Türk Lirası’nda yaşanan devalüasyonun, sigorta sektöründe maliyetleri artırdığına dikkat çeken Mapfre Sigorta Genel Müdürü Alfredo Muñoz, sadece yedek parça maliyetinin bile bu yıl teknik kârları olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Türkiye’de sigorta sektöründe faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketler arasında en başarılı şirketlerden biri hiç kuşkusuz Mapfre Sigorta. 2007 yılında İspanya ve Güney Amerika’nın en büyük sigorta grubu Mapfre’nin, hayat dışı (elementer) sektörde faaliyet gösteren Genel Sigorta’yı satın almasından sonra öncelikle Mapfre Genel Sigorta, daha sonra Ekim 2016’dan itibaren sadece Mapfre Sigorta olarak yoluna devam eden şirket, kârlılıktan ödün vermediği gibi pazar payını da artırarak, prim üretimine göre sektörde zaman zaman ilk 3’e girmeyi de başardı. Sektörde bugüne kadar bazı ilklere de imza atan şirket, pazarda oldukça rağbet gören ve hayat dışı şirketler yanında, hayat/emeklilik şirketlerinin bile sunmaya başladığı ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’nın da (TSS) öncüsü oldu.
Biz de bu ay Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak kapağımızda Mapfre Sigorta Genel Müdürü (CEO) Alfredo Muñoz’a yer verdik. Munoz, 2 yılı aşkın süredir şirketin Genel Müdürlük görevinde olmasına karşın Türkiye’yi uzun yıllardır tanıyan bir sigortacı. Mapfre Sigorta ve sigorta sektörü ile ilgili olarak sorularımızı yanıtlayan Muñoz’la röportajımızda konunun güncelliğinden dolayı kurdaki artış ve sektör üzerindeki etkisini de masaya yatırdık. Sektörün önde gelen yabancı sermayeli şirketlerden birinin yöneticisi olarak “Kurdaki artışa nasıl bakıyor? Doların 6 TL seviyeleri görmesi maliyetleri nasıl etkiledi?” Bu sorulara yanıt vermesini istedik. Munoz, sektördeki diğer sigortacılar gibi kur artışı konusunda dertli; şu sözleri, sektörün içinde bulunduğu tabloyu ortaya koyması bakımından oldukça manidar: “Sadece, yedek parça enflasyonu bile bu yılki teknik kârları aldı götürdü.”
Tüm branşlarda maliyetler arttı
Trafik sigortasında geçen yıl başlayan ve etkileri devam eden ‘tavan fiyat’ uygulamasının üzerine bu yıl bir de devalüasyonun bindiğini hatırlatan Munoz, “Yaşanan devalüasyon, sektörde başta oto sigortaları olmak üzere, tüm branşlarda maliyetleri artırdı”diyor. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında sigorta sektörünün gene de iyi durumda olduğunu vurgulayan Muñoz, maliyetlerdeki artış sonucu teknik kârlar azalmakla birlikte, özellikle ‘finansal gelirler’ sayesinde sektör açısından 2018’in kabul edilebilir bir yıl olacağını kaydediyor.
Muñoz’a göre Mapfre neden başarılı?
-
Mapfre, teknik kârlılığı arayan bir şirket
- Fiyat indirimi ve ekstra komisyon uygulaması yok
- Mapfre’de tüm personel kalifiye
- Eşitlikçi politikaya sahip. Yöneticilerin yarısı kadın
- Tüketiciler, acente, oto bayii, online vb. her türlü kanaldan ürünlerimize ulaşabiliyor
Hayat dışında son 3 yılda ortalama büyüme düşük
Muñoz, hayat dışı sektörün her yıl nominal olarak büyümesine karşın, büyüme performansının yeterli olmadığını dile getiriyor. Yapılan bir çalışmanın sonuçlarını bizlerle paylaşan Muñoz, “Türkiye’de hayat dışı sektör, son 3 yılda ortalama olarak yüzde 13 büyüme kaydetmiş. Enflasyon ve nüfus artış oranını dikkate aldığımızda sektörde büyümenin yeterli olmadığını ve beklentilerimizin altında kaldığını söylemek mümkün. Buna karşın, Türkiye’de potansiyel büyük. Gelir düzeyi arttıkça sigorta tüketimi de artacak” diye konuşuyor. Muñoz, sektördeki sorunların düzelmesi için serbest piyasanın işlemesinin ve serbest tarifeye geçilmesinin önemine dikkat çekiyor.
Sıralamadaki yer değil kârlılık çok önemli
Muñoz’la röportajımız sırasında uzun uzun Mapfre Sigorta’yı da konuştuk. Munoz’dan şirketin önümüzdeki dönemdeki stratejilerini, hangi branşlara ağırlık vereceklerini ve dağıtım kanalları ile ilişkilerini öğrenmek istedik. Mapfre Sigorta açısından çok iyi bir yıl olan 2017’nin arkasından 2018’in beklediklerinden kötü bir yıl olduğunu belirten Munoz, bu yıl olağan sigortacılık faaliyetlerinden kârlılık (teknik kâr) beklemediklerini dile getiriyor. Büyüme iştahı konusunda “Piyasa izin verdiği ölçüde büyümek istiyoruz” diyen Muñoz, Mapfre Sigorta için sektörde sıralamadaki yer, hatta prim üretimine göre ilk 3’te yer almanın önem taşımadığını, şirket için ‘sürdürülebilir kârlılığın’ çok önemli olduğunu söylüyor.
Kârlılık hedefi doğrultusunda şirket, kârlı/kârlı olmayan branş ayrımına giderek, öncelikle geçen yılki değişiklikler ve ‘tavan fiyat uygulaması’ başladıktan sonra kârlı olarak görmedikleri trafik branşının toplam portföy içindeki payını azaltmaya başlamış. Buna karşın şirket, müşterilere uzun süre hizmet verebileceği ve sigortalıları şirkette tutabileceği, Mapfre’nin global ölçekte de uzmanlık alanı ‘yangın’, ‘nakliyat’ ve ‘mühendislik’ gibi branşlara ağırlık vermiş.
Sağlık henüz kârlı değil ama iyi bir geleceğe sahip
Mapfre Sigorta, söz konusu branşlar dışında Türkiye’de ‘sağlık’a da büyük önem veriyor. Hatta, Mapfre, Medical Park Hastaneler Grubu ile işbirliği yaparak ülkemizde 2012 yılı sonunda tamamlayıcı sağlık sigortasını ilk başlatan şirket unvanına sahip. “Peki, Muñoz sağlık branşı ve tamamlayıcı sağlık hakkında ne düşünüyor?” Biraz da bu sorunun yanıtını öğrenmek istedik. Muñoz’a göre gerek sağlık gerekse TSS, hem sektör geneli itibarıyla hem de Mapfre Sigorta özelinde Türkiye’de henüz kârlı bir branş değil. Munoz, sigorta şirketlerine sunulan çok fazla düşük fiyat teklifi ve sektördeki şirketler arasındaki rasyonel olmayan fiyat rekabetinden yakınıyor. Bununla birlikte sağlık branşının geleceği olan bir branş olduğunu altını çizen Muñoz, TSS’ye devletin diğer ülkelerde olduğu gibi ‘vergi teşviki’ gibi teşviklerle destek vermesinin sektörün yararına olacağını söylüyor.
[box type=”custom” color=”#ffffff” bg=”#1e73be” fontsize=”15″ radius=”15″]
Acente mi yoksa güzel bir eczane mi?
