Münhasır acentelik sisteminin yeniden tercih edilmesi gerektiğine dikkat çeken Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Genel Müdürü Atilla Benli, “14-15 tane acenteliği olan bir şirketin rekabet koşullarında sigorta şirketleri tarafından desteklenmesi ve önceliklenmesi zor. Acentelerimizi komisyon veya gelir anlamında sıkıntı çektiğinde destekleyebilecek sistem, münhasır acentelik sistemidir. Bu konuda çalışmalara başladık” dedi.
SİGORTAMEDYA / SİGORTA EKRANI
Hayat şartları hızla değişirken riskler de dönüşüyor. Yeni riskler, yeni sigorta ürünlerinin gelişmesine neden olurken tüketiciler ve kurumlar da kendilerini tehlikelerden koruyacak ve riskleri en aza indirecek ürüne ulaşmak istiyorlar. Bu nokta da acentelere büyük sorumluluk düşüyor. Müşteriyi iyi anlamak, riskleri doğru analiz edip onları en uygun poliçeyle eşleştirmek öte yandan da rekabet koşullarında sigorta şirketleri tarafından desteklenmek acenteler tarafında önem taşıyor.
Sigorta Ekranı’nda Sigortamedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Genel Müdürü Atilla Benli, münhasır acentelik sisteminin sektörün gelişimi açısından önemine dikkat çekti. Programda sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Benli, Bireysel Emeklilik Sistemi, dijitalleşme ve iklim değişikliği konularında da bilgiler verdi.
Çalışmalara başladık
Türkiye Sigorta’nın acente sayısının bundan 1-1.5 yıl önce altı kamu sigorta şirketinin olduğu yerde 900 olduğunu hatırlatan Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik Genel Müdürü Atilla Benli, “Şu an 4 bin acenteye ulaştık. 5 bine doğru devam edeceğiz ve bunun yanında yeni münhasır acentelik ile ilgili stratejilerimiz içerisinde önümüzdeki dönemde açıklayacağımız bir acente dağıtım kanalı çalışmamız var. Acentelerimiz açısından Türkiye Sigorta müthiş bir çalışma alanı. Bizi ne kadar desteklerlerse biz de o kadar kolay yeni alanlara adım atmak için kendimizde cesaret bulacağız” dedi.
Münhasır acentelik sisteminin Türk sigorta sektöründe eskisi gibi yeniden tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Benli, “Acente hukuken de bir sigorta şirketinin bağımız, bölünmez bir bölümü demek. Acente sahada ne yapıyorsa sigorta şirketi ondan sorumludur. Dolayısıyla 14-15 tane acenteliği olan bir şirketin rekabet koşullarında sigorta şirketleri tarafından desteklenmesi ve önceliklenmesi zor. Acentelerimizi komisyon veya gelir anlamında sıkıntı çektiğinde destekleyebilecek sistem münhasır acentelik sistemidir. Bunun öncüsü olmak için de çalışmalara başladık” diye konuştu.
Münhasır acentelik birçok soruna çözüm olabilir
Mevcut durumda acentelerin çoğunun 14-15 şirketten poliçe kestiklerini belirten Benli, “Hayat ve elementer de dâhil 63 şirket var Her şirketin 1000 tane acentesi olsa 63 bin acente olur. Sonuçta her yerde olup herkese ulaşmayı amaçlıyoruz ve uzman sigortacılar istiyoruz. Kurumsal anlamda hizmet vermenin yanında bir de bunu meslek olarak müşterinin karşısında cephede yapmak var. Acentelerimiz uzman nitelikleriyle cephede başarılılar. Acentelerin üretimi bütün dağıtım kanallarından daha fazla” dedi.
Benli, değişen hayat şartlarıyla risklerin arttığına dikkat çekerek, “Bu gelişen dünyada sigortacılık en eski, en son meslek olacak. Buradan hareketle münhasır acente sistemi olursa yaşadığımız birçok sorun çözülecek. Daha dayanıklı, kamu yararının daha önde olduğu, ileriye giden bir sektör oluruz. Her şeyini bana bağlamış, kader birliği yapmış acentemle diğerine aynı olanakları vermem işin doğasına aykırı. Benim stratejime, politikama göre üretim yapacak bir acente ağı, farklı pozitif olanaklarla desteklenecektir. Bu işin olmazsa olmaz kuralı” ifadelerini kullandı.
