23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Nihat Kırmızı: Değişen sektörde hedefimiz büyük

Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı, tüketicilerin yanı sıra sektörde de jenerasyon değişimi yaşandığını ve sektörün girdiği değişime ayak uyduramayan şirketlerin gelecekte var olamayacağını belirterek, “Değişen sektörde hedefimiz büyük” diyor.

SEVAL ÖZKAP | HAYATIMIZ SİGORTALI

hayatimiz sigortali eylul 2017

Üç yıl önce kurulan Doğa Sigorta, sürdürülebilir karlılık hedefiyle emin adımlarla ilerliyor. 2017 yılı ilk altı aylık verilerine bakıldığında şirketin sektörde 11’inci sırada konumlandığı görülüyor. Şirketin kendini devler ligine hazırladığı su götürmez bir gerçek. Kurulduğu günden bugüne hem çokça eleştirilen hem de yaptıkları işlerle dikkat çeken Doğa Sigorta, yeni gelişmelerle de dinamizmini koruyor. Yeni binasında hizmet vermeye başlayan şirket, kooperatiften anonim şirkete dönüş sürecinde. Doğa Sigorta, aynı zamanda katılım sigortacılığı alanında da iddiasını koruyor.

Dergimizin eylül sayısında da şirketin başarı öyküsünü ve yeni gelişmeleri Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı’nın yanı sıra Genel Müdür Coşkun Gölpınar, Genel Müdür Yardımcıları Adnan Mehmet Sığın ve Ali Ercan Kösoğlu’nun söylemleriyle okuyucularımıza ulaştırmak istedik.

Nihat Kırmızı, sektörde bir değişim yaşandığını, bu dönüşüme ayak uyduranların gelecekte var olacağını belirterek, “Tüm bu gelişmeler ışığında sektörde büyük oyuncu olmaya adayız. Devler ligine hazırlanıyoruz” diyor.

Biz büyüdükçe iş ortaklarımız da kazandı

2013 yılında kurulan şirket, 2014 yılında faaliyete başladı. Kırmızı, ilk günden beri işlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştıklarını belirterek, “Hep hedefimiz doğrultusunda ilerledik. ‘Yaygın bir acente, servis, hizmet ağıyla yol alacağız ve bu şekilde büyüyeceğiz. Biz büyüdükçe iş ortaklarımız da kazanacak’ dedik ve söylemlerimizin arkasındayız. Hala bu hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Hedeflerinin arkasında durduklarını 12 Nisan tavan fiyat uygulaması ile gösterdiklerini ifade eden Kırmızı, “Biz büyüdük, acentelerimiz de büyüdü. Biz kazandık, acentelerimiz de kazandı” diyor. Trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasına geçildiği ilk gün sıkıntı yaşamayan tek acente grubunun Doğa Sigorta acenteleri olduğunu ifade eden Kırmızı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “12 Nisan sabahı hiçbir şey olmamış gibi acentelerimiz işinin başında, poliçelerini kesiyordu. Bu süreçte yasa ve yönetmeliklere tamamen uygun hareket ettik. Bunları yaparken ezbere yapmadık; hesap kitabımızı, aktüeryal çalışmaları da arka planda yürüttük.”

Sektörün 11’inci şirketiyiz

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1
Doğa Sigorta CEO’su Nihat Kırmızı

Faaliyete başladıkları 2014’ü test yılı olarak değerlendirdiklerini dile getiren Kırmızı, 2015’i ilk yılları olarak gördüklerini ve üretimlerini başarı ile tamamladıklarını söylüyor. 2016 yılında artık sektörde yer edindiklerini belirten Kırmızı, “Geçen sene hayat dışı branşı 14’üncü olarak tamamladık. Prim üretimimizi önemli bir noktaya taşıdık. Oto sigortalarında ilk 10 içerisinde yer aldık” diyor. 2017’nin ilk altı ayına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kırmızı, aynı büyümeyi sürdürdüklerini ve 11’inci sıraya yerleştiklerini ifade ediyor.

