22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

‘Müşteri ihtiyaçları için çevik dönüşümü başlattık’

Allianz Türkiye, 2018 yılında çevik dönüşümü başlattı. Allianz Türkiye’nin çiçeği burnunda İcra Kurulu Başkanı (CEO) Tolga Gürkan, müşteri ihtiyaçlarını çağın hızına uydurmak ve çalışma sisteminde işbirliğini artırmak amacıyla ‘çevik dönüşümü’ başlattıklarını söyledi.

HAYATIMIZ SİGORTALI

Müşterilerin ihtiyaçlarını çağın hızına uygun biçimde karşılamak ve çalışma sisteminde işbirliğini artırmak amacıyla fonksiyon bazlı yapılanmadan iş odaklı yapılanmaya geçiş sağlayan Allianz Türkiye, geçtiğimiz yıl başlattığı ‘çevik dönüşüm’ü bu yıl da sürdürecek. Şirketin bu dönüşümü sağladığı ilk iş birimi ise oto sigortaları olmuştu. Oto sigortaları takımının 2018 yılında müşterilerin hayatını kolaylaştıracak trafik sigortasının karşılamadığı temel riskler için “tamamlayıcı kasko” ve ikinci el otomobillerde oluşabilecek arızaları güvence altına alan “ikinci el garanti sigortası” gibi iki yeni ürün sunduğunu belirten Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Ayrıca 2017 yılında Etohum’la birlikte sektörde bir ilk olan “Start-Up Programını gerçekleştirdik. Bu kapsamda Gamester girişimiyle iş birliğine giderek sigorta sektörüne “Sanal Risk Analizi” adını verdiğimiz yenilikçi bir hizmet kazandırdık. ” dedi.

Allianz Türkiye’de İcra Kurulu Başkanlığı (CEO) görevine 1 Ocak itibariyle başlayan Tolga Gürkan, 2018 yılını değerlendirdi ve 2019 yılı hedefleri hakkında bilgi verdi. Sigortalı sayısı yeterli değil Türkiye’nin sigortacılık potansiyeli dikkate alındığında, sigortalı sayısını artırma yönünde gidilecek çok uzun bir yol bulunduğunu ve bu yolda en önde müşteri memnuniyeti, teknik üstünlüğü, global konumu ve Türkiye’ye olan inancıyla Allianz’ın yer alacağını söyledi. Gürkan, son yıllarda sigorta penetrasyonunda olumlu bir artış gözlemlense de sigortalılık seviyesi ya da taleplerin arzu edilen seviyelere henüz ulaşamadığını, bunun sadece sigorta sektörüyle ilgili olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık ve refah gerektirdiğini ifade etti. Gürkan, “Bu doğrultuda sigorta şirketleri müşterilerin gerçek ihtiyaçlarına yönelik, günlük yaşamlarında karşılaşabilecekleri riskleri önleyecek nitelikte yeni ürün ve hizmetler geliştirdi” dedi.

Gürkan, Türk lirasının dolar ve avro karşısındaki değer kaybı bile kişi başı sigorta primi üzerinde olumsuz etkilediğini belirterek, şunları söyledi: “Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu ekonomik koşullar sigorta sektörünü doğrudan etkiliyor. Kurlarda yaşanan artış, sigorta sektöründeki sağlık ve trafik branşlarında maliyet baskısı yarattıysa da en çok kasko branşına maliyet artışı olarak yansıdı. Yedek parça fiyatları oranını belirleyen en önemli etkenin döviz olması, sigorta şirketlerinin hasar maliyetlerini yükseltti. Kaskoyu etkileyen bir diğer gelişme de otomotiv piyasasındaki daralma oldu. Otomotiv sektöründe gerek birinci el gerekse ikinci el otomobil satışlarında yaşanan düşüşler kasko branşında daralma etkisi yarattı.”

“Yeniden serbest tarife sistemine geri dönülmeli”

Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, zorunlu trafik sigortalarına yönelik başlatılan tavan fiyat uygulamasının, tüm sektörü doğrudan etkileyerek kârlılık ve büyüme üzerinde negatif etkiye neden olduğunu, söz konusu negatif etkinin 2018 yılında da devam ettiğini söyledi. Tavan fiyatlara yapılan yüzde 5’lik artış ve aylık yüzde 1.5 oranındaki enflasyon ayarlamasının olumlu etkileri olmakla birlikte trafik sigortalarındaki maliyet artışının bu oranların üstünde seyrettiğine işaret eden Gürkan, şöyle devam etti: “Özellikle en son açıklanan yüzde 26 oranındaki asgari ücret artışının da etkisiyle trafik sigortalarındaki kârlılık sorununun daha da derinleşmesi muhtemel. Önümüzdeki dönemde sektörümüz adına temel beklentimiz ve umudumuz, trafik tavan fiyat uygulaması konusunda bütüncül bir yaklaşımla bütün tarafların yararına olacak kalıcı bir çözümün üretilmesi ve yeniden serbest tarife sistemine geri dönülmesi yönünde. Ayrıca, zorunlu trafik sigortasına getirilen Riskli Sigortalılar Havuzu modelinin de uzun dönem için sürdürülebilir olmadığını söyleyebiliriz.”

Hayat dışı branşta yavaşlama var

Hayat branşındaki gelişime bakıldığında, kredi hacminin düşüşüne bağlı olarak hem sigortalı sayısı hem de prim olarak yavaşlama öngördüklerini belirten Gürkan, şunları kaydetti: “Hayat dışı branşta ise ekonomik faktörlerin etkisiyle büyümenin yavaşladığını ve hatta reel anlamda daralma olduğunu öngörüyoruz. Her ne kadar yatırım gelirlerinin olumlu etkisi teknik kârlılıktaki olumsuz tabloyu perdelese de artan maliyetlerin primlere tam olarak yansıtılamaması nedeniyle teknik zararın artmış olması çok muhtemel. Hatta sadece bu yatırım gelirlerinin cazibesiyle zararına rekabete giren firmaların olduğunu da görüyoruz. Sağlıklı bir fiyatlama ve karşılık ayırma stratejisiyle ilerlenmesinin, sürdürülebilirliğin baş şartı olduğunun altını çizmek isterim.”

BES pazarı büyük potansiyele sahip

Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, bireysel emekliliğin uzun vadeli yatırım aracı olarak Türkiye için büyük öneme sahip olduğuna işaret ederek, OECD ülkelerinin emeklilik fonlarında biriken tasarrufların GSYH’lerin ortalama yüzde 50’sini bulurken, Türkiye’de bu oranın yüzde 2,5’larda olduğunu söyledi. BES’in, geçen yılı 7 milyon katılımcı ve yaklaşık 90 milyar liralık fon büyüklüğüyle kapattığını, 2019 yılında ise bazı doygunlukların olacağını aktaran Gürkan, şunları kaydetti: “Bugün sistemden çıkışların daha fazla olduğunu görüyoruz. Üstüne, ekonomik olarak da zorlu bir dönemden geçiyoruz. Maliyetlerinin yüksek olduğu bir dönem olduğunda insanlar tasarruflara başvuruyor. BES’i büyütmemiz gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin iç tasarruflarını büyütmesi gerekiyor. Yüzde 25’lik devlet katkısının devam etmesinin, insanları bu sisteme dahil etmek açısından en önemli teşvik unsuru olduğunu düşünüyorum. Buradan hareketle, 2019 sonunda sektörün 7 milyon katılımcı sayısı ve 111,2 milyar lira fon büyüklüğüne ulaşacağını öngörüyoruz. Sektörümüzün projeksiyonları 2023 odaklı ve buna göre 2023’te bireysel emeklilik pazarında fon büyüklüğü 400 milyar lira seviyesine çıkabilecek bir potansiyele sahip.”

Sigortalı adedi daha da düşecek

Sektörün sigortalı sayısının da prim gibi ekonominin gidişatıyla ilgili olduğuna işaret eden Gürkan, “Yeni araç satışları, konut satışları, GSMH’deki artış gibi etkenler sigortalı sayısını artıran unsurlar… Dolayısıyla sigorta sektörünün ekonomik büyümeyle paralel ilerlediğini söyleyebiliriz. Hatta kriz dönemlerinde sigorta sektörü daha da derin etki alıyor. 2019 yılında beklenen büyüme trendi paralelinde sigortalı artışının da daha düşük olacağını öngörüyoruz. Oysa ki tersine kriz dönemlerinde hem firmaların hem de bireylerin kendilerini risklere karşı güvence altına alma ihtiyaçlarının artışıyla sigortalanma oranının artması beklenir. Ancak maalesef toplumumuzda bütçe daralmaları ilk olarak sigorta harcamalarından başlıyor” diye konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER