CAN KANTAR / HAYATIMIZ SİGORTALI
Bu yılın başında acente toplantısı için Belek’te bir butik oteldeydim. Otele girişten itibaren inanılmaz bir ilgi ile karşılaştım. Dünyanın çoğu yerinde lüks otellerde de konakladım, fakat böyle bir ilgiye daha önce hiç rastlamamıştım. Yemek sırasında lavaboya gitmek istedim, açık büfenin yanına geldim.
Şef oradaydı, lavaboyu sordum. Şef, görev yerini bıraktı ve tarif etmeyi bırak neredeyse lavaboya kadar götürecekti beni. Biraz da rahatsız oldum. “Çok özür dilerim otelde dozajında da olsa yoğun bir ilgi var. İnsan bunun biraz abartıldığını düşünmeden edemiyor. Bunu talimat aldığınız için mi yapıyorsunuz?” dedim. Şef ise “Bu sene otelimizin stratejisi ve bize sezon başı yöneticilerimizin talimatı, ‘Otelimizde konaklayan misafirlerimizin buradan olumlu bir anı ile ayrılması için elinizden geleni yapın’ şeklindeydi. Biz bunun için uğraş veriyoruz” dedi.
Krizde fabrika, tekne yanar!
Gelelim sektörümüze… Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde sigorta suistimallerinin arttığını ve bunun nasıl yapıldığı konusunda dünyadaki sigorta pazarında genel bir hafıza mevcut. İşte üretim yapamayan, ürettiğini satamayan, bu nedenle fabrikasına da bir alıcı bulamayacağı için fabrikası sigortalıysa yakmayı tercih ediyor. Dünyada durum böyle… Yeni öğrendiğim bir diğer bilgi ise böyle zamanlarda satılamayan lüks yatlarda sigortalıların suistimaline uğrayıp yangın çıkması çok rastlanan bir olaymış… Tüm bunları anlayabiliyorum. Şirketler kurdukları özel birimler ve konusunda uzman eksperler sayesinde suistimal kokan hasarların üzerine gidip haksız olanları ortaya çıkarabiliyor.
Suistimallere dikkat edelim derken…
Fakat geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olay var. Eşimin akrabası bir sağlık sorunu yaşadı. Kendisinin 8 yıllık sağlık sigortası var. Kanada’dan dönerken bavulunu alırken ters bir hareket ile belini incitmiş ve oturamayacak durumda, ağrıdan geceleri uyuyamıyor. Acil hastane, tetkikler derken doktor bulunmuş. Acilen ameliyat olması gerekiyor. Sigortacısına başvuruyor. Sigorta şirketi ameliyat için incelemeye tabii tutmuşlar. Derken, ben bir iki sektör ilgilisine mesaj attım. Gelen cevap, “Ameliyat gününe iki gün var diye onayı beklettik. İyi de sen onayı geciktirdin diye ameliyat günü ertelendi, adam ızdırap çekmeye devam etti. Şirket yöneticisine yazdım, “Sevgili Can, biliyorsun bu aralar çok ince eleyip sık dokuyor arkadaşlar” dedi. Ben de kendisine ‘Neyi sık dokuyorlar, adam 8 yıldır sizden sigortalı, bir kez dahi sigortasını kullanmamış. 8 yıl önce bir bel rahatsızlığı yaşamış ve 8 yıl sigorta yaptırıp bugünü beklemiş olamaz.” Neyse…
Vur derken öldürmeyelim!..
Bu ekonomik kriz ortamlarında sigorta şirketlerinin ve acentelerin öncelikle mevcudu koruması gerekir diye düşünüyorum. Her gün onlarca şirket batıyor ve kapanıyor. Birçok kişi işsiz kalacak belki. Bu kişilerin sigortalarını devam ettirmesi için öncelikle sisteme olan güveninin devam ediyor olması gerekir. Ama biz böyle döviz arttı yedek parça fiyatları arttı diye o hasarı reddet, bu parçayı değiştirme yoluna gidersek sonumuz felaket. Auto King Genel Müdürü Ertuğrul Bul, “değiştirmeyelim, onaralım” diyor. Ülke ekonomisi için çok önemli. Bunu yanlış yorumlamamak gerekir. Çünkü biz vur derken öldürürüz de, aman… Geçmişte kırılan direksiyon miline kaynak yapıp (asla kaynak yapılamaz bir maddeymiş) trafiğe yolladığımız bir araçta 4 kişinin öldüğü iddiası dolaşır sektörde.
Sigortalılar artık ‘iki gözümüz’
Geçtiğimiz yıl ailem ile birlikte Güneydoğu illerimize yarı iş yarı turistik bir ziyarette bulunmuştuk. Acente dostlarımız bizi büyük bir misafirperverlikle ağırlamışlardı. Urfa’da yeni tanıştığım bir acente dostum bana döndü dedi ki; “Can Bey sen şimdi Urfa’dasın, bizim misafirimizsin. Yani şimdi sen benim şimdi ‘iki gözümsün.’ Şimdi ben de diyorum ki… Bu sigortalılar bu zor günlerinde sigortalarını yaptırmaya devam ediyorlarsa şirketlerin, acentelerin ”iki gözüdür.” Mevcudu korumak ilk hedefimiz ise sigortalılarımızı bu dönemde pamuklara sarmalıyız. Güven sarsıcı en ufak bir şey yapmamalıyız. Sigorta sektörünün en büyük eksiği olan güven konusunda ileri adımlar atacağımız dönemdir bu dönem. Bu dönemde her önüne gelene sorup soruşturmadan hemen hasarını ödeyelim demiyorum. Ama şikâyetler en azından sosyal medyaya düştüğünde hemen müdahale edilip, özelden kişinin sorununun çözümüne çalışılmalıdır.
Dijitalizasyonda sektörden her zaman bir adım önde giden SigortaMedya, Dergilik platformuyla Hayatımız Sigortalı ve Şemsiye dergilerine bir “tık” ile erişim sağlıyor. Basılı olarak ya da dijitalden takip edilen Hayatımız Sigortalı ve Şemsiye dergileri SigortaMedya Dergilik’ten ücretsiz okunuyor.
Sektörle ilgili son gelişmeleri bulabileceğiniz dergilerimizi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom e-dergi’den de ücretsiz okuyabilirsiniz