23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Sektör teknik kârı gerçekleri ne kadar yansıtıyor?

SigortaMedya Odak Noktası Yazarı Özer Şimşek 2021 yılının bilanço ve teknik sonuçlarını değerlendirdi. “Hayat dışı şirketler 2021 yılı konsolide bilanço karı 6,485 milyar TL, keknik karı 7,072  Milyar TL, özkaynak getiri oranı %23 şeklinde gerçekleşti” diyen Şimşek, gözden kaçan noktalar olduğunu vurguluyor. Şimşek’in kaleme aldığı yazıda sektör teknik karının gerçekleri ne kadar yansıttığına ilişkin önemli değerlendirmeler var.

SİGORTAMEDYA | GAZETE SİGORTA

2021 yılı bilanço ve teknik sonuçlar açıklandı. Hayat dışı şirketler 2021 yılı konsolide bilanço karı 6,485 milyar TL, Teknik karı 7,072  Milyar TL, özkaynak getiri oranı %23 şeklinde gerçekleşti. Bu tür bir bilanço resmine sermayedar gözüyle baktığınızda, özellikle aşırı kur dalgalanmaları ve yüksek enflasyon ortamında, %23’lük getiri oranı hiç fena değil gibi görünüyor. Oysa, yatırım yaptığınız ülkede son 12 aylık süreçte, %54’e gelmiş bir Tüfe ve %105’i aşmış bir Üfe enflasyonu varsa, biraz detaylara bakmakta fayda var. Başka bir ifadeyle, 28 milyar TL özsermaye büyüklüğüne gelmiş bir endüstride, sermayedar, bu kadar büyük bir parayı riske ederken, Üfe-Tüfe ortalaması yani %80’i aşan gerçek bir enflasyon ortamında eğer bunun neredeyse 1/4 ‘ü kadar bir getiri elde etti ise bunu sorgular.

Burada şirket bazında değil sektörün genelini analiz etmeye çalıştığımız için, bazı gözden kaçan noktaları dikkatlerinize sunmak istiyorum.  Bunlardan ilki, sigortacılık faaliyeti dışında elde edilen 14,728 Milyar TL nin 6,75 Miyar TL sinin kambiyo gelirinden gelirken, sektörün kendi gerçek faaliyet gelirinden, (Pure Technical Result), genel giderleri düştüğümüzde, 7,655 Milyar TL bir zarar tablosu ile karşı karşılaşıyoruz.

İşte bu zarar tablosu, tüm zamanların en kötü teknik sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Hatta, dolar bazında baktığımızda dahi, rezerv yüklemelerinin yoğun yapıldığı 2018 yılındaki, aynı bazdaki 2,5 Milyar TL faaliyet zararını 2018 yılı ortalama dolar kuruna böldüğümüzde 518 mio USD karşılık gelirken, 2021 yılı ortalama kuru ile hesapladığımızda zararın boyutu 765 Mio USD’a çıkıyor.

NEDEN FAALİYET KARI ÖNEMLİ

Eğer siz, ABD’de yada Avrupa’da sigortacılık yapıyorsanız, % 1’in altında olan faiz oranları ile faaliyet karınız dışında bir yerden gelir elde etmeniz, -riskli enstrümanlar yada türev ürünler dışında- son derece güçtür; ki buna da sermayedar 2008 finansal krizinin ardından zaten müsaade etmez. Yani sigortacılık yapacaksınız, teknik kar elde edeceksiniz, komisyon ve genel giderleri ödedikten sonra ortaya çıkan sonuçla bilançonuzu bağlayacaksınız. İşte bu yaklaşım ile Türk Sigorta Endüstrisi 2021 yılı sonunda, 6,75 Milyar TL teknik zarar etmiş.

Bu nedenle, batılı sermayedar birleşik rasyoya bakar. Zira, gerçek sigortacılık birleşik rasyo ile ortaya çıkar. Sektörün birleşik rasyosu 2021 sonunda 119,9 olmuş. Kazanılan her 100 TL primin 20 TL sinin zarar olduğu bir ortamdan söz ediyoruz.

MALİ KAR ÖNEMSİZ Mİ?

Elbette önemli…

Ancak sermayedar, biriktirdiği yada şirketini markette güçlü kılmak için tuttuğu özkaynağın ve rezervin anlamlı bir şekilde değerlendirilmesini ister. Örneğin geçmişte olduğu gibi, ülkedeki manşet enflasyonun oldukça üzerinde, üstelik risk almadan sürdürülebilir kar elde ediyorsan buna itiraz etmez. Hatta kur istikrarının olduğu yıllarda (2002-2012), faiz kazancı ile döviz bazında varlığını arttırdığı için memnuniyet dahi duyar. Ancak bugün durum oldukça farklı.  Yani, ülkedeki enflasyonun çok altında bir mali getiri, mali kar sayılmaz. Üstelik kur oynaklığı aşırı ise, TL varlıkların erimesi anlamına gelir.

Peki, kur farkı geliri anlamsız mı diye sorarsanız, nasıl bir taktik güdüldüğüne bakmak gerekir. Şirketi emanet ettiğiniz yöneticiler, eğer öngörülü davranıp, rezervleriniz dahil tüm nakit varlıklarınız için Eurobond gibi enstrümanlarla döviz pozisyonu aldılar ise, aşırı kur hareketliliğinden yüksek getiri elde etmelerinde hiçbir sakınca yok. Hatta tebrik etmek gerekir. Ancak, birleşik rasyolarındaki negatif sonucu bu getiri ile örttükten sonra, ciddi bir kar açıklayıp bir de üstüne %25 kurumlar vergisi öderseniz burada sermayedarın rezervasyonu olur.

Zararın kaynağına baktığımızda, trafik ve kasko branşlarını yani motor branşının temel etken olduğunu görüyoruz.  Elbette, yedek parça ve işçilik fiyatlarında bu denli bir artışı öngörmek pek mümkün değildi. Ancak, daha önce trafik ve kasko sigortalarına ilişkin  yazdığım yazılarda belirttiğim üzere, tek neden oynak döviz kurları değildi. Trafikte uzun kuyruklu karakterin belirgin riski ve kontrol edemeyeceğiniz bir regülasyon riski göz ardı edilirken, kaskoda pandemi sürecinde frekans düşüşünün kalıcı olacağı varsayıldı.

Çok sayıda küçük ve orta ölçekli şirketin sonuçlarına bakıldığında, tablo gerçekten oldukça sıkıntılı görünüyor. Özellikle sermaye gereksinimini hangi ölçüde karşılayabilecekleri merak konusu. Bu bağlamda SEDDK’nin asgari sermaye miktarını tüm branşlarda faaliyet göstermek isteyen şirketler için 430 Mio TL’sına çıkarması proaktif ve anlamlı bir bariyer gibi görünüyor.

2022 Yılının tüm zamanların en zor yıllarından birisi olacağı açık. Ancak, zararın realize edildiği 2022 yılını “Insurance Cycle” kırılma yılı olarak görüp, buna göre pozisyon almak isteyen şirketler için de bir fırsat yılı mıdır? diye sormaktan kendimi alamıyorum.


GAZETE SİGORTA | 18 MART 2022

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER