22 Aralık 2024, Pazar
spot_img

Özer Şimşek: Çip krizi kasko satışlarını da etkileyecek!

Sigortamedya Odak Noktası yazarı Özer Şimşek, otomotiv sektöründe yaşanan çip krizini ve kasko satışlarına etkisini mercek altına aldı. Şimşek, tüm dünyayı etkileyen yarı iletken çip krizine dikkat çektiği yazısında bu durumun kasko branşını da önümüzdeki süreçte olumsuz etkileyeceğine vurgu yaptı. 

Otomotiv sektörü son dönemde ciddi bir cip krizi yaşıyor. Pandeminin ardından gelen karantina kararları yarı iletken çip krizinin en önemli nedeni olarak gösterilirken, bu kriz nedeniyle otomobil almak isteyenler aylarca sıra beklemek zorunda kalıyor. Sigortamedya Odak Noktası yazarı Özer Şimşek, otomotiv sektöründe yaşanan çip krizini ve kasko satışlarına etkisini mercek altına aldı. Şimşek, tüm dünyayı etkileyen yarı iletken çip krizi ne dikkat çektiği yazısında bu durumun kasko branşını da önümüzdeki süreçte olumsuz etkileyeceğine vurgu yapıyor. Şimşek, özellikle pandemi tedbirlerinin azalması ile artan araç sayısından sonra uzun süreden sonra sigortalı araç sayısının 7 milyonun üzerinde çıktığını belirtiyor ve ekliyor: “Ancak gelecek sene böyle bir tabloyu görmek mümkün olmayacak. Bu yılı 7,5 milyonun üzerinde kapatmasını öngördüğüm, kasko sigortalı araç sayısı, zorunlu olarak artacak ortalama primler, enflasyonun etkisi ile orta gelir grubundaki alım gücü düşüşü (kasko poliçesini yeniletmeme)  ve sıfır araç satışlarındaki dramatik gerileme dolayısıyla 7,5 milyonun oldukça altına gelecek gibi görünüyor.” İşte Özer Şimşek’in çip kriziyle ilgili değerlendirmeleri…

Geçenlerde Almanya’da yaşayan iş insanı bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Sipariş ettiği, AUDİ A8 için, 6 ay gün almışken, firma yetkililerinin kendisini arayarak bu süreyi 8 aya çıkardıklarında sinirlenerek siparişi iptal etmiş. Muadil bir araç için Mercedes’e dönmüş. 12 ay gün vermişler. 40 yıldır Almanya’da yaşayan arkadaşım, “ben böyle bir olguyu hiç yaşamadım” diyordu.

COVID-19 Pandemisinin ardından gelen karantina kararları, yarı iletken çip krizi nin nedeni olarak gösteriliyor. 2020 yılında tüm dünyada kapanmalar ortaya çıktığında, otomobil ve cihaz üreticileri bu durumun uzunca süreceği endişesi ve belirsizlik ortamında siparişlerin büyük bir bölümünü askıya aldılar. Ülkemizde de yaşadığımız üzere, uzunca süre kapalı kalan tüketicinin nasıl davranacağı öngörülemedi. Kapanma ve izolasyon tedbirleri gevşetildikçe tüketici anormal denebilecek seviyede talepte bulundu. Özellikle evlerine kapanan tüketiciler, kendilerine bir nevi yoldaşlık eden cihazlarını yenilemek ya da daha gelişmiş olanlara yönelik aşırı bir talepte bulundular. Bu durum doğal olarak yarı iletken çiplere yönelik talebin patlamasına neden oldu. Çip üreticilerinin bu denli büyük bir talebi karşılamaları mümkün değildi. Günümüzde yeni otomobillerde çok sayıda yarı iletken çip kullanan otomotiv endüstrisi, satılan her bir birim ürünün fiyatı nedeniyle en çok etkilenen sektör oldu. 

AlixParners, Otomotiv endüstrisine yönelik olarak 2021 yılı Mayıs ayında yaptığı 110 milyar US$ civarındaki kayıp tahminini revize ederek, 210 milyar US$’a güncelledi. Zira 3.9 milyon birim üretim kaybının 7.7 milyona yükseleceğini öngörüyor. 

Otomotiv endüstrisi özelinde çip krizi nin çözüme kavuşması ve eski rutin ürün akışına gelinmesi için 2022 Eylül ayının iyimser bir tahmin olacağı, 2023’ten önce ürün tedariğinin eski seviyesine gelemeyeceği ifade ediliyor.

Ülkemizde sıfır otomobil ve hafif ticari araç pazarı her ne kadar Ocak-Ekim aralığında % 4.5 artarak 615.000’e gelse de, son aylardaki %40’ın üzerindeki aylık küçülmeler, yıl sonunda toplamda küçülme ile kapatacağını gösteriyor. Elbette bunun temel nedeni, yeni araç olmaması.

2022 yılına dair satış rakamlarını böylesine bir ortamda öngörmek kolay değil. Ancak iyimser tahminler dahi yarı yarıya azalabileceği yönünde. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin, özellikle yeni araç yazımında bu tabloyu göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

Şimdi gelin kasko branşına bu bağlamda bir göz atalım. Geçtiğimiz sene, otomobil ve hafif ticari araç satışlarındaki % 63’lük artış ile satılan 772.000 adet yeni aracın etkisi ile uzun süreden sonra sigortalı araç sayısı 7 milyonun üzerine çıktı. Ancak gelecek sene böyle bir tabloyu görmek mümkün olmayacak. Bu yılı 7,5 milyonun üzerinde kapatmasını öngördüğüm, kasko sigortalı araç sayısı, zorunlu olarak artacak ortalama primler, enflasyonun etkisi ile orta gelir grubundaki alım gücü düşüşü (kasko poliçesini yeniletmeme)  ve sıfır araç satışlarındaki dramatik gerileme dolayısıyla 7,5 milyonun oldukça altına gelecek gibi görünüyor.

Böylesine bir öngörünün ardından şimdi kasko’daki teknik gidişata bir göz atalım. Ortalama dosya maliyeti yılbaşından bu yana % 38 artmış. 2020’de kapanmanın etkisiyle %15’ler seviyesine düşen frekans bugün % 17’nin üzerinde. Geçtiğimiz yaz aylarındaki frekans artışına, hasar şiddetindeki artış da eklendiğinde sonbahara hiç mutlu girmedik. Özellikle uzun yollarda yaz aylarındaki yoğunluğun düşmesi ile hasar şiddetindeki önemli bir azalma beklerken, aynı şeyi frekans için söylemek mümkün değil. Tam aksine, bir artış bekliyorum. Çünkü gizli muafiyet diye tanımlayacağımız, küçük hasarlarda acentenin yönlendirmesi ile bir sene sonra yüksek primle karşılaşmamak için küçük hasarları tanıdık tamircilerde cebinden karşılayan sigortalı, artık artan maliyetler nedeniyle bunu eskisi gibi yapamıyor ve yapamayacak. Dolayısı ile % 80’leri aşan hasar prim oranındaki gidişatın yılsonundaki birleşik rasyoyu % 110’nun üzerine taşıyacağını tahmin etmek güç değil. 

Aşırı artan araç bedellerine rağmen ortalama primler 2000 TL’nin henüz üstüne çıkmışken, yedek parça ve işçilik enflasyonu, ayrıca frekans trendi göz önüne alındığında, ortalama primin 2400 TL’nin altında seyrettiği sürece sektörün birleşik rasyoyu % 100’ün altına indirmesi pek olası görünmüyor.

Öte yandan, kaskonun uzun kuyruklu bir ürün olmamasını göz önüne alarak, yüksek sayıdaki parametre ve sofistike bir tarife sistematiği ile ve ayrıca hasar tarafında dosya maliyetlerini, lojistik, dijital süreç yönetimi, partner yönetimi ve sıkı kontrolün hepsini birlikte sağlayan şirketlerin fiyatlama ve karlılık anlamında daha avantajlı olduklarını da söylemeden geçemeyeceğim.

Son söz: Sıfır yada ikinci el uygun bir araç buluyorsanız, tereddüt etmeden satın alın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER