Mustafa Nazlıer
Ülke genelinde ve özellikle Güneydoğu Bölgesi’nde etkili olan kar yağışları sonrasında Gaziantep, Kahramanmaraş ve Diyarbakır illerinde ön incelemelerde bulunduk. Bölge için risk, henüz yeni başlamakla birlikte şiddet ve etkisini artırarak devam edecektir. İlk yağış etkisi henüz hafifletilemeden önümüzdeki günler gerçekleşecek aşırı yağışlar ile hava sıcaklığının -10°’ye kadar düşeceği, gün içinde sıcaklık farkının beklenmedik düzeyde yüksek olacağı (erime ve yeniden donma) sonrasında yeniden kar ve yağmur yağışının gerçekleşeceği görülmektedir. Bu durum, bölgenin ve o bölgede yaşayanların daha önce karşılaşmadığı ve oldukça yabancı olduğu bir durumdur. Bölgede alışılageldik iklim ve coğrafik koşulları gereği, yüksek sıcaklık, kuraklık gibi meteorolojik faktörlere savunma mekanizması gelişmiş, bunun sonucunda da konutlar ve ticari yapılar için bölge özelinde hesaplama yöntemleri ve uygulama teknikleri kullanılmıştır (Çatı eğimlerinin düşük olması/ düz, havuz çatı sistemleri). Bir diğer sorun; yerel otoritelerin bilgi, tecrübe ve donanım eksikliklerinin fazla oluşudur. Son 50 yıldır Diyarbakır ilinin bu denli bir kar yağışı ile karşılaşmamış olması sorunların içinden ne şekilde çıkacaklarını bilmemeleriyle birleşmiştir. Bölge’de otoban kapanmasını olağan karşılamak gerek. Asıl sorun yağan kar miktarı değil, bilgisizlik ve hazırlıksız oluştur. Dünyada karşılaşılan yağış miktarına ölçekle zorlayıcı değildir. Bunlara ek olarak, Küresel İklim Değişikliği etkisiyle değişen koşullara bağlı gerçekleşen kar yağışı riski, bölge mimarisi, yapısı ve genel hesaplamalara göre ani ve beklenmedik olarak ortaya çıkmış, yapılarda ise muhtelif hasarlar ortaya çıkmıştır.
Yapışık risk ortaya çıkacak
Diğer taraftan, kar yağışı ile başlayan risk sonraki günlerde; don, sulu kar, yeni kar yağışları, rüzgar vb. doğa olaylarının etkisi ile birlikte artış gösterecek olup bu durum yapışık risk, yapışık hasar kavramını ortaya çıkaracaktır. Mevcut durumda biriken kar üzerine yağacak olan yeni kar, sulu kar ve hava sıcaklığının gün içinde aniden düşmesi sonrasında oluşacak don olayları ve rüzgarın kar biriktirici/ sıkıştırıcı etkileri nedeniyle, yapılar üzerine etki eden kar yükünün artması kaçınılmaz olacaktır. Bu durum yapışık risk etkileri ile kar ağırlığının tek başına bir risk unsuru olarak değerlendirilmesini olanaklı kılmaz. Özetle, hasar ve risk incelemeleri yapılırken, yalnızca kar ağırlığının doğrudan etkisi değil yapışık risk kavramındaki diğer tüm unsurlar olan rüzgar yükü ve buz yükü ile birlikte değerlendirmeye alınmasını gerekmektedir. Bu tür katastrofik karakteristiğe sahip makro ölçekteki olayların hukuk, mühendislik ve sigortacılık tekniği açısından farklı bir şekilde incelenmesi gerekir. Olayları, kar ağırlığı tanımı ile sınırlamak hatalı karar almaya yol açar. Yapışık risk kavramı mutlaka dikkatle ele alınmalıdır.
Bölge henüz kar riski için başlangıç döneminde iken, şehir merkezinde çatı ve sundurma hasarları yaşanmaktadır. Öteki taraftan, kış dönemi boyunca kar yağışına maruz kalacak yüksek rakımlı ve ulaşılması güç alanlarda bulunan enerji santralleri, enerji nakil hatları gibi tesis ve yapılarda ağır hasarların oluşması kaçınılmazdır. Gerçekleşmiş veya gerçekleşecek hasarların fark edilmesi, hasar tespitinin yapılması, hasarların bildirilmesi ise çok daha sonra olacak, müdahale/ onarım süreleri de artacaktır. Bu nedenle şehir merkezindeki yapılaşma durumu, iklim ve topografyası ile yüksek rakımlardaki tesislerin durumu ve mevcut risk analizi birbirinden ayrı olarak ele alınmalıdır. Şehir merkezinde ölçülen 50 cm kar yüksekliği ile şehir dışında ve yükseklerde oluşan kar yağışı aynı şekilde değerlendirilmez. .
3 grup risk söz konusu
Ayrı risk türüne ilişkin farklı koşullar ve küresel iklim değişikliği de göz önünde bulundurularak, kış dönemi için yapışık risk kavramını 3 grup olarak değerlendirmek gerekir.
- (Erken dönem riski / 1. Grup) ?Doğrudan kar yağışı başladığında gerçekleşen risk
- (Yakın Dönem Riski / 2. Grup) ? Kar / sulu kar / don / rüzgar etkisine bağlı artan risk ve hasarlar.
- (İleriki dönem riski / 3. Grup) ? Kış dönemi sonrasında havaların ısınmaya başlaması ve eriyen karla birlikte ortaya çıkacak ve risk / hasar karakteristiğini değiştirecek olan sel/ yer kayması/ heyelan riskleri ve hasarları.
Tecrübelerimize dayanarak 2. ve 3. Grup dönem risklerine bağlı; şehir merkezi dışında konuşlandırılan enerji santrallerinde zarar ve kayıpların gerçekleşme ihtimalleri çok yüksektir. Bölgede inşa edilen tüm enerji santrallerinin (özellikle Güneş Enerji Santralleri/ GES) kar ağırlığı ile ilk tecrübe dönemi de başlamış olacak. Uzun zaman periyotlarında bölgeye bu miktarda bir kar yağışı olmadığından, enerji santrallerinin tasarım/ uygulama/ projelendirme aşamasında bu etkenlerin ne kadar dikkate alındığı hangi tedbir ve önlemlerin ortaya konulduğu da önümüzdeki dönem içerisinde test ve tecrübe edilecektir.
Risk yeni başladı, devam edecek
Sonuç olarak, bölge için risk yeni başladı, devam ediyor ve durmayacaktır. Bölgenin geçmişteki iklim verileri dikkate alınarak inşa edilen tüm yapılar için, küresel iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak gerçekleşecek yapışık risk faktörleri ile katastrofik hadiselere bağlı hasar frekansının yüksek seviyelerde olacağını bekliyoruz.
Ayrıca sigorta sektöründe uygulama birliği sağlanabilmesi amacı ile; Mühendislik birimimiz tarafından bölgede incelenecek kar ağırlığı hasarlarının değerlendirme kriterlerine ilişkin örnek teknik çalışma aşağıda sunulmuştur. Poliçe genel ve özel şartları ile hukuk karşısında geçerli olabilecek somut ve objektif hesaplama şeklidir.
***** GENEL BİLGİ ***** Gaziantep İli genelinde meydana gelen kar yağışı sonucu oluşan çok sayıda hasar detaylı olarak tarafımızca incelenmiştir. Gaziantep iline kar yağışı 18-19.01.2022 tarihinde gerçekleşmiş ve yoğun şekilde devam etmiştir. Çatı örtülerinde bekleyen kar zamanla sert hale gelmiş ve üzerine yağan kar ile birlikte ağırlığını artırmıştır. Zemin üzerinde 50-60 cm seviyelerinde değişkenlik gösteren muhtelif sanayi tesisi yapılarının çatılarında, sundurmalarda hasarlar oluşmuştur. Rüzgarın veya kendi ağırlığının etkisiyle kayan kar yığınları parapet önleri veya çatı birleşim noktalarında birikerek zemindeki kar yüksekliğine nazaran daha yüksek kar birikmesine neden olmuştur. Ağırlık noktası değiştiğinde çatı ve yapıların ağır hasarına yol açtığı, çatıdaki malzemelerin işletme içerisine düşmesi ile yapı içerisinde kıymetlerde de görülmüştür. Yapı tarzına göre çökme, göçme, çekme ve uzamalara bağlı olarak domino etkisiyle, aynı tarzda inşa edilen çatı sistemlerinde dalgalanmaya bağlı yapışık risk, yapışık hasar şeklinde gerçekleşmiştir. Meydana gelen hadisede çatıdaki yük dağılımının değişmesi ve çatı merkezine doğru etki eden kuvvetler nedeniyle cephe yapısını dışa doğru ötelemiş gerek çatı ve cephede gerekse cephedeki taşıyıcı elemanların