Şirket, dağıtım kanalları ile ilişkilerine de büyük önem veriyor. Munoz’dan edindiğimiz bilglilere göre, şirketin iki majör dağıtım kanalı var: Acenteler ve brokerler. Şirket, yaklaşık 2 bin 200 acenteye sahip. Bununla birlikte, şirket son dönemde Mapfre’nin diğer ülkelerde de uyguladığı yeni bir uygulamayı hayata geçirmiş. Sadece, Mapfre ile çalışan ‘münhasır acentelik.’ Yıl sonunda münhasır acente sayısının da 200’e ulaşması bekleniyor. Şirket, söz konusu acentelerin konseptine, dış görünümüne ve iç mimari tasarımına da büyük önem veriyor. Hatta, münhasır acentelerin açıldığı yerlerde sokaktan geçen bazı kişilerin, “Buraya, acaba güzel bir eczane mi açılıyor?” diye sorduklarını söylüyor. Acentelere yönelik, “Yalnız değilsiniz, birlikte çalışıyoruz; hayatlarınızı kolaylaştırmak istiyoruz” mesajlarını veren Munoz, özellikle Y ve Z kuşaklarının sigorta taleplerini de dikkate alarak, acentelerin djitalleşmesine ve online satışa da önem verdiklerini söylüyor. Şirket, bu amaca yönelik olarak acenteler için web sitesinde bir tool oluşturmuş. Acenteler, bunun üzerinden online satış yapabiliyor. Munoz, ayrıca bazı şirketlerin banka kanalından sağladığı avantajları Mapfre olarak broker kanalından sağladıklarını da sözlerine ekliyor.[/box]
BES planlarımız arasında yok
Alfredo Muñoz’a röportajımız sırasında sektörle yakından ilgili pek çok kişinin cevabını öğrenmek istediği bir soruyu da sorduk: “Mapfre, Türkiye’de hayat ve bireysel emeklilik sektörüne de yatırım yapacak mı?” Muñoz, sorumuza öncelikle kısa ve özlü yanıt veriyor: “Bireysel Emeklilik Sistemi’ne girmek, Türkiye’de şu anda planlarımız arasında yok.” Bunun gerekçelerini sorduğumuzda ise şunları söylüyor: “Türkiye’de bireysel emeklilik sektöründe pazar tam olarak oturmadı; öncelikle pazarın oturması gerekiyor. Devlet tarafından da çok fazla mevzuat değişikliği yapıldı. Ayrıca, bireysel emeklilikte başarılı olmak için ‘blok’ işler önem taşıyor. Bunun için de şirket olarak uzun vadeli anlaşmalarınızın olması ya da arkanızda ana dağıtım kanalı olarak büyük bankaların olması gerekiyor.”
“Son dönemde kurdaki dalgalanmaya Grup, nasıl bakıyor? Yaptığı yatırımdan memnun mu?” sorumuzu ise Muñoz, şu şekilde yanıtlıyor: “Mapfre, Latin Amerika ülkelerinde de faaliyet gösterdiği için finansal piyasalarda dalgalanmalara ve kurlardaki yükselişe çok alışkın. Unutulmamalı ki her inişin bir de çıkışı var. Ayrıca, Grup Türkiye’ye yatırımından ve Mapfre Sigorta’nın performansından da çok memnun. Geleceğe yönelik önemli beklentileri var. Türkiye’nin ülke olarak avantajlarının da farkında.”
Satın alma olabilir ama bize değer katması lâzım
Genel Sigorta’yı satın alarak Türk sigorta sektörüne giriş yaptıktan sonra, geçmiş yıllardaki bazı büyük satın almalarda da Mapfre’nin adını adını sık sık işitmiştik. Son günlerde de sektörde bazı sigorta şirketlerinin sermayedarları tarafından satışa çıkarılabileceği konuşuluyor. Biz de Muñoz’a bu durumu hatırlatıp, “Mapfre, hayat dışı sektörde yeni bir satın alma planlıyor mu?” sorusunu sorduk. Muñoz, sorumuza kısaca, “Olabilir, neden olmasın?” diye yanıt veriyor. Ancak, arkasından da ekliyor: “Satın alacağımız şirketin sözgelimi güçlü bir dağıtım kanalı gibi mutlaka bize bir değer katması gerekiyor. Bu koşullara haiz bir şirketle karşılaşırsak duruma göre bakarız.” Döviz kurundaki dalgalanmadan sonra, koşulların olumsuzluğuna dikkat çeken Muñoz, “Günümüzde, satılacak şirket değil asıl alıcı bulmak zor. Mapfre, Genel Sigorta’yı satın aldığında Euro, 1.8 TL’ydi. Bugün ise Euro’nun geldiği seviyeyi dikkate alırsak, yapılan yatırımın maliyeti 4 kat arttı” diyor.
Sigorta kafanızın rahat olmasını sağlar
Türkiye dışında, farklı ülkelerde de çalışmış olan Muñoz’dan biraz da Avrupa ülkelerindeki ile Türkiye’deki tüketici profilini karşılaştırmasını istedik. Muñoz, Türkiye’deki tüketicilerin sigorta ile ilgili davranışlarının, Avrupa ve gelişmiş ülkelerdekinden çok farklı olduğunu kaydediyor. “Türkiye’de bireyler, ekonomik zorluklarla karşılaştıklarında sigortayı bir maliyet unsuru olarak görüyor ve sigorta yaptırmayı bırakabiliyor. Oysa ki gelişmiş ülkelerde bireyler daha fiyat odaklı hareket ediyor ve sigortayı bırakmıyorlar” diyor Munoz. Alfredo Muñoz’un ülkemizdeki tüketicilere bir de tavsiyesi var: “Zor zamanlarda da sigorta yaptırmaktan asla vazgeçmeyin. Sigorta, kafanızın rahat olmasını sağlar. Bizler de sizlerin güveninizi kazanmak için çalışıyoruz.” Muñoz, ayrıca, kurdaki artıştan dolayı sigortalıların olumsuz etkilenmemesi için ‘eksik sigorta’ya karşı acentelerin bireyleri iyi bilgilendirmesi gerektiğini kaydediyor.
20 yıldır Mapfre çatısı altında çalışıyor
Mapfre Sigorta Genel Müdürü (CEO) Alfredo Muñoz, 1986 yılında finans alanında çalışma yaşamına başladı. Mapfre çatısı altına 1998 yılında dahil oldu. Farklı ülkelerde çalışan ve farklı görevlerde rol alan Muñoz, Mapfre Sigorta’daki güncel görevinden önce Mapfre Middlesea (Malta) şirketinde CEO görevini yürüttü. 2016 yılında Mapfre Sigorta’ya CEO olarak atandı. Evli olan Alfredo Muñoz’un 2 çocuğu var.
[box type=”custom” color=”#ffffff” bg=”#1e73be” fontsize=”15″ radius=”15″]
Munoz’un Hayatımız Sigortalı’ya açıkladığı misyonu ne?
Mapfre Sigorta Genel Müdürü Alfredo Muñoz’a Türkiye sigorta piyasası hakkındaki düşüncelerini de sorduk. “Türkiye’ye ilk geldiğinde nasıl bir piyasa bekliyordu? Beklentileri tam olarak gerçekleşti mi? Hayal kırıklığına uğradığı oldu mu?” Türkiye’ye aslında yabancı olmadığını ve Genel Müdürlük görevine atanmadan önce işin asistans tarafında görev yaptığını ve ülkemize sık sık gelip gittiğini vurgulayan Muñoz, şunları söylüyor: “Türkiye’ye ilk geldiğimde AB’ye paralel bir pazar bekliyordum. Ancak, bunun böyle olmadığını gördüm. Türkiye’de çok fazla uluslararası şirket olmasına rağmen, lokal şirketler gibi çalışıyorlar; dağıtım kanalları acente odaklı. Bireyler ise sigorta konusunda bilgili değil ve son kullanıcıya erişim çok az.” Muñoz, Hayatımız Sigortalı Dergisi okuyucuları ile Mapfre’de sahip olduğu misyonu şu şekilde paylaştı: “ Bir gün gelecek, Türkiye’den ayrılacağım. Ancak, ayrıldığımda, Mapfre Sigorta’yı yüzyılın getireceği zorluklarla mücadele etmeye hazır bir şekilde bırakmak istiyorum.”[/box]
Real Madrid taraftarı
Biraz da magazin gazeteciliği yapalım; Mapfre Sigorta Genel Müdürü Alfredo Muñoz’u sigortacı kimliği dışında tanıyalım. Kendisinden öğrendiğimize göre, Munoz sporu özellikle de futbol ve basketbolu çok seviyor; İspanya’nın köklü kulüplerinden Real Madrid’i destekliyor.
‘Menemen’i çok seviyor
Türkiye’de boş zamanlarında sanatla ilgili müze ve sergilere ya da restoranlara gittiğini belirten Muñoz, Türk yemeklerinden özellikle ‘menemen’i çok sevdiğini ifade ediyor. Türkiye’de olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti de vurgulayan Munoz, diğer bir çok yabancı yönetici gibi ülkemizde insanların pek dost canlısı olduğunu kaydediyor. Muñoz, aynı zamanda röportaj yaptığımız pek çok sigorta şirketi yöneticisi gibi ‘iyi bir aile babası.’ İki tane çocuk sahibi olan Muñoz, her iki çocuğunun da yurtdışında olmasından dolayı duyduğu özlemi dile getiriyor. “Çocuklarınızın da sigorta sektöründe çalışmasını istiyor musunuz?” sorumuza da esprili bir şekilde karşılık veriyor: “Ailede birden fazla kişinin sigorta sektöründe çalışıyor olması riskli!”
O zaman neden piyasadaki en ucuz fiyatı veriyor ve hatta kendi fiyatlandırmasına güvenmeyip diğer şirket tekliflerini getirenlere, altına inme sözü veriyorlar, bunu da açıklasın sayın genel Müdür!