacaktık” diyen Eroğlu, sigorta sektörünün fon biriktirmek açısından çok önemli olduğunun altını çizdi. Eroğlu, “Biz bu ülke için en az bankacılar kadar kıymetliyiz, en az finansçılar kadar kıymetliyiz. Bir tesisin yapılması için bankalardan finansman peşinde koşan reel sektörün, o tesisi bir sigara izmaritinin yok etmesi durumunda teminat olarak ödeyecek olan bu sigorta sektörünün de değerinin farkına varması lazım. Bu farkı onlara anlatmamız lazım. Bankacılara verilen değerle sigortacıya verilen değer bugün bu ülkede eş değer olduğu gün biz çağ atlarız.”

Acenteler şirketlerin müşteriye dokunan yüzü

Konuşmasında acentelere de değinen Eroğlu, onlarının sorununun kendilerinin sorunu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Acenteler bizim için çok kıymetli iyi ki varsınız. Sizin sorununuz bizim sorunumuz. Bu nedenle gece gündüz çalışıyoruz. 17.000 acenteyi rahatlatmadan bizim hedeflediğimiz noktaya gidemeyeceğimizi düşünüyoruz. Sizler sigorta şirketlerinin müşteriye dokunan yüzüsünüz. Siz sahada müşteriyle olan diyaloğunuzda şirketi temsil eden tarafsınız, her yaptığınız yanlış sigorta şirketinin hanesine yazılmıyor mu? O zaman ben sigorta şirketinin genel müdürü olsam önce benim acentem mutlu mu sorunları ne ona bakarım. Bizler için ne kadar büyük şanssınız. Sektörde kronik sorunları çözmeden sigorta sektörünü büyütmek için isteseniz de çaba sarf edemiyorsunuz. Bir trafik poliçesi kesmek için en az 1 saatinizi ayırıyorsanız biz bu sektörü büyütemeyiz. Günün sonunda hep beraber kaybediyoruz. Bu nedenle kronik sorunları çözmeliyiz.”

Sigorta şirketleri kontrolsüz bir şekilde trafik üretirse 1 ayda batar

Konuşmasında trafik sigortasında yaşanan sorunlar hakkında da değerlendirme yapan Eroğlu, “Sigorta şirketleri bugün trafik poliçesi kesmekten imtina ediyorsa sebebi bu zarardır. Bir sigorta şirketi kontrolsüz bir şekilde trafik üretirse 1 ayda batar. Trafik branşındaki zarar bilanço zararına döndüğü zaman sigorta şirketlerinin trafik satması için hevesli olmasını beklememek lazım. Empati yapmak lazım. Genel müdürler bilanço mali dengesini bünyesini korumaya çalışıyor. Doğrudan tazmin, serbest tarife ilerde önümüzdeki sorunları çözünce geçeceğimiz konular. Değer kaybı, tahkim bir rant sistemine dönüşmüş burayı çözmeye çalışıyoruz. Yılların birikmiş kronik sorunlarını bir günde çözemeyiz. Bize biraz zaman verin” diye konuştu. Sigorta priminin ihtiyaçlar listesinde birinci sırada yer alması için çalıştıklarını belirten Eroğlu, “Sigorta primi ihtiyaçlar listesinin en sonunda yer alacak bir prim olamaz. Sigorta primi birinci sırada yer almalı. Gerçek bir koruma istiyorsak onun bedeli neyse ödeyeceğiz. Buda sigortalıya düşen yükümlülük. Bunu da bizim anlatmamız gerekiyor” dedi.

Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren: “Dask bir afet sigortasına dönüşecek

Türk Reasürans Genel müdürü Selva Eren, bakanlıkla yaptıkları görüşmeler ve istişareler sonucunda, DASK’ta önümüzdeki dönemde teminatlarda bir artışa gitmeyi hedeflediklerini belirterek, “En azından bu artışı bir yıl boyunca bakanlığımızın karşılaması ve sonraki yıllarda teminat üzerinden ilerleyerek vatandaşlarımızın memnuniyetini sağlamak için prim ödemeleri ve teminat artışı şeklinde planlıyoruz. Bunun aslında adına baktığınız zaman DASK, Doğal Afet Sigortaları ama sadece tek bir afeti kapsıyor. O da deprem. Ama bunun dışında o kadar çok afet var ki! Bununla ilgili de geçen Mart ayından itibaren bir çalışma yapıyorduk. Çalışmamızı sonlandırdık. Şimdi sigorta şirketlerinin bunu sistemlerine entegre etmeleri var ve birtakım düzenlemeleri var. Dolayısıyla SEDDK başkanımızın da desteğiyle yeni dönemde artık gerçekten deprem sigortası bir afet sigortasına dönüşecek. Sadece seli değil orman yangınları gibi aklınıza gelebilecek tüm afetleri içerecek çok kapsamlı bir poliçe olacak. Biz bunun tüm hazırlıklarını bitirdik SEDDK‘ya teslim ettik. Dolayısıyla yeni dönemdeki tek hedefimiz şu anda gerçek anlamda bu poliçeyi bir afet sigortasına dönüştürmek.”

Çok yol aldık ama yeterli değil

Türk Reasürans olarak DASK’ın yönetimini 8 Ağustos 2020’de devraldıklarını belirten Eren, “Devraldığımız dönemde toplam 9,8 milyonluk bir poliçe vardı. Bugün 2.5 yılda geldiğimiz nokta hala 12 milyon poliçedeyiz. Tabii baktığınız zaman göreceli olarak 20 yılda gelen 9,8 milyonluk poliçe rakamının üzerine epeyce çıktık. Ama yine de yeterli olmadığına inanıyoruz. DASK’ın fonlarını da 10 milyar TL gibi bir rakamla ve toplam reasürans korumasıyla beraber 25 milyarlık TL’lik bir korumayla devraldık. Bu ödeme gücü de yaklaşık 25 milyar TL’ydi. Bu fon artı reasürans korumasıyla beraber. Biz bu koruma oranını şu anda elimizdeki fonlarla beraber yaklaşık 117 milyar TL’ye ulaştırdık. Bu sadece bir tane depremi değil bir sene içerisinde aynı rakamla bir başka büyüklükteki depremi de kapsar oranda diyebiliriz” diye konuştu.

DASK bölge müdürlükleri kurulacak

Konuşmasında deprem sonrası yapılan bazı hatalara da değinen Eren,  “Örneğin müşteri bilgilerinin yanlış girilmesi, küçük metrekareler, sigorta şirketlerinin konut poliçesi yapmaktan imtina etmesi, bunlardan bazıları. DASK olarak bölge müdürlükleri kuracağız, Poliçeleri sigorta şirketleri denetleyemeyecekse DASK olarak bölgeler açarak biz denetleyeceğiz. Beyan usulünden kurtulacağız. Sel teminatının eklenmesiyle belli oranda primler artacak buna bağlı olarak acentelerin komisyon oranlarını yeniden değerlendireceğiz. Deprem sigortası konusunda hem acenteyi hem vatandaşı ortak bir noktada buluşturmak zorundayız. Bu noktada yakın bir zamanda sigorta şirketleriyle bir görüşme gerçekleştireceğiz. Bu toplantıda, açık ve net bir şekilde, herkesin niyetini gizlemeden, dolanmadan ve etrafında dolaşmadan bir araya geleceğiz. Herkes fikrini açıkça ortaya koyacak. Ne istediğini koyacak. Ondan sonra hep beraber biz bu sorunları çözeceğiz. Çok ciddi sorunlarımız var bizim. Biz DASK namına bunları çözmek zorundayız ve çözeceğiz” diye konuştu.

Tüsaf Başkanı Adnan Çelik: Acenteler eriyor ve geleceğe güvenle bakamıyor

Konuşmasında sigorta sektörünün bugüne kadar geçirdiği evrelere dikkat çeken Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Çelik, “Eskiden sigorta denince kapıdan kovulup bacadan giren insanlar gelirdi akla. Sektörümüz ve biz gerçekten sıkıntılı yol ve süreçlerden geçerek bugünlere geldik. Sigorta acenteleri de sektör gibi evrildik, değiştik” dedi.

Sektör olarak birçok sorunları olduğunu belirten Çelik, bunları ise şöyle sıraladı: “Hiç sorunumuz yok mu elbet var. Özellikle sigorta şirketlerinin farklı dağıtım kanallarına farklı uygulamalar yapması, uzun süredir devam eden trafik sigortalarının şirketler tarafından yapılmak istenmemesi. Reasürans kapasitesinin daralması sonucu sigorta yapılmak istenmeyen riskler ve bunların komisyonlarının dibe çekilmesi, şirketlerin kendi web sitelerinden acenteleri pas geçerek poliçe satması. Bankaların acentelerin işlerine girerek müşterinin chip para puanlarına sigorta poliçesi satması, yetkisizi ekran paylaşımları ve  büyük teknolojik sermaye gruplarının ellerindeki büyük veriyi kullanarak poliçe satmaya çalışmaları sonucu biz acenteler olarak eriyoruz. Ve yok olmaktan korkuyor ve geleceğe güvenle bakamıyoruz.”

İzmir Ticaret Odası Meslek Komitesi Başkanı Şebnem Korkut: “Sektörün yeni yol haritasına ihtiyacı var

İzmir Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı Şebnem Korkut, sektörün yeni bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu belirterek bu toplantının amacının da sigorta acentelerinin gözünden sigortacılık mesleğine bir göz atmak ve sektörümüzün gittiği yönü belirlemek olduğuna dikkat çekti. Korkut, konuşmasında şunları söyledi: “Sigorta acentelerinin bu yol üzerinde nasıl bir konum üzerinde yer alacağını tartışmak ve sorularınıza cevap aramak istiyoruz. Dünyada yaşanan hızlı değişim tüm sektörleri yakından ilgilendiriyor. Risk yönetimi gibi önemli bir sureci yöneten sigortacılar acısından ise hem hızlı hem de her gün değişen birçok sigorta riskleri ile birlikte değişiyor. Bu süreçte yaptığımız isi hakkıyla yapmak, sattığımız her poliçenin gerektirdiği durumlarda en iyi şartlarda hasar ödemesini sağlamak, müşterinin satın alma kabiliyetine uygun primini en iyi poliçe için bir araya getirerek poliçeyi dizayn etmek, hasar anında müşterinin yanında olmak, hatta onunla beraber ağlamak gibi her turlu isteklerin acentelerin önümüzdeki 5 yıl içerisinde konumunun nerede olacağını bilmek istiyoruz. Her gün bir sürü yenilik çıkartan sigorta şirketlerinin bizlere verdikleri hedeflere uyup uygun üretim yapmak, zorlayıcı tüm unsurlara rağmen müşterilere mevcut sigorta şirketlerinden en iyi fiyatı bulmak için çabalayan sigorta acentelerine her gün farklı sorumluluklar çıkmaktadır. Bu toplantı da tüm konuşmacılardan yeni yol haritası için oluşturdukları fikirleri bizlerle paylaşarak sigorta acentelerinin yoluna ışık tutmalarını bekliyoruz.”

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı: ” Geçim problemi olmayan ‘aracı’ yaratıcı olur!”

İzmir Ticaret Odası’nda düzenlenen ‘Acenteler Gözüyle Sigortacılık’ toplantısına konuşmacı olarak Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı da katıldı. Obalı, konuşmasında sigorta şirketlerinin bu yıl aracılara ödediği komisyonların da arttığına dikkat çekti. Sektörün aracılara 28,7 milyar TL komisyon ödediğini belirten Obalı,  “Siz acentelerimizin de buradan fayda sağladığını görüyoruz. Sizlerin kazanması, sektör açısından son derece önemli. Karnı doyan ve geçim problemi yaşamayan insanlar yaratıcı olur, yeni şeyler üretebilir” değerlendirmesine bulundu.

Sektör ciddi cazibe merkezi

Konuşmasında, tüm zorluklara rağmen Türkiye sigorta sektöründeki istikrarlı büyümeye dikkat çeken Obalı, sektörün ciddi bir ‘cazibe merkezi’ olduğunu söyledi. Sektörde 73 tane şirketin faaliyet gösterdiğini hatırlatan Obalı, buların 14’ünün son 3 yılda kurulmuş olmasını takdire şayan olduğunu ifade etti. Büyüyen sektörün aynı zamanda istihdam yarattığını da vurgulayan Obalı, “Sigorta şirketlerinde çalışan sayısı 23 bin kişiye ulaştı. Hali hazırda giderek istihdama katkı devam ediyor. İş gücüne talep var. Acentelerden, sağlık sektöründeki paydaşlarımıza ve tamirhanelere de baktığımızda aslında 200 bin kişilik bir aileyiz” dedi.

Sigorta bilinci deprem sonrasında gün yüzüne çıktı

Enflasyonun, primler üzerindeki etkisinin yadsınmaması gerektiğini ifade eden Obalı, bununla birlikte 6 Şubat depreminden sonra sigorta bilincinin gün yüzüne çıktığına dikkat çekti. Bu durumun daha önceki afetlerde de yaşandığını vurgulayan Obalı, bazı musibetlerin sigortalılık tarafında ciddi bir ivmelenme yarattığının gözlendiğini söyledi.

Primlerin yüzde 50’den fazlası tazminat olarak ödendi

Sektörde, ağırlıklı olarak primin konuşulduğunu hatırlatan, bununla birlikte ödenen tazminatların da arttığına dikkat çeken Obalı, “2022 yılında sektör, toplanan primlerin yüzde 50’sinden fazlasını tazminat olarak vatandaşımıza geri ödedi. Kamuoyunu da ödenen tazminatlar konusuna odaklamak gerekli” diye konuştu.

1 Yorum

  1. Biz acentelere ikinci iş yapamazsınız kanunu Bankalar ve Oto bayiilerine neden uygulanmıyor. Herkes kendi işini yapsın her kesime uygulandığı zaman sorun kalmaz. Acente burada tıkanıyor bayiilerin dayatması bankaların dayatması yüzünden sektör itibarsız durumda Deprem de gördük bunu vatandaş bankalardan yapılan poliçelerine hasarda destek alamadı biz acenteleri aradı. yapılan poliçelerde de gördük ki Yangın poliçesinde deprem teminatı yok yada müşteriye kredi borcu kadar teminatla poliçe düzenlenmiş yani eksik teminat. Çözüm herkes kendi işini yapsın kararı alınması.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER