Akıllı şehir kavramını son beş yıldır giderek daha çok duyuyoruz. Teknolojik gelişmeleri takip eden ve her alandaki sorunu bu vizyonla çözen akıllı şehirler, tam anlamıyla geleceğin şehirleri. Bu şehirlerdeki en büyük risk ise siber güvenlik!
Akıllı şehir nedir?
Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşayacağını söylüyor. Bu da şehirlerdeki nüfus artışını ve altyapı sorunlarını beraberinde getiriyor. Düzen değişiminden ve dünyanın gelişiminden galip çıkansa akıllı şehirler olacak. İşlevsel olarak verimli, bilgileri halkla paylaşan, daha kaliteli bir devlet hizmeti sunan, vatandaşın refahını sağlamak için bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanan şehirlere, akıllı şehir deniyor. Fiziksel, sosyal ve dijital planlamaların aynı anda yapılabildiği bu şehirlerde, sürdürülebilir ve yenilikçi olmak çok önemlidir. Bu şehirlerin ana özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
● Yeni teknolojileri takip eden ve uygulayan
● Sorunlara, pratik ve gerçekçi çözümlerle yaklaşan
● Zaman yönetimi için kolaylıklar sağlayan
● Elektrik ve su gibi kaynakları verimli kullanan
● Atıkları toplayan ve geri dönüştüren
● Ücretsiz internet sunan
● Bilgi güvenliğine öncelik veren
● Afet ve acil durumları iyi yöneten
● Kolay ulaşım ve trafik çözümleri sunan
● Hava ve gürültü kirliliğini azaltmak için çalışan
● Konfor ve güven hissettiren
Akıllı şehir çalışmalarına örnekler:
● Hollanda’nın Oss şehrinde otoyola çizilen özel çizgiler güneş enerjisini depoluyor ve karanlıkta yolu aydınlatıyor.
● Kanada’nın Toronto şehrindeki çöp kamyonları doğalgaz ile çalışıyor.
● Amerika Birleşik Devletleri’nin San Francisco şehrindeki akıllı sokak lambaları, kullanan elektriğin miktarını kontrol altına alıyor.
● Japonya’nın Tokyo şehrindeki evlerin ısıtması, hava durumuna göre belirleniyor.
İsviçre merkezli Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) ve Singapur Teknoloji ve Tasarım Üniversitesi’nin hazırladığı (SUTD) Akıllı Şehir Endeksi‘ne göre 2021 yılının akıllı şehir sıralaması şöyle:
1. Singapur
2. Zürih
3. Oslo
4. Taipei
5. Lozan
Siber güvenlik nedir?
Siber güvenliği; mobil cihazları, bilgisayarları, sunucuları, ağları ve verileri kötü amaçlı saldırılardan korumak olarak tanımlayabiliriz. Akıllı şehir sistemini etkileyen bazı siber riskler de mevcut tabii. Cihazların kontrolünün ele geçirilmesi, veri ve bilgi hırsızlığı; akıllı şehirlerdeki siber güvenlik risklerinden bazıları. Sanal ve fiziksel dünyaların birbirine yaklaşması, eski ve yeni sistemlerin uyum süreci, farklı şehir hizmetlerinin sunulması ve altyapının sağlanması bu siber risklere yol açabiliyor. Mesela fiziksel nesnelerin internet aracılığıyla birbirine ve üst sistemlere bağlı olduğu iletişim ağı olarak bilinen “nesnelerin interneti” cihazlarının çoğalması bir risk. Nesnelerin interneti cihazına, evde yokken mobil telefonunuzdan tek tuşla açabildiğiniz termostatları, evcil hayvanınızın maması bittiğinde uzaktan doldurabileceğiniz akıllı kapları örnek verebiliriz.
Siber güvenlik için ne yapılabilir?
Güvenlik yazılımları, kimlik doğrulama, bulut sistemleri, güvenlik analizi gibi çalışmalar; akılı şehirlerdeki siber riskleri azaltabiliyor. Akıllı şehir yönetimlerinin, bu saldırılara karşı nasıl tepki vereceğini bilmesi ise son derece önemli. Aksi halde şehirde büyük bir kargaşa ve kaos ortamı oluşması mümkün. Örneğin Michigan’daki (ABD) 44 trafik lambasının hack’lenmesi sonucunda şehrin tüm düzeni bozulmuştu. Akıllı şehirlerde siber güvenlik sağlamak için güvenlik önlemleri sık sık güncellenmeli ve olası riskler için stratejiler oluşturulmalı.
Dünyada akıllı şehirlerin sayısı artsa da bu alanda birçok proje üretilse de siber güvenlik için çalışmaların sürdüğü ve şehirlerin halen bu risklere açık olduğu bir gerçek. Geleceğin şehirlerinin en büyük kabusu siber güvenlik olabilir mi?