25 Kasım 2024, Pazartesi
spot_img

CAN KANTAR: Sektörde değişimin ayak sesleri

Değişimin ayak sesleri derken yönetici değişimlerinden bahsetmediğimin altını çizmek isterim. Sektör geçtiğimiz yılı mali kârların desteği ile kapatmış olsa da sermayedarın pek tatmin olduğunu söyleyemeyiz. Sektör şimdi pek de önünü göremediği bir yolda ilerlemeye çalışıyor. 2019 ülkemiz için olduğu kadar aynı paralelde sigorta sektörü için de önemli bir yıl olacak. Bakıyorum sektör kendi içinde bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Yöneticilerimiz teknik kâr edemediği sürece sermayedarını mutlu edemeyeceğini biliyor. Ama onlar da ne yapsın? Konjonktür bunu gerektiriyor. ‘Herkes sigorta almak için sıraya geçti de onlar mı poliçe satmıyor’ diyeceklerdir. Evet araç ve konut satışları azaldı ve bu hem hayat hem de hayat dışı sigortacılık ürünlerini ciddi oranda etkiledi.

Sigortacıların gözü KOBİ’lerde

TSB Başkanı Can Akın Çağlar ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik.

Sigortacılar ne yapıyor derseniz. Onlar henüz sigortalanmamış KOBİ’leri gözüne kestirdi. ERGO Sigorta, TOBB ile işbirliği yaparak KOBİ’ler arasında çok güzel bir araştırma yaptırmış. ERGO CEO’su Yıldırım Türe, sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Diğer şirketlere bakıyorum onlar da KOBİ’ler için yeni ürünler çıkarıyorlar. Diğer taraftan pazara sıfır araç girmeyeceği için ikinci el yani kasko sigortaları şirketler için önemli bir sigorta ürünü oldu. Sigortalanmamış araçlara kasko yapmak temel amaç.

TSB Başkanı Can Akın Çağlar ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Alp Süer‘in kaleminden bu röportajı keyifle okuyacağınızı umuyorum. TSB tarafında bu işin ne kadar ciddiye alındığına tanık olacaksınız. 7 Şubat’ta başlayan Çalıştay’lar zincirinin ilk halkasına başlangıç olarak bakmak gerekiyor. Ama bu röportajda Sayın Çağlar değişimlerin ipuçlarını bizlerle paylaştı.

Devletin sigorta sektörüne müdahalesi artıyor

Diğer taraftan konjonktür gereği oluşan ürünler var, alacak sigortası, kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası gibi… Sigorta şirketlerinin çoğunluğu buna henüz ürkek yaklaşıyor. Torba yasada sigorta sektörü ile ilgili çıkan kanunda Devletin sigorta sektörünü desteklediği gibi bir görüntü çıksa da aynı zamanda müdahil olduğu da fark edilebilir. Sigortalanmayan riskler için kurulan Türkiye Milli Reasürans şirketinin de aslında yurtdışına reasürans primi gitmemesi için kurulduğu söyleniyor. Devlet sigortacılığı kullanıp yaşanan ekonomik dalgalanmalarda iş dünyasının en az zararı görmesini istiyor olabilir. Fakat örnek olarak sigortalanmayan riskler için bir Reasürans şirketi kurulması ve bunu Devlet’in parası ile yapmak ne kadar doğru? Yani “evet riskli sektör şirketleri sigorta teminatı bulamıyor. “Bu işletmeleri şirketler sigortalasın yanarsa gelsin Devlet’ten parasını alsınlar” deniliyorsa diyecek bir şey yok. Devlet sigortacılığa müdahil oldukça havuzlar kurdukça, elini taşın altına soktukça sektör şirketlerine yaptırımları artacağı kesin. Sigorta şirketlerinin bu işte komisyoncu duruma düşmesinden endişe eden yöneticilerimiz var. Sigorta şirketlerinin elinde bana kalırsa sadece Kasko ve Sağlık sigortaları kalacak gibi.

Geçtiğimiz ay içerisinde Insurtech Hub’ın toplantısına katıldım. Evet sektörde teknolojik bir değişim yaşanacağı kesin. Ülkemizin her ne kadar özel durumu olsa da bu değişim kaçınılmaz. TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu‘nun, “Biz sektör olarak insurtech konusunda hiçbir şey yapmadık ama önümüzdeki yıllarda üzerine titreyeceğiz” demesi bile önemli bir özeleştiridir bence.

Ben ve Noyan Doğan da toplantıda bilmediklerimizi paylaştık. Açık söyleyeyim sektörde bir dijitalleşmeden bahsediliyor ama somut bir başarı görülmüş değil. Ben bunun sektör yöneticileri tarafından tam olarak anlaşılmadığını düşünüyorum. Sektör paydaşları bundan çok korkuyorlar bence. Ben bu kadar kar baskısında olan bir sektörün insurtech yatırımı yapabileceğini zannetmiyorum. Ama değişim şart.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER