Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) katılımcı sayısında artışın sürdüğünü belirten Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı, “Bu durum, sisteme olan güvenin bir göstergesi. Türk halkı, BES’e de destek verdi” diyor.
HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER
Türkiye’de 2017 yılı başında başlayacak olan ‘otomatik katılım’ uygulaması ile katılımcı sayısında yüksek bir oranda artış yaşanması beklenen Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), 2016 yılında da büyümeyi sürdürüyor. Katılımcı sayısındaki artış, önceki yıllara göre bir miktar ivme kaybetse de ne finansal piyasalardaki hareketlilik ne de 15 Temmuz darbe girişimi BES’in hızını kesebildi. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM), 30 Eylül tarihli verilerine göre, sistemde toplam katılımcı sayısı yaklaşık 6.5 milyon kişiye ulaşırken, katılımcıların toplam fon tutarı ise 51 milyar TL’ye yaklaştı. Sistemde katılımcı sayısı, 15 Temmuz sonrasındaki 2.5 aylık süreçte 91 bin 497 kişi, bir başka deyişle 100 bin kişiye yakın artış kaydetti. Biz de Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak bu ay kapağımızda, BES’in önde gelen şirketlerinden Vakıf Emeklilik’in yeni Genel Müdürü Özgür Obalı’ya yer verdik. BES ve Vakıf Emeklilik hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Obalı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da sistemde çıkışların yaşanmadığını ve katılımcı sayısındaki artışın sürdüğünü belirterek, “Satış ekiplerimiz, 17 Temmuz’da ciddi satışlar yaptı. Bu durum sisteme olan güvenin bir göstergesi; Türk halkı Bireysel Emeklilik Sistemi’ne de destek verdi. Ayrıca otorite tarafından da 15 Temmuz ve yaşanan olaylar sonrasında BES geri planda kalmadı; süreç sahiplenildi. Bu olay başka ülkelerde yaşansaydı, ciddi travma yaratırdı” diyor. Şube müdürü olan bir bankacının Obalı’yla paylaştığı şu sözleri de Türkiye’deki vatandaşların sadece BES’e değil, ekonomiye duydukları güvene yönelik çok önemli bir örnek oluşturuyor: “Kamu görevlisi iki vatandaş, 16, 17, 18 Temmuz tarihlerinde yani olaylardan sadece 1 gün sonra konut kredisi kullanıp, kendilerine ev aldılar. Kredi kullanım oranlarında bir ivme kaybı olmadı. Finansal sistem olarak darbe girişimini çok hızlı atlattık.” Obalı, 15 Temmuz sonrasında bir haftalık süreçte BES’te toplam fon büyüklüğündeki daralmanın ise tamamıyla finansal piyasalardaki dalgalanma ve piyasa dinamikleri ile ilgili olduğuna dikkat çekiyor.
Asıl ilk üç ay zorlu geçti
Obalı’nın verdiği bilgilere göre, aslında BES’te 15 Temmuz sonrası değil de yılın ilk çeyreği çok zorlu geçmiş. Finansal piyasalardaki olumsuz hava, fon performanslarının geçen yılki oranlar seviyesinde olmaması, 2015 yılında ertelenmiş çıkışların devreye girmesi ve yasal mevzuatın sistemden ayrılmayı kolaylaştırması gibi unsurların etkisiyle, ilk üç aylık süreçte sistemden çıkış süreci hızlanmış, özellikle de toplu para alıp, sistemden ayrılan katılımcı sayısı ciddi artış göstermiş. Ancak, yılın ikinci çeyreğinden itibaren sistemin yeniden ivme kazandığını ifade eden Obalı, “Yaşanan tüm terör saldırıları, 15 Temmuz’daki darbe girişime karşın vatandaşımız, ülkeye, ekonomiye ve finansal sisteme güvenini ortaya koydu” diyor. Obalı, BES’in yıl sonunda toplam fon büyüklüğünün devlet katkısı dâhil 60 milyar TL’yi geçebileceğini söylüyor.
Otomatik katılıma ileride işveren katkısı da gelebilir
2017 yılı başında başlayacak ve 45 yaş altındaki bireylerin, işverenleri tarafından otomatik olarak BES’e dâhil edilmesine olanak sağlayacak ‘otomatik katılım’ uygulaması ile ilgili sorularımızı da yanıtlayan Obalı, sistemde katılımcı sayısını artıracak söz konusu uygulamanın aslında sektörde 2014 yılından beri konuşulduğunu söylüyor. Mevzuat çalışmaları sürerken sistemde aralarında Vakıf Emeklilik’in de yer aldığı üç önde gelen şirketin ‘pilot uygulama’ gerçekleştirdiğini ifade eden Obalı, “Vakıf Emeklilik olarak, 300’den fazla çalışana sahip bir şirketle başarılı bir uygulamaya imza attık” diyor. Otomatik katılımla ilgili olarak dünyada çok farklı modellerin olduğunu belirten Obalı, Türkiye’de de konuyla ilgili mevzuat hazırlanırken, otoritenin farklı ülke örneklerini inceleyip, ülkemizin koşullarına en uygun modeli oluşturmaya çalıştığını söylüyor. Mevzuat hazırlıkları sırasında sektördeki emeklilik şirketlerinin de görüşlerinin alındığını ifade eden Obalı, işveren katkısının uygulamaya dâhil edilmesinin çok daha iyi olacağına dikkat çekiyor. Bu sürecin tam bir başarı hikâyesine dönüşmesi için işveren katkısının da olması gerektiğini belirten Obalı, ileriki yıllarda otomatik katılım uygulamasına işveren katkısının da dâhil edilmesini beklediğine dikkat çekiyor. Obalı, söz konusu uygulamanın yılbaşında öncelikle belli sayıda (100) çalışana sahip şirketlerle başlanacağını ve her yıl kademeli olarak çalışan sayısının değişerek en fazla beş çalışandan büyük tüm işverenlerin bu sisteme dâhil olacağını söylüyor.
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir habere göre, Türkiye’nin en hızlı yaşlanan ülkeler araştırmasında ikinci sırada yer aldığını hatırlatan Obalı, şunları söylüyor: “Türkiye hızlı ve fakirleşerek yaşlanıyor. Bunun nedeni de ülkemizde tasarruf oranlarının çok düşük olması ve Türk insanının birikim yapma eksikliği. Bu sebeple, bireylerin emeklilik dönemlerinde yaşam kalitesini ve tasarruf oranlarını artırarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ni tabana yaymak gerekiyor. Otoritenin de otomatik katılım uygulamasını başlatması ve sistemi desteklemesinin gerisinde bu yatıyor.” Yapılan kamuoyu araştırmalarına da değinen Obalı, “Yapılan araştırmada da otomatik katılım uygulaması ile birlikte sisteme girenlerin yüzde 70’inin sistemde kalacağı öngörülüyor” diyor.
2017’de sisteme giren yüzde 300 kazanacak
Otomatik katılımla gelecek yıl sisteme girecek olan bireylerin birtakım avantajlara da sahip olacaklarını belirten Obalı, şu görüşleri dile getiriyor: “Yapılan simülasyonlara göre, BES’e otomatik katılımla dâhil olanlar, ilk yıl içinde yüzde 300 kazanacak. Ayda, sözgelimi 50 TL’lik birikim yapan bir kişi, devlet katkısı ve nemalarıyla birlikte yılsonunda yaklaşık 1.800 TL tutarında bir kapitale, üçüncü yılın sonunda 1.57 katı kadar bir kapitale, emeklilik döneminde de 1.55 katı kadar bir kapitale sahip olacak.” Obalı ile BES dışında Vakıf Emeklilik ile ilgili olarak da sohbet ettik. İlk dokuz ayda, katılımcı sayısı olarak, 442 bin kişiye ulaştıklarını ifade eden Obalı, yılsonu 480 bin kişi olan katılımcı hedefine rahatlıkla ulaşacaklarına dikkat çekiyor. Obalı, 2017 yılından da çok ümitli. Yılbaşında başlayacak otomatik katılım uygulamasının BES ile birlikte Vakıf Emeklilik’in katılımcı sayısını da katlayacağına dikkat çeken Obalı, “Otomatik katılımın da katkısıyla 2017’de mevcut katılımcının 2017 sonunda 1 milyona ulaşabileceğini düşünüyorum” diye konuşuyor. Obalı ayrıca, otomatik katılım ile tanışan yeni kitlenin ihtiyaçlarına göre onlara özel ürün hazırlıklarının da başladığını ifade etti.
Faizsiz ürünlerde sektör lideri
Vakıf Emeklilik derken, faizsiz ürünlerine de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Obalı’dan aldığımız bilgilere göre şirket, sistemde faaliyet gösteren 18 şirketten faizsiz ürünleri piyasaya sunan 13 şirket içinde, faizsiz fon büyüklüğünde ilk sırada yer alıyor. 2016 Eylül sonu itibarıyla faizsiz fonların, toplam fon büyüklüğüne oranı sektör ortalaması olarak yüzde 5.6 iken, bu oran Vakıf Emeklilik’te yüzde 21 düzeyinde. Bir başka deyişle şirket, oran olarak sektör ortalamasının yaklaşık 4 katı büyüklüğünde faizsiz ürünlere sahip bulunuyor. Katılım bankacılığı alanında faaliyet gösteren grup şirketi Vakıf Katılım işbirliği ile önümüzdeki dönemde de yeni ürünleri katılımcılara sunmak istediklerini belirten Obalı, “Faizsiz fonlarda gerçekten iddialıyız. Yüzde 21’lik pazar payı çok iyi. Pazar payımızı, önümüzdeki dönemde de korumak istiyoruz” diyor.
Katılım sigortacılığında yeni ferdi kaza ürünü yolda
Obalı’nın verdiği bilgilere göre, Vakıf Emeklilik, ‘katılım sigortacılığı esasına dayanan ferdi kaza’ ürününü de 2017 yılında piyasaya sunmayı planlıyor. Faizsiz sigortacılık (tekafül) prensiplerine uygun ürünün, kısa vadeli ve uzun vadeli olmak üzere iki farklı versiyonu olacak. Şirket, yine tekafül prensiplerine uygun olarak hayat sigortacılığında sigortalıya kar paylaşımı uygulamasına ise 2016 yılı başında başlamış. Şirket burada teknik gelirlerinden teknik giderlerini düştükten sonra kalan bakiyenin belirli bir kısmını katılımcılara, katılım oranları çerçevesinde geri iade ediyor.
Vakıf Emeklilik, aynı zamanda sektörde sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çeken bir şirket. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da desteklenen ‘Kumbara Yarışması’nı düzenleyen şirket, söz konusu yarışma aracılığı ile Bireysel Emeklilik Sistemi’ni geniş kesimlere tanıtma ve toplumda tasarruf bilincini artırma olanağı yakalıyor. Şirket, ayrıca müşteri bağlılığını artırmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Yaşam Kulüpleri’ aracılığıyla toplam 440 bin müşterinin 200 bin kadarına birtakım ek faydalar da sağlıyor.
İş hayatına banka müfettişi olarak başladı
[quote color=”#824a02″ bgcolor=”#edd710″]Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Özgür Obalı, yüksek lisansını University of Birmingham’da Uluslararası Bankacılık ve Finans üzerine tamamladı. İş Bankası ve Türkiye Finans gibi kurumlarda müfettişlikten Teftiş Kurulu Başkanlığı’na çeşitli görevlerde bulunan Obalı, 25 Ocak 2012 tarihinden bu yana Vakıf Emeklilik bünyesinde; İnsan Kaynakları, Destek Hizmetleri, Satış Sonrası Hizmetler, Pazarlama, Operasyon ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi. Haziran 2016’dan bu yana Genel Müdür görevini yürüten Özgür Obalı evli ve iki çocuk babası.[/quote]