SİGORTAMEDYA ÖZEL
100. yılını kutladığımız Cumhuriyet, siyasal, toplumsal ve ekonomik anlamda olduğu gibi ‘sigortacılık’ açısından da yeni bir dönemin başlangıcı demek. Avrupa’da ve diğer birçok ülkede sigortacılık faaliyetlerinin geçmişi 16 ve 17. yüzyıllara dayanmakta iken Türkiye’de Cumhuriyet ile birlikte gelişme sürecine giren sigorta sektörü, o günden bu yana önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçti. İşte sektörün 1920’li yıllardan günümüze kilometre taşları…
Sigortacılık 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınan en önemli konulardan biriydi
1923 İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınan konulardan biri sigortacılıktı. Sigorta şirketlerinin yüksek prim alması, ödemeleri gereken vergileri sigortalananlara yüklemeye çalışması, tazminatları ödemekten kaçınmasından şikayet edilmiş ve sigortacılar sendikasının feshedilmesi, hükümetin çıkardığı kanunlara uymayan şirketlerin kapatılması talep edilmişti. 1924’te Sigortacılar Sendikası feshedildi ve yerine Sigortacılar Kulübü kuruldu. Bir süre sonra Sigortacılar Daire-i Merkeziyesi adını alan kulüp 1960 yılında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne dönüştü.
Yeni şirketlerle sektör gelişim sürecine girdi
1926’da yürürlüğe giren Ticaret Kanunu’yla birlikte sigortacılıkta yeni hükümler devreye sokuldu. 1927 yılında ise yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin denetlenmesi ve döviz çıkışının önlenmesi amacını taşıyan kanun çıkarıldı. Buna bağlı olarak da igortacılık gelişmeye, yerli sermaye ile kurulan şirketlerin sayısı artmaya başladı. 1929’da Türkiye İş Bankası ve Milli Sigorta ortaklığı ile Milli Reasürans kuruldu. 1932 yılına gelindiğinde Türkiye’de 8’i Türk 29’u yabancı toplam 37 sigorta şirketi faaliyet göstermekteydi. Devletin planlı sanayileşme politikalarını yürütmek üzere 1933’de kurulan Sümerbank tamamen yerli sermayeye dayanmak üzere 1935 yılında Güven Sigorta’yı kurdu. 1936’da ise bir diğer yerli sermayeye dayanan sigorta şirketi olarak Anadolu Sigorta tarafından Ankara Türk Sigorta şirketi kuruldu. 1942 yılında ise, ilk özel sermayeli sigorta şirketi olan “Doğan Sigorta” kuruldu ve onu 1944’de “Halk Sigorta”, 1945’de “Destek Reasürans”, 1948’de “Türkiye Genel Sigorta”, 1950’de “İnan Sigorta”, 1955 yılında “Şeker Sigorta”, 1957’de “Güneş Sigorta” 1958’de “Birlik Sigorta” ve “Ray Sigorta”, 1959’da “Başak Sigorta” ve “Cihan Sigorta” izledi.
Haziran 1923’te kurulan ve Allianz Türkiye’nin temelini oluşturan Şark Sigorta da Cumhuriyet döneminin en önemli şirketlerinden biriydi. Şark Sigorta, sektörün 1923 yılından bu yana süren gelişim öyküsünü gözler önüne seren önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
DASK, BES ve TARSİM önemli birer dönüm noktası
Sigorta sektöründe gelişme adımları 1982 Anayasası’ndan sonra da devam etti. Ekonomik büyümeye paralel olarak sektör de büyüdü. Sigortacılık Genel Müdürlüğü kuruldu. Sigorta sektörüyle ilgili gelişmeler 2000’li yıllarda da devam etti. Bunların en önemlisi doğal afetlerle ve emeklilikle ilgili olanlardı. 1999’daki büyük Marmara depremi doğal afetlerde özellikle depremlerin yaratacağı tahribatlara karşı sigortanın ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi. 2000 yılında deprem sigortası zorunlu hâle getirildi ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kuruldu. Hemen ardından Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) gündeme geldi. Ekim 2003’te Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) faaliyete geçti. Yine 2003 yılında Trafik Sigortası Bilgi Merkezi (TRAMER) devreye girdi.
14 Haziran 2005 tarihinde ise 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarıldı. Bu kanun kapsamında Sigorta Havuzu (TARSİM) kuruldu.
Atatürk’ün talimatıyla Anadolu Sigorta kuruldu
“Cumhuriyet, ulu önder Atatürk ve sigorta sektörü” derken, Anadolu Sigorta’ya da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Anadolu Sigorta; (Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi) Atatürk’ün ‘milli sermayeli bir sigorta şirketi kurulması talimatı’ vermesi üzerine Türkiye İş Bankası ve İttihad-ı Milli Sigorta Şirketi ortaklığı tarafından 1925 yılında kuruldu.
David Kohen, gelişimin en önemli tanığıydı
Türkiye’de ‘Cumhuriyet ve sigorta tarihi’ deyince ilk akla gelen isim, kuşkusuz duayen merhum sigortacı David Kohen’dir. Atatürk’ü gençliğinde 2 defa gören Kohen; ülkemizde sigortacılık tarihinin de canlı tanığıydı. 2022 yılında 98 yaşında vefat eden Kohen, verdiği bir röportajda 1920’lerin başında Türkiye’de yerli sigorta şirketinin olmadığını, Cumhuriyet’le birlikte milli sermayeli ve Türk ismiyle faaliyet gösteren şirketlerin kurulmaya başlandığına dikkat çekiyordu. 1920’li yılların Türkiye’de sigortacılığın gelişmesine yönelik adımların atıldığı önemli bir periyot olduğunu belirten Kohen; sektörde asıl gelişmenin 1930’lu yıllardan sonra başladığını belirtmişti.
1953’te motorlu taşıtlar zorunlu kaza sigortası kapsamına alındı
1950’den sonra Türkiye planlı kalkınma dönemine girdi ve ekonomide hızlı gelişim yaşandı. Sektörde alt yapının oluşturulması için önemli adımlar atıldı. Mevzuat yenilendi. 1965 tarihli “Sigorta Tetkik Kurulu ve Tasfiye Komiteleri Yönetmeliği”, 1968 tarihli “Sigorta Eksperleri Yönetmeliği”, 1973 tarihli “Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıtlar Bürosu Yönetmeliği” gibi önemli düzenlemeler devreye girdi. Bu dönemde gerek devlet gerek özel sektörün sanayi yatırımlarına girişmesi sigortacılığa talebi artırdı. 1953’ten itibaren motorlu taşıt araçlarının zorunlu kaza sigortası kapsamına alınması sigortacılığın gelişmesine katkı sağladı.
SEDDK kuruldu
Sigortacılık ve özel emeklilik sektörlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesine dair görevlerin ve yetkilerin bağımsız bir idari otorite tarafından yürütülmesi amacıyla 18.10.2019 tarihli ve 30922 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “47 sayılı Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu kuruldu.
TSB de gelişimin tanığı
Sigorta sektörünün temel taşlarından biri olan Türkiye Sigorta Birliği’nin tarihi de Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan gelişime ışık tutuyor.
Sigortacılık ve emeklilik sektörünün tüm paydaşlarını destekleyen, geliştiren, bilgi alışverişini artıran, sektörün etki alanını genişleten, sağlıklı rekabet ortamını sağlayan rehber bir kuruluş olan TSB’nin temelleri 1900 yılında kurulan “İstanbul’da Faaliyette Bulunan Yangın Sigorta Şirketlerinin Sendikası”na dayanıyor. Sendikanın ismi önce 1916’da “Türkiye’de Çalışan Sigorta Şirketleri Cemiyeti”ne dönüştürülüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından hemen sonra da bu cemiyet kaldırılıyor ve “Sigortacılar Kulübü” kuruldu. Yıllar içinde birçok değişim daha yaşanıyor. 2012 yılında “Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği” olarak sektörde konumlandırılıyor. Bu değişimden sonra Birliğin logosu değiştiriliyor ve logo ilebirlikte “Türkiye Sigorta Birliği” ibaresinin kullanılması kararlaştırılıyor.