Marsh’ın JLT’yi satın alma işleminin tamamlanmasından bu yana 6 ay geçti. Marsh’ın büyüklüğünün, JLT’nin sinerjisi ile birleştiğini vurgulayan Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili Servet Gürkan, “Ekonomik durgunluktan etkilenmedik, büyümeye devam ettik” diyor.
HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER
Sigorta sektörünü yakından izleyenler, son 15 yıllık dönemde çok önemli satın alma ve birleşmelere tanık oldu. Söz konusu operasyonlar içinde bazıları diğerlerine göre daha çok ön plana çıktı; basında da hatırı sayılır yer kapladı. Bunun en güzel örneği; risk, strateji ve insan kaynakları alanlarında dünyanın lider profesyonel hizmetler şirketi Marsh & McLennan Şirketler Grubu’nun, JLT’yi satın alması. Yaklaşık 1 yıl önce açıklanan operasyon, resmi olarak bu yılın nisan ayında tamamlandı. İki şirket gerekli izinlerin ardından Marsh çatısı altında birleşti. Aradan geçen 6 aylık sürede yeniden yapılanan Marsh Türkiye’de Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği’ne sektörün duayenlerinden, JLT Türkiye’de de CEO/Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmış Servet Gürkan atandı. Geçtiğimiz hafta ise Marsh Türkiye içerisinde Kurumsal Müşteriler Segment Lideri, Satış Lideri ve aynı zamanda Marsh Türkiye CEO Vekili olarak görev yapan Yeşim Aksüt ve Willis Towers Watson’da Genel Müdür olarak görev yapan Tarık Serpil’in, Marsh Türkiye eş CEO’luk görevine getirildiği duyuruldu. Biz de geçtiğimiz ay Marsh Türkiye’yi ziyaret ettik; kapak konuğumuz olarak Servet Gürkan’a yer verdik. Marsh Türkiye’nin Esentepe-İstanbul’daki genel merkezinde gerçekleştirdiğimiz röportajda Gürkan’la hem Marsh, JLT birleşmesinin bilinmeyenlerini konuştuk hem de kendisinden geride kalan 6 ayın değerlendirmesini yapmasını istedik.
Marsh çok büyük bir okul
Gürkan, sohbetimizin başında öncelikle Marsh’a katılmaktan dolayı çok memnun olduklarını vurguluyor. Marsh’ın kendi alanında bir dünya devi olduğunu belirten Gürkan, “Marsh, çok büyük bir okul. Böyle bir gruba katılmak, özellikle genç arkadaşlar için çok önemli” diyor. Gürkan’dan aldığımız bilgilere göre, nisandan bugüne kadarki süreç oldukça verimli geçmiş.
Şirket, büyümeye devam etmiş; hatta geçtiğimiz Ağustos ayında kurdaki yükseliş sonucu ekonomide yaşanan, birçok sektör ve şirketi etkileyen durgunluktan da etkilenmemiş. Türkiye’de sigorta portföyünün yüzde 40’ının Marsh ve JLT’nin kontrolünde olduğunu ifade eden Gürkan, bu süreçte her iki şirketin kendi mevcut portföyünü koruduklarını, mevcut işlerin yenilenmesi konusunda sıkıntı yaşanmadığını ve hedeflerden bir sapma olmadığını da özellikle dile getiriyor. Gürkan, 6 aylık süreçte her iki şirketin müşterilerinin çakışmasının kontrol edilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterildiğini, iki şirketin müşteri portföyünün korunduğunu vurguluyor.
Marsh neden JLT’yi tercih etti?
“Marsh, acaba diğer sigorta ve reasürans brokeri şirketler dururken, neden JLT’yi seçti?” Bu sorunun da en önemli muhatabı, hiç kuşkusuz Servet Bey. Gürkan’a göre Marsh’ın tercihinde en etkili faktör ‘maliyet.’ Satın almanın 5.6 milyar dolar gibi yüksek bir bedelle gerçekleşmesine karşın, Marsh’ın yaptığı yatırımın kısa sürede geri döneceğine yönelik beklentisi (yatırımın geri dönüş hızının yüksekliği) tercihte etkili olmuş. Ancak, tercihte sadece fiyat-maliyet ve yatırımın geri dönüş hızı ilişkisi etkili değil. Gürkan, bunun dışında, JLT’nin kurumsal kişiliği, iş yapış şekli, start-up görünümlü butik bir şirket olarak büyüme potansiyeli ve kaliteli insan kaynağının, Marsh’ın JLT seçiminde etkili diğer unsurlar olduğunu kaydediyor.
Yaratılan sinerji ile 2 + 2 = 5 etti
Gürkan’a iki şirket birleşince biz gazetecilerin çok sevdiği “2 + 2 = 5” etti mi? sorusunu da sormadan edemedik. Sorumuza yanıt olarak “2 + 2 gerçekten de 5 etti” diyen Gürkan’a göre iki tarafın yarattığı sinerji bu sonuçta etkili. Marsh ve JLT’nin aslında çok farklı organizasyonlar olduğunu belirten Gürkan, buna karşın her iki tarafın gönüllü birlikteliğinin iki şirketin birleşmesini kolaylaştırdığını ifade ediyor.
Gürkan, “İki şirketin birleşmesi sözgelimi iki kamu şirketinin birleşmesi gibi değil. Marsh ve JLT aslında iki farklı organizasyon; farklı ülkelerde farklı yapılara sahipler. Bu nedenle birleşmenin bu kadar çabuk tamamlanması büyük bir başarı” diye konuşuyor.
Operasyon sessizce oldu Monte Carlo’da bile kimse duymadı
Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili Servet Gürkan, Marsh’ın JLT’yi satın alma süreci ile ilgili daha önce basına da yansımayan bazı ilginç anılarını da Hayatımız Sigortalı Dergisi okurları ile paylaştı. Yaklaşık 1 yıl önce Marsh’ın, JLT ile ilgili satın alma görüşmelerine başladığı dönemde Monte Carlo’da olduğunu belirten Gürkan, “Monte Carlo’da bin kişinin üzerinde sigortacı vardı. Ancak görüşmelerle ilgili hiç bir fısıltı dahi duymadık. Türkiye’ye döndükten 1 hafta sonra yapılan açıklama ile bu olayı duyduk; bu bizde bir şok etkisi yarattı. ‘Böyle bir olay bu kadar çok sigortacının bir arada olduğu Monte Carlo’da nasıl duyulmaz’ deyip, çok şaşırdık” diyor.
JLT, Marsh’a ne katacak?
Gürkan’dan biraz da böyle bir operasyon sonrası JLT’nin Marsh’a ne katacağını öğrenmek istedik. JLT’nin öncelikle dünyanın en büyük ‘havacılık brokeri’ olduğunu ve bu alanda kuşkusuz JLT’nin katkıları olacağını belirten Gürkan, bunun dışında da ihtisas sahibi olduğu enerji, altyapı, inşaat, standart sigortalar dışında özel bazı risklerin sigortalanması gibi konularda birikimlerinin Marsh’ın portföyünün büyümesine katkı sağlayacağını vurguluyor. Marsh’ın genel olarak pazar payının yüzde 35-40 düzeyinde olduğunu ifade eden Gürkan, hedeflerinin yüzde 50’nin üzerine çıkmak olduğunu kaydediyor.
Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün İstanbul’a taşınması olumlu
Gürkan’la sohbetimizde biraz da sektörle ilgili güncel konuları konuştuk. Gürkan, öncelikle Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün Ankara’dan İstanbul’a taşınmasını çok olumlu karşılıyor. “Önceden Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nü ziyaretlerimizde Ankara’da kısa süre kalmamızın psikolojisi içinde yetkililerle rahat görüşme imkânımız olmuyordu. Genel Müdürlüğün İstanbul’a taşınması, karşılıklı diyalog ve bilgi alışverişi açışından sektör için çok yararlı olacak” diyor Gürkan.
Rekabet fiyatta değil teminatlarda olmalı
Servet Gürkan’a sektörde sigorta ve reasürans brokerleri arasındaki rekabeti de sorduk. Sektörde rekabetin, ağırlıklı olarak fiyat rekabeti olduğunu vurgulayan Gürkan, şunları söylüyor: “Çok büyük risklerde bile fiyat rekabeti ön planda. Ancak, bir nükleer tesis, rafineri, köprü veya barajın sigortalanması söz konusu olduğunda, doğru fiyat yanında doğru teminat, doğru şartlar ve istisnalar önem taşıyor. Bir malın fiyatı mukayese edilirken, malların aynı kalitede olması lâzım. Fiyat ile yapılan rekabet doğru bir yaklaşım değil. Öncelikle teminatta rekabet yapılmalı. Teminatlar, her şeyi kapsıyor mu? Sözgelimi hiç akla gelmemiş riskleri dahil ediyor mu? Bazı şeyleri istisna ediyor mu? Bunların açıkça belirtilmesi gerekli.”
Türk Reasürans Şirketi KOBİ’ler açısından çok yararlı olacak
Gürkan, Türk Reasürans Anonim Şirketi’nin kurulmasının da olumlu olduğu düşüncesinde. Yeni şirketle, uluslararası pazarda Türkiye’nin adının geçmesinin olumlu olduğunu dile getiren Gürkan, şunları söylüyor: “Ayrıca, ekonominin canlanması için küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi gerekli. Yeni şirket, özellikle taşıdıkları riskler nedeniyle yeterli teminat bulamayan küçük ve orta ölçekli işletmelerin sigorta teminatı bulması açısından yararlı olacak. Bu sigorta şirketlerini de sermaye yeterliliği açısından rahatlatacak. Bunun dışında bir nükleer santral, bir rafineri, baraj vb. büyük risklerin sigortalanması söz konusu olduğunda bunları zaten içeride tutamazsınız; yurtdışından da reasürans kaynaklarına başvurmanız gerekiyor.” Gürkan’a sektörde yabancı reasürörlerin bazı çevrelerde dile getirilen ülkemizdeki eksperlere yönelik kaygıları ile ilgili görüşlerini de sorduk. Yabancıların, Türkiye’deki eksperle ilgili sorunlarının olmadığını belirten Gürkan, “Bununla birlikte reasürörler, verdikleri teminatlar çerçevesinde, hasarın doğru ve kapsamlı tespitini istiyorlarsa yurtdışından eksper de gönderebilirler. Böylece, hasarı reasürörün kendisi de değerlendirebilir. Ayrıca, risklerin de tam olarak tanımlanması ve risk gerçekleştiğinde hasarın hızla ödenmesi esas. Sözgelimi, Çanakkale Köprüsü gibi büyük işlerde riskin doğru tespiti için doğru ve kapsamlı çalışma yapılması gerekiyor.”
Gürkan’a göre sektörde hangi ürünlere ihtiyaç var?
- Teminat mektubuna alternatif olan ‘kefalet sigortası’nda arz ve talep artmalı.
- Borsaya kote olan şirketlere mutlaka sigorta şartı getirilmeli.
- Maketten konut alan tüketicilerin mağdur olmaması için zorunlu olan bina tamamlama sigortasına talep artmalı.
- Ürün sorumluluk sigortaları ve siber riskler sigortası yaygınlaşmalı.
Nükleer havuz geliyor
Türkiye’de ‘nükleer havuz’u kurma çalışmalarının devam ettiğini belirten Gürkan, JLT’nin bu süreçte danışman broker olarak yer aldığını söylüyor. İnşaatı süren ve kurulması beklenen nükleer santralları hatırlatan Gürkan, “Dünyada da nükleer santralların sigortalanması, havuzlarla yapılıyor. Hiç bir devlet, bu konuda bu kadar büyük bir teminatı kendisi vermek istemiyor. Çünkü doğacak zararın karşılanması çok zor. Nükleer santrallarda olduğu gibi diğer büyük felaketlerde de bu durum yaşanabiliyor. (Sözgelimi, İzlanda’da patlayan yanardağ, Avrupa’yı felç edebiliyor) Bu nedenle bu tür risklerin vereceği zararların, oluşturulacak havuzlarla karşılanması amaçlanıyor” diyor. Gürkan, nükleer havuzun kurulmasının büyük olasılıkla gelecek yıl olabileceğini söylüyor.
1979’dan beri sigorta sektöründe çalışıyor
1978 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olan Servet Gürkan, 1979’da yılında başladığı sigorta sektöründe, risk yönetimi, sigortacılık ve reasürans alanlarında farklı kademelerde yöneticilik yaptı. 2002 yılında kurulan AON Benfield Türkiye ekibine CEO/Yönetim Kurulu Başkanı olarak katılan Gürkan, bu kurumda 2013 yılına kadar görev yaptı. Gürkan, 2014 yılı sonunda kurulan JLT Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nde CEO/Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Gürkan, son olarak Marsh’ın JLT’yi satın almasının ardından Marsh’ta Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine getirildi. Türkiye’deki farklı holdinglere, devlet kurumlarına ve uluslararası şirketlere risk analizi, sigorta ve reasürans konularında hizmet veren Gürkan, sektörde bazı inovatif yenilikçi uygulamalara ve ilklere de imza attı. Ülkemizde gerçek anlamda ilk mutuel (kooperatif) sigorta şirketinin kuruluşu ve sigortamatik’lerden (kiosk) sigortalıların sigorta poliçelerini almasını sağlayan uygulama, Gürkan’ın sektörde gerçekleştirdiği ilkler arasında yer alıyor. Gürkan, aynı zamanda, kurucusu olduğu ODTÜ Mezunu Sigortacılar Derneği Başkanlık görevini de yürütüyor.
Meslekte 40 yılı geride bırakan Gürkan’da proje çok
Servet Bey, Marsh Türkiye’deki yeni görevine başlamasıyla birlikte bir anlamda yöneticiliğe de yeniden geri döndü. Sohbetimizin sonunda kendisine bu konudaki duygu ve düşüncelerini sorduk. Gürkan, öncelikle sigorta sektöründe tam 40 yılı geride bıraktığını söylüyor. Marsh’daki yeni görevinden çok memnun olduğunu belirten Gürkan, bundan sonraki meslek hayatında mevcut müşterilerine daha iyi hizmet vermek yanında bazı projeleri de hayata geçirmek istediğini vurguluyor. Örneğin borsada kote edilen şirketlere sigorta şartı ve bina tamamlama sigortasının aktif hale getirilmesi, Gürkan’ın hayata geçirmek istediği projeler arasında yer alıyor.
Kuzey Kıbrıs’taki Servet Gürkan Kütüphanesi 10 yılı devirdi
Servet Gürkan’ı biraz yakından tanıyanlar, kendisinin Kıbrıs sevgisini ve bu ülkeyle yakın temaslarını biliyor. 1994 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sigorta Yasası’nı yazan Gürkan, “O zamanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sigorta şirketleri yoktu. Sadece şube ve acenteler faaliyet gösteriyordu. Zaman içinde sektör büyüdü” diyor. Servet Bey’in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’i sigorta sektörüne yaptığı katkılardan dolayı 2009 yılında Lefkoşe’de adına açılan ‘Servet Gürkan Kütüphanesi’ de 10. yılını doldurdu.