Ülkenin içinde bulunduğu her zorlukta sigortalıların yanında olmaya devam ettiklerini söyleyen Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, “Depremin hemen ardından bölgedeki hasarlara öncelik vererek hızla çalışmaya başladık. Deprem gerçekleştiğinde 11 ilde 171 Milyar TL teminatımız bulunuyordu. Bugüne kadar 2 Milyar TL’nin üzerinde tazminat ödemiş durumdayız ve ödemeler devam ediyor. Şimdi sektör olarak, bu dersten çıkaracağımız yeni ödevlerle Marmara depremine hazırlanmalıyız.” dedi.
2023 Ocak ayı itibarıyla Anadolu Sigorta Genel Müdürlüğü görevini üstlenen Mehmet Tuğtan, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde etkili olan deprem felaketiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tuğtan, felaketten çıkarılacak dersler üzerinden sektöre, Anadolu Sigorta’nın gelecek dönem hedeflerine ve sürdürülebilirlik projelerine ilişkin açıklamalar da yaptı.
Anadolu Sigorta’nın 100’üncü yılına doğru güvenli adımlarla ilerlediğini söyleyen Tuğtan, “Geçmişten aldığımız gücü çağımızın yenilikleriyle harmanlamaya, sektöre yön vermeye devam ediyoruz. Deprem felaketinin yaralarını sarma noktasında aldığı kararlar ile Türkiye’nin sigortası olma misyonuna hizmet eden, finansal sonuçlarıyla da başarısını ve iddiasını ortaya koyan şirketimiz, risklerin iyi tespiti ve doğru fiyatlandırılması, böylelikle teknik kâr elde edilebilmesinin, sigortacılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği için kilit önem arz ettiği anlayışıyla hareket ediyor.” dedi.
Deprem sonrası 2 milyar TL tazminat ödedik
Tuğtan, şubat ayında gerçekleşen depremlerin sigortanın önemini bir kez daha hatırlattığını dile getirerek “Yıla maalesef hepimizi derinden etkileyen ve yasa boğan bir felaket ile başladık. Bu felaket bize, ülkemizin doğal afetler konusundaki risklerini bir kez daha hatırlattı. Deprem kuşağında yer alan ülkemiz, iklim değişikliği kaynaklı risklerle de karşı karşıya.” ifadelerini kullandı.
6 Şubat 2023 tarihinde ve sonrasında meydana gelen deprem felaketlerinin sonuçlarından ve şirket olarak aldıkları aksiyonlardan bahseden Tuğtan, “Depremin hemen ardından bölgedeki hasarlara öncelik vererek hızla çalışmaya başladık. Deprem gerçekleştiğinde 11 ilde 171 Milyar TL teminatımız bulunuyordu. Bugüne kadar 2 Milyar TL’nin üzerine tazminat ödemiş durumdayız ve ödemeler devam ediyor. Sektörde depremden en fazla etkilenen branş olan yangın branşında, ödenen hasarın yüzde 26’sını Anadolu Sigorta karşılıyor. Ekspertiz süreçlerindeki zorlu şartlara ve hasar adedinin çok yüksek olmasına rağmen hasar dosyalarını mümkün olan en kısa sürede ödemek için var gücümüzle çalışıyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Sigortacılar değerleri de korumalı
Sigortacıların görevinin sadece tazminat ödemek değil aynı zamanda değerleri korumak olduğuna vurgu yapan Tuğtan, “Bu açıdan baktığımızda çok sayıda büyük işletmede koruma ve kurtarma faaliyetlerine yüklü miktarda ödemeler yaparak emteaların ve makinelerin kurtarılmasına destek olduk. Ayrıca, konut sigorta poliçelerinde eşya kıymeti için muafiyet, eksik sigorta, aşınma, yıpranma gibi uygulamaları depremzedelerimizin yanında olmak adına askıya aldık. Yine depremzede sigortalılarımıza destek olmak için hasarın yüzde 30’unu dosya işlemlerini beklemeden avans olarak ödedik. Enkaz altında kalan ve çekilemeyen araçlarda hiç beklemeden ve çekme belgesi istemeden hasar ödemesi yaptık. Bu tür uygulamalarımıza konut sigorta poliçelerinde belirli bir tutara kadar tapu ve rehinli alacaklı muvafakatı talep edilmemesi, DASK’tan tam zayi hasar listesi alınarak ihbar açılmayan dosyalar için konut ihbar alımı ve hasar süreçlerinin işletilmesi ve DASK’ın ödeme yapması beklenilmeden tazminat ödenmesi gibi birçok örnek verebilmenin huzurunu yaşıyoruz.” dedi.
Marmara depremine hazırlık çalışmalarımız sürüyor
Tuğtan, yaşanan deprem felaketinin muhtemel Marmara depremini bir kez daha hatırlattığını söyleyerek “Uzun yıllardır uzmanların uyarıları doğrultusunda geçekleşmesi beklenen Marmara depreminin, ülkemizin en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi şehirleri büyük oranda etkilemesi bekleniyor. Depremle birlikte tsunami, su baskını, sel, baraj taşma, yangın ve patlamalar, güvenlik zafiyetleri gibi riskler söz konusu. Sigorta sektörü mali olarak bu depremi üstlenebilecek güce sahip olsa da şirketlerin kriz senaryolarıyla hızlı müdahale noktasında da hazırlıklı olması çok önemli. Bu çerçevede Anadolu Sigorta olarak deprem senaryolarına dayalı, “insan odaklı” bir programla hazırlıklarımızı tamamladık. ‘’Marmara Depremine Hazırlık Değerlendirmesi’’ kapsamında danışmanımız ile birlikte müdürlüklerimizle görüşmeler yaptık, mevcut sistemler ve dokümantasyonu gözden geçirdik, verileri analiz ettik. Bunların neticesinde oluşturduğumuz 9 odak alanı kapsamında projelerimiz devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Sigortalı oranı arttırılmalı
Sektör olarak prim üretiminde artış sağlandığını ve bunun sevindirici bir gelişme olduğunu ifade eden Tuğtan, “Ancak asıl yapılması gereken sigortalı adedinin arttırılması. Swiss RE’nin yayınladığı rapora göre 2021 yılında GSYİH’da dünyada 20’nci sırada olan ülkemiz kişi başı prim üretiminde 68, sigorta penetrasyonunda ise 73’üncü sırada yer alıyor. Rakamsal veriler; prim hacmi, sigorta yoğunluğu gibi kriterler açısından sigorta sektörü olarak kat etmemiz gereken daha çok yol olduğunu gösteriyor. Ancak rakamsal verileri, aynı zamanda sektör için bir gelişim alanı olarak değerlendirebiliriz. Bu noktada sektöre çok iş düşüyor. Sigorta bilincinin artırılmasıyla büyük farklar yaratmak mümkün. Diğer taraftan ürünlerin herkes için ulaşılır olması sigortalanma oranlarında etkisini gösteriyor. Anadolu Sigorta olarak bu sorumluluk bilinciyle sigorta konusunda farkındalık yaratmak ve her ihtiyaca, her bütçeye uygun ürünler geliştirmek için çalışıyoruz.” dedi.
Sektördeki güçlü konumuzu korumaya devam ediyoruz
Anadolu Sigorta’nın finansal sonuçlarıyla ilgili bilgiler de veren Tuğtan “Geçen yılı yüzde 121 prim üretimi artışıyla kapatan şirketimizin 2023’ün ilk çeyreğinde prim üretimi 9,1 Milyar TL olarak gerçekleşti. Yüzde 10’luk pazar payıyla sektördeki güçlü konumumuzu sürdürdük. Anadolu Sigorta olarak her dönem daha da güçlenen mali yapımızla ülkemizin güvencesi olmaya devam ediyoruz” açıklamalarında bulundu.
Müşteri deneyimi önceliğimiz
Tuğtan, farklı müşteri kitlelerine ve ihtiyaçlarına yönelik kapsamı net ve erişimi daha kolay sigorta ürünleri ve hizmetleri geliştirerek müşteri memnuniyetini her geçen gün artırdıklarını söyleyerek “Bu ürünlerin ve hizmetlerin dijital kanallardan satılması ve yaşam döngüsünün de buradan işletilmesi çabalarımıza hız verdik. Enflasyonist ortamın hasar/prim dengelerini bozduğu zorlu bir faaliyet döneminde, maliyet yönetimi her zamankinden daha önemli hale geldi. Sorumlu sigortacılık anlayışımız gereği doğru ürünlerin doğru fiyatlandırma ile sigortalılara sunulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Prim artışlarının sigortalıları sistemin içinde tutacak seviyelerde olmasına özen gösteriyoruz. Güçlü sermaye yapımız ve müşteri odaklı yaklaşımımızı sigortalılarımızın lehine kullanıyor ve bu bakış açısıyla ürünlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz. 98 yılı geride bırakan bir şirket olarak bu köklü deneyimimizi çağın teknolojisi ve yenilikleriyle ustaca buluşturuyor, müşteri deneyimini en önemli önceliğimiz olarak görüyoruz” diye konuştu.
Sürdürülebilir büyüme önemli
Son yıllarda yaşanan doğal afetlere ve bunların neden olduğu hasarların frekansları ve şiddetlerindeki artışa vurgu yapan Tuğtan, “İklim krizinin ekonomik ve sosyal yansımalarının önümüzdeki dönem sigorta sektörü üzerinde doğrudan veya dolaylı etkilerinin artması bekleniyor. Bu aynı zamanda sigortacılık sektörüne de önemli sorumluluklar getiriyor. Sürdürülebilir kalkınma ve katma değer yaratma bakış açısını benimseyen bir şirket olarak, pek çok küresel gelişmeye karşı proaktif uygulamaları hayata geçirmekte öncülük ve kılavuzluk ediyoruz. İklim değişikliğinin yarattığı risk ve fırsatları titizlikle analiz ediyor, tüm süreçlerimizi bu bakış açısıyla gözden geçiriyoruz. Başlıca portföy stratejimizi de yenilenebilir enerji yatırımlarının aranan sigorta çözüm ortağı olmak üzerine kurguluyoruz. Ülkemiz için büyük bir fırsat alanı olarak gördüğümüz yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik yenilikçi hizmetler sunuyoruz ve bu alandaki varlığımızı artırmayı hedefliyoruz.” dedi.
Yeşil dönüşümü destekliyoruz
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından gerçekleştirilen araştırmalarda önümüzdeki 5-10 yıl arasında dünya üzerinde kritik bir tehdit oluşturacağı öngörülen mega risklerin ilk 5 sırasını iklim ve çevre ile ilgili risklerin oluşturduğunu aktaran Tuğtan, “Sigorta sektörünün bu alanda özel bir konumu var, hem bu riskleri sorumlu sigortacılık anlayışıyla yönetmek hem de gerçekleştiğinde tazminatı karşılamak durumunda. Sürdürülebilirlik yaklaşımımız gereği yeşil dönüşümü destekliyoruz. Sadece çevre ile ilgili konular değil, ÇSY (çevresel, sosyal, yönetsel) olarak adlandırılan bir bakış açısıyla ve Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik ilerleme sağlamak için birçok farklı girişim ve proje yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu alana daha fazla odaklanmak istiyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışımızı ürün geliştirmeden satın almaya, sosyal sorumluluk projelerimizden insan kaynakları uygulamalarımıza uzanan tüm faaliyetlerimize entegre ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için ulusal ve uluslararası paydaşlar ile iş birliğini önemsiyoruz. UN Global Compact, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği gibi küresel inisiyatiflerin katılımcısı olarak çalışmalarda yerimizi alıyoruz. 1 Ekim 2021’den bu yana BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan şirketimiz, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını yönetmeye, değer üretmeye ve paylaşmaya devam edecek.” diye konuştu.
“Ormanın Gözleri Projesi ile 2023 yılında 4 yeni yangın gözetleme kulesini hizmete sunacağız”
Geçen yıl başlattıkları Ormanın Gözleri projesine değinen Tuğtan, “Son yıllarda şiddeti artan orman yangıları da en büyük risklerden biri. Bu kapsamda orman yangınlarını önlemek için farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapmayı hedefleyerek “Ormanın Gözleri” projesini hayata geçirdik. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile yürüttüğümüz proje kapsamında yangına erken müdahalede hayati bir önemi bulunan gözetleme kulelerinin yenilenmesi ve insansız yangın gözetleme kulelerinin yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Ormanın Gözleri Projesi kapsamında geçtiğimiz yıl Adana Balcalı’da insansız yangın gözetleme kulesinin kurulumunu tamamlayarak hizmete sunduk. Bu sene de Çanakkale, Muğla, Adana ve Antalya’da olmak üzere dört adet yangın gözetleme kulesini daha hizmete açacağız. Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana faaliyet gösteren öncü bir şirket olmanın sorumluluğuyla, sigorta sektörüne ve ülkemize katma değer yaratan çalışmalarımızla sektörümüze örnek olmanın en önemli sorumluluklarımızdan biri olduğunu düşünüyoruz. Bu projenin de önemli bir fayda ve farkındalık yaratacağına inanıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Uzun vadeli değer yaratmak için çalışmayı sürdüreceğiz
Kariyer yolculuğu boyunca sürdürülebilir kalkınmaya değer yaratma vizyonunu rehber olarak kabul ettiğini belirten Tuğtan, “Bu vizyonun güçlü bir tezahürü olan Anadolu Sigorta’daki görevim benim için oldukça heyecan verici. Köklü şirket kültürüne olukça aşina olduğum Anadolu Sigorta dinamik ve yenilikçi yapısıyla 100’üncü yaşına emin adımlarla iletiyor. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürülebilir büyüme anlayışımızla tüm paydaşlarımız için uzun vadeli değer yaratmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.