30 Nisan 2024, Salı
spot_img

Sigortan varsa kuraklıktan korkma

İklim değişikliği nedeniyle hava olaylarının sayısı ve şiddeti artacak. Özellikle kuraklığın dünyayı çok zorlayacağını belirten uzmanlara göre uzun ve kurak bir yaz bizi bekliyor. Çiftçiler için kuraklık sigortasının her zamankinden çok daha büyük bir önem taşıdığı vurgulanıyor.

SİBEL CİNGİ / SİGORTAMEDYA

İklim değişikliğinin oluşturduğu riskler dünyayı tehdit ediyor. Tüm bilimsel araştırmalar ve açıklamalara göre iklim değişikliğinin etkileri bundan böyle kendini çok daha şiddetli hissetirecek. Seller, fırtınalar, kuraklıklar ve aşırı sıcaklıklar gibi hava olaylarının sayısı artacak. Uzmanlara göre özellikle kuraklık dünyayı çok zorlayacak. Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde birçok uzmana göre Türkiye için de kuraklık büyük bir risk olarak karşımızda duruyor.“Uzun ve kurak bir yaz bizi bekliyor” diyen uzmanlar, kuraklık nedeniyle 2021 gibi 2022 yılının da tarım sektörü için hiç kolay olmayacağı görüşünde.

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı İklim Değişikliği ve Tarım Değerlendirme Raporu’nda da “dünyada iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi beklenen bölgelerden Akdeniz Havzası’nda yer alan Türkiye’de kuraklığın geniş bölgelerde hissedileceği ve aşırı sıcak günlerin sayısının artacağı” öngörülüyor. Tarım sigortalarının da bu noktada en büyük kurtarıcı olacağı belirtiliyor. Çiftçilerin artan kuraklık riskini göz ardı etmemesi gerektiği ve kuraklık sigortasının mutlaka yaptırılmasının her zamankinden çok daha büyük bir önem taşıdığı vurgulanıyor.

Geçen yıl kuraklık en çok arpa, buğday ve baklagili vurdu

Tüm dünya ülkelerinde iklim krizinin olumsuz etkilerinin görülmeye başlaması, kuraklığa bağlı olarak tarım arazilerinde verimin düşmesine sebep oldu. 2020-2021 üretim sezonunda yaşanan şiddetli kuraklık en fazla arpa, buğday ve baklagil ürünlerinde verim kayıplarına neden oldu. Sadece buğdayda verim ortalama yüzde 30 düştü.

“İklim değişikliğinin sonuçları ağırlaşıyor”

İklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektörlerin başında tarımın geldiğini belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Linkedln’de kaleme aldığı yazısında “Tarım sektörü iklim değişikliğinin etkilerini su kaynaklarının azalması, kuraklıklar, aşırı yağışlar, kasırgalar vs. gibi çeşitli şekillerde yaşıyor. Bu sorunlar gelişmiş ülkelerde de gelişmekte olan ülkelerde de yaşanıyor. Elbette, kaynakları yetersiz olan az gelişmiş ülkeler üzerindeki sonuçları daha ağır oluyor. Bu süreçte tarım sigortalarının önemi artıyor. Gelişmiş ülkelerde iklim değişikliğinin sonuçlarından çiftçilerin uğradığı zararı gidermenin bir aracı olarak tarım sigortası öne çıkıyor. Bu pazar hızla büyüyor” vurgusu yapıyor.

“Kuraklık poliçeleri yükselişe geçti”

TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Serpil Günal, kuraklık sigortasına talebin yüzde 300 arttığını belirtiyor. Günal, “Geçen sene Güneydoğu Anadolu’da ve İç Anadolu’da ciddi düzeyde kuraklık yaşandığından, bu yıl kuraklık poliçelerinde artışlar yaşandı. Köy bazlı kuraklık verim sigortası kapsamında, geçen sene 60 milyon TL prim üretilirken, bu yıl aynı dönemde 243 milyon TL prim üretildi” açıklamasını yapıyor.

İklim değişikliğinin etkilerini hissediyoruz

Köy bazlı kuraklık verim sigortasında kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluk ürünlerinin güvence altına alındığını kaydeden Günal, kuraklık, don, sıcak rüzgâr ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi dışındaki risklerin neden olduğu verim kaybı teminat kapsamında bulunduğunu söylüyor. Günal, “İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini her yıl daha fazla hissediyoruz ve bu doğrultuda tarım sigortalarında yeni uygulamaları hızlıca devreye almaya gayret ediyoruz” diyor.

Afrika sıcaklarına maruz kalacağız

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş, bu yılın yağış açısından verimli geçmesine aldanılmaması gerektiğini belirterek, “Uzun ve kurak bir yaz bizi bekliyor olabilir. Şunu asla unutmamak lazım; iklim değişikliğinin etkisiyle Akdeniz iklim kuşağı içerisinde yaz mevsimlerinin uzunluğu giderek artacaktır. Bu konuda yapılan araştırmalar güneyin sıcak ikliminin her 10 yılda bir 40 kilometre kuzeye ilerlediğini göstermektedir yani gelecek yıllarda Afrika sıcaklarına maruz kalacağız” diyor.

Türkiye’yi bekleyen en önemli problem susuzluk

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz,  iklim sorununun dünyanın gündeminde ilk sırada olmasını gerektiğini belirterek, tahmin edilemeyecek felaketlerin kapıda olduğunun da altını çizdi. “Biz iklim krizini birincil problem olarak algılamıyoruz. İklim değişikliği de bunu hiç hoş karşılamıyor. Yani bu demektir ki; başımıza gelen felaketler gittikçe artmaya başlayacak” diyen Kurnaz, şöyle devam etti: “Şu anda 1.2-1.3 derece olarak kaydedilen ısınma, 2.4-2.7 dereceye ulaştığında günümüzde yaşamakta olduğumuz felaketler şiddetlenecek, sıklaşacak ve yaygınlaşacak. Çok büyük bir çekirge sürüsü saldırısıyla karşılaşabiliriz… Hiç bilmediğimiz bir sivrisinek türü gelip bilmediğimiz bir hastalık yayabilir, bir tarım zararlısı gelebilir; bunların hiçbirini bilmiyoruz. Ve bunlar karşımıza daha da sık çıkmaya başlayacak. İyimser senaryoları bırakıp en kötüsüne hazırlanmalıyız.”

Türkiye’yi bekleyen muhtemel senaryoyu da anlatan Prof. Dr. Kurnaz, “Türkiye’yi bekleyen en önemli problem susuzluktur. Bu nedenle de bizim tarıma çok çok önem vererek özellikle tarımsal sulamayı hemen kontrol altına almamız gerekiyor. Genel kanının aksine, Türkiye su zengini bir ülke değil, hatta su stresi çeken bir ülke. Artan nüfusu ve azalan kaynakları ile 2040 yılı itibarıyla su fakiri bir ülke olacağı tahmin ediliyor” açıklamasını yapıyor.

Tarım sigortaları zorunluluk haline gelecek

Küresel ısınma nedeniyle artan doğal afet olayları dünyada çok büyük hasarlara neden olurken, en fazla hasarın tarım ve hayvancılık sektöründe meydana geldiğini açıklayan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, “Açıklanan raporlara göre 2021 yılında doğal afetlerin sebep olduğu 280 milyar dolar değerindeki hasarın 120 milyar doları sigortalı. Artan sıcaklıklar her geçen yıl daha yüksek rakamlardaki hasarların telaffuz edileceğini gösteriyor. Özellikle tarım ve hayvancılık alanlarında tarım sigortaları zorunluluk haline geliyor” dedi. Murat Çiftçi, küresel sigorta şirketlerinin iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında sorumluluk sahibi olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Sigorta, iklim kriziyle mücadelede en yetkin sektörlerin başında yer alıyor. Bu sebeple sektör temsilcileri bu alanda ciddi çalışmalar gerçekleştiriyor. Doğal afet risklerinin kapsamlı analizi, bir sonraki büyük orman yangınlarının öngörülmesi ve olası hasarların etkisinin önüne geçilmesi konusunda önemli yol haritaları belirleniyor.”

Kuraklı Verim Sigortası’nda ilçe bazlıdan köy bazlıya geçildi

Kuraklığın tarımdaki yıkıcı etkilerinden korunmanın en önemli yolu sigorta… TARSİM, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası ile birçok tarım ürününe yönelik yaşanabilecek kuraklık riskine karşı güvence sunuyor.

İlçe bazlı olarak uygulanan Kuraklık Verim Sigortası 2021 yılından itibaren köy bazlı olarak uygulanmaya başlandı. Köyün ortalama verimi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Tarım Sigortaları Havuzu verileri esas alınarak tespit edilen verimi ifade ediyor. Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortasında, köyün eşik verim değeri, köyün ortalama veriminin yüzde 70’i alınarak belirleniyor. Her ürün ve köy için kuru şartlarda verim değerleri ayrı ayrı belirlenip, poliçeler bu doğrultuda düzenleniyor.

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı üreticiler, kuru tarım alanlarında üretimini yaptıkları buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, mercimek ürünleri ve bu ürünlerin sertifikalı tohumlukları ile ek prim karşılığında ve isteğe bağlı olarak sertifikalı tohumlukların sap kısmını,  kuraklık, don, sıcak rüzgar, sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış risklerinden kaynaklı köy genelinde doğrudan meydana gelebilecek verim kayıplarını Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası ile güvence altına alabiliyor.Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası Sigortasında, poliçede yazılı primin yüzde 70’i devlet tarafından karşılanıyor.

Sigortalının beyan yükümlülüğü yok

Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi halinde, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası yaptırmış olan sigortalı üreticinin, hasar ihbarına ilişkin herhangi bir beyan yükümlülüğü bulunmuyor. Eksperler tarafından köye ait referans parsellerde yapılan verim tespitleri sonucunda, köyün gerçekleşen verim ortalamasının, eşik verim değerinin altında olması halinde, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası yaptıran tüm üreticilere poliçe bitiş tarihinden itibaren en geç 30 gün içerisinde hasar ödemesi yapılıyor.

Kuraklık sigortası gönüllük esasına göre yapılıyor

Devlet Destekli Tarım Sigortası Sistemi’ndeki tüm tarım sigortası branşlarında olduğu gibi, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası da gönüllülük esasına dayanıyor ve poliçeler üreticilerin isteği doğrultusunda düzenleniyor. Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası’na ilişkin tüm esaslara poliçelerde detaylı olarak yer veriliyor. Üreticiler, geçtiğimiz aylarda yenilenen yüzü ile uygulamaya alınan TARSİM Mobil aplikasyonu ve arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle geliştirilen TARSİM Sesli Poliçe Uygulaması üzerinden bilgi edinebiliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER