Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından paylaşılan güncel rakamlara göre Türkiye’de Zorunlu Deprem Sigortası bulunan konut sayısı 9 milyona, ülke genelinde sigortalılık oranı ise yüzde 50’ye ulaştı. DASK’ın, 1-7 Mart Deprem Haftası sebebiyle yaptığı açıklamada Türkiye’deki tüm konutların Zorunlu Deprem Sigortası ile güvence altına alınması vurgulandı ve 7’den 77’ye deprem bilincini güçlendirme mesajı verildi.
Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de, depremde binalarda oluşan hasarları karşılayarak maddi teminat sağlama hedefiyle 20. yılına yaklaşan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK); bugün her iki evden birini Zorunlu Deprem Sigortası ile güvence altına aldı.
DASK’ın 1-7 Mart Deprem Haftası sebebiyle yaptığı açıklamaya göre; “Depreme karşı alınabilecek en etkili fiziksel tedbirlerin başında depreme dayanıklı binalar inşa etmek ve bütün binaları depreme dayanıklı hale getirmek gelir. Finansal önlemlerin en önemlilerinden biri de Zorunlu Deprem Sigortası’dır. 1999 yılında yalnızca 500 bin civarında olan deprem teminatlı konut sayısı, bugün itibariyle 9 milyona yaklaştı. Türkiye genelinde sigortalılık oranı ise yüzde 50’ye ulaştı. Bugün Türkiye’de dakikada 15 kişi Zorunlu Deprem Sigortası yaptırıyor. Günde sadece 37 kuruş ayırarak konutları depreme karşı sigortalamak mümkün.”
DASK herkese deprem bilincini aşılayacak
Açıklamada, “DASK olarak toplumumuzun farklı kesimlerine yönelik; çok çeşitli mecraları kullanarak hem ulusal hem de yerel ölçekte pek çok bilinçlendirme ve tanıtım projesini hayata geçirdik ve geçirmeye de devam ediyoruz. Yapılan tüm bu çalışmalarımız sonucunda ve yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarına göre DASK yüzde 96 oranında yüksek bir bilinirliliğe ulaştı” ifadeleri yer aldı.
Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor
Bu sene çok daha fazla vatandaşın aktif katılımıyla gerçekleşecek “Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasıyla hakkında da şu bilgi verildi:
“Sigortalı konutların sayısını artırmak, deprem güvenceli hayatı teşvik etmek; depreme yönelik alınması gereken önlemler hakkında tüm vatandaşlarımızı bilinçlendirmek amacıyla; Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor adlı yarışmamızın bu yıl altıncısını düzenliyoruz. Bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak daha geniş kitlelere ulaşma hedefiyle yenilenen bir konsept ile düzenlediğimiz projemiz için geniş bir uzman ekip, deprem bilincinin güçlendirilmesine yönelik kapsamlı eğitim kitleri hazırladı.”
Evimizde Güven, Şehrimize Güven
“Evimizde Güven, Şehrimize Güven’ başlığını verdiğimiz yeni konseptimiz, 25 ilde AFAD Müdürlükleri aracılığıyla halka ulaşacak ve deprem bilincinin artırılması amaçlanacak. 15 Mart 2019 tarihinde başlatacağımız yarışmamıza ilk kez bu kadar yoğun bir il katılımı söz konusu. Bu sebeple yapılacak çalışmalar için şimdiden heyecan duyuyoruz. Bu projemizle halkın geniş bir kesimine ulaşırken bir diğer projemiz Depreme Dayanıklı Bina Tasarım Yarışma ile gençlere ulaşıyoruz. Bu yıl beşincisini düzenlediğimiz yarışmamıza 47 üniversiteden 75 başvuru aldık. Finalde 24 takım yarışacak. Yarışmamızla genç mimar ve inşaat mühendisleri aracılığıyla dayanıklı bina bilincini yeni nesillere aşılamayı hedefliyoruz.”
Deprem bilinci giderek yükseliyor
DASK’ın kuruluşundan bu yana yapılan hasar ödeme miktarı 187 milyon TL’ye ulaştı. Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen; yangın, infilak, dev dalga veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarları poliçede belirlenen limitler dahilinde hızla karşılanıyor. İster oturulamaz durumda ister kısmî hasarlı olsun; bina zararını en hızlı şekilde tazmin ederek, yaşamın normale dönmesine aracılık ediliyor. Bugün deprem bilinci yüksek vatandaşlar sayesinde DASK’ın ödeme gücü 18 milyar TL’ye ulaştı. DASK olası bir İstanbul depreminde hasarların tazmininde yeterli kaynak sunmanın yanı sıra, afetin tüm operasyonel sürecini etkin ve teknoloji rehberliğinde yönetmek amacıyla da hızla çalışıyor ve diğer ilgili devlet kurumlarıyla işbirlikleri geliştiriyor.
Diğer ülkeler nezdinde bir model
DASK; poliçe adedi, reasürans programı büyüklüğü, sigorta yaygınlık oranı, fon büyüklüğü ve teknolojik altyapı gibi özellikleriyle; doğal afet havuzları açısından diğer ülkeler nezdinde bir model olarak kabul ediliyor. Son yıllarda başta Pakistan, İran, Güney Kore, Kazakistan gibi ülkeler olmak üzere birçok ülke ve bölge DASK modelini örnek alarak kendi çalışmalarını yürütüyor. DASK yetkilileri İngiltere, Japonya, Yunanistan, İtalya, Filipinler; Çin, Meksika, Makedonya, Ürdün, Fas, Arnavutluk, Endonezya; Romanya, Kuveyt, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen kurumlara DASK’ı ve Zorunlu Deprem Sigortası’nı anlatıyor.
Ülkemizde sigortacılığın vahametini ortaya oldukça net koyan bir tablo!
27/09/2000 de yürürlüğe giren ve 31/12/2000 itibari ile ZORUNLU olan ve daha önemlisi bulunduğumuz deprem kuşağında gerçekten bir ihtiyaç olan, üstelik uygun fiyatlı bu ürün 18 SENE SONUNDA ancak %50 lere gelebilmiş ve bu ekonomik gidişatta yıl sonunda düşüş göstermesi de kaçınılmazdır.
Peki bu tablonun sebepleri nelerdir?
– Eğitim. Sigorta bilinci diye bir şey yok. Ne gerekliliği biliniyor ne de Kasko ile Trafik arasında ki fark. Üniversite mezunu bir kişi, hayatta kullanacağı, ihtiyacı olan ürünlerden bihaber. Eft-Havale arasındaki farkı da bilmiyor. Bu verilmiş olsa, yukarıda belirttiğim ekonomik krizde ilk vaz geçilecek harcama olmaktan çıkıp, ilk yapılacak harcama konumuna gelebilir.
– Alım gücü. Maalesef ülkemizde insanlar eve ekmek götürme derdinden bir adım ötedeki harcamalara geçemiyor. Hobilere, Sanata, Kültüre yapılabilen harcamalar ortada… Sosyal güvenliğe, birikime bütçe ayırmak mümkün olmuyor.
– Devlet politikaları. İnsanlar Dask a güvenemiyor. Orada toplanan paralar başka yerlere aktarılıyor, büyük bir deprem olsa herkesin hasarı karşılanamaz korkularının yanı sıra, bir kısım da deprem anında devlet zaten yanımızda olmak zorunda diye düşünmekte.
– Kadercilik. Belki gene bir yandan eğitim ile alakalı ama bir yandan da gelenek ve kültürümüzden gelen alın yazısı, kısmet tarzı düşünceler…