Sıralamada acelemiz yok

Sıralamada yerin çok önemli olmadığını söyleyen Kırmızı, “Önemli olan sürdürülebilir karlılık” diyor. Sürdürülebilir karlılığın sadece şirketi kapsamadığını ifade eden Kırmızı, çalışanların, acentelerin, servislerin kısacası kendileriyle çalışan herkesin sürdürülebilir karlılığının önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kırmızı, “Sektörün 11’inci şirketi olduk ama amacımız ilk 5’e girmek değil, tamamen sürdürülebilirlik. Acelemiz yok; ekibimizle 10-20 yıl sonrası karşımıza çıkabilecekleri hesaplayarak ilerliyoruz” şeklinde konuşuyor.

“En hızlı hasar ödeyen şirket olmayı sürdürüyoruz”

İnsanlara sıcak, sempatik ve yakın gelen bir markaları olduğunu ve en büyük avantajlarının bu olduğunu kaydeden Kırmızı, “Markamız tüm iş ortaklarımıza güven verdi. Swiss Re, ARC Re, Türkiye’de Milli Re gibi dünyanın en önemli şirketleriyle iş ortaklığı yaptık. Bu doğrultuda sektörün en hızlı hasar ödeyen şirketi olduk ve bunu devam ettirmeye çalışıyoruz” diyor.

Önceliklerinin sigortalılarının mağduriyetini en hızlı şekilde gidermek olduğunu dile getiren Kırmızı, “Yaptığımız incelemeler doğrultusunda ödenecek hasarlar en hızlı şekilde ödeniyor, ödenemeyecek hasarları da makul ölçülerde yasa ve yönetmelikler çerçevesinde nedenleri ile açıklıyoruz” diyor. Ödeme yapılmayan hasarların ödenenler arasında yüzde 5 gibi küçük ve istisnai bir oranı oluşturduğunu açıklayan Kırmızı, örneğin suistimal tespit edildiyse ödeme yapılmadığını sözlerine ekliyor.

Sağlıklı operasyon için yeni binaya taşındı

Doğa Sigorta, temmuz ayı itibarıyla yeni ofisinde hizmet vermeye başladı. Şirket, Maslak’ta yer alan doğa dostu ve bol ödüllü Spine Tower’da hizmet vermeye devam ediyor. Büyüyen bir şirket olarak hizmet vermeleri gereken alanların arttığını ve sağlıklı operasyonun şart olduğunu söyleyen Nihat Kırmızı, bu doğrultuda bina değişikliğine gittiklerini ifade ediyor. Kırmızı, şöyle konuşuyor: “İyi ve akıllı bir binaya geçmenin hem çalışanlarımıza hem de iş ortaklarımıza moral olacağını düşündük. Operasyonu daha sağlıklı yürütebileceğimiz, sadece işimize yoğunlaşabileceğimiz bu binayı tercih ettik. Pozitif enerji ile büyümemizi sürdüreceğiz”.

“Önceliğimiz sigortalılarımız”

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1

Her daim müşterilerinin yanında olduklarına vurgu yapan Kırmızı, bu doğrultuda bir Müşteri Hizmetleri Merkezi (MHM) kurduklarını da söylüyor. Sosyal medya, telefon gibi iletişim kanallarıyla kendilerine ulaşan şikayet ve taleplerin MHM tarafından ilgili birimlere iletilerek hızla çözüldüğünü belirten Kırmızı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Dijital platformu kullanmak çok önemli. Dijital platform denilince akla hemen poliçe satmak geliyor. Bu böyle bir şey değil. Biz her türlü sürecimizi acente üzerinden ilerleyecek şekilde dizayn ediyoruz. Ancak sosyal platformu kullanan en iyi şirket olduğumuz düşünüyorum. Rakiplerimizi de takip ediyorum. Müşterimiz olması önemli değil, Doğa Sigorta’nın isminden, çalışanından bile rahatsız olunduysa, şikayetlere ulaşıp yanlış anlaşılan bir durum varsa ya da hatalı bir uygulama varsa bunu gidermeye çalışıyoruz.”

Oto dışı branşta acentemizin duyarlığıyla büyüyoruz

Doğa Sigorta, acenteler toplantısında acentelerine ‘çapraz satış’ çağrısında bulunmuştu. Kırmızı’ya bu çağrı sonrası dönüşlerin nasıl olduğunu da sorduk. Kırmızı, birçok acentenin çağrıya duyarlı davrandığını, bu konuda önemli bir adım atıldığını ancak daha fazla destek beklediklerini de sözlerine ekliyor. Kırmızı, oto dışında ciddi bir üretim içerisinde olduklarına dikkat çekerek, yılı 1.5 milyar TL’lik bir üretimle kapamayı hedeflediklerini belirtiyor. Portföylerinde oto dışı branşın yüzde 35 gibi bir dilimi oluşturduğunu ifade eden Kırmızı, “Oto dışı branşta, trafiğin büyümesinin yanı sıra oransal olarak baskılansa da rakamsal olarak iyi bir büyüme söz konusu” diyor. Kasko üretimlerinin özellikle acentelere çapraz satış çağrılarıyla arttığını kaydeden Kırmızı, KOBİ ve sağlıkta da portföylerinde artış yaşandığını dile getiriyor.

Acentelerin yapacakları çapraz satışın yalnızca Doğa Sigorta’ya değil, tüm sektöre fayda sağlayacağını böylelikle sigortalılık oranında artış yaşanacağını dile getiren Kırmızı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Acenteler birçok şirketle çalışıyor. Bir müşteri bu sene poliçesini Doğa Sigorta’dan kesebilir ama aynı müşteri seneye belki başka bir şirketle devam etmek isteyebilir. Yeter ki müşterinin sigorta satın alma alışkanlığı olsun, tüm sektöre fayda sağlayacaktır.”

12 Nisan’da ‘sistem çöktü’ desek herkes inanırdı

“Sosyal platform ve teknolojiye yatırım yapıyoruz” diyen Kırmızı, IT altyapılarının çok iyi olduğunu tavan fiyat uygulaması ile kanıtladıklarını söylüyor. 12 Nisan sabahı hazır olan tek şirketin Doğa Sigorta olduğunu ifade eden Kırmızı, “İstediğiniz kadar para harcayıp teknoloji satın alın. Satın aldığınız şeyi kullanamadıktan sonra bunların hepsi çöpe gider. 12 Nisan’da hazır olmamızın en büyük nedeni, tepe yöneticilerden tutun en alt birimdeki çalışma arkadaşlarımızın iyi niyeti ve özverisiydi. Bu hizmeti vermek için varız ve bu hizmeti vermeliydik. ‘Sistem arıza yaptı, kaldıramadık, sistemler çöktü’ deseydik herkes doğal karşılardı çünkü bir anda yükselen bir potansiyel vardı” şeklinde konuşuyor.

Sigorta şirketinin ruhsat aldığı branşlarda ‘poliçe kesmem’ deme lüksünün olmadığının altını çizen Kırmızı, şöyle diyor: “Trafik sigortasında zarar da etsek o poliçeyi kesmek zorundayız. Ancak biz, mali yapısı iyi bir şirketiz, hepsini kaldırabiliriz. Ayrıca tavan fiyat uygulaması neticesinde kar edeceğimizi de düşünüyoruz. Önemli olan satış sonrasında hasarı iyi yönetebilmek.”

Dönüşüme ayak uyduramayanın geleceği tehlikede

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1

Sektörde yaşanan değişim aşikar. Yabancı şirketlerin geriye dönük yükümlülüklerinden dolayı geri durması gibi gelişmeler sektördeki dengeleri değiştirdi. Kırmızı’ya bu gelişmelerin sektör oyuncularının konumlarını değiştirip değiştiremeyeceğini sorduk. Hem sektörde hem kullanıcıda jenerasyonun değiştiğinin altını çizen Kırmızı, yaşanan bu değişime ayak uydurmayan şirketlerin geleceğini tehlikeye attığını da söylüyor. Bu durumda başka şirketlerin ön plana çıkabileceğini ifade eden Kırmızı, “Bu değişimi algılayanlar bu pazarda gelecekte var olacak. Biz Doğa Sigorta olarak bu değişimin içerisindeyiz. Önümüzdeki senelerde, taşların yerinden oynadığı sektörde büyük oyuncu olmaya adayız” diyor.

Kullanıcının da değiştiğini söyleyen Kırmızı, “Müşteri hizmetleri en önemli unsurlardan biri haline geldi. Bilinç ilerledi. Dijital platformlar konuşulmaya başladı. Eskiden trafik sigortası, ‘polis çevirirse aracımı bağlamasınlar’ diye yapılıyordu. Şimdi insanlar maddi, bedeni tazminat ve değer kaybı gibi taleplerde bulunuyor. Müşteriye iyi hizmet veremezseniz sosyal medyada milyonlarca kişi görüyor. Tavsiye ve deneyim ön plana çıkıyor. Ayrıca ekonomik düzeyimiz geliştikçe arabalarımız lüks olmaya, eşyalarımızın maddi değeri artmaya başladı. Böyle olunca sigorta ihtiyacımız da artmaya başladı. Sektör kendini bu gelişmeye adapte edip sigortalılık oranını da kısa sürede yükseltebilir” şeklinde konuştu.

Katılımda vekalet sistemini kullanıyoruz

Doğa Sigorta aynı zamanda katılım sigortacılığı alanında da faaliyet gösteriyor. Hazine’nin konu hakkında bir taslak üzerinde çalıştığını aktaran Kırmızı, dünyada büyüyen bu alanın Türkiye’de de büyümesi gereken ve büyümeye aday bir alan olduğunu hatırlatıyor. Bu alana açık kooperatif sigortacılığı modeline geçtiklerinde başladıklarını ifade eden Kırmızı, katılım sigortacılığında izledikleri yolu şöyle anlatıyor: “Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın başkanlığında Prof. Dr. Necmi Akyüz ve Prof. Dr. İshak Engin Aktepe’den oluşan bir Danışma Kurulumuz var. Katılım sigortacılığı modellerinden vakala (vekalet) sistemini kullanıyoruz. Yani, katılımcılar poliçe yaptırarak Doğa Sigorta’ya vekalet vermiş oluyor. Havuza herkes kendi ölçüsünde katılım sağlıyor. Karşılıklar ayrıldıktan sonra kar varsa katılımcılara kar payı olarak dağıtılıyor ya da bir sonraki poliçe dönemlerinde indirim olarak yansıtılıyor. Havuz zarar ettiğinde ise işletici karşılıksız bir borç koymakla mükellef ve katılımcının hiçbir sorumluluğu yok.”

Katılım sigortacılığının hitap ettiği üç kesim olduğu ifade eden Kırmızı, “Birinci kategoriyi, inanç hassasiyeti nedeniyle zorunlu sigortalara bile uzak duran bireyler oluşturuyor. İkinci kategoride, bazı sigortalarını yaptıran ancak alternatif arayan bireyler yer alıyor. Üçüncüsü ise ‘katılım ya da konvansiyonel sigorta olması fark etmez, önemli olan fiyat’ diyen bireylerden oluşan kesim” şeklinde konuşuyor.

Bu kesimlerinin hepsinin önem taşıdığını belirten Kırmızı, ancak inanç hassasiyeti olan ve alternatif arayan bireylerin büyük ölçüde sektöre kazandırılacağını böylelikle sigortalılık oranının artacağına olan inancını dile getiriyor. Kırmızı, “Katılım sigortacılığının büyüyeceğine inanıyorum ama bugünden yarına olacak bir şey değil. O insanlara ulaşmak, ikna etmek ve şirket sayısının artması her yıl gelişerek ilerleyecektir” diyor.

Yeni gelişmelerle sektördeki varlığımızı artıracağız

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1
Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar

Sahadaki hakimiyet alanlarını giderek genişlettiklerini belirten Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, acenteleriyle dirsek teması halinde olduklarını ve bu süreçte onların katkılarının göz ardı edilemeyeceğini ifade ediyor. “Hasar süreci ödeme yöntemlerinde kullandığımız ileri düzeydeki bilgi teknolojileri, iş süreçlerimizin sekteye uğramadan hızla gerçekleşmesini olanaklı kılıyor” diyen Gölpınar, şirketin büyüme performansı ve getirileriyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Sektörde poliçe üretiminde 11’inci sıraya yükseldik. Motor ve motor dışı branşlardaki üretimimiz dengeli bir seviyeye ulaştı. 100 olan personel sayımızı 200’e yükselttik. Bu sürede Türkiye genelindeki organizasyonumuzda, hem bölge müdürlükleri hem de personel dağılımı açısından ciddi bir aşama kat ettik. İstanbul Genel Müdürlüğü dışında Adana, Ankara, Antalya ve İzmir Bölge Müdürlükleri’nin organizasyonlarını tamamlandık. Karadeniz Bölgesi’nde de temsilciliğimiz aracılığıyla hizmet vermeye başladık. Mevcut genel müdürlüğümüzü modern ve fonksiyonel dekorasyon anlayışıyla donattığımız yeni genel müdürlük binamıza taşıdık. Bu girişimimizle üst düzey yönetim ve organizasyon akışımızda şimdiden daha çok verim almaya başladık. Bunu her geçen gün daha da ileriye taşıyacağımıza inanıyoruz.”

Katılım sigortacılığı alanındaki varlıklarını ve aktivitelerini daha da artırarak bu alandaki en iyi örnekleri sektöre kazandırdıklarını söyleyen Gölpınar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Önümüzdeki dönemde de bu yöndeki girişimlerimizi sürdüreceğiz. Yakın zamanda tamamen anonim şirket düzenine geçerek çalışma ilkelerimizden ödün vermeden, verimlilik esasına dayalı yönetim biçimimizle sektördeki varlığımızı artırmayı hedefliyoruz.”

Şirketimizin en büyük gücü acentelerimiz

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1
Doğa Sigorta Satış ve Bölgelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Adnan Sığın

Doğa Sigorta’nın başarısının ardında hiç şüphe yok ki acentelerin büyük bir rolü var. Acentelerini en büyük destekçisi ve iş ortağı olarak gören şirket, acentelerine her daim “Birlikte güçlendik, birlikte ilerliyoruz” mesajı veriyor. Doğa Sigorta Satış ve Bölgelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Adnan Sığın, “İşleyiş olarak benimsediğimiz hızlı ve çözüm odaklı yönetim anlayışımız, şirketimizin en büyük gücünü oluşturuyor.

Özellikle zorlu ve yoğun günlerde acentelerimizin her türlü sorununa hızlı bir şekilde çözüm geliştiren yaklaşımız, bir yandan acentelerimizin aidiyet gücünü artırırken, diğer yandan müşteri memnuniyetini de üst noktaya taşırken satışlarımıza da artış yönlü bir hareketlilik kazandırıyor. Bunun en önemli sonucunu, çapraz satışın rakamlarımıza yansıması oluşturuyor” diyor. “Çok genç bir kadroya sahip olan bir şirket olarak, bu genç kadronun alanında üstün olan özellikleri ve uzmanlıklarıyla üst düzey bir gelişim sergilemeyi başardık” diyen Sığın, gelen yoğun taleple birlikte her geçen gün artan iş ortaklarıyla, piyasalarda çözüm odaklı çalışan hızlı ve güvenilir bir şirket olarak, sektördeki konumlarını gün geçtikçe yükselterek, müşteri portföylerini de genişletmeyi sürdüreceklerini sözlerine ekliyor.

‘Havuz’da revizyona ihtiyaç var

01-ON-KAPAK.QXD:Layout 1
Doğa Sigorta Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kösoğlu

Trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasının başlamasıyla sektörde birçok sorun beraberinde geldi. Doğa Sigorta, ilk andan itibaren ekranlarını açık tutarak bu alanda poliçe kesen birkaç şirketten biri olmuştu. Doğa Sigorta Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kösoğlu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi verilerine bakıldığında şirketin yıllık toplam poliçe adedinde ikinci sırada yer aldığını kaydediyor. Havuz sistemi ile ilgili tartışmaların sürdüğünü bu nedenle açık bir fikir yürütmenin zor olduğunu ifade eden Kösoğlu, “Sistemde uygulanan fiyatların incelendiğinde revizyon yapılmasının uygun olacağını düşünüyorum” dedi. Kösoğlu, bu noktaları şöyle değerlendiriyor:

▼ Havuza dahil edilmeyen motosiklet, traktör, iş makinası ve tanker kullanım tarzlarının havuz kapsamına dahil edilmesi gerekirken havuza gönderilen çekici kullanım tarzının havuz kapsam dışında tutulması gerekmektedir. Çünkü bu kullanım tarzı araçlar kapsamındaki C2 belgeli araçlar teknik özellikleri açısından belli kriterlerin üzerinde koşulları kapsıyor.

▼ Havuza atılan kullanım tarzları kapsamındaki özellikle taksi grubunun il ve ilçe bazında Emniyet Müdürlüklerine alınacak ek bir data ile ayrılması gerekir. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük iller dışındaki illerin merkezleri ile ilçelerinde kullanılan bu tür araçların riski aynı değildir. Havuzda Edirne’nin bir ilçesindeki taksinin poliçesini mi yoksa havuz dışı kalan tankerin poliçesini mi yapmak isterseniz diye sorduğumuzda alacağımız cevap yüzde 99 aynı olacaktır.

▼ Havuz için uygulanan indirim oranlarında revizyon yapılmalı. Taksi, minibüs, otobüs, kamyon ve çekici kullanım tarzlarına 4’üncü basamak baz alınarak uygulanan indirim oranları ayrı ayrı olarak belirlenmelidir ki kullanım tarzına göre primlerde farklılıkların ortaya çıkması gerekir. Örneğin, son dönemde sık olarak karşılaştığımız hafriyat kamyonlarının yol açtığı hasarlar nedeniyle bahsi konu kullanım tarzının prim açısından ayrıştırılması gerekmektedir.

▼ Tavan primin tümünün mü havuza devrinin yapılacağı yoksa tavan primin belli orandaki kısmının bazı teminatlara mı ayrılıp havuza devir işleminin yapılacağı konusu özellikle tüketiciler açısından önem arz ediyor. Havuza direkt olarak tavan prim devredilirse hasar anında çok önem arz eden çekici, acil yardım gibi hizmetlerin sunulamamasını ortaya çıkaracaktır. Bu durum sigorta şirketlerinin karşısına bol şikayet olarak geri dönecektir.

▼ Havuzun ortaya çıkaracağı hasar miktarı diğer sigorta branşlarını dolaylı (prim artışı) olarak etkileyecektir.

▼ Henüz tam olarak karara bağlanmamış mali yapılara havuzun etkisi tam olarak bilinmemektedir.

2 YORUMLAR

  1. sektör taksit yapmazken sizin şirket ve sizin gibi sizin ayarda 2 şirket daha taksit yaparak sizden acentelikleri olmayan acenteleri perişan etti çoğu acente kapandı sektördeki acenteler sizin gibi şirketleri hiç bir zaman unutmaz.

  2. Eğer yanlış yorumlamıyorsam, TSB internet sitesindeki tablolara bakıldığında Türkiye’de üretilen sigorta priminin yaklaşık %25’inin trafik sigortasından geldiği görülmektedir. Benim gibi konuya uzaktan bakan bir kişi için bir acentenin (veya sigorta şirketinin) üretiminin de aşağı yukarı bu doğrultuda olması mantıklıdır.

    Trafik sigortası karlı bir ürün olursa sorun yaşanmaz ama sigorta şirketleri bu branşta zarar yazarsa prim üretiminin büyük bir oranı trafik sigortası olan acentelerin canının yanması kaçınılmaz olur. Bir de sigorta şirketleri teknolojiyi kullanarak bu branşta aracıları da devreden çıkarmaya kalkarsa acentelerin durumu ne olacak?

    Ayrıca trafik sigortasının karlı bir ürün olup olmadığı da net değil. Hazineye göre zarar edecek bir durum yok, sigorta şirketlerine göre ise ciddi zararlar söz konusu. Ama bir yandan bakıyorum, prim üretiminin yarısından fazlası trafik sigortası olan sigorta şirketleri var. Demek ki her sigorta şirketi trafik sigortasından çekinmiyor, belki de bazı şirketler bu konuda kar bile elde edebiliyor. Burada kullanılan finansal raporlama sisteminin etkisi var mı? Uluslararası kullanılan raporlama sistemine göre zarar ederken, (nasıl oluyorsa) farklı standartlar kullanılarak kar etmek mümkün olabilir mi?

    Acente birlikleri ve dernekleri acaba üyelerini korumak için ne gibi önlemler alıyorlar? 20 yıl sonra bir acente ağırlıklı olarak trafik sigortası satarak ayakta kalabilecek mi? Acentelerin alması gereken önlemler var mı? Teknolojiden yararlanarak daha fazla satış yapmak mümkün mü? Mümkünse ne gibi yatırımlar yapılmalı, nasıl bir teknoloji kullanılmalı? Bugün var olan havuz sistemi kalıcı bir yapıya dönüşürse, acenteleri bekleyen dezavantajlar ve avantajlar nedir?

    Herhalde acente birlikleri ve dernekleri bu sorulara cevap arıyordur ve hatta bazı cevaplar bulunmuştur. Sadece şikayet etmekle işlerin düzelmesi bence mümkün değildir.

    Saygılarımla

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER