SEKTÖR KULAĞI / HAYATIMIZ SİGORTALI
Bir görevdeysen, önemli bir koltuk işgal ediyorsan herkes etrafında pervanedir. “Sayın Başkanım, aşağı başkanım yukarı başkanım. Siz bilirsiniz, siz nasıl uygun görürseniz. Sayın başkanım benim şöyle küçük bir işim vardı” gibi lafları hep duyarsınız. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de böyle. Fakat ne siyasetçiler ne de kurum ve derneklerin başkanları makamlarında iken gördükleri ilgiyi ne yazık ki o makamdan ayrıldıktan sonra göremiyor. Şayet o koltuklarda oturduğunuzda, o makamları işgal ettiğiniz dönemlerde kalıcı hizmetler vermişseniz, bir imza atmışsanız her zaman hatırlanacak yad edileceksinizdir. Ve o makamlarda otururken etrafınız ile iletişimde samimiyeti ön planda tutmuşsanız, dostluklarınız bir ömür boyu sizinle birlikte olacaktır. Buna emin olabilirsiniz. Ama o dönemde kalıcı işler yapmadıysanız, hep menfaate dayalı dostluklar edinmişseniz, o koltuklar altınızdan gittiği zaman yalnız kalmaya mahkumsunuz. Ayrıca bir de o koltuklarda iken ona küfür, buna küfür, ona yalancı, şuna iftira atmışsanız sonrasında etrafınız bomboş kalır.
SAİK eski Başkanı Hüseyin Kasap da yıllarca TÜSAF Başkanlığı, SAİK Başkanlığı yapıp, 17 bin acentenin hatta koca bir sektörün geleceğini etkileyecek bir durumdayken etrafı hep doluydu. Sayın eski Başkan ne yazık ki artık yalnız. Bir acente toplantısında tüm acenteler bir arada, sektör ve Türkiye’nin ekonomik sorunlarını toplanıp tartışırken, Sayın eski Başkan ne yazık ki yalnızdı. Acaba neden diye sormadan geçemiyor insan?
