2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Tekli acentelerin şubecilere isyanı

Uzman acente Sevil Gümrükçü, çoklu acente oluşumunu eleştiriyor. Gümrükçü, “Sizin şubeniz olmak istemiyorum” diyor.


“Yıllardır mesleğimizin değişimi ve evrilmesini
korkulu gözlerle izlemekteyim. “

Uzman acente Sevil Gümrükçü, çoklu acente oluşumunu eleştiriyor. Gümrükçü, “Sizin şubeniz olmak istemiyorum” diyor.  Gümrükçü, sektörde yaşanan olumsuzlukları gidermek için binlerce acentenin katılacağı geniş kapsamlı bir kurultay yapılması gerektiğini söylüyor.

“Sevgili meslektaşlarım” diyerek açıklamalarına başlayan Gümrükçü, görüşlerini şöyle dile getiriyor:

“Nasıl büyük kaygılarla başladım bu mesleğe… Üniversitede aldığım eğitimle uzaktan yakından alakası yoktu. Şark Sigorta’nın kapanıp Koç Allianz’ın kurulduğu yıldı. İşsiz kalmıştım ve 8 ay oradan oraya savrulmuş, iş arıyordum.

1990’lı yıllarda sigortacılığımı yapan Tülin Hanıma hayran kalmıştım. İşini bilen, kararlı, net doğru bilgilendiren sigortacım. İşsizliğimde arayıp “Bu işi yapabilir miyim?” diye sorduğumda beni cesaretlendirdi.

1999 depremi ve 8 aylık işsizliğim de aynı döneme denk geldi. Koç Allianz ilanları Hürriyet Gazetesi’nde boy boy yayınlanmaya başlamıştı o sırada. Bir cesaretle başvuru yaptım. Hem Yapı Kredi yani o zamanki Halk Sigorta, hem de Koç Allianz’dan aynı anda kabul aldım.

Değerlendirmemi kurumsal yapısını beğendiğim Koç Allianz dan yana kullandım. Satış Temsilcisi olarak başladığım mesleğe kısa sürede MT olarak devam ettim. Mesleği çok değerli insanlardan ve uygulamalı meslek içi eğitimler ile öğrendim. O yıllarda genel merkez satış ofislerinde yaklaşık 500 kişi çalışıyorduk. Büyük bir aile idik. Bizler portföyleri her gecen gün artan DSO’lu eğitimli satıcılar olarak her birimiz desteklenerek acente olduk.

Tepki gösteriyorum

Acente olduğum ay ilk iş, mesleğimle ilgili bir derneğe üye oldum. 2005 yılından beri acente olarak faaliyet göstermekteyim. Şahıs şirketi, sağlık ağırlıklı hayat ve emeklilik de satan butik bir acenteyim.  Yıllardır mesleğimizin değişimi ve evirilmesini korkulu gözlerle izlemekteyim. Bir meslek erbabı olarak dünyanın dönüşünü izlediğim gibi mesleğimdeki gelişimi de dikkatle izliyor ve gerektiğinde tepki gösteriyorum.

Haksız rekabet kaynağı

Sigorta şirketleri ile yaşadığımız sorunlar o kadar çok ki.
“Sigorta şirketleri ile yaşadığımız
sorunlar o kadar çok ki…”

Dernek yöneticiliği yaptığımda da gördüğüm, acenteler, mesleklerine ve meslektaşlarına yeterince sahip çıkamıyorlar. Belki nasıl yapacaklarını nereden başlayacaklarını da bilemiyorlar. Bu arada atı alan Üsküdar ‘ı geçti. Doğru olmadığını bildiğimiz şubeleşme oranının bazı acenteler için yeni ve haksız rekabet kaynağı olduğunu görüyorum. 200 şubesi olan acenteler olduğunu biliyorum. Her ne kadar teknik şartları uygun olsa da bunu tekelcilik olarak nitelendiriyorum.

Süreç içerisinde acentelik mesleğini yapmanın zorluklarına katlanan arkadaşlarım, sürekli çok şubesi olan acentelerden davet alıyorlar. Beni de aradılar.

Ben …   sigortadan … ….’yım. Bizim şubemiz olmak ister misiniz?

Şok…

İstemiyorum kardeşim, sizin hiçbir şeyiniz olmak istemiyorum.

Bu sistemin bizi yok edeceğini biliyorum ve küçük esnafın üzerindeki kira, stopaj, elaman, sigorta, vergi, genel ofis gideri, vb. totalde aylık büyük şehirler için minimum 7 bin 500 lirayı bulan giderleri olması, acentenin cazip şubeleşme teklifini kabul edip yok olmasına neden olmaktadır.

Bu acente arkadaşlarımız genç istihdama katkıda bulunduklarını iddia etmektedirler.

Şube sayısının artmasının bir nedeni de genç sigortacıların acente açma kriterlerine uygun olmaması, ya da maddi gücü bulamamasıdır. Portföy mülkiyeti tamamen şubeci acenteye ait olan sistem istendiğinde harcanabilecek bir sürü taliden başka bir şey değildir.

Mevcut örgütlenme yetersiz

Diğer taraftan dört bir yandan banka şubeleri, faturamatikler, hepsi oradalar, hepsi buradalar, keçiler, çeşit çeşit Telekomlar; haksız rekabete neden olacak kampanyalar yapmaktayken. A101’lerin de marketler zinciri olarak kampanyalara katkı vermesi artık ayaklar altına alınan bir mesleğimiz olduğunu ve mevcut örgütlenmenin bu mesleği kurtaramayacağını göstermektedir.

Şimdi yapılacak olanın ilk fırsatta binlerce acentenin bir araya geleceği bir kurultay olmasıdır.

Kamuya ait şirketlerin bir çatı altında tek şirket olarak Varlık Fonu’na devredilmesi ise sektörle ilgili yeni bir döneme girdiğimizin işaretidir.

Sigorta şirketleri ile yaşadığımız sorunlar o kadar çok ki. Ne kadar bizim en önemli satış kanalımız sizsiniz deseler de iş gerçeğe geldiğinde öncelikle zorunlu ürünler olmak üzere bütün şirketler online satış yapmaya başlamış ve ürün satış kanallarını teknolojik sistemlere entegre etmek için milyonlarca dolar harcamaktalar bile.

Ayrıca çok sıklıkla acente kapatmalar da olmaktadır. Verimlilik ve üretim eksikliği en büyük kapatma sebebidir. Meslek için örgütlenmeye mesleği yaşatmaya ve işveren olma nitelikleri ile devam edebilmeyi istiyorum.

Saygılarımla…”

2 YORUMLAR

  1. Merhaba Sevil Hanım;
    Öncelikle bir meslektaşınız olarak bu güzel yazınız için sizi tebrik ediyorum. Son dönemde sigorta sektörü tamamen rezil bir durumda olup büyük balık küçük balığı her zaman yutar hale geldi. Maalesefki Acenteler arasındaki birlik olup tek çatı altında toplanamadıkça içinden çıkılmaz bir hal almaya devam edecektir.

  2. Subeciligi bu sistem ve yonetim destekliyor.acenteler olarak kendi sirketimizi kurup bu sirkete var gucumuzle destek olarak kendi degerimizi olusturarak ve subecilerede acenteligi vermeyip su andaki etik olmayan bir sirketin uygulamasinin etik olan tarafiyla yani bir cok gonulden bu isi yapan acentelerin satis yapacagi platformla bu is acenteler tarafindan nasil yapiliyor gostermek lazim

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER