22 Aralık 2024, Pazar
spot_img

Sigortalıyı yarı yolda bırakmayan sektöre, güven pekişti

Sigorta demenin, ‘güven’ demek olduğunu vurgulayan Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkanı Selcen Gür, “Sigorta şirketlerinin, sigortalılara ‘Sizleri yarı yolda bırakmayacağız’ mesajı çok kıymetliydi. Şirketler, sigortalıları mağdur etmedi; sektöre güven pekişti” diyor.

HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER

SBD Başkanı ve Doğan Sigorta CEOsu Selcen Gür

Hazırladığımız pek çok habere artık, Koronavirüs, Covid-19 gibi sözcüklerle başlamak adetten oldu. Bunun böyle olması da doğal. Çünkü, çoğumuz pek çok kişinin hayatına mal olan böyle bir salgını ilk defa yaşıyoruz. Son günlerde yeni vaka sayıları ile ilgili olumlu gelişmeler olsa da salgın bir süre daha gündemimizi meşgul edecek. Covid-19’la ilgili son 3 ayda yaşanan gelişmelere bir de bardağın dolu tarafından baktığımızda, yaşananların hem bireylerde sigorta bilincinin artmasına katkıda bulunduğunu ve sigorta ürünlerine ilginin arttığını hem de sigorta sektörünün, sigortalılara karşı üzerine düşeni layıkıyla yaptığını söyleyebiliriz. Sigortalılar, sigorta şirketi müşterileri derken, aklımıza da ‘brokerler’ geliyor. Brokerler, bilindiği gibi sigortalı adına hareket eden, sigorta danışmanları. Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin bu ayki kapak konuğu da Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği’nin (SBD) Başkanı ve Doğan Sigorta CEOsu Selcen Gür. Sigorta sektörü, brokerlik ve SBD ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Gür, “Acaba, son aylarda yaşananları tüketiciler açısından nasıl değerlendiriyor?” sorumuza yanıt olarak, öncelikle “Sigorta demek, güven demek” diyen Gür, yaşanılan süreçte şirketlerin, sigortalıları mağdur etmediğini ve sektöre güvenin pekiştiğini söylüyor.

Şirketler çok özel bir karara imza attı

Türkiye’de ilk Covid-19 vakası çıktığından itibaren brokerlere en çok “Covid-19, özel sağlık sigortası kapsamına giriyor mu?” sorusunun yöneltildiğini belirten Gür, “Salgın hastalıklar teminata dahil olmadığı için bizler de ilk günlerde müşterilerimize bu yönde bilgi verdik. Ancak, çok geçmeden sigorta şirketlerinin ortak bir karar alıp, Covid-19’un teşhis ve tedavisini kapsama aldıklarını duyurması bizleri çok sevindirdi. Sigorta şirketleri sigortalılarını mağdur etmemek için çok özel bir karara imza attı ki bu da sektöre olan güveni pekiştirdi. Bence en önemli fayda da bu oldu. ‘Sizleri yarı yolda bırakmayacağız’ mesajı çok kıymetliydi. Bu gelişmeyi takiben poliçe vadelerinin uzatılması, sağlanan özel indirim ve kolaylıklarla sigortalılara, sektör olarak onların yanında olduğumuzu gösterme fırsatı bulduk” diyor.

Sadece trafik sigortası konuşarak sektörü büyütemeyiz

“Covid-19’dan etkilenen sektör ne zaman toparlanacak?” Son günlerde sektörü yakından izleyenler arasında da sıkça sorulan bu soruyu Gür’e sorduk. Salgında, 2’nci ve 3’üncü dalga ihtimallerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Gür, “Bu nedenle, yılın 2. yarısı hakkında net bir öngörümüz yok. Yılın ilk yarısına kıyasla belli oranda toparlanma olacağından söz edilebilir ancak, ikinci dalga olsun olmasın, biz sektör olarak sadece trafik sigortası konuşarak ilerleme sağlayamayız. Pazarı derinleştirecek ürünlere yoğunlaşmamız gerekiyor. Banka dışı finansal kesimi büyütmek için sigorta sektörü kritik önemde’’ diye konuşuyor.

Türkiye’de brokerlik halen yeterince bilinmiyor

Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkanı Selcen Gür’le Türkiye’de brokerliği de konuştuk. Ülkemizde halen brokerliğin yeterince bilinmediğini belirten Gür, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Brokerin esasen sigortalının danışmanı olduğunu, sigortalıyı temsil ettiğini anlatmaya devam etmemiz gerekiyor. Çok çeşitli risklerin ve sigorta ürünlerinin olduğu bir dünyada müşterinin tüm risklerini analiz etmek, ona doğru poliçeleri uygun fiyatlarla sunmak ve hasar yaşadığında tüm süreci takip etmek daha çok önem kazanıyor. Özellikle KOBİ ve daha büyük ölçekteki firmalar brokerlerle çalışmayı bir kez tecrübe ettikten sonra risklerini daha geniş bir pencereden görmeye başlıyor ve aldıkları hizmetten memnun kalıyorlar. Payımızı artırmak için öncelikle pastayı büyütmeye odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.”

Eğitim, alacak, hayat ve siber sigortalara ilgi arttı

Gür, Covid-19’un, tüm sektörleri olduğu gibi sigorta sektörünü de etkilediğini ve ilk etapta etkilenen branşların da seyahat sağlık sigortası ve nakliyat sigortaları olduğunu söylüyor. Buna karşılık, özel ve tamamlayıcı sağlık sigortalarının ön plana çıktığını belirten Selcen Gür, bununla birlikte eğitim giderleri sigortası, devlet destekli alacak sigortası, hayat sigortası ve siber saldırı sigortası gibi ürünlerin de sigortalılar tarafından brokerlere daha çok sorulmaya başlandığını ve bu ürünlerle ilgilenenlerin sayısının arttığını vurguluyor. Tüm sigorta sektörü gibi brokerlerin de Covid19’un getirdiği yeni çalışma düzenine hızla adapte olduğunu ve bocalama yaşamadan hizmet vermeye devam ettiğinin altını çizen Gür, “Brokerler hasar süreçlerini yönetmeye devam etti ve müşterilerinin mağdur olmaması için 7/24 müşteri, eksper, sigorta şirketi iletişimini üstlendi” diyor.

Birleşik kamu şirketi pazarı derinleştirecek

Sigorta sektöründe önümüzdeki günlerde birleşik kamu şirketi faaliyet göstermeye başlayacak. Yeni kurulan şirketin sektörde dağıtım kanalları arasında da rekabeti artırması bekleniyor.“Kamudaki sigorta şirketlerinin birleşmesi, sektörü ve brokerleri nasıl etkileyecek?” sorumuza ise Gür, şu yanıtı veriyor: “Türkiye Varlık Fonu, sigortayı stratejik sektör olarak belirledi. Burada amaç, banka dışı finansal kesimi büyütmek, ülke tasarrufunu artırmak ve ölçek ekonomisi yaratmak. Bu stratejinin ilk hamlesi de kamudaki sigorta şirketlerinin birleşmesiydi. Burada da konsolidasyona ihtiyaç vardı. Öte yandan bu birleşme, sigorta havuzunu büyütmeye yönelik bir adım ve kefalet sigortası, devlet destekli alacak sigortası ve bina tamamlama sigortası gibi ürünlerin gelişmesi için de imkan yaratacak ki bu da pazarı derinleştirme konusunda biz brokerlerin faydasına olacak.”

Trafikte serbest tarife tüketicinin yararına olur

Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkanı Selcen Gür’e, sektörde son günlerde tartışma konusu olan trafikte tek fiyat ve Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün, trafik sigortasında ‘prim-öz sermaye katsayısı’ uygulamasını getiren yeni yönetmelikle ilgili düşüncelerini de sorduk. Serbest fiyat uygulamasının, özellikle tüketicilerin menfaatine olduğunu belirten Gür, “Bizler de müşterilerimizi temsil ettiğimize göre, merkezimize tüketiciyi koyuyoruz. Serbest rekabet, farklılaşan ürün ve fiyatlar nedeniyle tüketiciyi araştırma ve incelemeye sevk ediyor ki, bu da sigortayı öğrenme, poliçenin içeriğini anlama, doğru poliçeyi bulma ve sigorta bilincinin artması konularında sağlıklı bir ortam oluşmasını sağlıyor. Ülkemiz sigorta pazarında sayı ve ciro olarak en yüksek payı olan trafik branşının, serbest rekabet koşullarında ve sıkı denetim içerisinde yürütülmesi hem tüketici hem de sektörün geneli için doğru olandır.”

Bankaların kurumsal sigortacılığa soyunması brokerlere zarar veriyor

Banka şubelerinin, kurumsal sigortacılığa soyunmasının sigorta sektörü ve brokerlere zarar verdiğini vurgulayan Gür, şu görüşleri paylaşıyor: “Esas işi sigortacılık olmayan, bu konuda eğitimli ve deneyimli olmayan banka şubelerinin kredi enstrümanını kullanarak sigortacılık yapması hem müşterilerine hem de sigorta sektörüne zarar veriyor ki bu da esas işi sigortacılık olan brokerlerin payını düşüren bir etmen. Müşteri, ilk etapta uygun fiyatlı poliçe satın aldığını düşünüyor; ama hasar yaşadığında banka şubesinin yaptığı poliçenin hasarını karşılamadığını ya da eksik sigortaya maruz kaldığını üzülerek görüyor. Hasar sürecinde yalnız kalıyor veya hasarını, sigorta şirketinin call centerini arayarak kendi başına takip etmeye çalışıyor. En kötüsü de tüm bu tatsız deneyimlerin, sigorta sektörüne olan güveni zedelemesi bana göre. Madem bankacılık dışı finans sektörünü büyütmek istiyoruz o halde, bankacıların sigortacılık yapması ne kadar doğru?”

Dernek olarak ‘taş üstüne taş koymamız’ önemli

Gür, 3 ayı aşkın bir süredir SBD Başkanlığı görevini yürütüyor. Dernek, son derece aktif, üyelerinin eğitimlerine de büyük önem veren bir kuruluş. Gür’den biraz da önümüzdeki dönemde derneğin faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi vermesini istedim. Soruma yanıt olarak, “Her ne iş yapıyorsak yapalım; taş üstüne taş koymanın önemli olduğunu düşünüyorum” diyen Gür, ‘yeni bir dönem’ deyip her şeyi sil baştan yapmayacaklarının altını çiziyor. Önceki dönemlerde yapılan güzel işleri de devam ettirip, başlanmış olan projeleri sürdüreceklerini belirten Gür, şunları söylüyor: “Komitelerimiz çok değerli ve tecrübeli kişilerden oluşuyor ve aktif çalışıyor. Mesafeli ve Dijital Satış, Reasürans, Sağlık, Mevzuat, Eğitim, İletişim Komiteleri hem kendi aralarında, hem de birbirleriyle sürekli iletişim halinde. Sektördeki gelişmeleri takip ediyor; uyum konusunda çalışmalar yapıyor; bazı eksiklikler ve sorunlar hakkında görüş ve önerilerini paylaşıyorlar. Covid-19 süresince komitelerimiz çalışmalarını hız kesmeden sürdürdü ve yeni çalışma düzenine hızla adapte oldu.”

Gür’den aldığımız bilgilere göre, 2020 yılında üyelere branş uzmanları tarafından verilmeye başlayan eğitimler de devam edecek. Youtube kanalı ve sosyal medya üzerinden iletişim faaliyetleri geliştirilecek ve bu yıl başlanan ve çok faydası görülen sektörün diğer paydaşları olan sigorta şirketleri, acenteler ve eksperlerle bilgi alışverişi ve öneriler içeren toplantılar sürdürülecek.


Yeşilköy-Mado’yu işletti sosyoloji master’ı yaptı

Selcen Gür, İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi’nde İşletme okudu. Üniversitenin son yıllarında Yeşilköy’de açtıkları Mado’yu işletti. Ardından, İngiltere’de sosyoloji üzerine master yaptı; ‘Türkiye’nin Batı Avrupa’daki İmajı ve Ötekileştirilmesi’ hakkında bir tez yazdı. Türkiye’ye döndüğünde Turizm Bakanlığı’nda ‘Türkiye’nin Yurt Dışı Tanıtım Projeleri’nde görev aldı, yaklaşık 3 yıl kadar bakan danışmanı olarak Türkiye tanıtım projelerinde çalıştı. 2003 yılında babasının çağrısıyla aile işi olan Doğan Sigorta Aracılık Hizmetleri’nde çalışmaya başladı. Babası Ali Doğan’ın 1981 yılında kurduğu 2004’te broker olan şirket, sektörde 40. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Gür, Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği’nin 27 Şubat’ta gerçekleşen olağan genel kurul toplantısında Dernek Başkanı olarak seçildi.


Yazar ve yayınevi patroniçesi

Röportajımızın sonunda sıra geldi, Selcen Hanım’ı yakından tanımaya. Selcen Gür, sigortacı ve broker kimliği dışında rahatlıkla “10 parmağında 10 marifet var” diyebileceğimiz insanlardan biri. Öncelikle, çocukluğundan beri kitaplara ve yazı dünyasına düşkün olduğunu söyleyen Gür, üniversitede okurken Almanca’dan iki kitap çevirisi yapmış ve Cosmopolitan Dergisi’ne yazılar yazmış; ileriki yıllarda da Posta Gazetesi’nde 6 yıl boyunca her hafta gündem hakkında yazılar kaleme almış.

Gür, aynı zamanda bir yayınevi patroniçesi; Tara Kitap’ın sahibi. “2014’te cesaretimi toplayıp uzun zamandır aklımda olan Tara Kitap’ı kurdum. Kadınlar için yola çıkmış, kapağından mizanpajına tüm süreçlerini yine kadınların üstlendiği bir yayınevi Tara Kitap. Yazarlarımızla birlikte pek çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyoruz. Altı Nokta Körler Vakfı’na, KAÇUV’a, Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na kitaplarımız aracılığıyla maddi destek sağladık” diyor Gür.


Bestelerini Mustafa Sandal ve Öykü Gürman seslendirdi

Selcen Gür, müzikle haşır neşir ve besteci yanı da olan bir insan. Bugüne kadar bestelediği bazı şarkıları ünlü sanatçılar da seslendirmiş.

Gür, müzikle ilişkisini de şu sözlerle açıklıyor: “Yıllarca değişik türlerde yazılar yazdıktan sonra bir gün yine bir şeyler karalarken kelimeler ilk kez melodiyle canlandılar zihnimde. Enstrüman çalmadığım için şarkıların nakaratları söz ve müzik olarak kafamda oluşuyordu önce. Sonra bunları kaydetmeye başladım ve çevremdeki müzisyen arkadaşlarımın yardımıyla demo kayıtlarını hazırladık. Farklı solistlerin seslendirdiği bu demo kayıtlardaki bestelerim zaman içinde adreslerini buldu. Her sanatçı arzu ettiği şekilde bestelerimin aranjmanlarını yaptı. Mustafa Sandal, Öykü Gürman, Nihan Akın ve Gökhan Bölükçü’nün seslendirdikleri İstanbul, Yaktım Gitti, Siyah ve diğer şarkılarımı, dijital platformlarda dinleyebilirsiniz.”


Koronavirüs sürecinde kızımın asistanlığını yaptım!

18 ve 16 yaşlarında iki oğlu, 6 yaşında da kızı olduğunu belirten Selcen Hanım, Koronavirüs sürecinde evden çalışmanın zorluklarını da şu sözlerle dile getiriyor: “Oğlanlar, online ders görürken, ben ve eşim bir yandan video konferansla toplantı yapıyor; bir yandan kızı online derse bağlıyor, o günkü deneyi ya da projesi için bir dolu malzemeyi hazır etmeye çalışıyorduk. Hatta kızımdan epeyce azar işittim online dersler için hazırlamam gereken fen deneyi malzemelerini doğru hazırlamadığım için. Karantinada onun asistanı gibi çalışmam gerektiği için zorlandım.”


Karantina döneminde çocuklara Aya Köftesi

Selcen Gür, pek çok kadın gibi yemek yapmayı da seviyor. Aldığımız bilgilere göre, anne tarafı Urfalı, baba tarafı Maraşlı olan Gür, Güney mutfağına çok yatkın. Covid-19 sebebiyle, evde çalışan Gür, karantina döneminde de kolları sıvayıp; mutfağa girmiş. Urfa yöresinde sevilen ve çocukların da bayıldığı ‘Aya Köftesi’ yapmış.

Aynı zamanda, zeytinli kek, mercimek köftesi, brownie gibi eğlenceli, bol kalorili yiyecekler pişirmiş. Yemek yapmayı sevmekle birlikte Gür’ün bir itirafı var: “Bizde çıta yüksek; anneannem ve annem olağanüstü güzel yemek yaptıkları için onlarınkinin yanında benim yaptıklarım daha mütevazı yemekler olarak kalır.


RÖPORTAJIN TAMAMI HAYATIMIZ SİGORTALI HAZİRAN SAYISINDA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER