Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarı Erhan Ayberk güncel değerlendirmelerde bulundu. Ayberk, “İletişimci şapkamızı takarak, bir şeylerin ters gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” diyerek sigorta sektörü için zorlu geçen bu günlerde ulusal medyanın önemini vurguladı. Ayberk, sigorta şirketlerinin ekranlarda kendilerini ifade etmediklerini, hatta reklam kuşaklarında bile sigortacılık ile ilgili hiçbir şeyin olmadığını belirterek, yaz ekranlarının iyi kullanılması gerektiğini söyledi.
Ulusal medya derken, daha çok TV kanallarını kastediyoruz. Sektör çok zorlu bir süreçten geçiyor. Fiyatlar konusu, özellikle tüketiciler tarafında ciddi tepkilere neden oluyor.
Böyle bir dönemde sektörün medyada daha çok yer bulabilmesi lazımken, yaprağın bile kımıldamadığını görmek, canımızı sıkıyor.
İletişimci şapkamızı takarak, bir şeylerin ters gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle bir dönemde, sigortacılar kendini iyi anlatamazlarsa ve onların yerine başkaları konuşursa; elbette pek hayırlı olmaz. Kim daha çok ses veriyorsa, temayülleri ve pazardaki kararları etkileme şansı o tarafa geçer.
Oysa bırakın kendini ifade edecek programları, reklam kuşaklarında bile sigortacılık görünmez olmuş. Bu günlerde, yılın ilk yarısı için kârlı geçtiği açıklamaları yapılıyor. İyi de bu sessizlik niye? Onu anlamak pek mümkün değil.
Hazır rüzgar güzel esiyorken ve arkanıza alıp ilerlemek varken, bir yorgunluk hakim… Uzun zamandan sonra kârlılığın keyfi çıkarılıyor muhtemelen. İyi de, asıl keyifli koşuşturmacaların bu dönemde yapılması lazım. Daha öncekiler hep bir panik havasındaki yorucu uğraşlardı. Asıl şimdi sakin, huzurlu ve akıllı hamleler yapılması gerekirken, medyada çıt çıkmıyor.
Yaz ekranlarını iyi kullanmak lazım. O ekranlar, genellikle yazlıkların teraslarında ya da evlerin balkonlarında açıktır. Güzel ve hoş sohbetlerin arasında ekrana gözler atılır. Ekranda görülenler üzerinden bir başka sohbet başlatılır.
En önemlisi de bu dönemde insanlar da dinlemeye ve tasdiklemeye meyillidirler. Mesela asistans hizmetleri en güzel bu dönemde anlatılır, en çok bu dönemde akılda kalır.
Diyelim ki, Ahmet Bey’in ekranda gördüğü asistans hizmetine dair sözlerine, bitişik komşusu Ali Bey’in tecrübeleriyle katkı vermesi kaçınılmazdır. Geçenlerde yolda kalmıştır; bir telefonuyla gelip, arabasını çekiciye yüklemişler ve kendisine de ikame araç tahsis etmişlerdir. Sonra karşılıklı sigorta şirketlerinin adı sorulur. Memnuniyet ya da şikayetler anlatılır. Eşler de dahil olur. Tavsiye edilen şirketlerin adı unutulmamak için kağıtlara yazılır. Konu geliştikçe bu sohbetten bütün bir yılı etkileyecek kararlar çıkar.
Bu sohbetin ortasında hem müşterinizi TV’den doğru bilgilendirmek mümkündür; hem de fiyatların düşmesi için ne yapılması gerektiği bal gibi anlatılır!
Yeter ki, işin sohbete konu olma kısmı iyi kotarılsın. Esen kalın…
