Türkiye’de tamamlayıcı sağlık sigortasının, kısmen (TSS) özel sağlık sigortasından pay çalarak büyüdüğünü vurgulayan Demir Hayat Sigorta Genel Müdürü Viktor Hodara, sektörde her iki sigortanın birlikte büyümesi gerektiğini söylüyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Türk sigorta sektöründe, bir çok şirketin radar alanında olan ürünlerin başında ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’ (TSS) geliyor. 2012 yılı sonunda, Medical Park Hastaneler Grubu ile Mapfre Sigorta işbirliği ile başlayan, Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) güvencesindeki bireylerin özel hastane ve sağlık kuruluşlarına ödedikleri ‘fark ücretleri’nin sigorta şirketlerince ödenmesini sağlayan sigorta 5.5 yılı geride bıraktı. Gelinen noktada, sigortayı sunan şirket sayısı 20’ye yaklaşırken, sağlık lisansı alan hayat ve emeklilik şirketleri de ürünü sunmaya başladı. Sigortalı adedi olarak 1 milyona doğru yol alan TSS’de aslında her şey toz pembe demek de doğru değil.
Sektörde ürünü sunan şirket sayının artmasıyla birlikte artan rekabet ve olması gereken seviyelerin altına düşen primler, gerek sigorta şirketleri gerekse özel sağlık sunucuları tarafından son günlerde şikayet konusu. Biz de Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak bu ay sektörde sağlık sigortacılığının en önemli oyuncularından Demir Hayat Sigorta’nın, yeni Genel Müdürü Viktor Hodara’ya yer verdik. TSS, özel sağlık sigortası (ÖSS) ve Demir Hayat Sigorta ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Hodara’nın TSS ile çok önemli bir tespiti var: “Tamamlayıcı sağlık sigortası büyüyor; ancak kısmen özel sağlık sigortasından pay çalarak büyüyor.” Hodara, TSS’nin ÖSS’nin toplam prim üretimi içindeki payını azaltmaması ve sektörde her iki sigortanın birlikte büyümesi gerektiğini vurguluyor.
Özel sağlık sigortası daralıyor
Röportajımız sırasında, bazı rakamları da bizimle paylaşan Hodara, ÖSS’de sigortalı adedinin 2-2.5 milyon olduğunu vurgulayarak, “Bu sayının yüzde 50’si bireysel, yüzde 50’si de şirketlerin çalışanları için yaptırdıkları ve ‘yan hak’ olarak da değerlendirilebilecek grup sigortalarından oluşuyor. Ancak, bu sayı yıllardır artmıyor; bilakis, tamamlayıcı sağlık sigortası başladıktan sonra grup sigortalarından kayışlarla birlikte azalmaya başladı” diyor. Hodara, TSS’nin büyümesine ve 700 bin sigortalı adedine ulaşılmasına karşın, aslında var olan potansiyelin de yeterince kullanılmadığı düşüncesinde. Bu konuda sektördeki kıyasıya rekabete dikkat çeken Hodara, TSS’de grup sigortalarında primlerin 250 TL seviyelerine gerilediğini belirterek, bu durumun da sigorta şirketlerine ve TSS’ye zarar verdiğini ileri sürüyor.
Hastaneye gitmeyi sosyalleşme olarak gören bireyler var
Demir Hayat Sigorta Genel Müdürü Viktor Hodara’nın, toplumda sağlık hizmetlerinden yararlanan bireylere yönelik de ciddi eleştirileri var. Bir zamanlar hastaneye gitmenin çekinilen bir durum olduğunu ancak, günümüzde çok sıradan bir eylem haline geldiğini ifade eden Hodara, şu görüşleri dile getiriyor: “Ancak, bireylerin bir çoğu, en ufak bir boğaz ağrısı ya da nezlede bile hastaneye gidiyor. Hatta, hastaneye gitmeyi, ‘sosyalleşme’ olarak gören bazı bireyler bile var. Bu nedenle, sağlık harcamalarında yıllar itibariyle ciddi bir artış söz konusu. İstatistiki bir çalışmaya göre, ülkemizde bireylerin kişi başı yıllık sağlık harcama tutarı 1.500 TL. Buna, hastanelere gittiğinde ödenen katkı payları da dahil.
Bireyler ceplerinden çıkan 1.500 TL ile tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırabilir; hatta sadece yatarak teminatlı özel sağlık sigortası bile satın alabilir. Ancak burada esas önemli olan, ülkemizde her birey yılda 9 kez hastaneye/doktora gidiyor. Bu konuda toplum olarak biraz kendimizi geliştirmemiz, daha sağlıklı bir yaşam için gerekenleri yapmamız gerekiyor. Bu, aynı zamanda bizim için son derece önemli olan hastanelerimizin kaynaklarını ve zamanlarını doğru değerlendirmek açısından da önemli. Demir Hayat olarak bu konuda üzerinde çalıştığımız çok ses getirecek bazı projelerimiz var.”
Toplumda davranış değişikliği gerekli
Limitli ya da limitsiz sağlık sigortasına sahip bireylerin davranışlarında da ilginç eğilimler görüldüğünü ifade eden Hodara, “Bireylerde sağlık sigortasını gerektiği yerde gerektiği kadar kullanma pratiği de eksik. Sözgelimi, limitsiz poliçelere sahip bazı bireyler bunu ‘çılgınlar’ gibi kullanmıyor. Buna karşın, limitli poliçelere sahip bazı bireylerde ‘bu limitleri sonuna kadar kullanayım’ düşüncesi hakim” diye konuşuyor. Türkiye’de sağlık sektörü ve sağlık sigortacılığının gelişmesi için bireylere de büyük görevler düştüğünü belirten Hodara, toplumda sağlık konusunda topyekün anlayış ve davranış değişikliğinin gerekli olduğunu söylüyor.
Tamamlayıcı sağlıkta teşvik olabilir
Hodara’ya TSS konusunda sektörde teşviğin gerekli olduğunu ileri süren sigortacıların olduğunu hatırlatarak; “Siz, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Teşvik gerekli mi?” sorusunu sordum. Hodara, TSS’de vergi teşviki, Otomatik Katılım Sistemi’nde (OKS) olduğu gibi sigortanın tüm çalışanlar için zorunlu hale getirilmesi gibi teşviklerin olabileceğini belirtiyor; ancak şunu da eklemeden de geçmiyor: “Ancak, çalışanlar bunu ne kadar talep ediyor? Asıl önemli olan bu.”
Önceliğimiz sağlık sigortası
Hodara ile röportajımızın önemli bir bölümünde de Demir Hayat Sigorta ile ilgili sohbet ettik. Aralık ayında şirketin Genel Müdürlük görevine getirilen Hodara’dan aldığımız bilgilere göre 2016 yılı sonlarında hisseleri EMF isimli yatırım fonuna satılan Demir Hayat Sigorta, yeni yapılanma içinde. Şirket, yeni sermayedarın da stratejisi gereği ana iş olarak önceliği ‘sağlık sigortası’na veriyor. Şirketin mevcut prim üretimi içindeki payın yüzde 95’ini sağlık, yüzde 5’ini ise hayat sigortası alıyor. Demir Hayat sağlık branşında, ÖSS ve TSS dışında seyahat sağlık, yabancılar için sağlık, kritik hastalıklar, acil sağlık gibi ürünlerde de aktif olacak. Şirket, satışları artarak devam eden yabancılar için sağlık ve acil sağlık sigortasından sonra seyahat sağlık ve kritik hastalıklar ürünlerini de revize ederek bu yılın ikinci yarısında piyasaya sunmayı planlıyor.
Yapılmayanı yapacağız
Sağlığa odaklanacak olan Demir Hayat Sigorta, hayat sigortacılığını da ihmal etmeyecek. Azalan veya sabit teminatlı eğitim sigortası, risk hayat sigortası, Demir Hayat Sigorta’nın piyasaya sunmayı planladığı ürünler arasında yer alıyor. Özellikle grup sağlık sigortalarında sektörde çok önemli bir oyuncu olduklarını ve sektörde ‘Demir Hayat, sağlığı iyi bilir’ algısının olduğunu özellikle vurgulayan Hodara, 20 yıldır birlikte çalıştıkları gruplar olduğunu kaydediyor. Enteresan ve yapılmayanı yapan şirket olmayı da hedeflediklerini ifade eden Hodara, hamile kadınlar için sundukları ‘İki Can’ poliçesi ve moto kuryelere ferdi kaza sigortasının bu konuda çok iyi örnek oluşturduğunu kaydediyor.
EMF, Demir Hayat Sigorta’yı gelecekte satar mı?
Sektörü yakından izleyenlerin de bildiği gibi Demir Hayat Sigorta’nın hisseleri 2016 yılının sonlarında bir yatırım fonu tarafından satın alındı. Hodara’dan aldığımız bilgilere göre, Demir Hayat’ın yüzde 100 hissedarı, Demir Hayat Sigorta’yı satın almak için Hollanda’da kurulmuş Demir Hayat Group B.V. Söz konusu şirketin sahibi ise Londra merkezli EMF Capital Partners. Fonu finanse edenler arasında Hollanda Kalkınma Bankası, Almanya Kalkınma Bankası gibi büyük yatırımcılar yer alıyor. EMF aynı zamanda, Türkiye’de Unico Sigorta, Auto King, Monopoli (büyük bir acente) gibi şirketlere de yatırım yaptı.
Yatırım Fonu deyince de geçmiş tecrübelerden yola çıkarak, aklımıza, “Bir şirkete yatırım yapan, kârlı hale getirince de şirketi satan” yapılar geliyor. Bu durumu Hodara’ya da hatırlatarak, “EMF, nasıl bir strateji izler, Demir Hayat Sigorta’yı gelecekte satar mı?” sorusunu sordum. Bu konuda şimdiden bir şey söylemek için erken olduğunu belirten Hodara, “Fonun şu andaki temel amacı, şirketin üretim ve operasyonlarında verimliliğini ve etkinliğini arttırarak, kârlı büyüme sağlamak ve şirkete değer katmak. Bunun için de minimum 5 yıllık bir süre öngörülüyor, ondan sonraki aşamada çeşitli alternatifler değerlendirilebilir ancak, dediğim gibi henüz bunları konuşmak için erken” diyor.
Acentelerin ağırlığı artacak
Hodara’dan öğrendiğimize göre, Demir Hayat Sigorta’da önümüzdeki dönemde asıl önemli değişiklik dağıtım kanallarında olacak. Dağıtım kanalları içinde acentelerin ve brokerlerin ağırlığı artacak. Şirketin mevcut durumda toplam prim üretimine göre satış kanalları içinde ağırlıklı payı yüzde 65 ile merkezden satış (direkt satış) alırken, bunu yüzde 35 ile acente ve broker kanalı izliyor. Şirket, bunu önümüzdeki dönemde yüzde 50-50 olacak şekilde daha dengeli bir hale dönüştürmeyi hedefliyor. Demir Hayat’la sürekli iş ilişkisi içinde olan acenteler dışında ‘proje bazlı acenteler’den de söz eden Hodara, söz konusu acentelerle, yabancı sağlık, seyahat sağlık, kritik hastalıklar ve acil sağlık gibi ürünleri satmak için anlaşacaklarını söylüyor.
Demir Hayat’tan kadınlara hamile iken de sigorta teminatı
Demir Hayat Sigorta’nın en çok önem verdiği ürünlerinin başında ‘İki Can’ geliyor. Adından da anlaşılacağı üzere, İki Can, hamile kadınlara yönelik doğum teminatı içeren ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası.’ Hodara’nın verdiği bilgilere göre, söz konusu ürün kadınlara hamile iken de satılabilirken, diğer ürünler, hamilelik esnasında kadınlara doğum teminatı vermiyor. Poliçe bedeli de özel bir hastanede doğum yapmak isteyen bir bireyin karşılaşacağı masraftan daha düşük. İki Can’la sektörde fark yarattıklarını belirten Hodara’nın bir de kadınlara çarpıcı bir mesajı var: “İki Can’ı yaptırmak isteyen hamile kadınlar, doğumhaneden bile bizi arayabilir.”
Hodara’ya göre sağlık sigortacılığı ve sağlık sektörü nasıl gelişir?
- Sağlık harcamalarının azalması için toplumda sağlık konusunda anlayış ve davranış değişikliği gerekli.
- Tamamlayıcı sağlık sigortası için vergi ve zorunluluk gibi teşvik getirilebilir.
- İşyerleri, çalışanların sağlığı ve sigorta kullanımı konusunda duyarlı olmalı; işyeri hekimlerini daha aktif kullanmalı.
- İşyerleri, grup sağlık sigortalarında koşullarına ve bütçelerine göre tamamlayıcı sağlık ve özel sağlık sigortası arasında tercih yapmalı.
- Limitli sağlık sigortası olan bireyler, sigortayı ihtiyaç durumunda kullanmalı; ‘limitimi sonuna kadar kullanayım’ mantığını terk etmeli.
Oğluyla birlikte Beşiktaş’ın maçlarını kaçırmıyor
Röportajımızın sonunda geleneği bozmadık; Viktor Bey’i bir de sigortacı kimliği dışında tanımak istedik. Sorularımıza samimi yanıtlar veren Hodara’dan öğrendiğimize göre, kendisi öncelikle sporu çok seviyor. İşten arta kalan zamanlarında tenis ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte stres atmak için halı sahada futbol oynuyor. Aynı zamanda Beşiktaş taraftarı olan Hodara, kombinesi olduğunu ve geçen yılki tüm maçları kendisi gibi Beşiktaş’a gönülden bağlı oğlu ile birlikte izlediğini söylüyor.
Hodara, röportaj yaptığımız pek çok sigortacı gibi müziği de çok seviyor. Annesinin de iyi bir piyanist ve müzisyen olduğunu dile getiren Hodara, geçmişte kendisinin de gitar eğitimi aldığını ve klasik gitar çaldığını söylüyor. Hodara buna karşın, şunu da itiraf etmeden geçmiyor: “Gönlümde yatan aslında kitlelerin önünde gitar çalarak şarkı söylemekti. Ancak, bu hayalim bugüne kadar gerçekleşmedi.”
Rock müziği çok sevdiğini belirten Hodara’nın severek dinlediği yerli, yabancı grup ve sanatçılar arasında Barış Manço, Mazhar Fuat Özkan, The Rolling Stones, Led Zeppelin, Bruce Springsteen, Radiohead, Oasis yer alıyor. Hodara, ayrıca sektörel ve tıpla ilgili kitapları da okuduğunu da kaydediyor.
Sigortacılık ve finansal hizmetler alanında 20 yıllık tecrübesi var
1972 yılında doğan Hodara, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden 1995 yılında mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini ABD’de Kaliforniya Üniversitesi (University of California Irvine – Paul Merage School of Business) İşletme (MBA) bölümünde tamamladı. Sigortacılık ve Finansal Hizmetler alanında ABD ve Türkiye’de uluslararası kurumlarda 20 yılı aşkın tecrübesi olan Hodara, Almanya’nın en büyük sigorta gruplarından Talanx AG’nin Türkiye’deki bankasürans şirketi CiV Hayat Sigorta’nın Genel Müdürlük görevinde bulundu. Hodara, 2017 yılının ortasından itibaren Demir Hayat Sigorta’nın Yönetim Kurulu Üyesi ve 2017 Aralık ayı tibariyle de Genel Müdürü olarak görev yapıyor.
‘Yaşlı bakım’ ürünleri şart, yoksa maaşlar bakıcıya gidebilir