Sigorta sektörüne uzun yıllar birçok şirkette yaptığı üst düzey yöneticilik görevleriyle katkıda bulunan Çetin Kolukısa, şimdi ise verdiği eğitimlerle bu tecrübelerini gençlerle paylaşıyor. Sigorta Ekranı’nda Can Kantar’ın konuğu olan Kolukısa, programda son yıllarda gittikçe artan risklere dikkat çekti. Kolukısa, “Artık sigortasız bir hayat düşünülemez. Bence sigortasızlık cehalet ve cesaret arasında bir yerde” açıklamasını yaptı.
Son yıllarda hem dünyada hem Türkiye’de öyle risklerle karşı karşıya kalıyoruz ki sigorta yaptırmamak neredeyse lüks haline geldi. Bir yandan hepimizin hayatını alt üst eden pandemi ile sağlık hayatımızın başköşesine taşınırken, bu konuda yaşanabilecek yeni riskler hepimizi korkutmaya başladı. Diğer yandan gerçekleşen sel, yangın, dolu ve hortum gibi felaketler ise birçok değerlerimizin kaybolmasına neden oldu. Artık bu değerleri yerine koymak daha zor. İşte tüm bu riskler bizlere sigortayı ve önemini yeniden hatırlattı. YouTube’den yayın yapan Sigorta Ekranı’nda ‘İz Bırakanlar’ programında Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan Çetin Kolukısa, artık sigortasız bir hayatın düşünülemez olduğuna dikkat çekti. Kolukısa, “Bence sigortasızlık cehalet ve cesaret arasında bir yerde” dedi.
Zor zamanlarda sırtınızdan yükü alır
Programda sigortacılığın herkesin biraraya gelerek kalkındırması gereken bir alan olduğuna vurgu yapan Kolukısa, şöyle devam etti: “Siz ya çok zengin olursanız sigorta yaptırmazsınız ya da cahil olursanız. Çünkü bir şeyi yerine koymak artık maddi olarak kolay değil. Sıradan bir arabanın fiyatı bile 200 bin liralara yaklaştığı günümüzde artık sigorta yaptırmak şart. Örneğin sağlık sigortası sizin için değil, size bir şey olursa diye aileniz için yapılandır. Zor zamanlar geldiğinde sigorta sayesinde onların sırtından yükü alan siz olursunuz.”
Önce neyi yapamadığını tespit et
Uzun yıllar sigorta sektörünün farklı alanlarında görev alan Çetin Kolukısa, 2017 yılından bu yana kurucusu olduğu Sekizrüzgar Eğitim, Koçluk ve Danışmanlık şirketi vasıtasıyla bilgi ve tecrübelerini sektörle paylaşıyor. Kolukısa, sigortacılık eğitimi konusunda okulların verdiği eğitimin yeterli olduğunu, fakat asıl tecrübenin sahada edinildiğini söyledi ve ekledi: “Sigorta bir ihtiyaçtır, gençler bu alana yönelmelidir. Ancak biz üniversite sınavında sigortacılığı tesadüfen seçmiş kişilerle bir yere kadar varabiliriz. O nedenle bu eğitimin lise çağından başlamasını tavsiye ederim. Türkiye’de çok fazla acente var ancak bu işi hakkıyla yapanların sayısı gerçekten az.” Kolukısa, eğitimi çok seven bir millet olmadığımızı belirterek, “Kişi kendisi de istiyorsa ancak bu konuda fayda görebilir. İnsan kaynakları tarafından organize edilen kurumsal eğitimler bu açıdan oldukça zayıf. Kişiler birbirlerine önyargılı olarak yaklaşıyorlarsa her iki taraf da oldukça zorlanıyor. O yüzden gençlere tavsiyemdir ki, ne yapacağını bilmiyorsan öncelikle neyi yapamadığını veya ne olmadığını tespit edeceksin” şeklinde konuştu.
Yaptığımız eğitim değil, bilgi ve deneyim paylaşımı
Kolukısa, sektördeki eğitimin didaktik ve tek yönlü olmasından çok, paylaşımcı olmasından yana olduğunu, verdiği eğitimlerde de usta çırak ilişkisinin dışına çıkarak çok yönlü bir yol izlediğini söyleyerek şunları söyledi: “Bizim yaptığımız eğitim değil, bilgi ve deneyim paylaşımı. Hayatım boyunca gördüklerimi ve yaşadıklarımı acaba faydalı olabilir miyim diye yola çıkarak interaktif ve paylaşımcı şekilde aktarmaya çalışıyorum. İnsanın kendisini tanımasına odaklanıyoruz çünkü bunu başarırsa kendisini de daha iyi yönetebileceğine inanıyoruz. İçinde bulunduğum tekneyle öğrencilerimize liderlik eğitimi veriyoruz ve bu eğitimlerden geri bildirim alabildikleri bir atölye ortamı yaratıyoruz.”
Ekonomik gelişim açısından sektörün önünde uzun bir yol var
Çetin Kolukısa, programda pandemi sürecinde hasar sayısının azalmasıyla sektördeki karlılığın kısmi olarak arttığına ama genel ekonomik gelişimin yeterli olmadığına dikkat çekerek, “Ekonomik gelişimin genele yayılması için trafik poliçesi gibi alınan ürünlere değil, siber güvenlik gibi yeni ve gelişen ürünlere yönelik sigortacılığın önem kazanması gerekiyor” dedi. Kolukısa, ayrıca sigorta primlerinin enflasyonla aynı oranda yükselmediğini ve bu nedenle işin asıl emekçilerinin komisyonlarının yetersiz kaldığını belirterek ekonomik gelişim açısından sektörün önünde daha uzun bir yol olduğunu ifade etti.
Etik, sigortada özel değil genel bir sorundur
Sigorta sektöründe müşteriyle ilişkilerin tamamen güven üzerine kurulduğunu aktaran Kolukısa, etik meselesinin kişiden kişiye değişmek yerine sabit bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğinden bahsetti ve ekledi: “İçimizde maalesef çürük elmalar var. İşi kuralına göre yapar gibi görünerek aslında hiç hoşlanmadığımız şeyler yapanlar var. Ama bu, şirket bazında değil sektörün genelinde değerlendirilmesi gereken bir sorun. Çünkü bir acente hata yaparsa o tüm sektörün itibar sorunu haline gelir. Kendi içimizde kuracağımız sistemlerle etik kavramını herkesin aynı şeyi algılayacağı hale getirmeliyiz.”
Sektör pandemi sürecinden başarıyla çıktı
Kolukısa, sigorta sektörünün pandemi sürecinde zorlu ve başarılı bir sınav verdiğine inandığını söyleyerek bu süreç içinde sigortalı olanların tüm avantajlardan faydalandığını belirtti. Sigortacılık işinin reklam vererek kendini anlatması yerine memnun kalan müşterilerin çevrelerine vereceği tavsiyelerle imece usulü büyümesinin, halka ilişkiler anlamında en sağlıklısı olduğuna değinen Kolukısa, sektörün son dönemde yaşanan pandemi, orman yangını ve sel gibi afetler sırasında bu türden bir gelişimi yakaladığını ve müşteri memnuniyetinin bunda büyük etkisi olduğunu söyledi. Sektörün iletişim tarzını değiştirmesi gerektiğini savunan Kolukısa, en büyük hayallerinden birinin her poliçeden alınacak birer lirayla sigorta sektörünün kendi yangın uçağına sahip olması ve afet zamanlarında bu uçağın da kullanılmasının sağlanması olduğunu belirtti.
Sigorta suiistimallerini gerçekleşmeden önlemeliyiz
Sektördeki suiistimallerin altını çizen Kolukısa, konuyla ilgili olarak, şu tespitlerde bulundu: “Maalesef müşterinin dolandırıcı olduğu, sigorta şirketlerinin de hasar ödemediği yönünde olumsuz bir algı var. Birbirine çamur atmaya çok müsait bir alanda çalışıyoruz. Ancak biz işimizi etik vb. tüm kurallara uyarak eksiksiz yaparsak karşı tarafı da bu suistimal konusunda rahatlatır konuma geliriz. Bu sadece Türkiye’de değil bütün dünyada var. Bizim görevimiz bu olaylar gerçekleşmeden önce önlemimizi almak. Sorunlar illa yaşanacaktır ancak bunu önleyecek sistemlerle ve tıkaçlarla hepsinin önüne geçebiliriz.”
İklim değişikliği ile sigortacılıkta yeni bir uzmanlık alanı doğuyor
Programda iklim değişikliğinin sektör üzerinde ve dünyada büyük etkilerinin olacağını söyleyen Kolukısa, “Sigortacılar geçmiş tecrübelerinden faydalanarak bugünü fiyatlarlar ve aynı zamanda geleceği de tahmin etmeye çalışırlar. Geleceği tahmin etmek her seferinde daha zorlaşıyor ve dünya çok hızlı değişiyor. Özellikle bu alana giren gençler için yeni bir uzmanlık alanı doğduğuna inanıyorum. Sigorta sektörü buna hazırlıklı olmazsa çok yara alabilir” değerlendirmesinde bulundu.
