8 Mayıs 2024, Çarşamba
spot_img

‘Sigortaya boşuna mı para ödüyoruz?’

Yabancı sermayeli şirketlerin girişiyle sigorta sektörünün yapısının değiştiğini belirten Avukat Özlem Hökenek, “Birleşme ve satın almaların çokça yaşandığını görmekteyiz” dedi. Hökenek, Türk sigorta sektörünün sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından sektörün ekonomideki yerinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı.

Avukat Özlem Hökenek, yazısında şunları dile getirdi:

96-OZLEM HOKENEK.QXD:Layout 1

Türk sigorta sektörü küreselleşmeyle birlikte hızlı bir değişim geçirmiştir. Sigorta sektörünün yabancı sermayeli şirketlerin girişiyle yapısının değiştiği, birleşme ve satın almaların çokça yaşandığını görmekteyiz. Türk sigorta sektörünün sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından sektörün ekonomideki yerinin belirlenmesiyle birlikte sektörün müşterilerindeki yani Türk toplumundaki imajının da belirlenmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin genç nüfus açısından dünya sigorta sektöründe potansiyelin çok yüksek olduğu kanısında olan yabancı yatırımcıların bu pazara girerken maalesef atladıkları bir husus olmuştur ki bu da sigortacılığın Türk toplumundaki imajıdır. Her ne kadar sigorta sektörü sermaye piyasasına önemli ölçüde fon yaratabilecek bir potansiyele sahip bulunsa da toplumda istihdam sağlama açısında sosyal refah düzeyini artırsa da ‘sigorta’ kavramının sosyo-kültürel yapı içinde gerekli yere sahip olmaması; geçmişten gelen hatalı sigortacılık uygulamalarıyla sigortaya karşı oluşan yanlış düşünceler, sigorta talebine yönelmeyi teşvik eden bir ekonomik gelişme düzeyinin ortaya çıkamaması sigorta sektörünün gelişmesini engellemektedir.

Sigortacı, üç kağıtçı gibi görülüyor

Ancak tüm bunların yanında yabancı yatırımcılarla hızla değişen sektörün kendini tam gereken mecralarda ifade edememesi bu oluşan imajı yıkmak için koordineli çalışamaması sektörün gelişmesinde en büyük engeldir. İmaj sorununu görmezden gelerek gelişmeye çalışmak başarının önünde büyük bir bariyerdir. Gerçekten de geçen akşam izlediğim bir polisiye Türk dizisinde geçen replikleri aynen yazıyorum: “Sigortacıları biliyorsunuz, paranızı ödememek için çabalarlar. Ödeseler bile burnunuzdan getirirler hemen ödemezler.” Yine; geçmişten bugüne yazılmış tiyatro oyunlarında ya da skeçlerde sigortacıyı kapıya gelen ayak üstü vatandaşı dolandırmaya çalışan üç kâğıtçı bir karakter olarak yazışmıştır.

Birlik nezdinde bir komisyon kurulmalı

Bütün bunların yanında aslında sigortacılıktaki imaj problemi sektörün kendi bünyesinden kaynaklanmaktadır. Sektör derken, Türkiye’deki sigorta sektöründen bahsetmiyorum. Genel dünyadaki sigortacılıktan söz ediyorum. Bu imaj sorununun sadece Türkiye’de değil, diğer ülkelerde yaşayan meslektaşlarla yapılan sohbetlerde onlarda da yaşandığı bilgisi alınmıştır. Çünkü sigortacılığın doğasında bu vardır. Bugün müşteri bir poliçe aldığında hemen faydasını göremiyor. Ancak diğer sektörlerde satılan ürünlerde hemen faydasını görebiliyor. Sigortacılık böyle değil. Müşteri bir riski teminat altına almak için para ödüyor çoğunlukla da bu risk gerçekleşmiyor. O zaman da ‘boşuna mı para ödüyorum’ diye düşünüyor. Bu durum müşterinin tam olarak neyi satın aldığını bilmemesinden kaynaklanıyor. Diğer yandan özellikle hasar almış kimi sigortalılar aldığı hasar bedelinin bir bölümünün eksik olduğunu düşünebiliyor. Sigorta şirketi doğal olarak tüketiciye, “Şu teminatı almadığınız için hasarın bir kısmını ödeyemiyoruz” diyor. Eğer sigortalı en başta neyi satın aldığını biliyor olsa mutsuz olmayacak. Burada da faturayı biraz sektöre çıkarmak gerekiyor. Bu konuda şeffaflığın yeteri kadar sağlanması gerekmektedir. Ve sektörün imaj konusunda bilinçli ve koordineli bir iletişim stratejisinin yürütülmesi gerekmektedir. Evet bunun için atılmış adımlar var ama henüz nedense Türkiye Sigorta Birliği nezdinde kurulmuş bildiğim bir komisyon yok.

Sektörde güvenilirlik endeksi nasıl gelişir?