2021’de toplam prim 105 milyarı geçti
2021 yılında sigorta sektörünün durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Benli, şunları söyledi: “2021 sonunda 100 miyarı devirdik. Aralık sonu itibariyle toplam prim yüzde 27 buçuk artışla 105 milyar 307 milyona ulaştı. Hayat dışı branşta en fazla prim üretimi 23 milyar 300 milyon lira civarında zorunlu trafik sigortasında oldu. Bunu 14 milyar 300 milyon lira civarı kasko, 14 milyar küsur ile sağlık, 11 milyar lira ile genel zararlar takip etti. Toplam üretimin 87 buçuk milyarı hayat dışında, geri kalan 17 milyar lira küsuru de hayat tarafında gerçekleşti. Nominalde 22.8 büyüdüğümüzü görüyoruz. Ancak reelde de yüzde 9 gibi bir küçülme görüyoruz. Hayat dışında nominalde yüzde 28 buçuk büyürken reelde yüzde 5 daraldı. Aralık ayına kadar reel bir büyümemiz vardı ama aralık ayında açıklanan 36.08’lik enflasyon, reel anlamda küçülme rakamlarını getirdi. Ancak tüm sektörleri değerlendirerek baktığımızda sigorta sektörü için çok zor bir dönem başarıyla tamamlandı.”
Türkiye Sigorta sektörün üzerinde büyüdü
Benli, Türkiye Sigorta’nın bunların ötesinde reel bir büyümesi olduğunu dile getirerek “Bireysel emeklilik tarafında fon büyüklüğümüz 228 milyar lira oldu. Toplam fon büyüklüğümüz katılımcılardan gelen 205 milyar ve 22 milyar liralık devlet katkısıyla birlikte 228 milyara ulaşmış oldu. Sistemdeki toplam katılımcı sayımız da 7 milyon 100 bine dayandı. EGM verilerine göre otomatik katılım sisteminde de şu an 6 milyon 200 bine yakın katılımcımız var. Fon büyüklüğümüz de 16.5 milyar liraya ulaştı. İşveren sayısının 235 bin olduğu OKS’de ise sertifika sayısı 8.4 milyon oldu” şeklinde konuştu.
BES’te hedef 500 milyar
Rakamların şirketlerin performans ve gelişim değerlendirmelerinde objektif olmaları nedeniyle çok önemli olduğunu söyleyen Benli, şöyle devam etti: “Daha önce bu rakamları görmedik. Aralık ayında 300 milyara dayanmıştı fon. Dövizin, altının getirisinin çok yüksek olduğu bir 10 gün yaşadık. Bu anlamda aralık ayı içinde bir volatilite vardı. Özellikle BES’e devlet katkısının yüzde 5 artması önemli bir gelişmeydi. Asgari ücretin yüzde 50 artışı ile her şeyin asgari ücretle ölçüldüğünü, teşviklerin verildiğini düşünürsek ve bileşikten bakarsak yüzde 60’ın üzerinde bir devlet katkısı var BES tarafında. Bireysel emeklilik sisteminin kamuda, tasarrufların biriktiği merkez olarak resmi olarak herkes tarafından kabul edildiği bir aydı aralık. Dolayısıyla biz de senelerdir 400 milyar olan hedefi 500 milyara revize ettik. Bireysel emeklilik sistemindeki hedefleri sektör olarak 2023-2024 gibi çok rahat gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz.”
BES ve hayat sigortaları bu yıl da rakipsiz
Yeni ekonomik modelde sigorta sektörünün kamuya, vatandaşa, sektöre ve kendisine katma ve yan değeriyle olumlu yönde etkisi olacağını belirten Benli, “Banka dışı finans alanının büyümesindeki lokomotif sektör sigorta sektörü. Burada artık bayrağı çok daha üstlere taşıyacak güce, donanıma ve kamu desteğine sahip. Bu şekliyle finans sisteminin daha dengeli olması, bankacılığın yanında sigortacılığın da olması, buna factoring, leasing, finans sektöründeki diğer alanların da katılmasıyla birlikte Türk ekonomisinin dengeli, daha güçlü ve şoklara çok daha dayanıklı bir hale gelmesi açısından çok daha önemli ve güçlü bir döneme girmiş olduk. Bu çerçevede 2022, bireysel emeklilik ve hayat sigortaları açısından şampiyon başlayıp şampiyon bitireceğimiz rakipsiz bir yer” diye konuştu.
BES maaş veren bir yapıya dönüşecek
Benli, sektörün 2023 itibariyle emeklilik hakkı elde eden katılımcıların sistemden ayrılmalarını önlemek ve birikimli hayat sigortalarıyla, bireysel emeklilikle bağlantılı hale getirecek ürünlerle onların çalışmadıkları dönemlerde ikinci bir emekli maaşı almalarını sağlayacak çözümler üretmesi gerektiğini ifade ederek, “Buna ilişkin çalışmalar sürüyor. Mevzuat anlamında beklediklerimiz ve kamudan taleplerimiz var. İlgili bakanlığımız ve SEDDK bu konuda, her konuda olduğu gibi, ‘siz yeter ki hedeflere ulaşın biz ne yapılması gerekiyorsa yapacağız’, sözünü verdi. BES’ten SGK gibi maaş alacak döneme geçişin ilk adımı 2022’de atılacak” açıklamalarında bulundu.
Bu anlamda faiz riski almadan geleceğe dönük güvenli ürünler yapabilmek için uzun vadeli bonolara ihtiyaç olduğunu söyleyen Benli, bunun mevcut finansal sistem içerisinde çözülebileceğini belirtti. Benli, Türkiye Menkul Kıymet A.Ş.’nin çözüm yolunda çok önemli bir paydaş olabileceğini aktararak “Bakanlığımız ve SEDDK ile görüşmelerimiz çerçevesinde 2022 yılı içerisinde bir çözüm bularak 2023 sonrasında maaş veren bir bireysel emeklilik sistemine sahip olacağımızı umuyorum” diye konuştu.
İklim değişikliği artık hayatın gerçeği
İklim değişikliğinin artık hayatımızın bir gerçeği olduğunu vurgulayan Benli, sigortalılık oranını arttırılmasının kamunun üzerindeki riski almak adına çok olumlu olduğunu söyledi. Benli, vatandaşların kimseye muhtaç olmadan kaldığı yerden hayatına devam edebilmesi için çok önemli bir çözüm alanı olduklarına dikkat çekerek, “Aynı zamanda sektörün gücünü ve teknik altyapısını ispat edebileceğimiz günlerdeyiz. Bunun ilk sınavını pandemide başarıyla verdik. Vatandaşlarımızın da bu konuda bilincinin arttığını görüyoruz ama daha fazla artarak poliçe almaları gerekiyor. Poliçeler ve prim anlamında zaman zaman eleştiriler oluyor ama karşıladığı risk ve teminatla orantılı baktığınızda çok yüksek fiyatlar değil” ifadelerini kullandı.
Riski dağıtmak gerek
Sel, deprem ve yangın gibi doğal afetlerin yaşanacağını dile getiren Benli, “Bunlar istatistiki gerçek. Türkiye’ye özgü değil, bütün dünyada böyle. İstatistiki verilerin bilimsel analizleri kullanılarak hazırlık yapmamız gerekiyor. Riski dağıtmazsak bu riskler başımıza geldiğinde hem ülke ekonomisine hem de vatandaşın bireysel, finansal yeterliliğine çok büyük darbe vurur” diye konuştu.
Riskin havuzları büyüterek ve poliçeleşmeyi arttırarak azaltılacağını aktaran Benli, “Böylece ekonomiye olan olumsuz etki de azalacak. Vatandaşlarımız felaket sonrasında hayata kaldığı yerden devam edebileceğini bilecek. Sektör de buranın verdiği ivmeyle büyümesine hızla devam ederek gelişmiş ülkelerdeki rakamlara, OECD ortalamalarına erişmek için fırsat yakalamış olacak” dedi.
Geç olmadan önlem alınmalı
Benli, küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu risklere de dikkat çekerek, geç olmadan önlem alınması gerektiğini söyledi. Benli, riskli bölgelerde olanlara, tarımla ilgili riskleri bulunanlara ve Doğu Karadeniz’deki vatandaşlara yaz ayları gelmeden önlem almalarını tavsiye ederek acentelere de müşterilerine ve sigorta adaylarına olası riskleri anlatmaları için çağrıda bulundu. Vatandaşların şimdiden poliçe almaları ve doğru poliçe yaptırmaları gerektiğini söyleyen Benli “Bunu da işi bilen sigortacılardan yaptırmaları gerekiyor, bunlar da acentelerimiz ve ilgili şirketlerimiz” diye konuştu.
Acenteler proaktif davranmalı
Acentelere kendi şirketlerinden destek almak için proaktif davranmalarını tavsiye eden Benli, “Türkiye Sigorta olarak biz finansal sigortalar da trafik sigortası da dahil her alanda olmayı kendi misyonumuz içerisinde görüyoruz. 83 milyonun nerede teminata ihtiyacı varsa biz oradayız. Türkiye’nin her yerinde her riske karşı ürün geliştirmek bizim görevimiz. Bununla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor, yeni ürünlerimiz de çıkacak. Acentelerimizin niş uzmanlık alanları neredeyse Türkiye Sigorta’ya gelebilirler. Biz onları o alanlarda destekleriz” dedi.
Acente portföyleri en sağlam korunan portföyler
Programda portföy sahipliği konusunda da konuşan Benli, bu konuda hukuksal anlamda her şeyin net olduğunu belirterek, “Acentelerimizin portföyleri hukuken en sağlam korunan portföyler. Ancak uygulamada aynı müşteri kendi tercihiyle birkaç dağıtım kanalının veya acentenin müşterisi olabiliyor. Bazı şeyler müşterinin kararıyla ilerliyor. Müşteri yetkiyi kime verdiyse onun portföyündedir. Bu aşamada hakem müşteridir” diye konuştu.
Türkiye Sigorta ‘Metaverse’de de yerini alacak
Sigorta sektörünün dijitalleşme konusunda pandemide büyük bir sıçrama yaşadığına dikkat çeken Benli, “Önemli bir aşama kaydedildi. Hasar uygulamaları da çok hızlı şekilde adapte olacak ama biz ne kadar hızlı olursak olalım bizden daha hızlı gelişen teknolojik gelişmeler var. Belki ara dönemleri atlayıp birden metaverse dönemine gireceğiz. Buna da herkesin hazır olması lazım” dedi.
Benli, metaverse döneminin acenteler ve tüm dağıtım kanallarımız açısından kaçınılmaz olarak gidilecek yer olduğunu söyleyerek, “Metaverse diye bir alt evren üst evren varsa biz avatarlarımızı yaratarak canlı olarak orada dolaşabileceksek sigorta ihtiyacı olacak. Orada dolaşan arkadaşımızın evinde otururken Türkiye Sigorta’yı bulması lazım. Dolayısıyla Türkiye Sigorta Metaversede de yerini alacaktır. Başarılı olur olmaz, onu zaman gösterecek ama bekleyelim de sonra gireriz devirleri geride kaldı. Çok hızlı bir şekilde bu işe girip adapte olmak lazım” ifadelerini kullandı.
İnsan kaynakları insan kıymetleri haline gelmeli
Türkiye Sigorta’ya dokunan tüm paydaşlara eğitim konusunda sınırsız destek olduklarını söyleyen Benli, “Çalışanlarımızdan yüksek lisans, doktora dâhil kim ne istiyorsa olanakları önlerine serdik. Çok başarılı olan arkadaşlarımız var. Bin kişiye online olarak teknik eğitimler verebiliyoruz veya bir hafta sonu bin kişiye farklı alanlarda farklı yerlerde eğitim organize edebiliyoruz” dedi.
Benli, aynı durumun acenteleri için de geçerli olduğunu aktararak, “Bunu butik olarak da büyük gruplar halinde de yapabiliriz. Türkiye Sigorta acentelerine eğitim konularda hiçbir sınırımız yok. Çünkü buradaki katma değer sadece Türkiye Sigorta için değil sektör içindir. diye konuştu.
İnsan kaynaklarının insan kıymetleri haline gelmesi gerektiğini belirten Benli, “Onlar ne kadar güçlü olursa toplam değerimiz de o kadar artar. Bunun da olmazsa olmazı eğitim. Çok hızlı yeni branşlar giriyor. Bunları vatandaşımıza doğru anlatmamız gerekiyor ki sektör olarak prestijimiz de konumumuz da zedelenmesin” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’la iş birliğimiz sürüyor
Türk dünyası sigorta sektörünün birlikte hareket edebileceği altyapının ana unsurlarından birinin Azerbaycan olduğunu belirten Benli, hem birlik olarak hem de Türkiye Sigorta olarak her alanda iş birliklerinin devam ettiğini söyledi. Benli, çalışmalarımızı yaptıklarını aktararak, “Amacımız, İyi planlayıp, doğru gelip sonra bu sonuçları örnek olarak kullanarak Türk dünyası olarak çok daha güçlü yerlerde olmak” dedi.