23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Sorulmayan soru: Doğrusu ne?

HAYATIMIZ SİGORTALI

Daha önceki bir yazımda kısaca sektörün başlıca sorun kaynağı olan konuları irdelerken aşağıdaki metni özet geçmiştim.

mustafa nazlıer
Mustafa Nazlıer / Sigorta Eksperi

“Sigorta Genel şartlarının değişmemesi. Endüstri 1.0 yaşanırken yoktuk. 2.0 ve 3.0’da da yoktuk. 4.0 bitecek biz hala 1.0 için hazırlanan poliçe genel şartlarıyla 2019 yılını yönetmeye çalışıyoruz. Yurtiçi için risk ve hasar yönetiminde bambaşka yöntemler kullanırken yurt dışı risk ve hasar yönetiminde tamamen değişik uygulamalara gidiyoruz. Gerçekten inanılmaz fark var. Üzücü olduğu kadar artık rahatsızlık veriyor. Türkiye pazarına ve sigortalılara yazık oluyor. Poliçe genel şartlarının artık ve hemen değişmesi gerek. Yol açtığı sorunlar için basit bir örnekleme yapmak isterim. İngilizce 600 bin kelime, Almanca 400 bin, Farsça 220 bin, Türkçe 100 bin kelimeden oluşuyor. (Yaklaşık ve deyimler hariç) Teminat üreten ve hazırlayan pazarların kullandığı dil İngilizce. Her hangi bir anlatımda 600 bin kelime esas alınarak hazırlanan poliçelerin tercüme edilirken 100 bin kelime stoğu kullanımında ortaya çıkan sorunlar, yorumlama, hatalı anlam veya yetersiz tanım gibi sayısız soruna yol açarken, bir de üzerine çok eskiden yazılmış genel şartları ekleyip, 2010 yılında alt yapısı olmadan kullanıma alınan Türk Ticaret Kanununu da esas alarak faaliyet göstermek istediğimizde her konu karakolda bitiyor. Tabii ki bu koşullarda; tahkim, hakem, avukat, danışman, uzman v.s. kuyruk uzuyor. Tüm sorunların temelinde iyi hazırlanmış Genel Şart yoksunluğu var diyebilirim. Bu durum sadece Türkiye iç pazarı değil reasüsrörler başta olmak üzere yabancı sermaye içinde güvensizlik yaratıyor.”

Genel Şart yoksunluğu

Özetle geçilecek kadar basit olmayan önemli bir sorun. Sorunların ANASI ve açıklanmaya muhtaç. Bu durumun yarattığı birkaç konu var:

Herkes her şeyi biliyor: Halk ozanı gibi, Anonim çalışılıyor. Her konuda herkesin bir fikri var ve doğal olarak herkes haklı. Dolaysıyla yol açtığı en önemli sorun KAOS.

KAOS’tan beslenenler: Sigorta sektörü kendi içinden yetiştirdiği niteliksiz ve karaktersiz bir kitlenin esiri durumunda. Hukukun üstünlüğü ve yan sanayi demokrasisi bir takım fırsatlar yaratıyor. Bu fırsatların doğru olmadığı bilinerek ve çokta iyi hazırlanarak, bilinçle uygulanan yeni iş alanlarını kullanmaları yeni iş akımı. Sen bilmezsin, o öyle değil böyle olur diyen rövanşistler.

KAOS ve sonuçlarının yarattıkları: Otorite tarafından gözleniyor olsa da müdahale olmaması çok sayıda soruyu ve şüpheyi doğruyor. Deve kuşu davranışsallığı veya bana dokunmayan daha uzun ömürlü olabilir yaklaşımlarının bedelini toplum ödüyor. En önemli sorunlardan primi ödeyen ve maliyetine katlanan sigortalının haberi yok.

Hasar servisi ve çalışanlarının yükü bu kitle ile başa çıkmaya engel: Tek bir sorunlu dosya yüzlerce doğru sigortalının hakkı olan ZAMANIN doğru kullanımını engelliyor. Aynı şartlarda karşılaşmayan taraflardan kaybedenin ilk bakışta hasar servisi olduğu sadece bir sanıdır. Zaman sonuçları sonradan değiştirebilir. Sağlıklı bir sektör için çok güçlü yapısı olan Hasar servislerine ihtiyaç var. Piyasaların ve sahanın dinamik yapısına uygun kurgulanmayan veya aksiyon alamayan hasar servisleri zor günler yaşıyor. Bu durum geçici olacaktır.

Broker-Acente: Benim sigortalım, benim eksperim ve üretimi yapan benim diyen bir kısım aracılar (Broker-Acente) sektörün sahipliğini üstlenirken sadece üretimle sürdürülemez bir meslek olduğunu görmek zorunda. Bir kısmının kendini her şeyin üstünde görmesi satış etkin Pazar göstergesidir. Kârlı süreçlerde göze batmayabilir ama bu arada oluşan kayıpların telafisi yok. Ekspere her istediğini yazdırma kabiliyeti bir yetenek ve başarı olamaz. Eksperin dokunulmazlığı ahlaki bir konudur, kişisel veya ticari değil. Bu şekilde kullanılmadıkça ve davranılmadıkça bir süreliğine her şey yolunda görülebilir ancak zaman gizliliği kaldırıyor.

Ne iş olsa yaparım yaklaşımı: Eksperlerin KAOS içinde ayrı bir konum ve pozisyon almasına gerek yokken “Ne iş olsa yaparım, ne istenirse onu yaparım” yaklaşımı daha önce oto kaza branşında tükenişi hızlandırdı. Oto dışının bu duruma sürüklenmesi için tüm koşullar oluştu ve çok zorluyor. Ama asla olanaklı değil. Oto dışı branşlarda bir süreç yönetimi var ve olmak zorunda. Oto branşında olduğu gibi 2 çamurluk 1 tampon yazarak dosya tamamlanmıyor. Öncelik hasar değil. Kök sebep, yakın sebep v.s derken iz bırakmak ve bırakılan izin altına imza atmak zorundasınız. Sigorta eksperliğinin tam da kendisi bu, şayet doğrusunu yapıyorsanız.

SDDK: Tam bu sorunları çözecek yapı tesis edilmek üzere (SDDK) derken sektörün en büyük sorunu ve gerçek riski SİYASALLAŞMA devreye girebilir. Bu işi bildiği ve yapabileceği için değil siyasi gücü olduğu için kendini aday görenler olduğu söylentileri yoğun. KAOS yetmez ateşe benzin dökerek ilerlemek eğlenceli olur.

KAOS konusunda ilk paragrafta açıklanan teknik durum için hemen altında sonuçlarının küçük bir kısmı için kısa notları hazırladım. Daha önemli sorunlar ve konular var. Sigorta Eksperi olarak bana-bize sorulmayan ve bu güne kadar duymadığım bir soru DOĞRUSU NE? Doğrusu hiç sorgulanmıyor dahi. Kimsenin doğruyu öğrenme ve bu şekilde ilerleme isteği yok. Ne yapacağımı veya ne yapmam gerektiğini söyleyerek başlıyor konuşmaya ve aklımda o söz “Cehalet ne güzel, her şeyi biliyorsun.”

Devam edecek….

Sigorta sektöründeki sorunlar “TOP LİST”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER