Kur ve enflasyondaki hızlı artış ile birlikte artan ekonomik belirsizliklere karşın sigortacılar, 2022’de sektörde reel büyüme bekliyor. Son aylarda hasar maliyetlerindeki artışa dikkat çeken sektör temsilcilerine göre; poliçelerde prim artışları da kaçınılmaz oldu.
ALP SÜER/SİGORTAMEDYA
Bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yılın ilk yazılarında genellikle ilk cümleyi “Acısıyla, tatlısıyla bir yılı geride bıraktık” şeklinde kurmak adettendir. Ancak, 2021 yılında delta, omicron vb. varyantlarıyla bir türlü bitmek bilmeyen Covid-19 salgını,
doğal afetler ve son aylarda yaşanan kur krizi ve artan ekonomik belirsizliklerle acılar, biraz daha tatlı kısımlardan ağır basıyor. Konumuz olan sigorta sektörüne gelince, sektör açısından da 2021 yılı tatsız geçti. Sektör, pandemi etkisini fazla hissetmese de geçen yıl reel olarak büyümedi; hayat dışı (elementer) sektörde teknik kâr, 2020 yılına göre geriledi; sigortacıların yakından takip ettiği ‘bileşik rasyo’ yükseldi. Her yılbaşı sayısında olduğu gibi bu yıl da Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak sektörün 2022 yılı falına baktık. Sektör temsilcilerinin bu yılki sektörle ilgili beklentilerine yer verdik. Bu yıl, geçen yıla göre sektörün daha hızlı büyüyeceğini belirten sigortacılar, prim artışlarının ise kaçınılmaz olduğu görüşünde birleşiyor.
2021’de sektörde reel büyüme çok düşük
2022 yılı beklentilerine geçmeden, kısaca geride bıraktığımız 2021 yılının sektör açısından muhasebesini yapalım. Öncelikle büyüme cephesine bir bakalım: Bu satırları yazdığımızda elimizde yılın tamamına değil, 11 aylık dönemine ilişkin veriler mevcuttu. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) açıkladığı istatistiklere göre, sektör 11 aylık dönemde yüzde 23,3 büyüdü. Enflasyonla karşılaştırıldığında sektörde reel prim artışı sadece yüzde 1,6 oldu. Ocak-kasım döneminde hayat dışı (elementer) sektör, yüzde 24,4 büyürken, hayat branşında toplam prim üretimi ise yüzde 18,2 artış gösterdi. Kısacası, geçen yıl nominal olarak büyüyen sektör de reel büyüme yok denecek kadar az oldu.
Sektörde prim üretimindeki artışı değerlendirirken, birkaç hususu vurgulamakta yarar var: Reel büyümenin çok düşük olmasında trafik ve hayat branşındaki daralma özellikle etkili. Toplam pastadan yüzde 30’a yakın bir pay alan trafik branşı, (yeşil kart dahil) 11 aylık dönemde yüzde 10,1 büyümesine karşın, enflasyonla karşılaştırıldığında reel olarak yüzde 9,2 daraldı. Trafikle birlikte 11 ayda reel olarak yüzde 2,6 küçülen ‘hayat’ branşındaki kötü manzara, sektörün genel olarak büyüme performansını da aşağıya çekti.
Yüksek enflasyonun azizliğine uğrayan sektör
Buna karşın, toplam prim üretimi içindeki payı yüzde 10’un üzerinde olan branşlardan kasko, geçen yıl hızlı büyürken, hastalık/sağlık, genel zararlar, yangın ve doğal afetlerin de istikrarlı büyüdükleri gözlendi. Trafik ve hayat branşları dışında, enflasyonun geçen yıl, 2020 yılına göre çok yüksek seyretmesinin de sektörde reel büyümenin olmamasında etkili olduğunu, bir başka deyişle sektörün yüksek enflasyonun azizliğine uğradığını söylemek de mümkün.
Büyümeyi bir kenara bırakıp, kârlılık cephesine baktığımızda, 2021’de manzara pek de parlak değil. Gene, Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) istatistiklerinden hareket edersek; hayat dışı sektör geçen yılın 9 ayında, 5 milyar 99 milyon 547,4 bin TL teknik kâr etti. Teknik kârlılık, 2020’nin aynı dönemine göre yüzde 29 azaldı. Kısıtlamaların kalktığı yaz aylarından bu yana, trafikte araç sayısındaki artışa bağlı olarak, hasar frekansları ve hasar maliyetlerindeki artışın, oto branşlarında kârın düşmesinde etkili olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Bileşik rasyo yükseliyor
Oto branşlarındaki teknik kârlılığındaki düşüş, pastadan aldığı pay itibarıyla sektörün genel kârlılığını da olumsuz etkiliyor. 2021 yılında koşulların, 2020’den farklı olması dışında, sektörde birçok branştaki fiyat rekabeti de teknik kârlılığı aşağıya çekti. Teknik kârın azalması dışında, sektör temsilcilerinin yakında izlediği ve 2020 sonunda yüzde 100’ün altında olan ‘bileşik rasyo’nun da geçen yılın 3’üncü çeyreğinde yüzde 110’lar seviyesine ulaştığına da dikkat çekmek gerekiyor.
Sektörün geçmişe göre avantajlı yönleri var
2021’i bir kenara bırakıp, 2022 yılı beklentilerine gelirsek; büyüme açısından sektörü zorlu bir yıl bekliyor. Öncelikle, sigorta sektörünün ekonomi ile göbekten bağlı bir sektör olduğunun altını çizmek gerekiyor. 2021 yılının son haftalarında yaşanan kur artışının, reel ekonomide bir daralmaya yol açıp açmayacağını şimdiden kestirmek zor. 2022 yılı ilk çeyrek rakamlarında bunun sinyalleri alınacak. Kur artışı, ithalat ve ekonomin büyüme hızında hızlı bir düşüşe yol açarsa, bundan (ekonominin daraldığı geçmiş dönemlerde olduğu gibi) sigorta sektörü de nasibini alacak. Ancak, burada geçmiş yıllardan farklı olarak sigorta sektörünün bir avantajı var: O da sigorta bilincindeki görece artış. Pandemi döneminde sağlıkları konusunda endişe duyan bireylerin başta tamamlayıcı sağlık sigortası (TSS) olmak üzere sigorta ürünlerine talepte bir artış yaşandı. Bu talebin bu yıl da devam etmesi bekleniyor. Tabii ki ekonomik belirsizliklerin azalması ve bireylerin ekonomiye ‘güven’inin tesis edilmesi de çok önemli.
Biraz da 2022’ye kârlılık cephesinden bakarsak, 2021’de teknik kârı azalan sektörde, kârdaki azalışın devam edip etmeyeceğini tahmin etmek biraz zor. Asgari ücretteki artış ile kurdaki yükselişe bağlı olarak, yedek parça fiyatlarındaki artış yanında, geçen yılın yaz aylarından beri hasar frekanslarındaki artış, oto sigortalarında teknik kârlılığı bu yıl da azaltıcı etki yapacak; bu da sektörün teknik kârlılığını olumsuz etkileyecek. Bununla birlikte, bu yıl poliçe primlerinin artacak olması ve başta TSS olmak üzere sigorta ürünlerine talebin süreceği beklentisi, teknik kârlılığın düşmesini engelleyecek unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.
Fiyatları artan varlıkları, sigorta ile korumak çok önemli
Pandemi döneminde sigorta bilincindeki artış yanında, başta otomobiller olmak üzere varlık fiyatlarındaki astronomik artışlar da bireylerin mevcut varlıklarını korumak ve sigorta ile güvence altına almaları konusunda itici bir güç oluşturuyor. Gerek sigorta bilincindeki artış, gerekse varlık fiyatlarındaki artış nedeniyle varlıkları yerine koyma güçlüğü sigortayı artık lüks olmaktan çıkarıp, gereklilik haline getiriyor. Bu durum, sigortacıların 2022 yılından penetrasyon artışı ve reel büyüme beklentisinin de başlıca sebebini oluşturuyor. Varlık fiyatlarındaki artışın sonucu ‘eksik sigorta’ oluşmaması ve olası bir hasar durumunda mağdur olmamaları için bireylerin sigortalanmış varlıklarının, sigorta bedellerini yeniden güncellemeleri de büyük önem taşıyor.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan: Sektör, 2022’de geçen yıldan daha hızlı büyüyecek
Ekonomik aktivite ile sigorta sektörünün bağlantısını yadsınamayacağına dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan, şu görüşleri dile getiriyor: “Ülkemizdeki sigortalılık oranının, potansiyeline göre düşük olduğu bir gerçek. Sigorta sektörü, ülkenin ekonomik büyümesinden daha yüksek oranda büyüme potansiyeline sahip. Türkiye ekonomisinin 2021 sonu itibariyle bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 9-10 oranında büyümesi bekleniyor. Hayat dışı sektör prim üretiminin 2021 yılını önceki yıla göre yüzde 22 artışla kapatacağını öngörüyoruz. 2022 yılsonunda ise bu oranın bir miktar daha yüksek olacağını tahmin ediyoruz.” Son dönemde yaşanan enflasyon, kur ve faiz değişkenliklerinin sigorta sektörü için de farklı etkilere yol açacağını vurgulayan Şencan, “Sektörün bu ortamdan asgari düzeyde olumsuz etkilenmesi için doğru ürünü doğru fiyatlandırma ile müşterilerine sunması, müşterilerin de ihtiyaçlarına uygun ürün ve teminatları seçerek optimum noktada buluşulması gerekecek” diyor.
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen: Yüksek bir poliçe prim artış dönemine girdik
Aksigorta’nın geçen ay online gerçekleşen yeni mobil uygulamasının lansman toplantısında konuşan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sektörde 2022 beklentileri ile ilgili şunları söyledi: “2020 yılında pandemi dolayısıyla çok az hareketlilik görülürken, 2021 yılında ise normalleşmeye geçilmesi ile birlikte hem araç sahipliği hem de hareketlilik çok arttı. 2020 yılı sektör açısından çok kârlı, 2021 ise zararlı bir yıl oldu. 2022 yılı ise belirsiz bir yıl. Bu yıl hem sigorta bedellerinin artması hem de kurdaki artış ve enflasyondan kaynaklanan hasar maliyetlerindeki artış dolayısıyla poliçe primlerinin artması kaçınılmaz. Yüksek bir poliçe prim artış dönemine girdiğimizi düşünüyorum. Varlıkların bu kadar değerlendiği ve varlık alımının güçleştiği dönemde mevcut varlıkların sigortalanması çok önemli. Bu da sigorta penetrasyonunu artıracak.”
MAPFRE Sigorta Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Komitesi Üyesi Yıldırım Türe: 2022’de oto dışında rekabet artacak
Sektörde 3’üncü çeyrek sonuçlarına bakıldığında, oto branşında hasar/prim oranlarının 15 puan mertebelerinde arttığını, kombine oranın genel olarak yüzde 100’ün üzerinde olduğunu, dolayısıyla 2020’in iyi giden sonuçlarının 2021’de olmadığının görüldüğünü ifade eden MAPFRE Sigorta Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Komitesi Üyesi Yıldırım Türe, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu, tabii şirketlerin oyun alanını daraltan bir unsur. Geçmiş tecrübelerime dayanarak şunu da söylemeliyim ki, bu tip gelişmeler genelde oto dışı rekabeti artırır. 2022’de oto dışında rekabet artışı göreceğimizi, bunun da aslında belki fiyatlara yansırsa gelir kaybı olacağını, yansımazsa faydalarının olacağını öngörüyorum.”
Sigorta Brokerleri Derneği Başkanı Selcen Gür: Sektörün geleceğine güveniyoruz
Sigorta Brokerleri Derneği (SBD) Başkanı Selcen Gür, Türk sigorta sektörünün 2022’de de büyüyeceği düşüncesinde. Türkiye’de sigorta sektörünün, yatırımların devam etmesi ile büyüdüğünü belirten Gür, şunları söylüyor: “Kişi başına düşen sigorta harcamasının mevcut durumda yaklaşık 110 USD olduğunu ve Avrupa ortalamasının kişi başına 1.000 USD’den yüksek olduğunu düşünürsek gideceğimiz daha çok yolun olduğunu belirtebiliriz. Biz gelecekte artacak ticari yatırımlar ile kurumsal sigortalarda ve kişi başına düşen milli gelirin ve kişilerin harcanabilir gelirlerinin artması ile bireysel sigortalarda düzenli olarak artışın olacağını düşünmekteyiz. 2022 yılı, katılım sigortacılığı açısından bir fırsat olabilir ve daha önce sigortaya mesafeli yaklaşmış olan kesimleri pazara dahil ederek sigorta pastasında bir miktar da olsa büyüme kaydedilebilir. 2022 ve 2023 yıllarını sigorta sektöründe reel bazda ciddi büyüme yılları olarak göremesek de uzun vadeli olarak sektörün geleceğine güveniyoruz. 2022 yılsonu için sektörde büyüme tahminimizi USD/TL kurunda gerçekleşebilecek oynaklıklara göre TL bazında yüzde 25-30 olarak belirtebiliriz.”
2021’DE ‘HAYAT’ YAVAŞLADI
Yıl | Hayat dışı (%) | Hayat (%) | Genel (%) |
2015 | 20.1 | 14.7 | 19.4 |
2016 | 30.0 | 34.0 | 30.5 |
2017 | 12.0 | 35.8 | 15.0 |
2018 | 20.2 | 1.1 | 17.2 |
2019 | 21.3 | 64.1 | 26.7 |
2020 | 17.7 | 27.0 | 19.3 |
2021 | 24.4 | 18.2 | 23.3 |
*Ocak-Kasım.
Kaynak: TSB.
KÂRLILIK, 2021’DE AZALDI
Yıl | Teknik Kar/Zarar (TL) |
2015 | -66.844.514 |
2016 | 1.009.390.745 |
2017 | 1.660.281.763 |
2018 | 2.979.367.172 |
2019 | 3.652.276.960 |
2020 | 7.213.537.487 |
2021 | 5.099.547.419 |
*Ocak-Eylül dönemi.
Kaynak: TSB.