28 Nisan 2024, Pazar
spot_img

Sigorta sektörünü sorunlarla birlikte yeni fırsatlar da bekliyor

“Afet Risklerine  Karşı Finansal Korumanın Geliştirilmesi, Afet Risk Sigortası Programları’nın Rolü, Kamu-Özel İşbirlikleri” başlıklı panelde sigortacılık endüstrisini gelecek dönemde tehdit edecek risklere ve fırsatlara dikkat çekildi.

Zirvenin birinci gününde “Afet Risklerine  Karşı Finansal Korumanın Geliştirilmesi: Afet Risk Sigortası Programları’nın Rolü: Kamu-Özel İşbirlikleri” başlıklı bir panel daha gerçekleştirildi. Dünya Bankası Eski Sigorta Baş Uzmanı Serap Oğuz Gönülal ile Fransız Sigorta Federasyonu Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Christian Pierotti’nin katıldığı panelin ana tema konuşmacısı

OECD Türkiye Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Prof. Dr. Kerem Alkin’di…

Panel öncesinde konuşan Alkin, sigortacılık endüstrisini gelecek dönemde tehdit edecek risklere ve fırsatlara dikkat çekti. Konuşmasında öncelikle dünyayı ve sektörü tehdit eden risklere değinen Alkin, bunları şöyle sıraladı: “4 önemli tehdidimiz var. Bunlardan biri jeopolitik riskler ve tehditler. Şu anda Rusya-Ukrayna savaşı ile yoğun biçimde yaşıyoruz. Bunun da önemli sonuçları söz konusu. Savaşın sigortacılık endüstrisinde 35-50 milyar dolar arasında bir risk karşılanmasına sebep olduğunu görüyoruz. Süper dijitalleşme yanında sigortacılık endüstrisinde siber tehditler ve riskler zor bir alan oluşturuyor. 2022 sonu itibariyle bu riskler nedeniyle 7 trilyon dolarlık bir zarardan söz ediliyor. 2025’te bunun 10,5 trilyon dolara çıkmasından endişe ediliyor. Önümüzdeki dönemde sigortacılık endüstrisinin bu riskleri nasıl bertaraf edeceğinin ortaya konulması gerekiyor. Üçüncü bir konu iklim değişikliğiyle ortaya çıkan riskler. 1830’lardan bu yana kaydedilen sıcaklıklara bakıldığında 2023 yılında rekor düzeyde sıcaklıklara ulaşıldığı görüldü. Çok ağır doğa olaylarının yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Bunlardan kaynaklanan 165 milyar dolar civarında bir zarar oluştuğu kaydediliyor. Önümüzdeki dönemde hem küresel gıda açığı riskini ve enerji açığı riskini ve bunların sigortacılık endüstrisine etkileri itibariyle takip etmemiz gerekecek.”

Kafa yormamız gerekiyor

Önümüzdeki dönemde sektörü 4 sorunun beklediğine de vurgu yapan Alkin, şöyle devam etti: “Bunlardan biri iki siyah kuğu; biri covid-19, diğeri Rusya-Ukrayna Savaşı. Bunların dünya ekonomisine etkilerini stratejik otonomi diye bir kavramla nasıl yöneteceğiz? Stratejik otonomi kavramı ülkelerin kendi sigortacılık endüstrisinin kapsayıcılığı konusunda çok büyük görevler üstlenecek. Diğer bir konu küresel tedarik zinciri sisteminin yeniden yapılanması olacak. ABD ile Çin arasındaki teknoloji, sermaye ve ticaret rekabeti nereye evrileceğini de dikkatle takip etmemiz gerekecek. Türkiye’yi önümüzdeki dönemde küresel lojistik ve ulaştırma ağlarının hub’ı olarak çok yeni bir dönem bekliyor. Asya ile Afrika arasındaki ticari koridorların sigortalanması gerekiyor. Bu noktada Türk sigortacılık endüstrisi olarak nasıl görev alabiliriz, nasıl sorumluluk alabiliriz, hangi ülkelerle nasıl iş birliği yaparız gibi konularda kafa yormamız gerekiyor” diye konuştu.

Varlıkları gerçek değerin altında sigortalatmak ürkütücü bir açık yaratıyor

Konuşmasında Swiss RE ile yaptıkları bir çalışmaya da dikkat çeken Alkin, “Çalışmaya göre, genel olarak bireyler ve orta düzey şirketler, daha çok KOBİ’ler kendi ekonomik değerlerini sigortalatırken primi düşük tutabilmek için gerçek değerin altında sigortalatma eğilimindiler. Bu da ürkütücü bir açığa neden oluyor. Sigortacılık endüstrisinin dünyadaki tüm vatandaşların ve tüm ekonomik değerlerin sigortalanması için ortaya koyulan bir mücadele var. Bunun başarılması halinde, bu açığın ortadan kalkması sigortacılık endüstrisinin küresel anlamda hacmi artarken riskler gerçekleştiği ölçüde de gerçek değerlerle risklerin karşılanması ve ekonomik değerlerin korunması ile ilgili bir süreç olacak. Bu nedenle bu mücadele çok değerli” dedi.

Sektörde uzay madenciliği rekabeti başlayacak

Yakın dönemde dünya sigortacılık endüstrisinin en önemli ilgi alanlarından birisinin uzay rekabeti olacağına dikkat çeken Alkin, “Bu süreç hangi fırsatları beraberinde getirecek bunu anlamaya çalışacağız. Ay’daki kurulacak ve ardından marsta kurulacak ilk koloni sonrasında meteorlara yönelik olarak bir uzay madenciliği rekabeti olacak. Bu kadar ciddi manada yeni nesil uzay gemi ve yakıtlarının olduğu bir ortamda sigortacılık endüstrisi için de yeni imlanlar ve yeni risk analizleri de gündeme gelecek. Genel olarak baktığımızda yeryüzü sigortacılık açısından ne kadar fırsat barındırıyorsa küresel barışın tesisi ve sürdürülebillir kılınması için başarısız olunması halinde sigortacılık açısından bazı olası risklerin olduğu bir dünyanın içerisinden geçtiğimizi de göz ardı etmemek lazım” diye konuştu.

Sıkılaştırılmış para politikası sektörün maliyetlerine yansıyor

Son iki yıldır dünyada yaşanan gelişmelere bağlı olarak, yüksek enflasyona bağlı olarak dünyanın önde gelen merkez bankaları tarafından izlenen sıkılaştırılmış para politikasının sigorta endüstrisinin maiyetlerine de yansıdığına dikkat çeken Alkin, “Böyle dönemlerde gerek ülkemiz gerekse gelişmekte olan ekonomilerde en korktuğum, en üzerinde durduğum konu insanların geçim derdi kaygısıyla sigorta yaptırmayı bırakması. O nedenle sigortacılık endüstrisinin dünyada parasal süreçlerin zorlaştığı, bu tür sıkışmaların yaşandığı dönemlerde tüm dünya vatandaşlarının sigortalanmaktan vazgeçmemeleri konusunda aralıksız bilgilendirmeleri ve o farkındalığı oluşturmaya devam etmeleri gerekiyor. Birçok OECD ülkesinde hala sigortalanan değerler çok düşük. Japonya’da bile sigortalanma eğilimi çok yüksek değil. Küresel değerlerle ilgili çok güçlü algının olduğu ülkelerde bile alınacak çok yol var” diye konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER