Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) ile ilgili ‘sürdürülebilirlik’ tartışmaları artarken, sigorta şirketleri yine de bu alanda büyümeye kararlı. Sorunların aşılabilmesi için 2025’te üniversite hastanelerinin sisteme dâhil olması ve devlet desteği gibi radikal değişiklikler bekleniyor.
SİGORTAMEDYA ÖZEL-ALP SÜER
2024 yılının bitmesine sayılı günler kalırken, sigorta şirketleri de 2025 yılı oyun planlarını ve stratejilerini belirlemeye başladı. Son günlerde görüşme fırsatı bulduğum sigorta şirketi yöneticilerinin hemen hemen hepsi büyümek istedikleri branşlar içinde, sağlığı özellikle de ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nı (TSS) baş köşeye koyuyor. Ancak bazıları TSS’de büyüme hedeflerinden bahsederken, derin bir ‘iç’ çekiyor. Bunun da temel sebebi, TSS ile ilgili ciddi sorunlar. Tüm sektör paydaşlarının memnuniyetsizliğine ve ‘TSS’nin sürdürülebilirliğine’ yönelik tartışmalara karşın, söz konusu branşta büyüme sürüyor, sigortalı adedi her geçen gün artıyor. Geçen aylarda TSS ile ilgili sektör yöneticilerinin biraz nabzını yokladım; TSS ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini öğrendim. Ayrıntılara geçmeden TSS’de gelinen noktada sigortacıların hissiyatı ile ilgili şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Ne senle, ne de sensiz! Sorunların aşılabilmesi için de 2025’te üniversite hastanelerinin sisteme dâhil olması ve devlet desteği gibi radikal değişiklikler bekleniyor.
Sigortalı adedi 1 yılda 800 bine yakın arttı
Sigorta şirketlerinin tüm sorunlara karşın TSS’de büyümek istemelerinin en büyük nedeni, aslında iktisattaki ‘talep yasası’ ile ilgili. TSS’ye SGK’lı bireylerin talebi artarak devam ediyor. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) son açıkladığı verilerden hareketle birkaç rakam paylaşırsam, geçen yılın ekim ayında TSS’de 3 milyon 964 bin 729 olan sigortalı adedi, 1 yılda 800 bine yakın artışla, bu yılın ekim ayı sonunda 4 milyon 753 bin 146 kişiye yükseldi. Yüksek enflasyon ve ekonomik zorlukların yaşandığı dönemde TSS’nin yılı sigortalı adedi olarak 5 milyon sınırında kapatacak olması çok anlamlı. TSS’ye olan talepteki artış ve sektörün 2024 yılı reel büyümesinde söz konusu branşın büyük bir etkisinin olması, sigortacıların iç çekişlerine karşın gene de bu alana yatırım yapmalarında etkili oluyor.
TSS büyüyor ama, ürünler cep yakıyor!
Biraz da TSS’de yaşanan sorunlardan bahsedelim: Öncelikle, sigortalı cephesinden baktığımızda, ürünler artık cep yakıyor! 2024 yılında TSS poliçesini yenileyen bir sigortalı yatarak tedavi hakkını kullanmasa bile açıklanan enflasyon verilerinin çok üzerinde yüzde 150-200 artışlarla prim ödemek zorunda kaldı. Herhangi bir operasyon geçiren, ayaktan tedavi hakları yanında yatarak tedavi hakkını kullanan sigortalıların ise vay haline! Onlar, çok daha yüksek prim artışlarına maruz kaldılar.
Sigorta sektörü açısından meseleye baktığımızda ise sigortacılar da ‘medikal enflasyon’ ve maliyet enflasyonundan muzdarip. Türkiye’de medikal enflasyondaki artışın, resmi açıklanan enflasyonun çok üzerinde olması (hekim ücretleri, tıbbi malzeme fiyatları…) yanında sağlık turizminin de etkisi ile özel hastane ve sağlık kuruluşlarının, hizmet fiyatlarını artırması, doğal olarak sigorta şirketlerinin paket anlaşmalarda özel hastanelere ödedikleri tutarı ve TSS primlerini de artırıcı etki yapıyor. Son olarak, SGK anlaşmalı özel hastane ve sağlık kuruluşlarını göz önüne aldığımızda söz konusu kurumlar da uzun yıllardır artmayan SUT fiyatlarından ve sigorta şirketleri ile yaptıkları ‘paket anlaşmalar’da fiyatların (son yıllarda görece artış olsa bile) düşüklüğünden şikâyetçi. Birçok sağlık kuruluşunun paket anlaşmalar yerine sigorta şirketleri ile ‘işlem bazlı’ anlaşmaları tercih etmeye başladıkları dikkat çekiyor.
TSS’de devlet desteği şart!
Gelinen nokta da TSS’nin sürdürebilirliği için devlet desteği gerekliliği, tüm sektör paydaşları tarafından dile getiriliyor. TSS’nin desteklenmesi konusu, 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda da yer aldı; hatta bu konuda çalışmalar başlatıldı. Ancak, vergi teşviki yanında TSS’de ödenen primin belli bir kısmının devlet tarafından karşılanması vb. konular henüz netlik kazanmadı. Devlet desteği konusu, geçen ay Antalya’da gerçekleşen SASDER kongresinde de dile getirildi. Medyada çıkan “TSS’nin kamu tarafından desteklenmesi” haberlerini hatırlatan TSB Başkanı Uğur Gülen, “Bu konu OHSAD’la birlikte ele almamız gereken bir konu. Bununla birlikte kamu otoritesini de bunun dışında tutmamamız lazım. Sonuçta, toplumun yararı ile ilgili bir ürünün kalitesini artırmayı konuşuyoruz” diyor.
TSS’DE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAYACAK 5 KRİTİK FAKTÖR NE?
- Havuz büyümeli, sigortalı adedi artmalı.
- Devlet desteği getirilmeli.
- SUT fiyatları artırılmalı.
- Tüm tarafların katılacağı bir komisyonda tartışılmalı.
- Medikal enflasyon kontrol edilmeli.
TSS’DE SİGORTALI ADEDİ 5 MİLYONA YAKLAŞTI
Yıl Sigortalı Adedi Teminat Adedi
2019 1.354.318 1.438.794
2020 1.606.879 2.031.711
2021 2.594.785 2.575.196
2022 3.604.066 3.552.957
2023* 3.964.729 3.022.833
2024* 4.753.146 3.923.813
*Ekim ayı itibarıyla.
Kaynak: TSB.
TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı: Üniversite hastaneleri de sisteme dahil olacak
Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) ,18 Kasım gerçekleştirdiği basın toplantısının ardından sohbet etme fırsatı bulduğum TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı da sektörde Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın (TSS) sürdürülebilirliğine yönelik endişeleri dile getiriyor. Maliyet enflasyonunun sektörü çok zorladığını vurgulayan Obalı, “Alternatif hizmet sağlayıcılarla görüşmeler yapıyor, hastane networkünü genişletmeye çalışıyoruz. Üniversite hastanelerini de sisteme dahil edeceğiz. Cerrahpaşa ve Hacettepe hastaneleri bu konuda istekli. Pilot uygulama sonrasında üniversite hastanelerini yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Özel hastanelere göre çok daha uygun fiyatla hizmet sağlayacaklarını öngörüyoruz” diyor.
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar: TSS devlet tarafından desteklenmeli
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar da Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda (TSS) devlet teşvikinin gerekli olduğu görüşünde. 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’nda yer alan TSS’nin desteklenmesi için 2 farklı modelin konuşulduğuna dikkat çeken Yaşar, “Birincisi, çalışanın ödeyeceği tamamlayıcı sağlık primine devletin destek olması. TARSİM ve BES’te ki devlet katkısı gibi, sağlıkta da ödenecek prime devlet katkı yapacak. İkincisi ise devletin, işverenin, çalışanın katkıda bulunacağı bir TSS modeli kurgulanması. Bu modeller kapsamında işveren ve çalışanlardan yapılan sağlık prim kesintisinin bir kısmının tamamlayıcı sağlık sistemine aktarılması söz konusu” diyor.
AcnTURK Sigorta Genel Müdürü Ali Murat Dişci: TSS poliçesi özel hastaneye giriş bileti haline geldi
Türkiye’de Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın (TSS) sürdürülebilirliği konusunda sigortalılara da görev düştüğünü belirten AcnTURK Sigorta Genel Müdürü Ali Murat Dişci, “TSS, adeta özel hastaneye giriş bileti haline geldi. TSS yaptıran bir sigortalı, ertesi gün soluğu özel hastanede alıyor. Sigortalıların daha yüksek primler ödememek için poliçelerini daha dikkatli kullanmaları gerekiyor” diyor. TSS’nin 2024’te adetsel olarak hızlı büyüdüğünü ifade eden Dişci, “TSS’de sorunların aşılabilmesi için sigortalı adedinin daha da artması ve havuzun büyümesi gerekiyor. ÖSS ve TSS olarak sigorta sektöründen poliçe temin etmiş 8,5 milyon adet sigortalı olduğu dikkate alınırsa, daha gidecek uzun bir yolumuz olduğunu ifade etmeliyim. Bununla birlikte devlet teşviğinin de TSS üzerinde pozitif etki yapacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulunuyor. AcnTURK Sigorta olarak TSS’de büyümeye devam ettiklerini belirten Dişci, ayaktan tedavide TSS, yatarak tedavide özel sağlık sigortasının geçerli olduğu hibrit poliçeleri ve ‘Paylaşımlı Aile Planları’ ile sektörde fark yarattıklarını söylüyor.
OHSAD Başkanı Reşat Bahat: SGK’nın verdiği parayı artırması gerekli
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, geçen ay Antalya’da gerçekleşen SASDER 11’inci Kongresi’nin masaya yatırıldı. Hatta, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) yetkilileri ile sigorta şirketlerinin temsilcileri TSS özelinde bir toplantı da gerçekleştirdi. Etkinlikte TSS ile ilgili düşüncelerini dile getiren OHSAD Başkanı Reşat Bahat da TSS konusunda dertli. “TSS’nin bizi aşağıya çekmemesi lâzım” diyen Bahat, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “5 milyon birey TSS yaptırmış. TSS, SGK’nın ödediği kısmın üzerini tamamlıyor. SGK fiyat artırmadığında bizlerin de ayakta kalabilmemiz için enflasyon üzerinde zam yapmamamız gerekiyor. Bu durumda da halkın TSS yaptırmasına olanak kalmıyor. Bu ürünün maliyetini düşürmenin yolu SGK’nın verdiği parayı artırmasından geçiyor. Özel sağlık sunucuları bu işlerden kâr elde edemezlerse vatandaşı da mutlu edemezler. Sağlık sisteminin başarısı, hizmet alanın memnuniyeti üzerinden yürür. Bu memnuniyet hem bizi zengin eder hem de sigortacılara para kazandırır. Yeni hastaneler açtırır, itibarımızı artırır.” OHSAD ve sigorta şirketi yetkileri arasındaki toplantının da çok verimli ve çözüm odaklı geçtiğini vurgulayan Bahat, “40’dan fazla başlık çıktı. İçimizde ekipler kurarak bu başlıklar üzerinden ilerleyeceğiz” diye konuştu.
Opinmed Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ender Günay: TSS’de sorunlar artıyor, sürdürülebilirlik zorlaşıyor
Opinmed Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ender Günay, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda (TSS) sorunların arttığı ve sürdürülebilirliğin zorlaştığı düşüncesinde. TSS ilk çıktığında sigortalıların SGK anlaşmalı özel hastane ve sağlık kuruluşlarına gittiklerinde ‘fark ücreti’ ödemediklerini hatırlatan Günay, “Günümüzde sigortalılar farklı networkdeki hastaneler için yüzde 20-30 oranında katılım payı ödemek zorunda kalıyor. Ayrıca, medikal enflasyon dolayısıyla özel hastaneler fiyatlarını artırdıkları için sigorta şirketleri de sigortalıların primlerini artırıyor. Geçen günlerde 50’li yaşlarda bir arkadaşım, TSS poliçesini yenilediğinde 117 bin TL prim ödediğini söyledi. Bunun dışında, çok tercih edilen özellikle doçent ve profesör unvanlı hekimler TSS kabul etmiyor ya da SGK sisteminden dahi çıkabiliyor. Tüm bunlar sigortalılar açısından önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor” diyor.