yapısında muhtelif hasar mekanizmaları meydana gelmiştir. ***** KAR AĞIRLIĞININ HESAPLANMASI ***** Kar yoğunluğu çok değişkendir, tek değer vermek mümkün değildir. Normal kar yoğunluğu 100-300 kg/m3 arasındadır. Sulu yağan kar 400-500 kg/m3 yoğunluğa varabilir. Buz 900-970 kg/m3 yoğunluğu ile sudan daha hafiftir ve suda yüzer. Eriyerek su halini aldığında 1000 kg/m3 olduğu düşünülürse iyi bir karşılaştırma yapılabilir. Meydana gelen hadisede kar yağışı süreklilik arz etmiş ve yaklaşık 2 gün süre ile kesintisiz sayılacak şekilde yağış gerçekleşmiştir. Yapıların üzerinde biriken kar türü farklılık göstermektedir. Alt kısımlarda kalan karlar beklemiş sıkı kar sınıfında, üst kısımlarda biriken ve yeni yağan karlar ise sulu yumuşak kar niteliğindedir. Söz konusu durumlar dikkate alındığında kar yoğunluğunun 300 ile 500 kg / m3 olarak farklılık göstereceği gözlemlenmiş olup bu gerekçe ile 1 m³ kar ağırlığı 300 kg olarak değerlendirmeye alınmıştır. |
Sigortalı tesislerde yaptığımız incelemelerde; Bölgede etkili olan kar yağışı sebebiyle 1.000 m2’lik eğimli bir çatı üzerinde birikme yapan karın ortalama 50 cm seviyelerinde olduğu gözlemlenmiş, çatı üzerinde birikme yapan karın hacmine göre yapılan ağırlık hesaplamasında; 1 m³ Kar Ağırlığı: 300 Kg 1.000 m² x 0,50mt.: 500 m³ Kar Kar Ağırlığı: 150.000 Kgm² Düşen Kar Yükü: 150 Kg/m² (ortalama) Yapılan hesaplama sonucunda 1000 m²’lik bir çatı üzerinde ≈ 150.000 Kg (150 Ton) gibi bir kar ağırlığının olduğu saptanmıştır. Çatı çelik konstrüksiyonu üzerinde bulunan söz konusu ağırlığa, taşıyıcı karkasın mukavemet gösterememesi ve sistem stabilitesinin bozulması sonucunda söz konusu hasarın meydana geldiği gözlemlenmiştir. Öte yandan Gaziantep ili TSE – 498 standardına göre; kar yükü bakımından 3. Bölge olarak sınıflandırılmaktadır. Pk = 1,25 kN/m2 = 127,42 kg/m2 dir. (Gaziantep ili için öngörülen kar yükü) Kar yükü 0,50 m x 300 kg/m³ = 150 kg/ m2 (Hadise esnasındaki kar yükü) Yapılan örnek hesaplamalarda çatı eğimine bağlı azaltma değeri 1 olarak kabul edilmiştir. (0-30° çatı eğimi) Yapılan hesaplama sonucunda hadise esnasındaki kar yükünün hesaplamalarda kullanılan ve öngörülen değerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan değerlendirme sonrasında bu miktardaki kar yağışında ve oluşan kar yükünden dolayı bina yapı tarzına bağlı bir eksiklik ve kusurun varlığı ve hasar boyutuna etkisinin tespit edilemez durumda olduğu görülmüştür. Diğer taraftan ; ilk kar bu etkiyi yaratmış ve başlayan risk artarak devam etmiştir. Yağışların kesintisiz devam edeceğini dikkate alarak henüz bir temizleme yapılmadığını da gözlemleyerek çok daha yüksek risk ve hasarlar yaşanacağı açıktır. Bir diğer husus ; katastrofik hasarlarda tedarik zinciri kopar. Enkaz kaldırma, vinç, koruma ve kurtarma hizmetlerine olan aşırı talep karşılık göremeyeceğinden hasar maliyetlerinin artacağını söyleyebiliriz. Sonuç olarak ; yağışlar artarak devam edecek. Yapışık riskler yapışık hasarlar yaratacak. Hangi açıdan ele alınır ise alınsın kök sebep ve yakın sebep kar ağılığı olarak tanımlanacak. Hasar yönetiminde zorluklar yaşanacak. Tedarik zinciri sonuçları önemli derece etkiler. Bundan böyle Küresel ısınma etkilerini daha derin hissedeceğiz. |