Merhaba değerli okuyucularımız,
Direkt konuya girelim. Hayat dışı sigortacıları için 2021’in ilk yarısı cennet, ikinci yarısı ise cehennem gibi geçti. Pandeminin getirdiği kısıtlamaların etkisiyle kasko, trafik ve sağlık branşlarında hasarlar yarı yarıya azaldığından, sektör ucuz fiyatlarla poliçe satarak ve az hasar dosyası açarak ilk yarıyı tamamlamıştı ve keyifler yerindeydi.
Ancak, 2’nci yarıyla birlikte, kısıtlamaların kalkmasıyla artan araç trafiği ve kaza frekansının üstüne, döviz ve enflasyon artışından gelen maliyet artışları geldi ve hasar maliyeti temmuzdan itibaren inanılmaz arttı. Bu da yetmedi, genel şart değişikliği ile Danıştay içtihadına paralel olarak trafikte orijinal parça şartı, değer kaybı hesaplaması ve destekten yoksun kalma hesaplamalarına artış geldi; maliyetler biraz daha arttı.
Ve en son olarak da bedeni hasarların ana maliyet kalemi olan asgari ücrete yüzde 50 artış gelince tabuta son çivi de çakılmış oldu.
Bunlara karşılık olarak, yılın son günlerinde SEDDK, hem rezerv iskontosunu, hem de DERK (devam eden rizikolar karşılığı) hesaplamasını gevşeterek yangının üstüne su atmaya başladı ve yılın son günü de trafik tavan yatlarına şubattan geçerli olmak üzere yüzde 20 ek zam yaparak biraz daha sektöre nefes aldırmış oldu.
Ciddi fiyat artışı olacak
Dolayısıyla trafik branşı, 2021’de yediği ortalama yüzde 60 civarındaki maliyet artışını, 2022’de ortalama yüzde 35 civarında olması tahmin edilen fiyat artışıyla telafi etmeye gayret edecek.
Kasko da trafiğe benzer durumda, sağlıkta da ciddi fiyat artışları görülüyor yılın ilk günlerinde.
Bu şartlarda 2022’ye karışık(!) duygularla giren hayat dışı sigortacıları, fiyatların oldukça artmaya başladığı bir dönemde kalesinde gördüğü golü çıkarmaya çalışacak.
Benim beklentim, 2022 sonunda geçen yıla benzer bir sonuç görmek. 2023 ise farklı olacak; çünkü muhasebe sistemi kökten değişecek, tekrar ertelenmezse.
Bu aylık da bu kadar. Kalın sağlıcakla…