Tarım sigortasının, köyden kente göçü engelleyeceğini öne süren TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, “Sigortanın karşılaşılan risklerde mağduriyeti gidererek, üreticiyi köyde tutacak sosyal bir yönü de var” diyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Türkiye’de tam 12 yıldır başarıyla uygulanan bir ‘havuz sistemi’ var: Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM). TARSİM hakkında bugüne kadar çok şey yazıldı. Yazılanları, birkaç cümle ile özetleyecek olursak: “Kamu ve özel sektör işbirliğine güzel bir örnek.”, “Çiftçinin kara gün dostu.”, “Dünyanın örnek aldığı model.” Kuşkusuz, bu listeyi daha da uzatmak mümkün. TARSİM, gerçekten de yıllardır, tarım sektöründe üretim yaparken dolu, don, sel, fırtına, hortum, yangın, heyelan ve kuraklık gibi çeşitli risklerle boğuşan üreticilerin her daim yanında. Biz de, Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak bu ay kapağımızda TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu’na yer verdik. TARSİM’in Ümraniye-İstanbul’daki Genel Müdürlük binasında yaptığımız röportajda Satoğlu ile tarım sigortası, TARSİM’in hedefleri gibi bir çok konuyu söyleşme imkanı bulduk. Satoğlu, öncelikle tarım sigortasının Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayarak, sigortanın risk yönetiminin ötesinde ‘sosyal ve göç’le de ilgili boyutuna dikkat çekiyor. Tarım sigortalarının, köyden kente göçü engelleyeceğini öne süren Satoğlu, “Üreticinin, karşılaştığı risklerden mağduriyeti doğduğu zaman, mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Aksi takdirde üretimden kopuyor; o zaman da köyden kente göç ediyor. İşte bu nedenle tarım sigortalarının mağduriyeti gidererek, üretimin devamının yanında üreticiyi köyde tutacak sosyal bir yönü de var” diyor.
Üreticinin sigortaya ilgisi arttı
Üreticinin mağduriyetinin giderilmesi konusunda yıllar içinde hayli yol alınmış. Nitekim, kurumun en çok hassas olduğu hususların başında ‘müşteri memnuniyeti’ geliyor. Satoğlu’nun verdiği bilgilere göre, TARSİM için 10 yıldır, tarafsız bir şirket her yıl düzenli olarak müşteri memnuniyeti anketi yapıyor. Zaman içinde üreticiye, sistem anlatıldıkça hayli yol kat edilmiş. Üretici, bunu bir sigorta sistemi olarak görmeye başlamış. Son araştırma sonuçlarına göre genel memnuniyet oranı yüzde 80’ler civarında. Şu anda TARSİM’in Türkiye genelindeki 11 Bölge Müdürlüğü çalışanları da her gün köy köy eğitim ve tanıtım faaliyetleri yürütmeyi ve sistemi üreticilere anlatmayı sürdürüyor.
TARSİM’in geçen yıl buğdayda başlattığı bu yıl da kapsamını genişlettiği ‘İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası yanında, son dönemde üreticiler ‘Hayvan Hayat Sigortası’na da büyük ilgi gösteriyor. Son 2 ayda büyükbaş ve küçükbaş hayvan adedinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 civarında artışın söz konusu olduğunu belirten Satoğlu, “Bu artış, sadece banka ve finans kurumları tarafından kullandırılan hayvancılık kredilerine bağlı değil. Krediler dışında, üreticilerde de sigorta yaptırmaya olan ilgi artıyor” diyor.
Acenteler daha çok tarım sigortası poliçesi satmalı
TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu ile biraz da işin dağıtım kanalı tarafını, acenteleri konuştuk. Acentelerin sistemin başında tarım sigortası satmaya çok da istekli olmadıklarını hatırlatarak, bu durumun değişip değişmediğini sorduk. Tarım Sigortası’nın öncelikle uzmanlık gerektiren bir alan olduğunu belirten Satoğlu, 16 bin acentenin tamamının da Tarım Sigortası poliçesi düzenlemesini beklemediklerini, ancak poliçe düzenlemek isteyen acentelerin de uzmanlıklarını geliştirerek bu alana girmelerini istediklerini vurguluyor. Tarım Sigortası’nda penetrasyon oranının yüzde 20’lerde olduğunu hatırlatan Satoğlu, şunları söylüyor: “Burada, çok önemli bir potansiyel var. Acenteleri tarım sigortası poliçesi kesmeye davet ediyoruz. Tarım çok önemli ve acenteler için de ciddi bir gelir kapısı niteliğinde. Acenteler bu sistemin içinde mutlaka yer almalı. Şu anda acentelerin payı yüzde 18. Bu oran daha da artmalı.” Satoğlu, Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF) aracılığıyla, bölgeler bazında gruplar halinde acentelere kısa süreli eğitimler vermeyi planladıklarını kaydediyor.
Doğal afetlerin etkilerine alışacağız
Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınlandığı “Küresel Riskler Raporu’na göre önümüzdeki 10 yılda hem gerçekleşme riski yüksek olan hem de dünyayı etkileyecek ve tehdit edecek en büyük riskin, ‘doğal afetler’ olduğunu vurgulayan Satoğlu, bu sorunun sadece dünya değil Türkiye için de önemli olduğuna dikkat çekiyor. Nitekim, doğal afetlerin son 3-5 yıllık süreçte tarım faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkilerinin görüldüğünü ifade eden Satoğlu, şunları söylüyor: “Sözgelimi, 40-50 yıllık sürede don ve dolu hasarının hiç görülmediği yerlerde dahi ikisinin birlikte görülmeye başlandığı söyleniyor. Ayrıca, güneyde Antalya, Mersin’den başlayarak Fethiye’ye uzanan şerit üzerinde çok sık fırtına ve hortum hasarlarının yaşandığını görüyoruz. Ayrıca, kuraklıkla ilgili de dile getirilen şeyler var. Bunlara alışacağız. TARSİM’in varoluş sebebi ve temel hedefi de tarımsal üretimin sürdürülebilir olmasını sağlamak. Bu nedenle teminat kapsamı genişletilerek devam ediyor.”
TARSİM’in üreticilere sunduğu yeni ürünler hakkında da bilgi veren Satoğlu, 2017’de buğday ürününde kuraklık teminatının kapsama alındığını hatırlatıyor. Bu yıl buğdayın yanına diğer tahıl ürünlerinin de ilave edildiğini ve kuraklık teminatının alanının genişletildiğini belirten Satoğlu, “Ülkemizde yetiştirilen ürünler çok fazla çeşitlilik arz etse de, büyük bir bölümünü tahıl ürünleri oluşturuyor. Tahıl ürünlerini kuraklık teminatı kapsamına alarak çok büyük risk üstlenmiş olduk. Bu aynı zamanda sistem açısından bir dönüm noktası olarak nitelendirilebilecek bir gelişme” diyor. ‘Satoğlu, hayvan hayat sigortaları branşında ihbarı mecburi hastalıkların bir çoğunun teminat kapsamına alındığını da kaydediyor.
TARSİM, pek çok gelişmekte olan ülkede model alınıyor
TARSİM Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu ile söyleşimizde biraz da dünyada tarım sigortalarında başarılı havuz sistemi uygulamalarını ve TARSİM’in yerini sorduk. Satoğlu, öncelikle, TARSİM’in ABD’den sonra, dünyadaki en iyi tarım sigortaları modeli olduğunu ve dünyadaki birçok gelişmekte olan ülkede de model alındığını söylüyor. ABD’de 200 yıllık bir sistem olduğunu vurgulayan Satoğlu, şu bilgileri veriyor: “AB ülkelerine baktığımızda, Türkiye için de en önemli model İspanya modeli. 2005 yılında Kanun çıkarılırken de Türkiye’ye örnek oldu. Bununla birlikte, İspanya’da 45 yıllık geçmişe rağmen penetrasyon oranı yüzde 40’larda. Türkiye’de ise 12 yıllık süreçte de penetrasyon oranı yüzde 0’dan, yüzde 20 ye ulaştı. Bu da çok önemli bir gelişme. Ayrıca, TARSİM modelini dünyaya tanıtmak için de çok çaba sarf ediyoruz. Sözgelimi, Latin Amerika ülkelerine, Çin’e bu modeli anlattık. Çok büyük ilgi gördü.”
Sistemde devlet garantisi var
Satoğlu, “Çok büyük bir afet olursa, TARSİM bunun altından kalkabilir mi? Çiftçinin tazminatı ödenir mi?” sorumuza şu yanıtı veriyor: “Sistem tamamen devletin garantisi altına alınmış durumda. Devlet, ‘Eğer katostrafik nedenlerden dolayı TARSİM’in kaynakları yeterli olmaz ve gerçekleşen hasarları ödeyemez ise ben ödeme garantisi veriyorum’ diyor. Her halükarda garantör olarak devreye gireceğini ilan ediyor.
Güneş yanığının teminat kapsamına alınması için çalışmalar sürüyor
TARSİM, üreticilerden gelen talepler doğrultusunda teminat kapsamını genişletiyor. Üreticilerden son zamanlarda sık sık ‘güneş yanığı’ riskine karşı taleplerin geldiğini belirten Yusuf Cemil Satoğlu, bu konuda çalışmaların sürdüğünü söylüyor. Ürünün güneş altında çok kalması durumunda üründe bir takım lekelenmeler ve güneş yanıklarının oluştuğunu ifade eden Satoğlu, şunları söylüyor: “Özellikle üzüm, karpuz gibi ürünlerde güneş yanıkları oluşuyor. Üretici şimdi bunu talep ediyor. Ülkemizdeki çeşitli üniversitelerden üyelerin yer aldığı bağımsız bir bilim ve danışma kurulumuz var. Bu gibi talepleri değerlendirip, projelendiriyorlar. Bazı süreçlerin ardından, Bakanlar Kurulu’nun da onayı ile teminatlar kapsama alınıyor. Sözgelimi, Tokat’ta asma yaprağının ekonomik değeri var. O nedenle üreticiden yaprağın teminat kapsamına alınması yönünde talepler geldi. 1.5 yıllık çalışmanın ardından geçen yıl teminat kapsamına alındı.”
Eksperlik anlamında da istihdama katkı sağlıyoruz
Tarım sigortalarında eksperler önemli bir rol oynuyor. Eksperler konusunda görüşlerine başvurduğumuz Satoğlu’nun verdiği bilgilere göre eksper sayısı 3 bin’i geçmiş. Bunların da yaklaşık 1.900’ü ziraat mühendisi. Geri kalanları da veteriner hekim olarak hayvancılık tarafında hizmet veriyor. TARSİM’in eksperlik anlamında da istihdama büyük bir katkı sağladıklarını belirten Satoğlu, eksperlerin denetimlerinin ve saha kontrollerinin yapıldığını söylüyor. Üreticilerin, sahada eksperleri TARSİM’in kadrolu elemanı sanma gibi bir yanılgı içine düştüklerini belirten Satoğlu, “Halbuki, eksperler bağımsız. Elementer tarafta eksperler hakem olarak nasıl görev yapıyorsa, tarım tarafında da bu geçerli. Eksperlerin SEGEM tarafından sınavları yapılıyor. Başarılı olanlar iki hafta süren eğitime tabi tutuluyor; hem saha hem sınıf eğitimi. Sonra bir sınava daha giriyorlar. O sınavda başarılı olanlar Hazine Müsteşarlığı’ndan ruhsat alıp, tarım eksperi oluyor” diye konuşuyor.
İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’na ilgi büyük
TARSİM’in geçen yıl Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde buğday ürününde uygulamaya aldığı ‘İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’, üreticiden büyük ilgi görüyor. Bu konuda düşüncelerini aldığımız Satoğlu şunları söylüyor: “İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’nda kuraklık öne çıkıyor. Ancak, don, sıcak hava akımı, sıcak rüzgar gibi tahıl ürünlerine etki edecek olan riskleri de teminat altına aldık. Bir ilçede verim düşüp, belirlenen ‘eşik değer’in altına inerse, o zaman o ilçede poliçe yaptıran tüm üreticilere hasar ödemesi yapıyoruz. Buğday ürününde başladığımız sigortanın bu yıl diğer tahıl ürünleri ile teminat kapsamını genişlettik. Geçen yıl hasar ödediğimiz, kuraklık anlamında mağdur olan 25 ilçe vardı. Bu ilçeler sözgelimi, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi gibi. Geçen yıl ciddi kuraklık hasarı yaşadılar ve bu ilçede sigorta yaptıran üreticilere hasar ödemesi yaptık. Diğer üreticiler bunları gördükçe ve yaşadıkça poliçeye olan ilgileri artıyor.”
ÇKS’ye kayıt yaptıramayan üretici için çalışma yapılıyor
Satoğlu’nun, söyleşimizin sonunda son olarak üreticilere hatırlattığı bir de önemli bir husus var: “Devlet destekli tarım sigortası poliçesi yaptırabilmesi için üreticinin, Bakanlığın sistemlerine kayıt olması ya da kayıtlarını güncellemesi gerekiyor. Desteklerin tamamında da kaydın esas alındığını bunun da ön şart olduğunu ifade eden Satoğlu, “Buna karşın, bir kısım üretici mülkiyet ya da tapu probleminden dolayı kayıt yaptıramıyor. Bu üreticiler için çalışma devam ediyor. Hem, Bakanlık hem de Hazine Müsteşarlığı birlikte bu konuda çalışma yapıyor. Tabii, bu geniş kapsamlı bir konu. Bir çözüm oluşturulup üreticilere duyurulacak.“