Mustafa Nazlıer / Hayatımız Sigortalı Dergisi
Değişeceğiz…Hiç durmadan, yenilenerek, girişerek ve cesurca. Ancak, bu aksiyonları gerçekleştirirken etik, ahlak ve yasaları yok saymamak esas olmalı. Değişim ve gelişim, rekabet için mutlaka gerekiyor. Günümüzde rekabet ederken de etik ve ahlakın dikkate alınması tercihe bağlı hale gelmiş olsa bile yasalara uygun davranmak bir tercih değil, zorunluluktur. Son 5 yılı gözlemleyince sektör zararının en önemli sorunu olarak gerekçesiz artan hasar maliyetleri öne çıkıyor. Tamamen reasürörlerin katlanıyor olması sebebiyle ödenen gerekçesiz ve aşırı fahiş hasar maliyetlerinin yarattığı farklı etkiler var. Hasar üzerinden gelir elde edilmesi sadece hasarı gideren taraflar için makul görülür. Bunun dışındaki tarafların sürece dahil olma isteği yasal olmadığı gibi gerekçesizdir de.
Insider trading yaşanıyor
Bilgiyi yasa dışı fayda amaçlı kullanmak suçtur. Fayda sağlayacak bilgiye ulaşılarak çıkar amaçlı organizasyon yapmak sektörün en önemli sorunlarından biri olarak hızla yayılıyor. Her geçen gün sektöre en büyük zararı vererek kalıcı sorunlara da yol açan ve sürekliliğini gündeme getiren faktör Insider Trading yaşanıyor olmasıdır. Sigorta sektörü, “içerden bilenlerin ticaretinin” mağdurudur. Birçok yönü ile dikkatle incelenecek bir konunun hasar yönetim ayağındaki sadece bir aşaması hakkında bilgi vermek isterim:
Ülkemizde sigortacılık faaliyetleri 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında gerçekleştirilebilir. Yasa kapsamında olmayan her şey yasa dışıdır; suçtur. Sigortacılık evrenseldir. Yerelleşirken bulunduğu ülke yasalarına uygun şekil alır. Hal böyle iken aşağıdaki sorular tüm sektör paydaşlarının müşterek denetim ve çözümüne muhtaç görünüyor.
Ülkemizde yasalarda yeri olmayan, ancak uzun süredir yasaları ciddiye almadan sektörü kemiren bir başlık olarak sektörün kendi içinde bulunan, hasarı gelir kapısı yapan, insider trading olgusunu körükleyen, sektör zararının en büyük kalemlerini oluşmasına neden olan, bilgiyi yasa dışı şekilde organize suça dönüştürüp kullanan, adına da Loss Assessor “Hasar-Kayıp Değerlendiricisi” ifadesini koyanlar, acaba bu ifadeyi doğru tanıyor ve de kullanıyor mu?
Acaba yurt dışında bir meslek ve farklı bir sektör tarafı olarak bulunan bu yapının ülkemizde gerekli yasal düzenlemeye kavuşmadan aktif edilme çabasının yarattığı zararın kaç kişi farkında? Daha da önemlisi kalıcı hale dönüşen durumun kontrol edilemez hale gelişinde denetimsizliğin yarattığı özgüven bir etken olabilir mi?
Bu tip olgular, ‘Hasar Danışmanlığı’ ile asla karıştırılmamalı. Sektörde bir ihtiyaç ise mutlaka hasar konularında danışmanlar olacaktır. Olmalıdır da. Hatta, onlar sektörün bir açığını kapatarak yasalara uygun, doğru işlemlerin gerçekleştirilmesine aracılık ederek katkı da sunuyorlardır. Danışman olarak gerçek veya tüzel kişi olarak vergi verip yasaların uygulanmasına aracılık edilmesinde de elbette hiç bir sorun yok.
Bu faaliyet sektör aktörlerinden birisi tarafından yapıldığında suça dönüşecektir. Şöyle ki bu faaliyeti broker, acente veya 5684 sayılı Kanun kapsamında yer alan taraflarından herhangi birisi yapamaz. Suç sayılır. Yasanın açık hükümlerini yok sayarak SEDDK’yı ve diğer kurumları yok sayarak hasar danışmanlığı unvanını da kullanarak yapılan işlemler birden fazla yasaya aykırılık ve suç teşkil eder. İnsider Trading sigorta sektöründe bu şekilde vücut bulmaktadır.
Broker ve acenteler hasar danışmanlığı yapamaz
Sektör kendi içinden bir taraf ile bu işi yapmaya başladığında suç gerçekleşmiş durumdadır. Bunun adı, inovasyon, gelişim veya değişim olamaz. Satış tarafının aracıları, broker ve acenteler hasar danışmanlığı yapamazlar. Sadece kendi sigortalılarına, primini aldıkları için ücretsiz hizmet sunmak zorundalar. Kendi üretimleri için zaten ücret almadan hizmet vermek zorunda olmaları dışında bir başka aracının yaptığı üretime hasar danışmanlık hizmeti vermeleri sadece 5684 sayılı Kanun kapsamında değil rekabet kanunu dahil bir çok yasa bakımından da suçtur.
Uzun süredir hasar süreçlerinden komisyon alanların sayısı artmaktadır. Yarattığı maliyet çok çok fazladır. Artık hemen hemen her hasar bir kazanç kapısı görülmeye başlanmıştır. Otoda yaşanan çılgınca tazminat alma yarışı oto dışına da sıçramış durumdadır. Oto dışında rakamlar çok daha yüksektir. Sektörün gerçek zararında en önemli etkenlerden biridir.
Bu durum; benim eksperim, benim asistans firmam, benim tamircim kavramları ile perçinlenmiştir. Sigorta sektöründe usulsüzlük tek tarafla asla yapılamaz. Mutlaka sektör içi paydaşa ihtiyaç duyar. Bunları bilerek ortalama zekâ seviyesindeki herkes kendini, “Acaba, kendi kendisini soyan ve kendisinden beslenen bir sektöre doğru mu gidiyoruz?’’ sorusunun içinde bulur.
Konuya sadece kazanç ve kayıp olarak bakıldığında; Tüm hasarlar bir reasürör tarafından karşılandığından hasar yönetim sürecinde bulunmayan reasürörler ile makyajlı dosyalar sunmak kısa vadede kazandırabilir. Orta vadede sigortalılar dahil tüm taraflar bu zarara katlanır. Haksız kazanç sağlayan dışında, zararı üstlenen bu kadar taraf varken kısa vadede göze batmayan durum artık kaçınılmaz şekilde bariz sorun kaynağı olmaya başlayacaktır. Sektörün zararı dışında vergisiz kazancın dolaşım cazibesi de oldukça etkili olarak katılımcı sayısında artışı neden beraberinde getirmesin?
Loss Assessor kimdir? Ne yapar, nasıl yapar? Bunu, okuyunca sadece bir kısmı anlaşılmış olacaktır. Sigorta, risk yönetimi ve finansal servisler alanlarında hizmet veren ve Birleşik Krallık’ta yerleşik olan Alan Boswell Group (Bağımsız Sigorta Brokerleri ve Finansal Planlama) Loss Assessor (Hasar Denetçisi) ve Loss Adjuster (Sigorta Eksperi) arasındaki farkı web-sitelerinde aşağıdaki gibi açıklamaktadır. (Orijinal sayfaya buradan erişebilirsiniz.)
www.alanboswell.com/loss-adjuster-vs-loss-assessor
Loss Assessor (Hasar Denetçisi) kimdir/nedir?
Bir loss assessor sizin adınıza çalışır ve sizin yerinize hasar sürecini yönetir. Amaçları, mümkün olan en iyi sonucu elde etmenizi sağlamaktır. Sigortacınız sizin için bir loss assessor atamayacaktır, isterseniz bir assessor bulmak ve atamak sizlere kalmıştır.
Çoğu durumda, loss assessor’lar, talebinizle ilgili tüm detayları yönetecektir. Bunlar aşağıdakileri içerebilir:
- Talebinizle ilgili tüm evrak işleriyle ilgilenmek;
- Hırsızlık sonrası mülkünüzün güvenliğinin sağlanması;
- Eviniz oturulamaz halde ise sizin için alternatif konaklama olanakları organize etmek;
- Sizin adınıza sigortacınız ve temsilcileriyle (örneğin eksper) görüşmek;
Talebiniz iş/işyeriniz ile ilgili ise, atamış olduğunuz assessor genellikle geçici ticari bina veya ofis alanı temin etmenize yardımcı olur; böylece çalışır durumda kalabilirsiniz. Ayrıca, stok ve ekipman gibi temel ihtiyaçlar için sorumluluk ve teminat fonları gibi acil sorunları çözebilirler.
Neden Loss Assessor kullanmalı?
Loss assesorlar, talebin tutarını kendiniz değerlendiremeyebileceğiniz karmaşık bir sigorta talebinin idaresinde yardımcı olabilir. Örneğin, eviniz bir yangında tahrip oldu ise veya bir sel nedeniyle büyük hasar gördü ise, mülkünüzü eski haline getirmek için ne kadara ihtiyacınız olacağını ve sigortacı tarafından sunulan uzlaşma rakamının adil olup olmadığını tam olarak bilmeniz zor olacaktır. Bu gibi durumlarda, atadığınız loss assessor, siz yaşanan hadisenin etkisinde iken ayrıca bir de sigorta talebiyle ilgilenmenin doğuracağı ek yükü ortadan kaldırabilir.
Sonuç olarak, loss assessorlar yaptıkları işte uzmanlardır. Sizin adınıza müzakere etmek ve alınabilecek maksimum tazminat miktarı almanızı sağlamak için talebinizi etkili bir şekilde sunmak için nitelikli ve eğitimlidirler. Loss assessorların sigortacılar, sigorta eksperleri ve poliçe wordingleri ile ilgili deneyimleri, sigortacınızdan mümkün olan maksimum tutarı almaya çalışırken hayati önem taşıyabilir.
Ne zaman Loss Assessor atamalısınız?
Genel bir kural olarak, tazminat talebi sürecinin en başında veya talebinizin yüksek bir tutara çıkabileceğini fark ettiğiniz anda bir loss assessor atamalısınız. Benzer şekilde, talebinizin karmaşık olabileceğini düşünüyorsanız, yine loss assessor atamak kötü bir düşünce olmayacaktır. Tabii ki, tazmin sürecinin herhangi bir noktasında da loss assessor görevlendirebilirsiniz, ancak en olumlu sonucu elde edebilmek adına, talebin en başından dahil olmaları en iyisi olacaktır.
Bir Loss Assessor’un maliyeti nedir?
Loss assessorlar genellikle nihai tazminat tutarınızın bir yüzdesini ödeme olarak alırlar. Miktar tabii ki değişecektir, ancak genellikle yüzde 10 civarındadır. Bazı loss assessorlar hizmetleri için doğrudan ücret almazlar, bunun yerine tavsiye ettikleri/ yönlendirdikleri servis sağlayıcı ve firmalardan (örneğin yapı, inşaat yüklenicisi) hizmet almayı kabul etmeniz gerekir. Loss Assessor daha sonra bu firmalardan komisyon alır.
Hangi ödeme modelinin kullanıldığını her zaman iki kez kontrol edin ve beklentiden memnun olduğunuzdan emin olun.
Yukarıdaki açıklamalarda tanımı yapılan faaliyet, farklı ülkelerde gerçekleştirilen bir faaliyet olup ülkemizde uygulanamaz. Mevcut yasalarımızda yeri bulunmamaktadır. Ülkemizde 5684 sayılı Kanun’un yanı sıra Sigorta Genel ve Özel Şartları, hasar tespitinin kim tarafından nasıl yapılabileceğini açıklamıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 den başlayıp 1520’de biten maddeleri esastır. Hasar danışmanlığı firmaları mutlaka olacaktır. Aktif sektör mensubu olmadıkça gayet olağandır.
Konu hakkında birbiriyle ilişkili çok fazla bağlantı var. Bu önemli, ciddi ve artık reasürörlerin de farkettiği sorunun 2022 yılında fraud konusunun da önüne geçmesi ve sigorta sektörünün bu durumla yüzleşmesi hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Bu yazıyı destekleyecek birden fazla konu için ilerleyen günlerde açıklamalara devam edeceğim.
Reasürörler konuyu irdeliyor. Domino etkisi ile tüm sektör bir karşılık verecektir. Hukuki süreçlere gidildiğine tanık olacağız.
Aşk için yazılmış olsa da Özdemir Asaf’ın “Bir gün, Herkes kendi bahçesine, derlerse… Hazır mısınız?” şiiri bu konuyla da şık duruyor.
Sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçen bir yıl diliyorum.
Mustafa beyin açıklamaları, sektörde yer alan bir çok oyuncuya ders niteliğinde. KVKK’na rağmen hasar taraflarına ait şahsi bilgilerin hasar danışmanlık firması adı altında illegal temeller üzerinde faaliyet gösteren firmalara aktarılması, acentelerin servislere yönlendirdiği hasarlı araçlardan illegal ve vergisiz gelir elde etmeleri ve en hafif tabiri ile etik olmayan bu geliri, ticari gelir saymaları, servislerin piyasaya verdiği onarım tutarının, sigorta şirketlerine verdikleri tutarın altında olmasının hakkane olmamasına rağmen normal ticari gelir kabul edilmesi gibi bir çok problem mevcut sektörümüzde maalesef. “Herkesin kendi bahçesine gitmesine” bu sektör hazır değil.
benim bildiğim Loss assessor mesleği türkiye’de avukatlara devredildi. hasar danışmanlarının Loss assessor’a evrilmesi mesleki tanıma ve kurallara oturtulması yerine kısa yoldan kestirip atılma tercih edildi. genel verilere baktığımda sigorta şirketleri trafikte kazanamıyor. üstelik muallak tazminatların %70’i mağdurlara ödenmemesine rağmen. belki de şirketler zarar etmesin veya poliçeler pahalılanmasın diye böyle yapıldı