Sigorta, ekonomik kalkınmanın itici gücüdür. Milli servetin korunmasıyla vergi gelirlerinin devamlılığını sağlayan yollardan biridir. Sigortacılığın gelişmiş olduğu ülkelerde sigorta yaptırma bilinci, okullardaki eğitim programlarıyla topluma öğretilmiş ve tanıtılmıştır. Türkiye’de bu bilinç henüz yeterince oluşmamıştır. İşte tam da bu bilincin oluşması için sektörü tanıtan ürünleri müşterilere anlatan, teminatları gösteren daha fazla reklam daha fazla TV programı olmalıdır. Yine, şirketlerin kendi yaptıkları tanıtımlarda bu imaj sorununu belli noktada dikkate almaları gerekiyor. Tabii konu sadece reklam da değil. Diğer tüm aktivitelerde, kampanyalarda imaj sorunu ön plana çıkartılmalı ve tüm şirketler koordinasyon içinde hareket etmeli. Özetle, şirketler; proaktif olmalı, şeffaflığı müşterileri nezdinde sağlamalı ve imaj sorunu ön plana almaları gerekmektedir. Bunlar yapıldığı takdirde, sigorta sektörüne güvenilirlik endeksi önümüzdeki yıllarda gelişecektir. Bu ise hem tüketicinin lehine hem de sigorta şirketlerinin lehine olacaktır.

2 YORUMLAR

  1. SİGORTA ŞİRKETLERİNİN MÜŞTERİYE,,SİGORTA EKSPERİNE HİÇ SAYGISI YOK..HAZİNENİN İSE NE TÜRK HALKINA VE NE DE SİGORTA EKSPERİNE HİÇ SAYGISI YOK…SAYGININ GÜVENİN OLMADIĞI BİR KOŞULDA, ÜLKE İNSANININ SİGORTACIYA GÜVENİ EKSİ MERTEBELERDE..ŞİRKET İÇİ VE ŞİRKET DIŞI SUİSTİMALLERİN HADDİ HESABI YOK…HAZİNENİN DENETLEME ve VATANDAŞIN KENDİSİNE MÜRACATINDAKİ TAVRI İNANILMAZ KÖTÜ..ÖRNEK Mİ İSTİYORSUNUZ ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNUZ SİGORTACIYA DENETLEME UZMANI SEVK ETMESİ GEREKİRKEN, HAZİNE ŞİKAYET DİLEKÇENİZİ DEŞİFRE EDİP MUHATAP ŞİRKETE YÖNLENDİRİYOR..BU TUTUM NE KADAR AHLAKİ VE YASAL SORGULANMALI. AYRICA VE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMADA HAZİNE ÜLKE BÜROKRASİSİNDE EN ÖN SIRADA…TÜRKİYE DE SİGORTA SEKTÖRÜ HİÇ İYİ ÇALIŞMIYOR VEYA ÇALIŞTIRILMIYOR.. T O B B NİN DERHAL SİGORTA ACENTALARI İLE SİGORTA EKSPERİNİ BÜNYESİNDEN ÇIKARMASI ARTIK ELZEM HALE GELMİŞTİR…SİYASİ İKTİDAR VE M H P BU YÜZDEN ANAYASA OYLAMASINDA EN AZ ÜÇ PUAN KAYBETTİ…2019 YEREL GENEL VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE EĞER SİGORTA SEKTÖRÜNE.HAZİNEYE VE TOBB NE MÜDAHALE EDİLMEZ İSE..AK PARTİ’NİN HİÇ ŞANSI OLMAZ…BU ÜLKEDE SEÇMENİ HAFİFE ALANI, SEÇMEN SANDIKTA DA HAFİFE ALIR.

  2. Merhaba,

    1 kg. domateste yaklaşık 7,8 tane domates bulunur ve bunları alırken kontrol ederiz, ezik çürük var mı diye, üstelik 2 TL. lik bir alışveriş için sarf ettiğimiz zaman ve özeni bir poliçe satın alırken neden göstermeyiz? kusurlu sigorta şirketi mi, acente mi, sigortalının hiç mi eksiği, yanlışı, hatası yok mu? Evet, sigortalıyı aydınlatmalı ancak uygulamada gördük ki, sigortalı poliçe yaptırmış, poliçeyi eline almamış, okumamış, tabi ki neyi sigortaladığının farkında değil. Konut kredisi almış, banka kredi verdiği konutu sigortalamış, sigorta bedeli verdiği kredi miktarı kadar, hasar anında bakın neler oluyor, 1. genellikle eksik sigorta oluşuyor, 2. sigortalı ev eşyalarında oluşan hasarlarıda talep ediyor, halbuki eşya sigortası yapılmamış ! Kusurlu, eksikli kim? Banka görevlisi mi sadece ? Sigorta poliçesi bir değer ifade eder, bu değerin bilincinde olması gereken en öncelikli kişi sigortalıdır, bu bilincin oluşması için sigortalıda bir kg. domatese gösterdiği özeni oluşturabilmeliyiz.

    Saygılarımla,

    Mehmet E. Toker
    Sigorta Eksperi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER