2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Yuvanızı depremden korumanın vakti gelmedi mi?

Marmara Bölgesi’nde 1999 yılında yaşanan depremi hala unutmuş değiliz. Gölcük depreminin etkilerini dün gibi hissediyorken, şimdi de Ege Bölgesi sarsılıp duruyor. Yaşanan depremler ise akıllara dayanıklı binalar yapmak ve depremin yıkıcı etkilerine Zorunlu Deprem Sigortası ile güvence sağlamak gerektiğini hatırlatıyor.

ŞERİFE KAYA | HAYATIMIZ SİGORTALI

Depremin ne zaman, hangi şiddette geleceğini hiçbir zaman bilemiyoruz. 1999’da yaşanan Marmara Depremi’nden bu yana 18 yıl geçmiş olmasına rağmen hala gerekli önlemler alınmıyor ve ne yazık ki kayıplar yaşanıyor. Deprem kuşağında bulunan tüm ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de deprem, sosyal, ekonomik ve psikolojik olmak üzere ciddi etkilere yol açıyor. Depremin yarattığı maddi ve manevi hasarın etkisi çok uzun bir zaman dilimi boyunca sürüyor. Ülkemizde 17 Ağustos 1999’da yaşanan Gölcük Depremi gibi birçok büyük depremde bu acı gerçeği maalesef yaşadık. Enkaz görüntüleri, yardım çağrıları aradan geçen onca yıla rağmen hala gözlerimizin önünde ve kulaklarımızda. Deprem, tüm bu boyutlarıyla yalnızca afet yaşayan bireylerin ya da ailelerin değil tüm ülkeyi etkileyen bir doğa olayı. Üzerinden onca yıl geçmiş olmasına rağmen hala üzerimizden 17 Ağustos depreminin etkilerini atamadık.

Bodrum’da çıkan tsunami tekneleri batırdı

Deprem kendini unutturmuyor. Son zamanlarda Ege Bölgesi’nde yaşanan depremlerle hop oturup hop kalmaya devam ediyoruz. Çanakkale, İzmir, Bodrum ve Datça’da (Muğla) yaşanan depremler panik yaratmaya devam ediyor. 21 Temmuz gecesi Bodrum’da hissedilen deprem 10 santimlik tsunami dalgasına bile neden oldu. Dalgalar sahil kenarındaki otomobilleri sürükledi, tekneleri batırdı.

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Gerçekleşen depremler olası bir “Marmara Depremi’ni tekrar yaşayacak mıyız?” sorusunu akıllara getiriyor. Uzmanlar, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) yönetimi ve sigorta şirketleri ise vatandaşı önlem almaları, depreme karşı hazırlıklı olmaları konusunda sürekli uyarıyor. Depreme hazırlıklı olmanın iki yolu var: Depreme dayanıklı binalar yapmak ve depremin yıkıcı etkilerine karşı teminat altına alan Zorunlu Deprem Sigortası’na (ZDS) sahip olmak. Dönemi geldiğinde sigorta poliçesini yenilemeyi de unutmamak gerek.

Türkiye için doğal afet riskleri ilk sırada yer alıyor

2015 yılında dünyada doğal afetler sebebiyle meydana gelen ekonomik kayıpların 46 milyar dolar olduğu biliniyor. Bunun 16 milyar dolarlık kısmı (yaklaşık yüzde 35) sigorta ile karşılandı. Son 10 yılın ortalamasına baktığımızda ise doğal afet kaynaklı ekonomik kayıpların 102 milyar dolar, bunların sigorta ile karşılanan kısmının ise 26 milyar dolar (yüzde 25) olduğu görülüyor. Allianz tarafından yayımlanan 2016 Risk Barometresi Araştırması’na göre ise Türkiye için doğal afet riskleri yüzde 55 ile ilk sırada yer alıyor. Bu verilere baktığımızda afetler nedeniyle oluşan kayıpları karşılamak için sigortanın her zaman gerekli bir araç olduğu gözler önüne seriliyor.

Tsunami zararlarını da karşılıyor

Ülkemizde sigorta şirketleri tarafından DASK adına düzenlenen ZDS poliçesi, depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının meskenlerde doğrudan neden olduğu maddi hasarlara karşı teminat sağlıyor. Bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat kapsamına giriyor.

bodrum tsunami

ZDS poliçesi genel olarak, binanın temelini, ana duvarları, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarları, bahçe duvarlarını, istinat duvarlarını, tavan ve tabanları, merdivenleri, asansörleri, sahanlıkları, koridorları, çatıları, bacaları, yapının bunlara benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümlerini güvenceye alıyor.

Hangi yapılar teminat altında?

Deprem sigortası genel anlamıyla, belediye sınırları içinde kalan meskenlere yönelik teminat sunuyor. 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler, doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler güvence altına alınıyor. Zorunlu Deprem Sigortası ayrıca, kat irtifakı tesis edilmiş binalar, tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı “arsa gibi” olarak görünen binalar ile tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evlerine de teminat veriyor. Köy yerleşimleri sigorta kapsamı dışında yer alıyor. Ancak, köylerde bulunan yapılar için istendiği takdirde “İhtiyari Deprem Sigortası” yaptırılabiliyor.


Allianz Sigorta Genel Müdürü Arif Aytekin:

Yangın poliçenize deprem teminatı eklemeyi unutmayın

arif aytekin 1

Türkiye’de halihazırda 20 milyon civarında yapı var, bunların yaklaşık yüzde 70’i ise deprem açısından riskli bölgelerde. Bu yapıların yüzde 30-35’inin depreme dayanıksız olduğu ve dönüştürülmesi gerektiği öngörülüyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları hızlanmış olsa da risk altındaki tüm yapıların dönüştürülmesi için 15-20 yıllık bir süre gerekiyor. Kentsel dönüşüm çok kritik olmakla birlikte olası hasarlarda maddi kayıpları ciddi ölçüde azaltacak sigorta konusu da çok önemli. Zira ülke olarak böyle bir afeti en az zararla atlatmamızda sigorta çok önemli bir rol oynayacaktır.

Depremlerin gerçekleşmesini engellemek mümkün değil, ama depremin yaratacağı kayıpları en aza indirmek mümkün. Olası bir yıkıcı deprem sırasında ve sonrasında sigorta şirketleri maddi ve manevi olarak sigortalıların yanında yer alacaktır. Bir deprem durumunda maruz kalınacak riskin büyüklüğü DASK ile koruma altına alınandan çok daha büyük boyutta. Bunun için de vatandaşlara yangın poliçeleri dahilindeki deprem teminatlarını satın alarak mallarının tamamını güvence altına almalarını öneririm. Halihazırda bu ürünler için de deprem fiyatları tıpkı DASK için olduğu gibi devlet tarafından belirlenen standart bir tarife üzerinden belirleniyor.

Allianz Türkiye olarak geliştirdiğimiz analiz yöntemlerini kullanarak sigortaladığımız konut binaları ve endüstriyel tesis binaları için detaylı deprem risk analiz çalışmaları yürütüyoruz. Elde ettiğimiz tüm bu verileri kullanarak sigortaladığımız riskleri, dijital bir risk haritası üzerinden takip etmeye başladık. Bu sistemimizi, yeni gelen verilerle sürekli olarak güncel tutmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte, sigortaladığımız riskleri çok yüksek bir olasılık seviyesinde, 500 yılda bir gerçekleşebilecek büyüklükte bir depremin yaratacağı zararı kapsayabilecek düzeyde bir reasürans koruması altına alıyoruz. Böylece sigortalılarımızın mallarına bir deprem neticesinde gelebilecek zararı her koşulda tazmin edebilecek bir güvence sağlamayı garanti ediyoruz.


Aman dikkat!

Sigortayı güvenilir kanallardan yaptırmak gerektiğini üzerine basarak söylemek isteriz. Çünkü sahte deprem poliçeleri, vatandaşın sonradan mağduriyet yaşamasına neden olabiliyor. Deprem poliçelerinin üzerinde DASK logosu, seri numarası ve zemininde mavi renkte DASK fligranının bulunması gerekiyor. Poliçenin geçerli olup olmadığının kontrolü, www.dask.gov.tr internet sitesinden ad-soyad, poliçe numarası girilerek yapılabiliyor. Ayrıca poliçeler düzenlendiğinde sigortalılara poliçenin düzenlendiğine dair SMS gönderiliyor.

9 bin konut depreme karşı sigortasız

DASK’ın verilerine göre, farklı tehlike bölgelerinde yer alsalar da tüm bölgeler zorunlu deprem sigortası kapsamında yer alıyor. Yürürlükteki deprem sigortası poliçelerinin dağılımında sigortalı konut oranının en yüksek olduğu bölge Marmara Bölgesi. Yüzde 55 sigortalılık oranına sahip Marmara Bölgesi’ni, yüzde 44 ile İç Anadolu, yüzde 43 ile Ege, yüzde 38 ile Akdeniz, yüzde 36 ile Karadeniz, yüzde 35 ile Doğu Anadolu ve yüzde 32 ile Güney Doğu Anadolu bölgeleri takip ediyor. Erzincan ve Van gibi büyük depremlerin yaşandığı illerimizin de içinde yer aldığı, deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde sigortalılık oranının halen yüzde 30’lar seviyesinde olduğu görülüyor.

15082017b


Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı:

Çocuk ve gençleri bilgilendirici faaliyetler sürdürüyoruz

nihat kirmizi (1)

Jeopolitik konumunun bir yansıması olarak fay hatları üzerinde yer alan Türkiye’de, konut sayısı ve Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) poliçe sayısı arasındaki tutarsızlık nedeniyle tehlike sinyalleri çalıyor. Var olan konut adetine göre sigortalılık oranı yüzde 44.80. Özellikle Marmara fayında yaşanan gerilimler nedeniyle karşılaşılması olası deprem büyüklüğü 7.4 civarında hesaplanıyor. Bu, binlerce hasarlı ev, yıkılan yollar, altyapı sorunları, çeşitli türde iletim hatlarının hasarlanması demektir. Konuya ilişkin toplumsal farkındalık yaratmanın biz sektör oyuncularının görevi olduğunu düşünüyoruz. Biz de bu görevimizi yerine getirmek amaçlı bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri sürdürüyoruz.

Fay hatlarının geçiş noktasında yer alan Türkiye’de deprem gerçeği konunun uzmanları tarafından sıklıkla hatırlatılmasına rağmen, konuya ilişkin etkili farkındalık yaratılamıyor. Dolayısıyla yaşanan depremler ciddi can kaybının yanı sıra, yüz binlerce hasarlı binaların oluşmasına sebep oluyor. Deprem afeti sonrasında meydana gelen kayıpları azaltmayı ve maddi anlamda olabildiğince telafi etmeyi amaçlayan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), 2000 yılından beri depremin konutlarda yaratacağı tahribata karşı güven sunuyor. Devlet tarafından DASK aracılığıyla topluma sunulan bir sigorta güvencesi olan ZDS, bu güçlü konumuna rağmen toplum tarafından yeterince rağbet görmüyor.

Şirket olarak DASK konusunda etkili bir toplumsal farkındalık yaratmayı bir görev olarak benimsedik. Bu konuda özellikle çocuklar ve gençlerin bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Okullarımızda zaman zaman bu yönde çalışmalar yapılıyor. Ama bu konuyu sadece devletten beklememek gerekiyor. Biz sektör temsilcilerinin de sürece dahil olarak toplumu yönlendirmesi gerekiyor. Doğa Sigorta olarak, doğal afet ve bu afetlere karşı alınacak önlemler ve sigorta bilinci konusunda toplumumuzu bilgilendiriyoruz. Özellikle çocuklar ve gençlere yönelik bilgilendirici faaliyetler sürdürüyoruz.


Sigorta yaptırmayan konut kredisi çekemiyor

Elektrik ve su aboneliği alırken, tapu işlemleri sırasında ve konut kredisi çekerken vatandaşa deprem sigortası yaptırmasının zorunlu olduğu söyleniyor. Deprem sigortası yaptırmayan kişilerin işlemleri gerçekleştirilmiyor. Bu düzenleme ile zorunlu deprem sigortalı konut sayısında ciddi bir artış yaşandığı söylenebilir. DASK’tan edinilen bilgilere göre, DASK’ın olası bir deprem durumunda hasar ödemesi yükümlülüklerini yerine getirecek seviyede kaynağı bulunuyor. DASK’ın kurulduğu günden bu yana yaptığı hasar ödemesi miktarı 2017 itibarıyla 173 milyon TL’nin üzerine çıktı.


Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu:

Vatandaş, otomobiline gösterdiği hassasiyeti konutu için göstermiyor

cenk tabakoglu

Deprem açısından riskli olarak değerlendirilen ülkemizde 2017 yılı içerisinde çeşitli depremler yaşandı. En son Ege Denizi’nde gerçekleşen ve ülkemizde de yoğun olarak hissedilen depremde tecrübe ettiğimiz üzere deprem ihmal edilmemesi ve önlem alınması gereken bir risk. Bu konuda özellikle 1999 depremi sonrasında farkındalığın arttığını söylemek mümkün. Kamunun da bu konudaki gayretleriyle birlikte depremle ilgili bilincin artırılmasında başarılı adımlar atıldı. Bununla birlikte hala tam olarak istenen noktaya geldiğimizi söylemek zor. Vatandaşlarımızın otomobili ile ilgili gösterdiği hassasiyeti bu konuda göstermediğini görebiliyoruz. Alınması gereken diğer birçok önlemin yanında Zorunlu Deprem Sigortası deprem nedeniyle uğranılabilecek maddi zararlara karşı teminat sağlayan önemli bir güvence.

Deprem sigortasında tazminattan yararlanmak için binanın tamamen hasarlanmış olması gerekmiyor, kısmi zararlar nedeniyle de tazminat alabilmek mümkün. Poliçe ile sağlanan teminat limiti sigortalanacak konutun büyüklüğüne ve yapı tarzına göre belirlenmekle birlikte azami bir limit bulunmakta. Bu limitin üzerindeki bedel için İhtiyari Deprem Sigortası almak gerekiyor. Bu yüzden olası bir hasar anında tam olarak tazminat alabilmek için İhtiyari Deprem Sigortası’nın da ihmal edilmemesi önemli. Bunun yanında Zorunlu Deprem Sigortası’nın sadece binaya teminat verdiğini de unutmamak gerek. Sigortalı bina içerisindeki eşyalar için ayrıca ihtiyari sigorta ile yangın ve diğer risklere karşı güvence temin edilmesi önemli.


Büyüklüğü 4.0’ın üzerinde 100’den fazla deprem yaşandı

Bu yıl Ege Bölgesi çok sık sallandı diyebiliriz. Son olarak Muğla’da yaşanan 6.3 büyüklüğündeki deprem yine yürekleri ağızlara getirdi. 21 Temmuz gecesi yaşanan 6.3 şiddetindeki deprem büyük panik yarattı. Depremin etkili olduğu Bodrum ve Datça’da can kaybı yaşanmadı ama vatandaşlar ve turistler geceyi sokaklarda, plajda ya da otellerde havuz başında geçirdi. Deprem, Muğla’dan önce Ege’de birçok kentte uğradı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) resmi internet sitesinden öğrendiğimiz bilgilere göre, 2017’de 4.0 ve üzeri büyüklüğünde 100’ün üstünde deprem meydana geldi. Büyük Marmara depreminin yıldönümüne birkaç ay kala 4.0 ve üzeri büyüklükte deprem yaşayan iller şöyle oldu: Bodrum (Muğla), Datça (Muğla), Saruhanlı (Manisa), Şehzadeler (Manisa), Karaburun (İzmir).


Güneş Sigorta Oto Dışı Sigortalar Müdürü Yalçın Öner Sarıkaya:

Deprem, gündem dışı olduğunda sigortaya ilgi azalıyor

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Bu sene depremleri sıklıkla duyduğumuz ve yaşadığımız bir yıl oluyor maalesef… Depremle ilgili haberleri duyduğumuzda aklımıza gelen bir sigorta “Deprem Sigortası”. İstatistiksel olarak bakıldığında da deprem hadiseleri sonucunda zorunlu deprem sigortası yaptırılma oranlarında kayda değer artışlar görülmekte. Ancak konu gündem dışı olmaya başladıkça zamanla bu ilgi tekrar azalıyor. Türkiye herkesin kabul ettiği gibi bir deprem ülkesi ve ne zaman, nerede, ne şiddette deprem olacağını bilmek ve tahmin etmek de imkânsız. Bu nedenle sadece deprem hadiselerinden sonra değil, yaşamımızın tüm dönemlerinde depreme hazırlıklı olmayı ve depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Sigorta kavramı da güvenli bir gelecek için mutlaka yapılacaklar listemizde en üst sıralarda olmalıdır.

Deprem hadiseleri neticesinde yaşamın tekrar kaldığı yerden devam etmesi, bireylerin hızlı bir şekilde kayıplarını yerine koyması ve diğer taraftan devlet ekonomisinin bu tip olaylardan en az seviyede etkilenmesi adına sigorta büyük önem taşıyor. Son yıllarda sigorta bilincinin artması ve bazı kamu işlemlerinde deprem poliçesi zorunlu olmasına rağmen, sigortalı konut sayısı halen olması gerekenin çok altında. Büyük deprem riski taşıyan İstanbul’da, son dönemde irili ufaklı deprem olayları yaşanan İzmir’de ve daha önce büyük bir deprem yaşayan Kocaeli’de bile sigortalılık oranı yüzde 50 civarında. Bu oranların en kısa sürede çok daha üst seviyelere çıkması gerekiyor. Bunu başarabilmek içinse, sigorta sektörüyle beraber toplumun tüm kesimlerine büyük görev düşüyor.


Depremde işleriniz aksarsa…

Maalesef depremler, sadece binaların yıkılmasına sebebiyet vermiyor. Bu afet aynı zamanda işlerin durmasına da neden oluyor. Kuraklık, sel, deprem gibi risklere karşı ise parametrik sigortalar çare oluyor. Parametrik sigortalar fiziki hasar olmasa da iş kaybı mağduriyetini geçici olarak gideriyor, sigortalının yaşayabileceği finansal kayıpları azaltıyor.

Deprem sigortası yaptırırken bunlara dikkat!

Zorunlu deprem sigortası yaptırmak için gerekli bilgi ve belgeler şunlar:

▼ Sigortalının; adı, adresi, telefonu, cep telefonu, TC kimlik numarası, vergi kimlik numarası (tüzel kişiler için).

▼ Sigortalanacak binanın; açık adresi, tapu bilgileri, inşa yılı, yapı tarzı, toplam kat sayısı, hasar durumu.

▼ Meskenin (dairenin); brüt yüzölçümü (metrekare), kullanım şekli.


Mapfre Sigorta Konut Sigortaları Servis Yöneticisi Müge Büyükkarakaş:

Deprem sigortası ile kişiler ev bedeli kadar tazminat alabilir

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Ülkemizdeki sigortalılık oranlarına baktığımız zaman vatandaş olarak depreme karşı yeterince bilinçli davranmadığımız ortaya çıkıyor. Mal güvenliğimizi korumak adına zorunlu deprem poliçelerimizi yaptırmaya öncelik vermemiz gerekiyor. Yaşadığımız depremler sigorta bilincinin ve buna bağlı olarak DASK poliçe sayılarının artmasına önemli katkılarda bulundu. Ancak halen olması gereken noktada değiliz. DASK verilerine göre şu anda Türkiye’de sigortalılık oranı yüzde 45.10, yürürlükteki poliçe sayısı ise 7.9 milyon adet. Deprem sigortaları konusunda daha fazla farkındalık yaratılmasıyla sigortalılık oranlarının da olması gereken noktaya ulaşacaktır.

Zorunlu Deprem Sigortası ile kişiler cüzi miktarda bir ödeme karşılığında kötü günde, ev bedeli kadar bir tazminat alabilir ve bu sayede yaşamını aynı şekilde sürdürebilir. Poliçe, depremin doğrudan neden olacağı maddi zararların yanı sıra deprem sonucu ortaya çıkabilecek yangın, infilak, yer kayması veya tsunaminin yaratacağı zararları da teminat altına alıyor. Bu anlamda herhangi bir zorunluluk olmasa bile, tüm daire sahiplerinin ve konut olarak kullanılan binalardaki ticarethanelerin zorunlu deprem poliçelerini yaptırmaları, olası bir deprem karşısında zor durumda kalmamak adına önem arz ediyor.

Mapfre Sigorta olarak DASK konusunda etkili bir toplumsal farkındalık yaratmanın çok önemli olduğunu düşünüyor, özellikle çocuklar ve gençler başta olmak üzere toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü önlenmesi mümkün olmayan bu doğal afetler sonrasında normal hayata dönmek için sigorta sektörünün desteği büyük önem taşıyor. Yüksek ekonomik kayıplar ve bina hasar maliyetleri de sigorta yaptırarak tedbir almanın gerekliliğini gösteriyor. Bu kayıpların önüne geçmenin tek yolu farkındalık oluşturmak…

SOKAK RÖPORTAJLARI

Vatandaş deprem sigortası hakkında ne düşünüyor?

Bahar Deryalı / 30 yaşında – Makyöz: Sigortayı zorunlu tutmak hoş değil

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Ülkemizdeki mevcut konjonktürde paramızı nasıl değerlendireceğimiz konusunda tabiri caizse kırk kere düşünerek hareket ediyoruz. Bence deprem sigortası oldukça önemli ve yapılması gereken bir sigorta, ancak zorunlu tutulması hoş değil.

Zorunlu olmasındansa, insanlara çok güzel ve etkileyici bir şekilde anlatarak teşvik etmek sanki daha iyi olabilir. Çünkü biz millet olarak rahat bırakılmayı seven, zorunlu bir konu varsa inadına onu yapmayan bir milletiz.

Bu anlamda zorunlu olma hali bize göre değil.

Fatma Dursun / 25 yaşında – Halkla İlişkiler Uzmanı: Poliçe primini pahalı buluyorum

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

DASK hakkında, gerek sosyal medya gerekse kitle iletişim araçlarından bilgi sahibi oluyoruz. Ancak ben zorunlu olmasa deprem sigortası yaptırma taraftarı değildim.

Öğrencilik hayatım yeni bitti ve şu anda çok yüklü miktarlarda para kazanmıyorum. Paramı harcamak için daha çok önem verdiğim konular var ve bunlardan birisi deprem sigortası kesinlikle değil. Ancak kısa süre önce şehir değişikliği yaşadım ve yeni evime çıkarken yaptırmak zorunda kaldım.

Karim Ünaldı (32) – Kuaför: İki gün sonra büyük bir depremin gerçekleşmeyeceği ne malum?

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Gündelik hayatta nelere para vermiyoruz ki? Şöyle sadece 30 saniye düşündüğümüzde aklımıza birçok gereksiz harcamamız geliyor. Bence bu harcamaları yaparken, gerçekten bizim için önemli olan konulardaki harcamaları da göz ardı etmememiz lazım.

Mazallah iki gün sonra çok büyük bir depremin gerçekleşmeyeceğinin garantisi var mı? Bu sorunun cevabı tabii ki de hayır. Ancak neden ona göre davranmıyoruz inanılır gibi değil. Ben yaptırdım ve etrafımda kim varsa yaptırmaları gerektiğini söylüyorum, üzerime düşen görevi gerçekleştiriyorum.

Yaşar Çınar / 40 – Garson Ailemin güvenliği her şeyden önce gelir

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Söz konusu aile olunca akan sular duruyor. Hayatımızda bir dakika ötesini bile göremiyorken geleceğimiz ile alakalı kararları çok doğru vermemiz gerekli. Ben ailesine oldukça düşkün bir baba, bir eş olarak zorunlu deprem sigortamı yaptırdım. Eğer zorunlu olmasaydı yine de yaptırırdım.

Özellikle içinde günümüzde kimse kimseye kefil dahi olmazken, olası bir kötü senaryoda kimseye muhtaç olmak istemem. O yüzden sigortamı yaptırdım.

Süleyman Türk / 29 – Model Sigorta yaptırmak hayati öneme sahip

34-35-36-38-39-40-ZDS.QXD:Layout 1

Yaşanan 1999 depreminden sonra sigortanın önemi çok daha arttı. İnsanlarımızın o acı günleri nasıl unutabildiklerine inanamıyorum. Dünyanın her yerinde deprem oluyor. Ancak ülkemizde yapıların ne kadar dayanıklı olduğu tartışılır. Bu yüzden kendimizi ve sevdiklerimizi korumak amaçlı deprem sigortası yaptırmak hayati öneme sahip.

Bizim insanımız maalesef bir konuda zorunluluk olmadıkça hareket etmiyor bu yüzden devletimizin bu sigortayı zorunlu koşması da bence gayet yerinde bir hareket.

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER