Posta Gazetesi’nin bu haftaki ‘Hayatımız Sigortalı’ sayfası, son günlerde sıkça yaşadığımız deprem konusunu işliyor.
Depremin ne zaman, hangi şiddette geleceğini hiçbir zaman bilemiyoruz. 1999’da yaşanan Marmara depreminden bu yana 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ gerekli önlemler alınmıyor ve kayıplar yaşanabiliyor. Depremin yarattığı maddi ve manevi hasarın etkisi çok uzun bir zaman dilimi boyunca sürüyor. Son günlerde Ege Bölgesi’nde, Çanakkale’de İzmir’de, Bodrum’da ve Datça’da yaşanan depremler panik yaratıyor.
Geçtiğimiz hafta Denizli’de yaşanan 6.0 büyüklüğündeki deprem ise ülkemizin deprem gerçeği ile yeniden yüzleşmemizi sağladı. Gerçekleşen bu depremler olası bir “Marmara Depremi’ni tekrar yaşayacak mıyız?” sorusunu da akıllara getiriyor. Uzmanlar, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) yönetimi ve sigorta şirketleri ise vatandaşı önlem almaları, depreme karşı hazırlıklı olmaları konusunda sürekli uyarıyor. Depreme hazırlıklı olmanın iki yolu var: Depreme dayanıklı binalar yapmak ve depremin yıkıcı etkilerine karşı evlerimizi teminat altına alan Zorunlu Deprem Sigortası’na (ZDS) sahip olmak.
Sallanmadan sigorta yaptırmalıyız
Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar da bu hafta Posta’daki, köşesini deprem sigortasına ayırdı. Kantar’ın “Sallanmadan sigorta yaptırmalıyız” başlıklı yazısında şunları söylüyor:
“Deprem nedeniyle ülkemiz büyük acılar yaşadı. Hem de çok yakın geçmişte. Ama yapacak bir şey yok Türkiye’nin yüzde 95’i deprem riski yaşıyor. Her an her yerde büyük bir deprem olabilir. Bunun için bizlerin yapabileceği çok fazla bir şey yok ne yazık ki. Sadece güvenli bir konutta oturabiliriz. Bir de deprem ile ilgili sigortalarımızı eksizsiz yaptırmalıyız. Şimdi sizlerin, “biz öldükten sonra ne yapayım sigortayı” dediğinizi duyar gibiyim. “
“Durum hiç de öyle değil. Allah korusun ama depremde herkes yaşamını yitirecek diye bir şey yok. Deprem sonrasında evinizin yıkıldığını ve hayatta kaldığımızı düşünelim. Bu en büyük sürpriz. Fakat işin zor tarafının sonradan karşımıza çıkacağını biliyoruz. Tamam devletimiz, yardım kuruluşları yanımızda olacak. Ama sonrasında barınma ihtiyacı nedeniyle asıl hayat savaşı başlayacak.”
“Zorunlu Deprem Sigortası DASK halkımız arasında en çok tanınan sigorta ürünü. Fakat yaptırılma oranı hala çok düşük. Tapu, elektrik, su abonelikleri gibi zorunlu hallerde yaptırılan DASK ikinci sene ne yazık ki yenilenmiyor. Hatta işi bitince iptal ettirenleri bile duyuyorum. Asla bunu yapmamak gerekiyor. Herkes DASK’ını yani Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaptırmalı ve her yıl yenilemeli. Primler riskli illere göre değişiklik gösteriyor. Ve Allah Korusun deprem sonrası yıkılan, hasar gören konutunuzu tekrar yaptıracak kadar bir tazminat alacağınızı bilin. Bu tazminat oranı da binanın metrekare maliyeti oranı ile belirleniyor.”