Başımızı sokacak bir ev, belki bir yazlık ya da yatırım amaçlı ev almak pek çok kişinin gündeminde. Diğer taraftan kiracı da olsak, özellikle son yıllarda art arda gelen depremler ve yıkıcı kayıplardan sonra herkesin aklında o soru var. Acaba oturacağım bina depreme dayanıklı mı? Peki deprem riski sadece konutlar için mi var? Son depremlerde gördük, iş yerleri, fabrikalar, okullar, alışveriş merkezleri, yollar, kamu binaları gibi pek çok bina da depremde zarar gördü, yıkıldı. Depremin gece olması ve insanları uykuda yakalaması nedeniyle odak konutlar oldu. Halbuki depremin günün hangi saatinde olacağı ve nerede yakalanacağımızı bilmemiz imkânsız.
Çocuklarımızı gönderdiğimiz okulun, üzerinden geçtiğimiz viyadüğün, içinden geçtiğimiz tünelin, düzenli gittiğimizi berberin, işyerimizin, konakladığımız otelimizin ya da toplantı için gittiğimiz binanın depreme dayanıklı olup olmadığını merak ediyoruz.
Yapı denetimi çok tartışıldı
Şubat ayındaki depremler sonrasında en çok tartışılan konulardan biri de yapı denetimi oldu. Herhangi bir binanın inşaatı öncesi projenin onayını takiben, inşaatın her aşaması bir yapı denetim şirketi tarafından denetlenmeli..2001 yılında yürürlüğe giren Yapı Denetim Kanunu’nun amacı can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. En son 2023 Mart ayında yapılan tebliğde yapı denetim kuruluşları ile bu kuruluşlarda görevli mimar ve mühendisler hakkında tesis edilecek olan idari müeyyidelerin uygulanması, idari para cezalarının tahsili ve izin belgesi iptali işlemleriyle yapı denetimi kuruluşlarının işlem ve faaliyetlerinin denetlenmesinin usûl ve esaslarını belirtilmiştir.
Kanunun kapsamına özetle belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak 200 m2 ve üstü yapılar giriyor. Dolayısıyla tek parseldeki bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar ve köy yerleşik alanlarındaki ruhsata tabi olmayan yapılar, İmar Kanununun 26 ‘ncı maddesinde belirtilen kamuya ait yapı ve tesisler ile 27 ‘nci maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yapılar yapı denetimi kapsamı dışında kalıyor.
Yapı denetimi bu alanda ruhsat alan şirketler tarafından yapılıyor. Denetim görevini mevzuata uygun şekilde yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşları, bu nedenle ortaya çıkacak yapı hasarlarından dolayı denetimi yaptığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle yapı sahibine karşı sorumlu tutuluyor.
Sigortacıya da denetim sorumluluğu veriliyor
Depremde, yapı denetimin gerektiği gibi yapılmadığı sorusu akıllardaydı. 6 Eylül 2023 tarihli Orta Vadeli Ekonomik Planda kentsel dönüşüm ve yapı denetimine ilişkin sigortalar kapsamında maddeler yayınlandı, aşağıdaki hususlar direkt bizleri ilgilendiriyor:
-Md.25. Bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecektir.
-Md.26. Sigortanın oto denetim rolü hayata geçirilerek inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin yapı sorumluluk sigortası yaygınlaştırılacaktır.
Yapı Denetimi Sigortası ile sigortacıya da denetim rolü verilmekte ve de olası risklerin engellenmesi hususunda rolü ortaya konulmaktadır. Öte yandan kamu ve sigorta sektörü işbirliğinin verimli ve faydalı olduğu en iyi örneklerden biri Zorunlu Madencilik Ferdi Kaza Sigortası ve sigorta şirketlerinin denetim rolüdür. Sistemde, madende yapılan risk incelemesinde olumlu sonuç alamayan şirketlerin sigorta edilmemesi kavramı ile başta madencilik ruhsatının iptali ile başlayan pek çok önemli sonuçları bulunmaktadır. 2015 yılında yürürlüğe giren uygulamadan sonra maden kazalarında yüzde 50’nin üzerinde düşüş yaşandığı görülmektedir. Uygulamanın sadece işletmenin sürekliliği açısından değil, çalışanların can güvenliği endişesinin azalması, toplumda uzun yıllar süren acılar ve travmalar yaratan acıların dinmesi açısından da önemli psikolojik faydalar sağladığı ortadadır.
Sigorta risklerin kaldırılması için de önem taşıyor
Bu şekildeki işbirlikleri sayesinde sigortanın sadece risk gerçekleştikten sonra devreye giren değil, alınan risklerin ortadan kaldırılması, engellenmesi ya da etkilerinin azaltılması için düzenleyici özelliği öne çıkıyor. Sigorta, risk kabul koşulları ile toplumun her bireyinden başlayarak riskin gerçekleşmesini önleyecek tedbirlerin alınmasına teşvik ederek aslında kötü veya zayıf yönetilen risklerin “sigortalanabilir risk” haline gelmesini sağlayarak ülke ekonomisine önemli katkılarda sağlamaktadır. Bu düzenleyici ve kontrol eden özellik ile sadece gerçekleşecek zarar sonucu ekonomik fayda değil, sigortanın toplumsal faydaları ekonomik faydalarından çok daha uzun ömürlü ve belki de sürdürülebilirliğe daha fazla katkıda bulunmaktadır. Sigortanın çok görülmeyen önemli bir faydası da yasal gerekliliklere uymayı gerektirmesidir. Bir sigorta şirketinin, yetkin bir yapı denetim firması tarafından denetlenmiş bir binaya sağladığı sigorta teminatı, başta can güvenliğimiz olmak üzere, mal varlığımızı ve birikimlerimizi koruyacaktır.
Sigortacıların mesleki sorumluluk sigortası olmayan bir yapı denetim firmasının denetlediği bir binaya sigorta teminatları vermedikleri bir kurguda ilgili projeden konut almak isteyenlerin sayısının fazla olmaması beklenmelidir. Ayrıca, bu şekilde düzenli denetimden geçmiş binaları yapan inşaat şirketlerine teşvikler, potansiyel alıcılara finansman desteği, vergide indirim gibi pek çok teşvik alternatifi de yaratılabilir. Özelikle, son dönemlerde çok gündemde olan ve en son yeni bir kurum tarafından sürdürülecek olan kentsel dönüşüm sürecinde, sorumluluk sigortası olmayan yapı denetim firmalarının ruhsatlarının iptaliyle, toplumun can güvenliği ve sürdürülebilir ekonomik faydaların ilk ve en önemli adımı atılabilir.
Sigortacılık, kayıp, hasar ve belirsizlik durumlarını güvence altına almasıyla, ekonomik kayıpların tazminindeki en önemli araç olmakla birlikte gerçekleşme ihtimali olan risklerin önlenmesi amacı ile de faydalanılabilecek güçlü bir kaynaktır. Biz aracılar, müşterilerimize bu doğrultuda bilgilendirme yapmayı kendimize görev edinmişken kanun koyucunun da getireceği yeni uygulamalar mesleğimizin kalite standardını daha yukarı taşıyacaktır.
Bu amaçla sigorta şirketlerinin özellikle risk yönetimi konusunda tüm aracılara düzenli eğitim programları ile bilgilendirme yapmaları beklenmelidir. Unutulmamalıdır ki sokakta olan, müşterisine dokunan bir sigorta aracısı, aynı zamanda risk önlemleri konusunda müşterisine bilgilendirme yapacak kişidir ve toplumsal menfaat gözetmektedir.