“Coğrafya kaderdir” söyleminden hareketle tüm güzelliklerine rağmen problemlerle dolu bir ülkede yaşadığımızı söyleyebiliriz. Türk insanı pratik problem çözme becerisiyle bilinir. Karşılaştığımız sorunlara, bir Alman ya da Japondan daha farklı bakış açısıyla yaklaşırız. İşimizde ve sosyal hayatta pek çok problemle yüzleşiyoruz. Bazıları bizi çok yoruyor ve ümitsizliğe sürüklüyor. Bazıları ise problemlerden güç almamızı sağlayarak bizi geliştiriyor. Problem çözme öğrenip geliştirilebilecek bir beceridir. Ancak, öncelikle problemi çözmede yardım edecek düşünce sistemine odaklanmak gerekir. “Peki problem çözmeye ilişkin genel kabul görmüş teknikler nelerdir?” Bu yazıda kısaca bunlardan söz etmek istedim.
Sistemli çalışmak şart
Sorun çözmek, ne kadar küçük bir problemle karşılaşmış olursak olalım, sadece doğaçlama becerisine güvenerek altından kalkılabilecek bir şey değildir. Çaba ve emek harcamayı, sistemli çalışmayı gerektirir. Çalışma, şu adımlardan oluşur:
1. Problemi Tanımlama
2. Ön Planlama
3. Çözüm Alternatifleri Geliştirme
4. Karar Verme
5. Aksiyon Planı ve Harekete Geçme
6. Kontrol ve Gözden Geçirme.
Uygulayabileceğiniz pek çok problem çözme yöntemi vardır.
Bunlardan biri ‘makro harita’ yapmaktır. Burada birinci yaklaşım probleme dahil olan tüm kişi ve tarafları ana başlık haline getirmektir. İkinci yöntem, kriterleri/beklentileri ana başlık haline getirmektir. Üçüncü yöntemse, süre/zaman dilimini ana başlık haline getirmektir. Diğer yöntem mantıksal düzey sıralamasıdır. Düşünce sistemimizi sıralı olarak işleterek çözümde görmek istediğimiz noktaları ortaya çıkarmaya yarayan bir araçtır. Bu teknikte şu sorular, verilen sırada ele alınır; bir soruya olabildiğince ayrıntılı cevap verdikten sonra bir sonrakine geçilir:
“Önümüzdeki sorun çözülmüş olsaydı; ideal ortamın görüntüsü nasıl olurdu? İstenen/beklenen eylemler neler? Beklenen/istenen beceriler ve kaynaklar neler? İnançlar neler? İdeal ortamda taraflara düşen görevler, tarafları mutlu edecek şeyler mi? Çözümden kim, nasıl etkileniyor?”
Bir diğeri parçalara ayırma yöntemidir. Bütünsel yaklaşım yönteminin tam tersi uygulanarak gerçekleştirilen bir çözüm çalışmasıdır. Bu kez bütünü görmek yerine ayrıntılara odaklanmak benimsenir.
Beyin Fırtınası’na dikkat
Özellikle şirketlerde en çok kullanılan yöntemlerden biri ‘Beyin Fırtınası’ uygulamasıdır. Eğer probleminizi çözmek için yeterli miktarda zaman varsa, en güçlü çözüm yöntemidir. Çünkü hem sağ, hem de sol beynin kullanımını gerektirir ve zengin bir bakışla harekete geçmenizi sağlar. Bunun için, ilk aşamada sorunu getiren ve sorunu tanımlayan fikirleri hiçbir sansür ve değerlendirmeye tabi tutmadan listelemek ve hayal gücünü olabildiğince serbest bırakıp, çok sayıda fikir üretmek gerekir.
Herkes problem türüne ve alışkanlıklarıyla bilgi düzeyine göre probleme farklı tarzda yaklaşabilir. Kişinin davranış modeli, probleme yaklaşım tarzında önemli bir etkendir. Bu nedenle kişi tarzını bilmeli; bu tarzın çözüme katkıda bulunacak ya da güçleştirecek yanlarını göz önünde bulundurmalıdır. Problemlerinize uygun çözümler bulmanız dileğiyle.