Türkiye’de deprem teminatlarının içinde değerlendirilse de ihmal edilmemesi gereken bir sigorta branşı da yangın sigortaları. Yazarımız Cenk Ecevit, yangın branşında son dönemde gerek enflasyon gerekse deprem kaynaklı fiyat artışlarından dolayı adil olmayan sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Ecevit’in değerlendirmeleri şöyle:
Klasik bir hikâyedir; bir çizme üreticisi şirketin pazarlama müdürü, Afrika’ya pazar araştırması yapması için gönderiliyor, saha çalışması sonrası ülkesine döndüğünde bir rapor yazıyor ve diyor ki “Afrika‘da kimseye çizme satamayız; çünkü kimse çizme giymiyor.” Şirketin bir süre sonra pazarlama müdürü değişiyor ve yeni müdür yeni pazar araştırması için Afrika ‘ya gönderiliyor, dönüşünde yazdığı raporda şunu söylüyor; ‘Afrika‘da herkese çizme satabiliriz çünkü kimse çizme giymiyor.’’ Bugün yangın sigortaları özelinde yaşadığımız durum biraz da bu. Milli Re önderliğinde trete sahibi olan sigortacılar belli kısıtlara göre hareket ederken, Milli Re dışında lidere haiz veya hasar fazlası treteye sahip sigortacılar bu kısıtlara uyma yükümlülüğü olmadığından yine eskisi gibi deprem tarife fiyatları ile iş kabul ediyorlar.
Yüzde 35 oranında düşük primle poliçe kesen var
Bir hâtta, birden çok sigorta şirketi ile çalışan aracı kurumsunuz ve bu şirketlerin hepsi benzer trete yapıları altında hareket ediyor, zaten kapasitelerini de sıkıntılı tamamlayabilmiş. Sizin de bunlardan birinden müşteriniz için satın aldığınız yangın poliçesi mevcut. Geçen sene 100 bin TL prim ile yazılan iş bu sene deprem fiyat artışından 135 bin TL’ye çıkmış, sigorta bedeli, enflasyon farkı artışlarını da dâhil ettiğinizde 200 bin TL ‘ye gelmiş. Üstüne bir de deprem tarifesinin yüzde 35’i oranında diğer teminatlar fiyatı yüklenmiş prim 250 bin TL’lere kadar ulaşmış. Müşterinize deprem fiyat artışını anlatabiliyorsunuz, enflasyon farkını da anlatabiliyorsunuz, ama tarife uygulama esasından tatbik eden farkı nasıl anlatacaksınız? Hadi anlattınız, ikna etmeye yaklaştınız diyelim, acenteliğini yapmadığınız/broker protokolünüz olmayan ve de Milli Re ile çalışmayan, trete yapısı hasar fazlası anlaşması olan bir sigortacı çıkıp da sizin fiyatınızın yüzde 35 altına prim verince ne yapacaksınız?
İşte şu anda yaşananlar bunlar. Elbet ki düzenlemeler yapılmalı ve de olası riskler ile ilgili fiyatlamalar tabiri caiz ise ‘kurtarır’ noktada olmalı ama sektörün oyuncularından bazıları ile çalışmıyorsanız (veya müşterininiz sizi o şirketlerden fiyat almanız için yetkilendirmediyse) işi kaybedeceksiniz..
Bu argümana karşın denebilir elbet; “Bir sigorta şirketinin trete ve iş kabul şartları kendi ticaret serbestiyeti kavramı dahilindedir” diye. Yani yapabiliyorsa o da yapsın, gitsin alternatif reasürörler ile hasar fazlası anlaşması yapsın, o da rekabetçi fiyatlar ile hareket etsin. Ancak, o kadar da kolay değil takdir edersiniz ki, sermaye yapısı uygun olmayan veya ciddi artan koruma maliyetlerine girmek istemeyen (fark yine müşteriye yansıyacak) sigortacılar ne yapabilir?
Düzenlemeler adil rekabet şartlarını sağlamalı
Geçmişte endüstriyel yangın işlerini azaltarak bireysel ve KOBİ yangın işlerini arttırma stratejisini uygulamaya başlayan sigortacılar oldu, sadece kendileri ile çalışan acentelerine yenilenmeyecek işleri için 1 yıl ilave komisyon verdi, peki şimdi bugün bu fiyat farklarını müşterilerine kabul ettiremeyen aracılar ne yapacaklar? Özetle, düzenlemeler adil rekabet şartlarını sağlayacak şekilde olmalı. Acenteliğini yaptığı/brokerlik protokolü olan aracı kurum, çalıştığı sigortacının trete yapısından kaynaklı kısıtlara asgari düzeyde maruz kalmalı ve rekabet şartları tüm oyuncular için aynı olmalı. Rekabet eşit şartlarda olduğu zaman rekabettir, yoksa hakim güç kavramı, başta sigorta müşterisine, ardından aracısına ve de elbet sonunda sigortacıya zarar verecektir.
Çok yerinde bir yazı. Hele bankalar kredi faizleri ile oynayarak haksız rekabet yapıyorlar.
İki yıldır SEDDK ne yaptıki acenteleri oyalamaktan başka. Aynı poliçeyi banka şubeleri düzenleyebiliyor, acente düzenleyemiyor.Devletin sigorta şirketi trafik sigortasında kota koymuş kesmemek için. Hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Yazıklar olsun bu sistemi bu hale getirene. Kimi sigorta şirketi trafik lambası gibi renk koymuş. Siyah çıkarsa kesmiyor, kırmızı çıkarsa onlar onaylıyor % 1 de beyaz çıkıyor ve kesiyor. Kimisi artı, eksi puan koymuş . Artı çıkarsa kesiyor eksi çıkarsa kesmiyor. Kimisinde sistem özellikle hata veriyor kesmemek için.zaten devletin sigortasıda kota koymuş kesmemek için. Yazıklar olsun 17 bin acenteyi düşürdükleri hali kınıyorum. Yokmu düzeltecek babayiğit biri maalesef çünkü rant var.
herkes cikolata yemek zorunda degil. islerine gelirse urunler piyasada.