Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) olduğu gibi sağlık sigortasında da genç kesimin hedeflenmesi gerektiğini belirten Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan’a göre devletin tamamlayıcı sağlık sigortası alanında teşvikleri de faydalı olabilir.
HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER
Türk sigorta sektöründe son yıllarda en hızlı büyüyen branşların başında ‘sağlık’ geliyor. Bireylerin SGK anlaşmalı hastanelere ödedikleri ‘fark ücretleri’ni karşılayan ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’, (TSS) söz konusu branşın büyümesinde en önemli faktörlerin başında geliyor. Sağlık deyince kuşkusuz, sektörde ilk akla gelen şirket de Allianz. Söz konusu branşa yaptığı yatırımları artıran şirket, sektörde toplam üretimin de yaklaşık yüzde 35’ini gerçekleştiriyor. Bu ay, Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan’a kapak konuğumuz olarak yer verdik. Gürkan’la İstanbul Ataşehir’deki genel müdürlük Allianz Tower’da yaptığımız söyleşide sağlık sigortası, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) beklenen reformlar ve Allianz Türkiye’yi konuştuk. BES’te olduğu gibi sağlık sigortasında da gençlerin hedeflenmesi gerektiğini vurgulayan Gürkan, TSS’nin daha da büyümesi için devlet desteğinin faydalı olacağını söylüyor.
‘TSS ile yeni bir segmente ulaştık’
Sağlıkta gençleri daha fazla sisteme katma konusunda stratejilerinin olduğunu belirten Gürkan, dağıtım kanallarının da bu konuda güçlü olduğunu söylüyor. Şirket olarak büyük önem verdikleri TSS’nin çok büyüyen bir segment olduğunu ifade eden Gürkan, “Tamamlayıcı sağlık, trafik ve kasko sigortasının haricinde geniş kitlelere yayılan çok değerli bir ürün. Sektör olarak da çok yeni ve yepyeni bir segmente ulaştık. Sağlık sigortası genele yayılıyor; gittikçe de daha çok yayılacak” diyor. Üç yıl öncesine göre, acentelerde TSS’ye yönelik müşteri talebinin arttığını belirten Gürkan, devletin bu konuda bir takım desteklerinin çok faydalı olacağını söylüyor.
Gürkan, “Nasıl bir devlet desteği olmalı?” sorumuzu, “Bu konuda teşvikler önemli. Vergi teşviki gibi birçok teşvik konuşulabilir” şeklinde yanıtlıyor. Gürkan, özel hastanelerin en önemli iş ortakları olduğunu ve onlarla çok iyi çalıştıklarını da sözlerine ekliyor. Gürkan’dan aldığımız bilgilere göre, Allianz, sağlık branşında sektörde yüzde 35 düzeyinde bir pazar payına sahip. Bunun önemli bir kısmı da özel sağlık sigortasından (ÖSS) oluşuyor. TSS’ye ilginin artması, sağlık portföyünün büyümesinde etkili olmakla birlikte diğer bazı sigorta şirketlerinin müşterilerinde gözlenen, ÖSS’den TSS’ye kayışlar Allianz’da çok gerçekleşmemiş. Allianz, müşterilerine ÖSS ve TSS’yi birleştiren ‘karma’ ürünler de sunuyor.
“Peki, Allianz sağlık dışındaki diğer branşlarda da nasıl bir strateji izleyecek? Yeni ürün çalışmaları var mı?” Gürkan, bu sorumuza yanıt olarak, portföylerinde sektörde talebi olup da karşılayamadıkları bir ürünün olmadığını ve tüm branşlarda dengeli büyüyeceklerini belirtiyor. Gürkan, piyasaya sundukları sorumluluk sigortaları ile inovatif ürünler olan güneş enerjisi santralları (GES) sigortaları ile geri ödemeli hayat ve eğitim sigortaları vb. önemine dikkat çekiyor.
Allianz 2023’te de liderliği hedefliyor mu?
Allianz Sigorta, Yapı Kredi Sigorta ile birleşmesinin ardından hayat dışı sektörde uzun yıllardır lider durumda. Gürkan’a geçen günlerde bir sigorta şirketi yöneticisinin, “2023’te hedefimiz liderlik” sözlerini hatırlatarak, “Sektörde bazı şirketler liderliği hedefliyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Allianz’ın 2023’te de liderliği sürecek mi?” sorusunu sorduk. Sorumuza yanıt olarak oldukça mütevazi açıklamalarda bulunan Gürkan’a göre, liderlik tamamen o günkü piyasa dinamiklerine ve sektördeki koşullara bağlı. Bununla birlikte Allianz Türkiye için kârlılığın çok önemli olduğunun altını çizen Gürkan, “Allianz Türkiye olarak sektörde büyümeyi sürdüreceğiz. Ancak, kârlı olarak büyümek istiyoruz” diyor.
‘Dijital şirket olacağız’
Gürkan’ın en çok önem verdiği konuların başında da ‘dijitalizasyon’ geliyor. “Allianz Türkiye olarak, gerçek anlamda dijital şirket olmak istiyoruz” diyen Gürkan, müşteri deneyimlerine bakıldığında başka sektörlerde iyi olan ne varsa, sigorta sektörünün de bunu sunması gerektiğini vurguluyor. Hasar sürecinde maksimum şeffaflık ve müşterinin satın alma süreçlerinde yalınlık olmasının çok önemli olduğunu ifade eden Gürkan, “Ürün satın almadan başlayıp, risk gerçekleşirse hasar ödemesinde maksimum şeffaflığı dikkate alarak tüm süreçleri bütün branşlarda hayatımızın içine entegre edeceğiz” diyor. Müşteri memnuniyetini artıracak dijital çözümlerden sağlıkta da çok yararlanacaklarını belirten Gürkan, Allianz müşterilerinin 7/24 aranabilen ‘Dr. Allianz’ uygulamasının müşterilerden olumlu geri dönüşler aldığını söylüyor.
‘Allianz’ın geleceğini Türkiye’de görüyoruz’
Gürkan’a söyleşimiz sırasında “Allianz Grubu, Allianz Türkiye’ye ve Türk sigorta sektörüne nasıl bakıyor?” sorusunu da yönelttik. Gürkan, Allianz Grubu CEO’su Oliver Baete’nin birçok yerde “Allianz’ın geleceğini, Allianz Türkiye’de görüyoruz” dediğini kaydediyor. Gürkan’dan aldığımız bilgilere göre, Grup, Türkiye’deki şirketlerinden çok memnun ve Allianz Türkiye’nin iyi yönetildiğini düşünüyor. Hatta, grup bünyesinde Allianz Türkiye sağlıkta, parmakla gösterilen 3-4 şirket arasında. Grup’tan bahsederken finans muhabirlerinin meşhur sorusunu da Gürkan’a sormadan duramadık; “Allianz, Türkiye’de yeni şirket satın alacak mı?” Sorumuza yanıt olarak Grubun bu konuda net bir planının olmadığını belirten Gürkan, Allianz Türkiye’de organik büyümenin süreceğini, bununla birlikte fırsat çıkarsa bunları değerlendirmeye de açık olduklarını kaydediyor.
BES’te reformlar toplumsal mutabakatla gerçekleşmeli
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) beklenen reformlar için geri sayım başladı. Bu konuda da düşüncelerini öğrendiğimiz Gürkan, Türkiye’de tasarrufların artması açısından çok önemli olan BES’i geliştirecek reformları çok değerli bulduklarını söylüyor, ancak arkasından da ekliyor: Reformlar mutlaka toplumsal mutabakatla gerçekleşmeli. Gürkan, çalışanların kıdem tazminatlarının BES’e entegre edilmesi konusunda da sektör olarak hazır olduklarını ve toplumsal mutabakat sağlanırsa böyle bir sistemi yönetebilecek kapasitede olduklarını kaydediyor.
‘Geleceğin sigorta şirketini inşa ediyoruz’
Gürkan’dan öğrendiğimize göre, geleceğin sigorta şirketini yaratabilmek için de kollar sıvanmış. Buna yönelik, şirketin temel dönüşüm programlarının başında da ‘çeviklik’ geliyor. Çeviklik prensiplerini, organizasyonuna yansıtmak için Allianz Türkiye’de yeni bir yapılanmaya gidilmiş. Bu yapıda, ana faaliyet kollarından çalışan yaklaşık 300 kişi, hiyerarşinin olmadığı bir ortamda çalışıyor. Söz konusu çalışanlar içinde de 50-60 kişilik ekipler oluşturulmuş. Gerekli donanıma ve IT, pazarlama, satış, teknik ve ürün kaynaklarına sahip bu ekipler, pazardaki rekabet dinamikleri ve müşteri ihtiyaçlarına çok hızlı tepki veriyor. Ayrıca, sözgelimi 21-22 yaşındaki bir genç Allianz ailesine katıldığı ve çevik organizasyon yapısının bir parçası olduğunda, kendisine mutlaka sorumlu olacağı bir şey de veriliyor. Söz konusu yapı, geleceğin sigorta şirketini yaratabilmek için Allianz’ın gelişimine katkı yaptığı gibi, geleceğin CEO’larını ve yöneticilerini de yetiştirmeyi hedefliyor.
‘Acenteler en önemli iş ortağımız’
Allianz da hayat dışı sektördeki birçok şirket gibi acente odaklı bir kurum. Yaklaşık 4 bin acenteye sahip şirkette dağıtım kanalları içinde acentelerin payı hayat dışında yüzde 66 düzeyinde. Acentelerin payının yüzde 20 olduğu hayat/emeklilik branşında ise yüzde 80 ile ağırlığı bankalar oluşturuyor. Acentelerin, Allianz Türkiye’nin en önemli iş ortağı olduğunu vurgulayan Gürkan, acentelerden olumlu geri bildirimler aldıklarını ve acentelere yatırım yapmaya devam edeceklerini dile getiriyor.
Allianz Türkiye, toplumsal risk farkındalığını artırmak için 15 Ekim’de İstanbul Beykoz’daki Türk-Alman Üniversitesi Kampüsü içinde ‘Allianz Teknik Deprem ve Yangın Test ve Eğitim Merkezi’nin açılışını yaptı. Bu konuda da görüşlerini aldığımız Gürkan’ın verdiği bilgilere göre, merkezde ilk eğitimler şimdiden verildi. Eğitimler, ABD’de yangın konusunda uzmanlaşmış ve bu konuda sertifikasyon veren National Fire Protection Association (NFPA) tarafından düzenlendi. Yılda 2 defa yapılacak eğitimlerin ilki, 2 gün sürmüş ve olumlu geri dönüşler almış. Eğitim dışında ilk depreme dayanıklılık testi de yapılmış.
Almanya’da ev sahipleri bile sorumluluk sigortası yaptırıyor
Almanya ile Türkiye’yi karşılaştırmasını istediğimiz Gürkan, Almanya’da bireysel sorumluluk poliçelerinin çok yaygın olduğunu dile getiriyor. Bir bireyin misafirliğe gittiğinde, ev sahibinin misafirin başına gelebilecek herhangi bir riske karşı sorumluluk sigortası yaptırdığını dile getiren Gürkan, Almanya’da ayrıca, taksi şoförleri için düzenlenmiş, başlarına bir şey geldiğinde avukat tutma teminatını içeren ‘hukuksal koruma’ sigortalarının da yaygın olduğunu söylüyor. Gürkan, Türkiye’de de sorumluluk ile ilgili bilinç geliştikçe sorumluluk sigortalarına talebin artacağını kaydediyor.
İzmir’deki yatırım operasyonel iş sürekliliği açısından da önemli
Gürkan’la söyleşimiz sırasında Allianz Türkiye’nin İzmir’deki yapılanması üzerine de sohbet ettik. İzmir’e yaptıkları Allianz Kampüs yatırımından çok memnun olduklarını vurgulayan Gürkan, şu görüşleri dile getiriyor: “İzmir’de yeni bir kadro oluşturduk. Bu kadroyu eğitmek için çok ciddi yatırım yaptık. Çok genç, dinamik, işi sahiplenen bir ekip söz konusu. Müşterilerin ve acentelerin memnuniyeti arttı. İzmir’de gelişme alanlarımız var. Bu alanlara odaklanacağız.” Gürkan’dan aldığımız mesaja göre, İzmir’deki yapı Allianz’da operasyonel iş sürekliği açısından da önem taşıyor. Sözgelimi, İstanbul’da beklenen depremin gerçekleşmesi halinde Allianz Kampüs’ün operasyonel yükü kaldırabilmesi hedefleniyor. Diğer bir deyişle İzmir’in, İstanbul’un yedeği olması isteniyor.
Ailede her pazar kahvaltı hazırlıyor
Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan’la söyleşimizin sonunda Gürkan’dan biraz da kendisini anlatmasını istedik. Kendisinden öğrendiğimize göre diğer pek çok sigortacı gibi Gürkan da iyi aile babası. İşten arta kalan zamanını eşi ile 7.5 ve 5.5 yaşlarındaki iki oğluna ayırıyor. Hatta, Allianz Türkiye CEO’su olduktan sonra bile ailesiyle ilişkilerini disipline oturtmuş ve ailesine zaman ayırmayı ihmal etmemiş. Ailesiyle birlikte sık sık seyahat etmeyi de seven Gürkan, en son Almanya’da Münih’e gittiklerini söylüyor. Yemek yemeği da sevdiğini belirten Gürkan, her pazar ailesine kahvaltı hazırladığını ifade ediyor.
Aletli pilatesle sağlığını koruyor
Tolga Gürkan, aynı zamanda spor tutkunu. Geçmişte uzun süre tenis oynayan Gürkan, geçirdiği talihsiz ‘menisküs’ rahatsızlığı dolayısıyla tenise ara vermek zorunda kalmış. Son zamanlarda ‘pilates’ yaptığını dile getiren Gürkan, özellikle aletli pilatesin sağlığına da iyi geldiğini söylüyor. Müzik dinlemeyi çok seven Gürkan’ın en sevdiği tür ise ‘klasik müzik.’ Çocuklarıyla da bu konuda yakından ilgilenen Gürkan, her iki oğlunun da piyano çaldığını söylüyor.
2007’den beri Allianz Türkiye’de
1972 İstanbul doğumlu olan Tolga Gürkan, Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını Penn State Üniversitesi’nde tamamladı. 1995-1997 yılları arasında Ford Otosan’da Uzman, 1999-2007 yılları arasında Booz Allen Hamilton’da Proje Müdürü olarak çalışan Tolga Gürkan, Allianz Türkiye bünyesine 2007 yılında Program Yönetimi Direktörü olarak katıldı. Nisan 2010’dan bu yana Allianz Sigorta ile Allianz Hayat ve Emeklilik’te İcra Kurulu Başkan Vekili ve Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Tolga Gürkan, bu görevlerine ek olarak Ocak 2015’te Allianz Yaşam ve Emeklilik Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı, Ocak 2016’da ise Allianz Yaşam ve Emeklilik Yönetim Kurulu Üyesi rollerini üstlendi. Tolga Gürkan 1 Ocak 2019’dan itibaren Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı olarak, Allianz Sigorta A.Ş., Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. ile Allianz Yaşam ve Emeklilik A.Ş. İcra Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmeye başladı.