Pandemi, kur, faiz ve enflasyon sarmalında ayakta kalmak ve geleceği öngörmek gitgide zorlaşıyor. Belirsizlik gölgesinde bütçe yapmanın zorluğu tüm sektörlerle olduğu gibi sigorta sektörü için de geçerli… Sigortamedya Odak Noktası yazarı Özer Şimşek, içinde bulunduğumuz dönem itibari ile sadece somut ve öngörülebilir riskleri ortaya koyduğumuzda 2022’nin hiç de umut vadetmediğine dikkat çekiyor ve şirketlerin en az 3 farklı bütçe senaryosu ile elini güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Sigortamedya Odak Noktası yazarı Özer Şimşek, kaleme aldığı yazısında önemli değerlendirmelerde bulundu:
“Birçok şirket Ekim ayından başlayan bütçe maratonunu henüz sonuçlandıramadı. Sadece sigorta sektörü değil, farklı sektörlerden görüştüğüm arkadaşlarım böylesine belirsizlik ortamında bütçe yapmanın hiç de kolay olmadığına vurgu yapıyor. Tedarik zincirinde sorun yaşayan sektörlerde bütçe yapmak daha da güçleşiyor. Sigorta sektöründeki güçlükler, tedarik sorunu yaşayan sektörlerden pek farklı değil. Önceki yazılarımda, kasko ve trafikteki sorunlara değinmiştim. Sigortacılık teknik karlılığı açısından pandemi kapanmalarının getirdiği pozitif ortamın hızla değişeceğini, ardından frekans artışını ve ortalama dosya maliyetlerindeki aşırı artışı öngöremeyen şirketlerin ciddi negatif sonuçlarla karşı karşıya kaldıklarını 9 aylık teknik sonuçlardan görüyoruz.
İçinde bulunduğumuz dönem itibari ile sadece somut ve öngörülebilir riskleri ortaya koyduğumuzda 2022’nin hiç de umut vadetmediğini bugünden görüyoruz. Gelin bu risklere birlikte bakalım.
- Bu denli oynak FX ortamında yedek parça maliyetlerindeki artışı öngörememek.
- Araç değerlerindeki aşırı artışa rağmen halen ortalama primlerin yeterince yükselmemesi.
- Trafik bedeni dosyalarındaki yeniden ödeme riskleri ve bu konudaki belirsizlik.
- Asgari ücretin önümüzdeki iki yıl boyunca seçim atmosferinde gözeterek aşırı artmasının ardından bedeni dosyalardaki maliyetlerdeki potansiyel artış.
- Personel ücretlerindeki zam beklentisi.
- Yeni oyuncuların yaşamak için rekabeti sürdürme zorunlulukları.
- Çok kuvvetli olmamakla birlikte faizin düşme senaryosu.
GSYİH 3. Çeyrek sonuçları % 7,4 olarak açıklandı. Son çeyrek büyümesinin, öncü sanayi endeksi ve kapasite kullanım göstergeleri göz önüne alınarak % 4 civarında olabileceği öngörülüyor. Bu ise, 2021 Yılının % 8,5-10 arasında bir büyüme ile kapatabileceğine işaret ediyor. Bu durumda, 2021 tahmininin orta noktası % 9,25’in baz etkisini gözeterek, 2022 için 3-3,5 arasında büyüme beklentisinin üzerine enflasyondan kaynaklı fiyat artışı ile 3,5-4,5 bandında bir büyüme bekleyebiliriz. Ayrıca 2022 için baskılanan Yİ-ÜFE’nin Tüfe üzerinde baskısı ve kur etkisinin % 25 üstünde bir enflasyon üreteceğini düşünüyorum. Bu durumda sektörde, önceki yazılarımda belirttiğim gibi kasko ve trafikte motor branşında poliçe adedinde bir artış beklemiyorum. Ancak halen olması gereken seviyede olmayan fiyat hareketi ile, sektörün genel büyümesinin % 30’un altında olmayacağını öngörüyorum.
Çünkü dokuz aylık bilanço ve teknik sonuçların dip noktalarına baktığımızda yukarıdaki riskleri teyit eden bir resim görüyoruz.
Doğru bütçe yapmak zorlaştı
Altı aylık sonuçlarda 1,5 milyar TL civarda zararla sonuçlanan teknik sonuçlar, dokuzuncu ay sonunda 3 milyar TL zarara evrilmiş. Nitekim ilk on şirketin birleşik rasyosu %114,7 olmuş. Negatif tabloyu renkli hale getiren 8.2 milyar TL’lik finansal gelirin, 2.7 milyar TL’si kur farkı gelirinden geliyor. Yatırım Portföyünde ağırlıklı Eurobond bulunduran şirketlerin, kasımdaki aşırı kur hareketi nedeniyle son çeyrekte de yine yüksek kur farkı gelirleri elde edecekleri bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ancak, sürdürülebilirliği olmayan bu gelirlerin vergisinin dahi ödenmesi sermayedar açısından da tartışmaya değer görünüyor.
Böylesine bir ortamda bütçe yapmanın ancak biz Türk yöneticilere mahsus bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu kadar çok ve boyutlu negatif riskin gündemde olduğu bir ortamda doğru bütçe yapabilmek ve gerektiğinde revize edebilmek oldukça güç.
Sonuç olarak şirketlerin en az üç farklı senaryoya göre bütçe yapması ve ortaya çıkan gerçekleşmeler üzerinden satış teşkilatının motivasyonunu bozmadan doğru bir iletişimle gerektiğinde bütçe geçişlerini gerçekleştirmesi gerekiyor.