Merhaba değerli okuyucularımız;
Hazine ve Maliye Bakanımız tüm ülkenin merakla beklediği OVP’yi (Orta Vadeli Planı), Yeni Ekonomi Programı (YEP) adıyla açıkladı. Bu planda sigortacılıkla ilgili göze çarpan iki temel husus var.
- Bireysel Emeklilikte, tasarruf oranlarının artırılması için yapılacaklar
- Milli bir Reasürans programı oluşturulması.
Daha sonra kulislerden sızan bilgilere göre bu başlıklar altında yapılacak uygulamalar ise 1) BES- Otomatik Katılımda çıkış sürecinin minimum üç yıla çıkartılması 2) Türkiye Reasürans Havuzu adı altında ülkenin reasürans ihtiyaçlarının karşılayacak bir uygulama başlatılması.
Benim bu programa yorumum ise şöyle olur: Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, dünya ekonomisindeki globalleşmeden, yerel ve devlet ağırlıklı ekonomi modeline dönüşümün izlerini görmeye başladığımızı söyleyebilirim. Şimdilik Türkiye Reasürans Havuzu diye başlayan yapılanmanın, orta vadede zorunlu devir veya benzeri uygulamalarla desteklenmeye başlaması sürpriz olmaz. Devletin, zaten DASK ve Tarsim uygulamaları sayesinde artmış olan ağırlığının daha da artabileceğini, kurulmuş ve kurulmakta olan devlet katılımlı finans kuruluşlarıyla destekleneceğini öngörebiliriz. Son olarak da, açıklanan programda Finansal Üst Kuruldan bir bahis geçmese de kulislerden gelen bilgi Ekim ayı içerisinde bu yapılanmanın son hale getirileceği şeklinde.
Bu bilgiler ışığında ben de sektörün SKOP’u, yani Sigortacılık Kısa ve Orta Vadeli Programı ne olmalı diye bir taslak çalıştım, ana başlıkları şöyle oldu:
Kısa Vade:
- Trafik sigortalarında döviz artışına bağlı meydana gelen maliyet artışının fiyatlara yansıtılması. Bu artış, seçimlerden önce söz verilen SGK payının düşürülmesi şeklinde olabileceği gibi baz fiyatların ve sürprim/ indirimlerin gözden geçirilmesi şeklinde de olabilir.
- Araç sigortalarında yerli üretim yedek parçaların desteklendiği ve hatta bazı durumlarda zorunlu tutulduğu bir düzenleme yapılması.
- Acentelik sisteminin üzerinden tahsilat yükünün kaldırılmasıyla ilgili olarak çalışma yapılması.
- Değer kaybı ve bedeni tazminat hesaplamalarının netleştirilerek bu alandaki hukuki risk ve yükün hafifletilmesi.
Orta Vade:
- Ülkede son dönemde frekansı artan sel ve fırtına hasarlarıyla birlikte, en büyük beklenen risk olarak Marmara Depremiyle ilgili stratejik plan oluşturulması.
- Finansal sigortaların yaygınlaştırılmasıyla ilgili finansal kurumları da içerecek şekilde eylem planı oluşturulması.
Ekonomik dalgalanmanın her geçen gün daha fazla hissedildiği bu ortamda sigorta sektörünün artıları da bence 1) Likit pozisyonunun güçlü olmasına bağlı olarak yatırım gelirinin artıyor olması 2) Önceki zor dönemlerde gördüğümüz “Hepiniz haksızsınız, ben haklıyım” diye tutturan ve ortak aklı yok sayan lider yönetici sayısının azalması diyebilirim.
Bu aylık da bu kadar. Kalın sağlıcakla…….
Yazının tamamı Hayatımız Sigortalı’da…
